Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/560 E. 2023/311 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/560 Esas
KARAR NO: 2023/311 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/12/2020
NUMARASI: 2017/505 E. – 2020/258 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 23/02/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde;Müvekkili …’ın “…” adı ile kurulmuş olan ticari işletmeyi Beşiktaş … Noterliğinin 29/07/1997 tarih ve … yevmiye sayılı sözleşmeyle devraldığını, müvekkili … Hizmetleri A.Ş.’nin ise diğer müvekkili olan … tarafından kurulduğunu, müvekkili … – …’nin kuruluşunun 08/12/1997 tarihinde gerçekleştirildiğini, müvekkili …’nin ise 2002 yılında kurulduğunu, … isimli ticari işletme yalnızca Beşiktaş’ta faaliyet göstermekte iken devirden sonra 1999 yılında Bakırköy’de, 2000 yılında Kadıköy’de şube açtığını, bu kapsamda ilgili firmanın 2012 yılında İstanbul’da 25 şube olmak üzere Türkiye’de 80 şubeye ulaştığını, müvekkili adına TÜRKPATENT nezdinde tescilli markalar bulunduğunu, müvekkilinin “www…com” alan adlı internet sitesinin sahibi olduğunu, müvekkillerinin 1998 yılından beri “…” ibaresini 1. ve 41. sınıflarda yer alan hizmetlerde kesintisiz olarak kullandıklarını, müvekkillerinin “…” ve “…” isimlerini 50 yılı aşkın bir süredir markasal olarak kullanmakta olduklarını, müvekkilleri tarafından maruf ve meşhur hale getirilen markaların davalı tarafından haksız ve izinsiz olarak kullanıldığını, davalı tarafından “http://…com/…” alan adlı internet sitesinde yer verilen kitapçıklarda markasal kullanım gerçekleştirildiğini, davalının İstanbul’da Çengelköy …, …, … gibi pek çok şube ile hizmet verdiğini, davalının anılan şubelerde ve adı anılmayan diğer şubelerinde müvekkillerine ait markaları kullanarak haksız kazanç elde ettiklerini, davalı tarafından lisans sözleşmesi kapsamında faaliyet gösterildiği savunmasında bulunulduğunu, davalıya ait firmaya giden müşterilerin müvekkili işletmelerden hizmet aldığı zannına kapıldığını, davalının söz konusu kullanımlarının müvekkillerinin marka hakkına tecavüz ettiğini ve bu hareketlerin aynı zamanda haksız rekabet teşkil ettiğini ileri sürerek; http://…com/… adlı internet sitesinde davacıya ait tescilli ve tescilsiz markaların ne şekilde kullanıldığı, özellikle sitede yer alan … ibaresinin yazılış şeklinin … işaretine benzetilip benzetilmediği ve sitenin tüm görüntülerinin hem CD ile dijital olarak, hem de çıktı alınmak suretiyle tespit edilmesini, davacılara ait www…com alan adlı internet sitesiyle benzer kullanımlar gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin tespit edilmesini, müvekkillerine ait … tescil no’lu “…”, … tescil no’lu …, … tescil no’lu “… ibareli marka başvurularında olan bilim adamları şekil unsurunun ve … tescil no’lu “…” şekil markasının davalının internet sitesinde ve şubelerinde kullanımın tedbiren önlenmesini, “…” markasını tescil ettirdiği düz yazı şekli ile kullanmadığının edilmesini, bu işaretin davalı tarafından kullanmasının müvekkillerinin marka hakkına tecavüz teşkil edip etmediğinin tespitini, önlenmesini ve def’ini, davalıya ait … tescil no’lu “…”, … tescil no’lu “…”, … tescil no’lu “…” ibareli markaların müvekkillerinin tescilli ve tescilsiz olarak kullandığı “…” esas unsurlu markalar ile davalının … tescil no’lu “…” ibaresini taşıyan markaların benzerlik taşıması, anılan markalarda kullanılan … işaretinin benzer olması ve davalı yanın kötüniyetli olarak marka başvurusunda bulunmuş olması nedeniyle SMK 6 ve 25(1) maddeleri gereğince davalıya ait markanın hükümsüz kılınmasını, davalı adına kayıtlı http://…com alan adlı web sitesinde müvekkillerinin marka hakkına tecavüz teşkil eden kullanımlar nedeniyle anılan siteye erişimin engellenmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde;davacı vekilinin iddialarını reddettiğini, TÜRKPATENT nezdinde kendi adına tescilli olan 41. sınıfta … tescil no’lu “…” ibareli marka ve ile … tescil no’lu “…” ibareli markalarını kullanmakta olduğunu, kendisi adına halen tescil işlemleri devam eden markalar bulunduğunu, davacının iddiasına konu görsellerin …, …, …, … gibi dünyaya mal olmuş bilim insanlarına ait olduğunu, davacının bu görselleri üzerinde bir hak iddia edemeyeceğini, davacıların söz konusu işaretleri tekellerine alamayacaklarını, … ve … no’lu markalarda bu görsellerin kullanılmakta olduğunu, … işareti ile kendisinin kullandığı … işareti arasında bağ olmadığını ve işaretlerin farklı olduklarını, kendi markasında uğur böceği kanatlarının daha basık dünyaya benzer olduğunu, kendisine ait markalarda … ibaresinin yazılı olduğunu, davacı tarafından TÜRKPATENT nezdinde yapılan tescil başvurularına defalarca itiraz edildiğini, buna rağmen itirazların tümünün reddedildiğini, kendi aleyhine pek çok dava açıldığını, söz konusu davalardan sonuç alamayan davacının bu davalarından sıkıldığını, kimsenin davalı kurumlara … diye gelmediğini ifade ederek davanın reddini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 17/12/2020 tarihli 2017/505 E. – 2020/258 K. sayılı kararıyla; ” davalı …’e ait markaların davacının markaları ile iltibasa neden olacak kadar benzer oldukları, davacıların markalarında yer alan “…” ibaresinin eğitim ve öğretim hizmetleri için tanımlayıcı ibare olmasına rağmen, davacılar tarafından uzun süredir marka olarak kullanılmak suretiyle ayırt edicilik kazandırıldığı ve bilinen bir marka haline getirilmiş olduğu, tarafların markalarının esas unsurunun “…” ibaresi olduğu, davalının hükümsüzlüğü talep edilen her iki markasında da “…” ibaresinin yer aldığı, … tescil numaralı markada yer alan “…” ibaresi ile … numaralı “…” ibarelerinin davalının markalarını davacının markalarından ayırt edilmesini sağlamakta yeterli olmadıkları, davacı ve davalı markalarının aynı mal ve hizmetler için tescilli oldukları, ortalama tüketici kitlesine hitap ettikleri, ortalama tüketicinin “…” ibaresini gördüğünde davacı markaları ile bağlantı kurarak, buna göre tercihte bulunabileceği, bu durumu davalının davacıya ait markaların bilinirliğinden haksız olarak yararlanmasına neden olabileceği, markalar arasındaki bu ilişkilendirme ihtimali nedeniyle, SMK’nun 6/1. maddesindeki hükümsüzlük koşullarının mevcut olduğu, ayrıca davalının markalarının esas unsuru olan “…” ibaresinin davacı şirketlerin ticaret unvanlarının da esas unsuru olduğu, davacı şirketlerin eğitim ve öğretim hizmetleri alanında faaliyet göstermeleri nedeniyle, davalının bu hizmetleri kapsayan marka tescillerinin SMK’nun 6/6. maddesi uyarınca da hükümsüz kılınması gerektiği kanaatine varılmıştır. Yine davacılar tarafından davalı markalarının kötü niyetle tescil edildiği de iddia edildiğinden, buna ilişkin yapılan incelemede, davacı tarafa ait markaların dershane sektöründe yüksek bilinirliğe sahip olduğu, pek çok yerde şubelerinin mevcut olduğu, aynı sektörde faaliyet gösteren davalının bu markalardan haberdar olmadığının düşünülemeyeceği, buna rağmen davalının davacı tarafın hak sahibi olduğu markalara benzer markaları tescil ettirmesinin iyi niyetli kabul edilemeyeceği, ayrıca davalının marka kullanımlarını da davacıların hak sahibi olduğu markalara yaklaştırmaya çalıştığı, yine … tescil numaralı “…” markasının “eğitim ve öğretim hizmetleri” için tescilli olmamasına rağmen bu hizmetler için de kullanıldığı, tüm bu nedenlerle SMK’nun 6/9. maddesindeki hükümsüzlük koşulunun da mevcut olduğu, davacılardan … Hiz. A.Ş.adına 16. ve 41. sınıfta tescilli, eğitim ve öğretim hizmetlerini de kapsar şekilde “…” ibaresini içeren pek çok markanın mevcut olduğu, ayrıca yine “…” ve “…” şekil unsurunu içeren markalarının da tescilli olduğu, diğer davacıların da bu markaları ve logoları kullanma haklarına sahip oldukları, ayrıca davacı şirketlerin ticaret unvanlarında ve işletme adlarında “…” ibaresinin esas unsur olarak yer aldığı, davalının eğitim ve öğretim hizmeti sunduğu iş yerinde gerek işletme adında, gerek iş yeri tabelalarında, tanıtım araç ve gereçlerinde, iş evrakında ve internet alan adında ve içeriğinde “…” ibaresi ile davacıların hak sahibi oldukları “…” ile “…” şeklinden oluşan markalar ile karışıklığa neden olacak derecede benzer marka ve logoları kullandığı, her ne kadar davalı taraf bu kullanımının davalıya ait … numaralı “…” ve … numaralı “…” markaları nedeniyle tecavüz teşkil etmediğini savunmuşsa da, … tescil numaralı markasının 41. sınıfta yer alan “eğitim ve öğretim hizmetleri için, her iki markasının 16. Sınıfta yer alan “basılı evraklar; basılı yayınlar, takvimler, posterler, fotoğraflar, afişler, tablolar, çıkartmalar, (pullar)” emtiası için tescilli olmadıkları halde bu mal ve hizmetler için de kullanıldıkları, ayrıca SMK’nun 155. maddesi uyarınca marka sahibinin kendi hakkından daha önceki rüçhan veya başvuru tarihine sahip hak sahiplerinin açmış olduğu tecavüz davasında, sahip olduğu sınai mülkiyet hakkını savunma gerekçesi olarak ileri süremeyeceği, davacıların markalarının davalının markasından daha önce tescil edildikleri, kaldı ki, davalının “…” markasını tescilli olduğu şekilde kullanmadığı, markasal kullanımında “…” ibaresini üste yazdığı, araya bilim adamlarından oluşan görseli koyduğu ve en altına da “…” ibaresine yer verdiği, yine “…” markasında yer alan “…” ibaresindeki “…” harfini davacıların hak sahibi oldukları “…” işaretinden oluşan marka ile benzeyecek şekilde bir tarafını yukarıya doğru uzatılmış şekilde yazarak, davacıların markalarına yaklaşmaya çalıştığı, tanıtımını yaptıkları kitapların üzerinde, tanıtım afişlerinde ve tabela ve broşürlerinde davacıların hak sahibi oldukları “…” görseli ile ayırt edilemeyecek derecede benzer görsellerin kullanıldığı, bu durumun davacıların hak sahibi oldukları markalara, işletme adlarına, ticaret unvanlarına ve davalıya ait alan adından çok daha önce kullanmaya başladıkları www…com alan adına tecavüz teşkil ettiği, aynı zamanda haksız rekabet olduğu” gerekçesiyle; Davanın KISMEN KABULÜNE, Davalının … numaralı “…” markasının tescilli olduğu şekilde kullanmayarak davacıya ait markalarda yer alan bilim adamları görseline ve … işareti şeklindeki kullanımlarının davacının marka haklarına tecavüz teşkil ettiğinin tespitine, Marka haklarına yapılan tecavüzün önlenmesine ve ref’ine, Davalının “…” ve “…” ibarelerini kullanmasının davacı şirketlerin tescilli ticaret unvanlarından ve davacı … Hizmetleri A.Ş’nin tescilli markalarından kaynaklanan haklarını ihlal etmesi nedeniyle haksız rekabet olduğunun tespitine, Haksız rekabetin men’ine, haksız rekabet sonucu oluşan maddi durumun ortadan kaldırılmasına, Ticaret unvanı ve işletme adına, marka haklarına tecavüze neden olan “…” ve “…” ibarelerinin ve davacıların hak sahibi oldukları tescilli markalara benzer bilim adamları görseli ile tik işareti kullanımlarının yer aldığı davalıya ait araç-gereç vs. bilumum argümanın bulundukları yerlerden toplatılarak karar kesinleştiğinde masrafı davalıdan alınmak suretiyle imhasına, Davalıya ait … numaralı “…” ve … numaralı “…” markalarının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, Davalı adına kayıtlı http://…com alan adlı siteye erişimin kalıcı olarak engellenmesine, Davalı tarafça tescil başvurusu yapılan … numaralı “…” markası ile ilgili hükümsüzlük davasının HMK’nun 150/5 maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; mahkeme kararı verilirken davacı vekilinin aktif husumet ehliyeti bulunmadığını, bu durumun mahkemeye bildirilmeyerek gizlendiğini, davacı tarafın İstanbul Anadolu 2. FSHHM’nin 2020/132 E sayılı dosyasına sunduğu beyanda, Davacı … Tur. Hizm. A.Ş. Adına tescilli davanın dayanağı markaların … Hizm. A.Ş.’ye Kadıköy …Noterliğinin 28.10.2020/… tarih/sayılı işlemi ile onaylanan devir sözleşmesiyle devredildiğini bildirdiğini ve devir sözleşmesinin sicile işlenmesi için 25.12.2020 tarihinde Türk Patent’e başvuru yapıldığına dair belge sunduğunu, davacı tarafın 28/10/2020 tarihli devir sözleşmesiyle, tüm haklarını devrettiğini, taraf sıfatının değiştiğini, taraf sıfatı sona eren taraf hakkında hüküm kurulduğunu. -Davacı taraf her ne kadar davalı olarak müvekkilini gösterse de, müvekkilinin bir şirket vasıtasıyla ticari faaliyette bulunduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacı tarafça ileri sürülen haksız rekabetin ancak dersane ruhsatına sahip, gerekçeli kararın 4. sayfasında atıf yapılan “… Ticaret A.Ş.” tarafından yürütülebileceğini, müvekkili hakkında haksız rekabet hükümlerinin işletilmesinin yerinde olmadığını. -“… ibaresinin ayırt edici unsur içermediğini, bu isim altında TPE’de 206 adet marka bulunduğunu, ‘…’ ibaresinin eğitim kurumları tarafından kullanılan ve bu alanda faaliyette bulunan kurumlar tarafından kullanılan dürüst ticari kullanım kapsamında bulunduğunu, ‘…’ ibaresinin eğitim sektöründe “Malların veya hizmetlerin türüne, kalitesine, miktarına, kullanım amacına, değerine, coğrafi kaynağına, üretim veya sunuluş zamanına ya da diğer niteliklerine ilişkin açıklamalardan” olduğunu, davacı tarafça kendisine mal edilemeyeceğini, davacının uzun süreli susmasına bağlı kalarak davada ileri sürdüğü tüm talepleri yönünden hak kaybına uğradığını. -… ibaresinin, davacı tarafın markasıyla karıştırılma ihtimali bulunmadığını. -Davacının mahkemeyi delil yağmuruna tutarak adeta boğduğunu, dört farklı heyetten alınan raporunda davanın çözümü için yeterli gelmediğini, mahkemenin delil yağmurundan bunalarak dosyayı karara bağlamak istediğini, delilleri ayıklamadığını, hangi delilin neden diğerinden üstün tutulduğunun açıklanmadığını, beyanla mahkeme kararının kaldırılarak, davanın aktif husumet yokluğundan reddine, pasif husumet yokluğundan reddine, deliller yeterince tartışılmadığından dosyanın yeniden mahkemesine gönderilmesine, yeterince araştırma yapıldığı kanaati oluşması halinde bu kere kararın esastan bozularak reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Dosyaya Türk Patent ve Marka Kurumu kayıtları getirtilmiş olup, incelendiğinde; … numaralı “…” markasının 16 ve 41. sınıflarda, … numaralı “…” markasının 16 ve 41. sınıflarda, … numaralı “…” markasının 16 ve 41. Sınıflarda, … numaralı “…” markasının 16 ve 41. Sınıflarda, … numaralı “…” işaretinden oluşan markanın 16 ve 41. sınıflarda, … numaralı “…” markasının 16 ve 41. sınıflarda, … numaralı “…” markasının 16 ve 41. Sınıflarda, … numaralı “…” markasının 41. sınıfta davacı … Turizm. Hizm. A.Ş. adına tescilli oldukları, ayrıca 2008 yılından bu yana “TİK” işaretinden oluşan şekil markası ile ilki 2009 yılında olmak üzere “…” oluşan şekil markalarının birden fazla tescilli olduğu tespit edilmiştir.Türk Patent ve Marka Kurumu kayıtları incelendiğinde; 28/01/2013 başvuru tarihli, … numaralı “…” markasının 41. Sınıfta “Haber muhabirliği hizmetleri, foto muhabirliği hizmetleri. Fotoğrafçılık hizmetleri. Tercüme hizmetleri.” sınıfında, 20.02.2015 tarihinde, 12/05/2014 başvuru tarihli … başvuru numaralı “…” markasının 41. Sınıfta “Eğitim ve öğretim hizmetleri. Sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri. Spor, kültür ve eğlence hizmetleri. Dergi, kitap, gazete v.b. Gibi yayınların basıma hazır hale getirilmesi, okuyucuya ulaştırılması, dağıtımına ilişkin hizmetler (global iletişim ağları vasıtasıyla anılan hizmetlerin sağlanması da dahil). Film, televizyon ve radyo programları yapım hizmetleri. Haber muhabirliği hizmetleri, foto muhabirliği hizmetleri. Fotoğrafçılık hizmetleri. Tercüme hizmetleri.” sınıfında 07.03.2016 tarihinde, davalı adına tescil edildiği, 17.03.2015 başvuru tarihli … numaralı “…” markasının ise harcının ödenmemesi nedeniyle müddet olduğu anlaşılmıştır. Davalı tarafın 08/06/2017 tarihli … başvuru numaralı şekil+vip uğurlu eğitim uğurlu gelecek markasının, 16 ve 41. Sınıflarda tescil ettirilmek üzere başvuruda bulunulduğu, başvurusunun yargılama sırasında 22/01/2019 tarihinde tescil edildiği anlaşılmıştır. Dosya içerisinde bulunan İstanbul 4. FSHHM’nin 2016/67 D.İş dosyasının incelenmesinde; davacılar tarafından … aleyhine “… Mah. … Sok. No:… K:… … Merkezi, Mecidiyeköy/İstanbul” adresinde keşif ve tespit talep edildiği, dosya kapsamında marka uzmanı bilirkişiden alınan raporda; işyerinde yetkili olduğunu beyan eden … adlı kişinin dosyaya ibraz ettiği marka tescil belgesinde, “…” ibaresinin yer aldığı, işyerinde ve dışında tespit edilen broşür, tabela ve diğer materyallerin çoğunda markanın tescil edildiğinden farklı olarak “…” ile birlikte kullanıldığı, tarafların internet sitesinde ve tanıtım materyallerinde geçen çeşitli bilim adamı görsellerinin değiştirilmeden ve aynen kullanıldığı, taraflar arasında marka kullanımına ilişkin sözleşmenin ibraz edilmediği beyan edilmiş, rapor ekindeki vergi levhasından, işyerinin … Tic. A.Ş. Tarafından işletildiği, … tarafından dilekçe ekinde bu şirkete ait imza sirküleri ibrazı ile rapora itiraz edildiği anlaşılmıştır.Mahkemenin 2017/17 D.İş sayılı delil tespiti dosyası incelendiğinde; davacılar tarafından … aleyhine “… Mah. … Bulvarı No:… … Üsküdar / İstanbul” adresinde keşif ve tespit talep edildiği, dosya kapsamında marka uzmanı bilirkişiden alınan raporda; yapılan tespitte karşı tarafa ait marka tescil belgeleri olduğu, “…” markasının 41.sınıfın alt sınıflarında tescilli olduğu ve “…” markasının 41.sınıfta tescilinin yapıldığı, tespit mahallindeki tespitte marka kullanımının “…” olduğu, ayrıca tespit talep eden adına tescilli olan bilim adamları fotoğraflarının kullanıldığı belirtilmiştir. İstanbul Anadolu 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2017/7 D.iş sayılı dosyasının celbedildiği, incelendiğinde; davacılar tarafından “… Mh., … Cd. … Plaza, No: … , D:… Beykoz / İstanbul” adresinde … için keşif ve tespit talep edildiği, burada tespit isteyen taraf ait …, …, … nolu markalarının ayırt edilmeyecek derecede benzerinin haksız ve hukuka aykırı olarak kullanıldığı, “fen bilimleri” esas unsurlu markaları ile bilim adamları şekli markasının gerçek hak sahibinin davacı olduğu, davacının marka haklarının ihlal edildiği tespit ve kanaatine ulaşıldığı, … tarafından itiraz dilekçesi ibraz edildiği, rapor düzenlendikten sonra ayrıntılı beyanda bulunulacağının bildirildiği görülmüştür. İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2016/14847 soruşturma sayılı dosyası incelendiğinde, davacı şirket tarafından … Ticaret Limited Şirketi aleyhine 26/10/2016 tarihinde 556 sayılı KHK ve 5833 sayılı yasaya muhalefetten şikayette bulunulduğu, 15/03/2017 tarihinde şirket yetkilisi olan … tarafından savcılıkta şüpheli sıfatı ile vermiş olduğu ifade de 2016 yılı, Haziran ayında “…” isimli iş yeri açmak için hazırlık yaptıklarını, 15 Temmuz darbe girişimi nedeni ile izinlerin kaldırıldığını Ağustos ayında yeri kapattıklarını, kendisi ve şirketi adına tescilli marka bulunmadığını, … markasını kullanmak için şikayet edenle herhangi bir sözleşme yapmadıklarını, marka tescil işlemlerini ileride gerçekleştireceklerini, diğer ortağı …’ın … isimli marka ile sözleşme hazırladığını bildiği hususlarını beyan ettiği görülmüştür.Mahkemece ihtiyati tedbirin değerlendirilmesi yönünde bilişim uzmanı …’ten alınan 24.05.2017 tarihli raporda; 18/05/2017 tarihinde davalıya ait www…com alan adlı internet sitesi üstünde yapılan incelemede; internet sitesinin logo bölümünde davacının bilim adamlarının yer aldığı … no ile tescilli markadakine benzer görselin kullanıldığı, internet sitesinin alan adında, logosunda ve içeriğinde “…” ibaresinin yer aldığı, “…” şeklinde ve “…” ibaresinin kullanıldığı, internet sitesinin “…com/…” adresli sayfasında davalının, davacının … no ile tescilli markadakine benzer görselin kullanıldığı, internet sitesinin “…com/…html”, “…com/…html” adresli sayfasında davalının, davacının … no ile tescilli bilim adamları görseli ile benzer olan görseli ile aynı olan görselin kullanıldığı, davacının tescilli “√ ” şekline benzer şeklin davalının amblem bütünlüğü içinde benzer şekilde kullanıldığı, bilfenbilimleri.com alan adının kaydının sahibinin … olduğu ve 29.08.2013 tarihinde kayıt ettirildiği tespit edilmiştir.Mahkemece bilirkişiler … ve …’dan alınan 18/10/2018 tarihli raporda; hükümsüzlüğü istenen davalı markalarından … sayılı “…” markasının tescilli olmadığı, … sayılı “…” markasının tescil ettirildiği gibi kullanıldığı takdirde davacı markalarından ayırt edilebilir olduğu, … sayılı “…” ibareli markanın davalı adına tescilli olduğu hizmetler incelendiğine, davacının marka tescillerinin bu hizmetleri de kapsadığı, taraf markalarının bu hizmetler bağlamında mukayese edildiğinde ortalama dikkate sahip tüketicilerden … sayılı davalı markası ile … sayılı davacı markasının birbiri ile ilişkilendirilmesi ihtimali bulunduğu, davalının … sayılı markasının eğitim ve öğretim hizmetlerinde tescil edilmemiş olduğu ve tescilsiz olarak kullanıldığı, davalının bu kullanımının davacının …, … ve … sayılı markaları ile karıştırılma ve ilişkilendirilme ihtimalini yarattığı, www…com sitesinin “…” sayfasında tanıtımı yapılan davalıya ait çalışma kitaplarının kapaklarında davacının … sayılı markasının ayırt edici görsel unsurunun kullanılmasının davacının bu markadan doğan hakkına tecavüz teşkil ettiği yönünde görüş bildirilmiştir.Rapora taraflarca itiraz edilmesi üzerine Mahkemece bilirkişiler …, … ve …’dan oluşan bilirkişi heyetinden alınan 14.01.2019 tarihli raporda; davacının “…” ibaresini, eskiye dayalı ve yoğun kullanımının bulunduğuna, “…” ibaresinin 41. sınıf kapsamında eğitim öğretim hizmetlerinde tanımlayıcı ibare olduğuna, ancak davacının bu ibareyi “√” işareti ve “…” görselleri ile bir bütün olarak kullanabileceğine ve yine davacının fen bilimleri ibaresini yoğun kullanımı sebebiyle ayırt edici marka vasfına ulaştırdığına, davalı adına yapılmış olan … numaralı marka ile davacı adına tescilli …, …, …, … nolu markalar her ne kadar farklı şekil ve ibareleri ile tescil edilmişse de, her ne kadar fotoğraflar da farklı yöne bakış gibi küçük farklılıklar var ise de, logolarda öne çıkan bilim adamları görseli olduğu için aynı sektörde ve ortak mal ve hizmet sınıflarında kullanımı dikkate alındığında davalı markasının iltibas yaratacağına, davalıya ait … nolu markanın davacıya ait …, … nolu markaları ile eğitim öğretim dışındaki hizmetlerde de aynı emtiaları kapsaması sebebi ile iltibas yaratacağına, davalıya ait … no lu markanın davacıya ait … nolu ve … nolu markalarıyla 41. Sınıf kapsamında ki hizmetlerde iltibas yarattığına, hükümsüzlüğü istenen davalı markalarından … sayılı “…” markasının tescilli olmadığı, davacı markasının tanınmışlığına dair Türk Patent nezdinde herhangi bir şerh bulunmadığına, ancak dosyadaki deliller, anket, araştırma raporları dikkate alındığında ayırt edici gücü yüksek markalardan olduğuna dair görüş bildirmişlerdir. Mahkememizce her iki rapor arasında çelişki bulunduğu gerekçesiyle bilirkişiler …, … ve …’den oluşan heyet 08.01.2020 tarihli raporda; davacıların “…” ibaresini, “…” 1998 yılından beri ticaret unvanı ve markasal olarak yoğun kullanımının bulunduğu, davalıya ait … tescil no’lu marka ile davacı adına tescilli … tescil no’lu, … tescil no’lu, … tescil no’lu , … tescil no’lu markaların görsel olarak benzer olduğu, davalı markasında yer alan “…” ibaresinin davalı markasını davacının markalarından uzaklaştırmaya yetmediği, 41. Sınıfta yer alan aynı hizmetler için kullanıldığı, söz konusu hizmetlerin hitap ettiği kitlenin ortalama tüketici kitlesi olduğu, ortalama tüketici kitlesinin algısı ve bakış açısı göz önünde tutulduğunda, bu iki marka arasında şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım gibi herhangi bir şekilde ve herhangi bir sebeple bağlantı kurulabileceği ve karıştırma ihtimalinin mevcut olduğu, davalıya ait … tescil no’lu markada davacıya ait … no’lu ve … tescil no’lu markalarında esas unsur olarak yer verilen “…” ibaresinin mevcut olması ve anılan tescillerin davacı markalarındaki “eğitim öğretim” dışındaki hizmetlerde de aynı emtiaları kapsaması sebebi ile söz konusu hizmetlerin hitap ettiği kitlenin ortalama tüketici kitlesi olduğu, ortalama tüketici kitlesinin algısı ve bakış açısı göz önünde tutulduğunda, bu iki marka arasında şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım gibi herhangi bir şekilde ve herhangi bir sebeple bağlantı kurulabileceği ve karıştırma ihtimalinin mevcut olduğu, davalıya ait … tescil no’lu markanın davacıya ait … tescil no’lu ve … tescil no’lu markaları ile karşılaştırıldığında, anılan markalarda kullanılan “…” esas ibaresinin karşılaştırmaya konu markalarda esas unsur olarak yer aldığı, 41. sınıfta yer alan ve davacı markalarındaki “eğitim öğretim” dışındaki hizmetlerde de aynı emtiaları kapsaması sebebi ile söz konusu hizmetlerin hitap ettiği kitlenin ortalama tüketici kitlesi olduğu, ortalama tüketici kitlesinin algısı ve bakış açısı göz önünde tutulduğunda, bu iki marka arasında şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım gibi herhangi bir şekilde ve herhangi bir sebeple bağlantı kurulabileceği ve karıştırma ihtimalinin mevcut olduğu, hükümsüzlüğü istenen davalı markalarından … sayılı “…” markasının tescilli olmadığı, davalı adına kayıtlı www…com alan adlı internet sitesinde davalı tarafın “…” markasını kullandığı, aynı zamanda bu web sitesi üzerinde yayınladığı test kitapları ve testlerde “…” görsellerinin kullanıldığı, davalının … ve … no ile tescilli başvuruları kötüniyetli olarak yapıp yapmadığına ilişkin takdirin mahkemeye ait olduğu yönünde görüş bildirilmiştir. Taraf vekilleri 31/01/2020 tarihli duruşmada hükümsüzlüğü talep edilen … numaralı “…” markası ile ilgili davayı takip etmeyeceklerini beyan ettiklerinden, bu markayla ilgili hükümsüzlük davasının HMK’nun 150/1. maddesi uyarınca yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verilmiş, üç aylık yasal sürede dava yenilenmemiş, mahkemenin 30/01/2020 tarihli ara kararıyla bu marka ile ilgili davanın HMK 150/1 maddesi gereğince yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verilmiştir.
G E R E K Ç E: Davacılar vekili dava dilekçesinde, davacıya ait “…” esas unsurlu markaların davalı tarafça kullanılması sebebiyle markaya tecavüz ve haksız rekabetin gerçekleştiğini ileri sürerek, markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, meni, refi ile davalıya ait … numaralı “…”, … numaralı “…” ve … numaralı “…” markalarının hükümsüzlüğüne, alan adına erişimin engellenmesine karar verilmesini talep etmiştir.İstinaf incelemesi, HMK 355. Madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebepler ile kamu düzeniyle ilgili hususlarla sınırlı olarak yapılmıştır.Davalı vekili istinaf dilekçesinde, davacı tarafın yargılama sırasında davada dayandığı markalarını devrettiğini davada aktif husumet ehliyeti bulunmamasına rağmen mahkemeye bildirmediğini ileri sürerek aktif husumet itirazında bulunmuştur. Davacı vekilinin mahkeme kararından sonra ibraz ettiği Kadıköy … Noterliği’nin 28/10/2020 tarihli … başvuru numaralı Marka Devir Sözleşmesi ve TPMK’ya marka devrinin tesciline ilişkin başvuru belgelerinden, marka devirlerinin karar tarihinden önce 28/10/2020 tarihinde gerçekleştirildiği, devrin ise TPMK’ya mahkeme kararından sonra tescil edildiği, mahkemeye devir sözleşmesinin bildirilmediği anlaşılmıştır. Davacı … Hizmetleri A.Ş.’nin tescilli markalarından kaynaklanan haklarına dayanarak davalı markalarının hükümsüzlüğünü ve davalı tarafın markaya tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin tespiti, meni, refi ve davalı alan adına erişimin engellenmesini talep ettiği, markaların dava dışı şirkete devri nedeniyle, markaya dayalı talepler yönünden markayı devralan şirketin davacı sıfatına haiz olacağı anlaşılmakla, HMK 125/2 maddesi gereğince devralan şirket huzurunda yargılamaya devam edilerek karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır. Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde, müvekkilinin “… Ticaret A.Ş.” vasıtasıyla ticari faaliyette bulunduğunu ileri sürerek pasif husumet itirazında bulunduğu anlaşılmıştır. Dosya içerisinde bulunan İstanbul 4. FSHHM’nin 2016/67 D.İş dosyası içerisinde bulunun vergi levhasından, işyerinin … Hizmetleri Tic. A.Ş. Tarafından işletildiği, … tarafından dilekçe ekinde bu şirkete ait imza sirküleri ibrazı ile rapora itiraz edildiği anlaşılmıştır. Husumet ehliyeti dava şartlarından olup HMK 114/1-e maddesi ve 115. Maddesi gereğince mahkemece resen incelenmesi gerektiği anlaşılmakla , davalı tarafın markaya tecavüz ve haksız rekabete ilişkin dava yönünden pasif husumet itirazının yerinde olup olmadığının mahkemece değerlendirilmesi gerektiği kanaatiyle, davalı vekilinin sair istinaf sebepleri incelenmeksizin, resen gözetilen sebeplerle istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın markayı devralan … Hizm. A.Ş. Vekilinin huzurunda yargılamaya devam edilerek, davalının husumet itirazı incelenerek yargılamaya devam edilmesi için mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle:1-Davalı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-4-6 maddesi gereğince, İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ’nin 17/12/2020 tarihli 2017/505 E. – 2020/258 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,2-Yargılamaya devam olunmak üzere dosyanın, karar veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davalı tarafa iadesine,4-İstinaf yargılama giderleri olarak;a)Davalı avansından kullanıldığı anlaşılan; 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 57,50 TL (posta-teb-müz) masrafının davacılardan alınarak, davalıya verilmesine, B)Davacılar tarafından yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 6-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 23/02/2023 tarihinde HMK’nın 353/1-a-4-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.