Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/558 E. 2023/310 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/558 Esas
KARAR NO: 2023/310 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/12/2020
NUMARASI: 2017/78 E. – 2020/240 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Fikir Ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 23/02/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin alanında tanınmış bir marka ve iletişim danışmanı ve tasarımcısı olduğunu, ülkemizde hali hazırda faaliyetlerine …, … girişimleri adı altında devam ettiğini, yerli ve yabancı birçok kişiye marka, grafik, tasarım ve bu konularda profesyonel danışmanlık hizmeti verdiğini, müvekkilinin tasarımlarından biri olan grafik tasarım eseri ve ona istinaden tasarlanan diğer grafik tasarım eserlerinin davalı … tarafından kendisinin izni olmaksızın yaygın şekilde hukuka aykırı bir şekilde kullanıldığını, bu tasarımlarla ilgili … nolu “…” marka başvurusunun yapıldığını, tasarımların internet sayfalarında kullanıldığını, davalının düzenlediği yarışlar ile tanıtımlarında kullanıldığını, taraflar arasında bu tasarımların davalı için hazırlanması konusunda anlaşma yapıldığını, ancak davalının ortağından ayrıldıktan sonra tasarım bedellerini ödemediğini, bunun üzerine tasarımları kullanmaması ve her türlü mecradan kaldırmasının davalıya ihtar edildiği halde kullanmaya devam ettiğini, kapatılan İstanbul Anadolu 2. FSHHM’nin 2017/17 D.İş sayılı dosyası ile bu durumun tespit edildiğini belirterek, belirsiz alacak davası olarak FSEK’nun 68. maddesi uyarınca üç kat olarak şimdilik 20.000,00 TL maddi ve FSEK’nun 70. maddesi uyarınca 5.000,00 TL manevi tazminatın ihlalin başladığı tarihten itibaren işleyecek yasal temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ISLAH: Davacı vekilinin 12/09/2020 tarihli duruşmada sunmuş olduğu ıslah dilekçesinde; 5846 sayılı Kanun m. 68/1 uyarınca talep edilen tazminatı fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla toplam 60.000,00 TL’ye yükselttiklerini belirterek, bu tutarın ihlalin başladığı tarihten itibaren işleyecek yasal temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalıya usulüne uygun olarak tebligat yapıldığı halde davaya cevap vermemiş ve davalı vekili daha sonra duruşmalara katılarak, davayı kabul etmediklerini beyan etmiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 08/12/2022 tarihli 2017/78 E. – 2020/240 K. sayılı kararıyla; “…Toplanan deliller, taraflar arasındaki internet ortamındaki yazışmalar, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı ile, davacı ile davalı arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığı, ancak davaya konu olan “…” ve “…” isimli grafik tasarımlarının davalının siparişi üzerine davacı tarafından tasarlandığı, bu tasarımların FSEK’nun 2. ve 4. maddelerinde tanımlanan eser niteliğinde olduğu, bu eserlerin davacı tarafından yaratıldığının davacıya ait bilgisayardaki kayıtlar ile tespit edildiği, davalıya gönderilen bu tasarımların davalı tarafça düzenlenen etkinliklerde kullanıldığı, hatta “…” isimli tasarımın davalı tarafından marka olarak tescil edilmek istendiği, davacının bu çalışmalarının karşılığının davalı tarafça ödenmemesi nedeniyle davacının davalıya gönderdiği 17/12/2016 tarihli e-mail ile bu eserleri kullanmamasının istenildiği, davalının temerrüdünün bu tarihte gerçekleştiği, davacı eser sahipliğinden kaynaklanan çoğaltma hakkına dayalı olarak FSEK 68/1. maddesi uyarınca tazminat talebinde bulunmuş ise de, davaya konu eserlerin taraflar arasındaki sözleşme nedeniyle bizzat davacı tarafından davalı tarafa verildiği ve davalı tarafından sözleşme kapsamında kullanıldığı anlaşılmıştır. Bu durumda, davalının iddiaya konu eserleri hukuka uygun şekilde elde ederek şahsi menfaat temini için kullanması şeklinde gerçekleşen eylem yönünden 5846 sayılı FSEK 22. maddesi uyarınca izinsiz çoğaltma hakkının ihlal edildiğinin söylenemeyeceği, tazminat olarak sadece FSEK 70/2. maddesi uyarınca eserlerin rayiç bedeline hükmedilmesi gerektiği, alınan bilirkişi raporu ile rayiç bedel 41.400,00 TL olarak tespit edilmişse de, raporda belirtilen 115 günün tamamının davalıya ait proje için çalışıldığına dair görüşün hayatın olağan akışına uygun olmadığı, bu nedenle 41.400,00 TL rayiç bedelin fahiş olduğu, ancak davacı tarafça bedel artırım dilekçesi ile FSEK’nun 68. maddesi uyarınca telif bedelinin üç katı kadar 60.000,00 TL alacağın 19/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faiziyle birlikte talep edildiği, buna göre talep edilen telif bedelinin 20.000,00 TL olduğu, davacı tarafça talep edilen 20.000,00 TL telif bedelinin dava konusu eserler için hakkaniyete uygun olduğu , yalnızca eserlerin telif bedeli olan 20.000,00 TL’ye hükmedilmesi gerektiği sonucuna varıldığı, davacının ayrıca manevi tazminat da talep ettiği, davacının dava konusu eserler üzerinde manevi hakları mevcutsa da, manevi haklar FSEK’nun umuma arz selahiyeti, adın belirtilmesi selahiyeti ve eserde değişiklik yapılmasını men etmek şeklinde 14, 15 ve 16. maddede sınırlı olarak sayılmış olup, taraflar arasındaki sözleşme uyarınca davalının eserleri kullanması nedeniyle söz konusu hakların ihlalinin söz konusu olmadığı” gerekçesiyle; Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, Davacı tarafça oluşturulan “…” ve “…” isimli grafik eserler için 20.000,00 TL telif bedelinin 19.12.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, Davacının fazlaya ilişkin 40.000,00 TL maddi ve 5.000,00 TL manevi tazminat taleplerinin REDDİNE” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; mahkemenin sadece iki logoya ilişkin ihlale istinaden taleplerini kısmen kabul etmesinin ve müvekkili tarafından vücuda getirilen diğer eserleri görmezden gelmesinin hukuka aykırı olduğunu,dava dilekçesi ekindeki belgeler ve delil tespit dosyasında tespit edilebileceği üzere müvekkiline ait tasarımların; logolar, 3 adet Kırlangıç Bayrak, Tek Yaprak Broşür, Facebook Sayfa Banner’ı, Instagram Postu, Yarış Tişörtleri, 3 duvar ve banko olmak üzere Fuar Standı Görsel Giydirmeleri, Yarış Takı, Yarış Mesafe Bilgilendirme Levhası, Yarış Tanıtım Presentasyonu olduğunu, gerek kök gerekse ek bilirkişi raporunda, tüm bu tasarımların hazırlanmasına ilişkin olarak çalışılacak saatleri ve buna istinaden rayiç bedelin 41.400 TL olarak hesaplandığını, mahkemece hükmedilen bedelin hakkaniyete uymadığını.-Mahkemenin üç kat tazminat taleplerini kabul etmemesinin hukuka ve Yargıtay içtihatlarına aykırı olduğunu, Yargıtay içtihatlarına göre taraflar arasında sözleşme olsa ve ilgili eserler bu kapsamda verilmiş olsa da, sözleşmenin feshi ve eserlerin kullanımının açıkça meni akabinde, ilgili eserlerin kullanılmasının FSEK 68/1 Maddesi kapsamında olduğunun kabul edilerek üç kat tazminat talebinin kabulü gerektiğini, dava dilekçesi Ek-4’te sunulduğu üzere, müvekkilinin 17 Aralık 2016 tarihinde, e-mail ile davalı ile aralarındaki sözleşmeyi feshettiğini ve kendisine ait eserlerin davalı tarafından kullanılmasını açıkça yasakladığını, fesih sonrasındaki her türlü kullanımın, sözleşmeye dayanmayan birer ihlal niteliğinde olduğunu.-Müvekkilinin manevi haklarının ihlal edildiğini, müvekkilinin sözleşmeyi feshederek davalının kullanımını açıkça yasakladığını, buna rağmen davalının, ilgili eserleri umuma arz ettiğini, onları izinsiz kullandığı gibi, eserleri kullanırken müvekkilin adını belirtmediğini, hatta müvekkilinin tasarımını tasarım ve marka kendisine aitmiş gibi TürkPatent nezdinde marka başvurusuna konu ettiğini, müvekkiline ilişkin eserleri müvekkilinin izni olmaksızın değiştirdiğini ve başka yarışlarda kullandığını, manevi tazminat koşullarının oluştuğunu.-Davalının avukatının tahkikatın devam ettiği sırada kendi isteği ile istifa etmesine, davalının vekil atamamasına rağmen, davanın sonunda davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka ve yerleşik içtihada aykırı olduğunu, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu m. 164 uyarınca “Dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekâlet ücreti avukata aittir. Bu ücret, iş sahibinin borcu nedeniyle takas ve mahsup edilemez, haczedilemez.” Aynı kanunun 174’üncü maddesi uyarınca “Üzerine aldığı işi haklı bir sebep olmaksızın takipten vazgeçen avukat hiçbir ücret isteyemez ve peşin aldığı ücreti geri vermek zorundadır.” hükümlerinden, kendi isteği ile dava takibinden vazgeçen vekilin avukat vekalet ücreti isteyemeyeceğinin açık olduğunu.-Mahkemenin davalı lehine hükmettiği maddi tazminata ilişkin yasal vekalet ücret miktarının, müvekkili lehine hükmedilenden yüksek olmasının da Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/3 maddesine aykırı olduğunu beyanla, mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Davalı istinaf dilekçesine cevap vermemiştir.
DELİLLER:Dosya arasında bulunan Türk Patent ve Marka Kurumu kayıtlarından; davalı … tarafından 19/12/2016 tarihinde … numarası ile “…” markasının 41. sınıf için tescili için marka başvurusu yapıldığı, ücreti yatırılmadığından hükümsüz hale geldiği görülmüştür. İstanbul Anadolu 2. FSHHM’nin 2017/17 D.İş sayılı tespit dosyasında Bilgisayar Mühendisi bilirkişi Doç. Dr. …’nun hazırlamış olduğu 13/02/2017 tarihli raporunda özetle; Tespit isteyenin dilekçesinde belirttiği internet adresleri ve linklerde yapılan incelemede, tespit konusu “…” içerikli tasarımların bulunduğunun tespit edildiğini, tespit isteyen dilekçesinde ayrıca TPE nezdinde tespit konusu içeriğe veya tasarıma ait karşı tarafça yapıldığı bildirilen tescil başvurusunun tespitini ve ekran görüntüsünün alınmasını istediğinin anlaşıldığını, … ilgili TPE internet sitesinden alınan ekran görüntüsünün sunulduğunu, karşı tarafın “…” içerikli tasarımının marka olarak tescili için, TPE nezdinde 19/12/2016 tarihinde başvurduğunun tespit edildiğini, ancak dosya muhteviyatı içinde tespit konusu “…” içerikli tasarımların tespit isteyen tarafından üretildiğini, ilk ortaya çıkaran ve hak sahibinin tespit isteyen olduğuna dair herhangi bir belge veya delile rastlanmadığını beyan etmiştir. İlk derece mahkemesince Endüstri Ürünleri Tasarımcısı bilirkişi …, Marka Vekili bilirkişi …, Marmara Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bilirkişi Doç. Dr. …’dan oluşan bilirkişi heyetinden alınan 27/4/2018 tarihli raporda; Mahkemenin 23/01/2018 tarihli celsesindeki kararına uygun olarak; heyetlerince 02/03/2018 tarihi, saat 10:00’da davacıya ait çalışma bilgisayarı ve cep telefonu; dava konusu tasarımların ve taraflar arasındaki yazışmalar doğrultusunda incelendiğini, çalışma bilgisayarında yapılan incelemeler doğrultusunda dava konusu “…” ve “…” logo tasarımlarına ve bu logo tasarımlarının uygulanmış olduğu flyer, tshirt, banner, fuar standı, koşu takı vb çeşitli grafik çalışmalara ait çalışma dosyalarının davacıya ait bilgisayarda bulunduklarının tespit edildiğini, bilgisayarda yapılan incelemede dava konusu “…” marka görselinin de bulunduğu Adobe Illustrator yazılımında hazırlanmış olan çalışma dosyalarından en eskisinin 08/09/2016 tarihinde olduğunu, yine 08/09/2016 tarihinde dava konusu “…ı” marka logosunun kullanıldığı çalışmaların davacı tarafından davalıya mail olarak gönderilmiş olduklarının belirlendiğini, https://www.youtube.com/… internet sitesindeki video görüntüsünde bulunan kişilerin giydikleri tshirtlerin üzerinde kullanılmış olduklarını ve bu kişilerden birinin davalı taraf olduğunun tespit edildiğini, davacı tarafın hazırlamış olduğu fuar standı görselleri, …, … bayrak, poster, insert grafik tasarımlarının çalışma dosyalarının davacının bilgisayarında bulunduklarını ve gönderilen mailler incelendiğinde bu çalışmaların davalı taraf ve fuar alanı organizatörleri ile uygulama amaçlı olarak paylaşıldıklarının tespit edildiğini, dava dosyası kapsamında bu çalışmaların uygulandığına dair bir delil görülmemekle birlikte, söz konusu olan maratonlardan en azından birinin gerçekleştiği göz önüne alındığında; bu ögelerin olasılıkla uygulanmış olduğunun kanaatine varıldığını, davacının çalışma bilgisayarı ve cep telefonunda yapılan incelemelerde davalı ve davacı arasındaki e-mail, WhatsApp ve Messenger ile yapılmış çeşitli yazışmalar görüldüğünü, incelendiğinde; dava konusu tasarım çalışmaları için ilk olarak 23/08/2016 tarihinde görüşülmüş olduğunu, ilk mail yazışmasının 01/09/2016 tarihinde yapıldığını, davaya konu “…” logosuna ve uygulanmış olduğu grafik çalışmalara ait ilk çalışmanın 08/09/2016 tarihinde mail yolu ile davalıya gönderilmiş olduğunu, 17/12/2016 tarihine kadar çeşitli grafik tasarım çalışmalarının hazırlanarak mail olarak davalı ile paylaşıldığını, 17/12/2016 tarihi itibarı ile taraflar arasındaki anlaşmazlık nedeniyle davacı tarafından bu logoların kullanımlarının izninin kaldırılmış olduğunu, davalıya mail olarak bildirilmiş olduğunun tespit edildiğini, dava konusu grafik tasarımın (…), davacı tarafından çalışma bilgisayarındaki kayıtlı olan en eski 08/09/2016 tarihinde meydana getirilmiş olduğunu, davalının marka başvurusundaki (…) grafik tasarım ile birebir aynı olma derecesinde benzer olduğunu, dava konusu grafik tasarımların (…, …) elektronik imza olarak kullanılan Tasdix sistemi ile işlendiğini, 16/12/2016 zaman tarihi ile damgalanmış olduklarını, Tasdix ile damgalanmış olan …pdf.tms dosyasının davacının çalışma bilgisayarında tespit edildiğini, dava konusu grafik tasarımın (…); dava dilekçesinde bildirilen sosyal medya hesaplarında, internet sitelerinde, röportajlarda, maraton alanında, maraton fuar alanı mecralarında; logo, flyer, poster, fuar görseli, maraton takı, tshirt, bayrak çalışmaları olarak bir çok kez kullanılmış olduklarını, dava konusu “…” logosunun aynı olma derecesinde benzerinin http://www…com/ adresinde kullanılmış olduğunu, davacının dava konusu çalışmaların kullanımına ilişkin izni 17/12/2016 tarihi ile kaldırmış olduğunu, dava konusu çalışmalar için firma dışından çalışan bir tasarımcı için saat başı ücretin 45,00 Türk Lirası olduğuna dair görüş bildirmişlerdir. İlk derece mahkemesince aynı bilirkişi heyetinden alınan 30/05/2019 tarihli ek raporda; davaya konu logo ve grafik tasarımlarının tasarımcısının hususiyetini taşıdığını ve estetik bir değere sahip olduğunu, davacını davalı ile 23/08/2016 tarihinde görüştüğü, 17/12/2016 tarihine kadar çeşitli grafik tasarım çalışmaları hazırlanarak davalıya gönderildiği, bu durumda davacının 115 gün boyunca söz konusu proje için çalıştığı, kök raporlarında varılan dava konusu çalışmalar için firma dışından çalışan bir tasarımcı için tasarımcının tecrübesine göre saat başı ücretin 45,00 Türk Lirası olduğu görüşünün değişmediği, dava konusu tasarımlar için 115 gün ve günde 8 saat çalışılması gerektiği, buna göre rayiç bedelin 8X45,00X115= 41.400,00 TL olduğuna dair kanaatlerinin değişmediğini beyan etmişlerdir.
G E R E K Ç E:Davacı vekilinin dava dilekçesinde, davalının isteği ve onayı ile “…” maratonları için grafik tasarımı konsept çalışması, “…” maraton koşusu için grafik tasarımı konsept çalışması, “…” maraton koşusu için grafik tasarımı konsept çalışması, “… Fuarında davalının sergi yeri görselleri, sergi yerinde kullanılacak el ilanları tasarımlarının yapılması ve basılması ve hatta izinlerin alınması işlerini gerçekleştirdiğini, yarışlara sponsor bulunması amacıyla toplantı sunumları ve sunum tasarımları hazırladığını, sunumların bir kısmına da marka tasarımcısı olarak katıldığını, müvekkili tarafından sözleşmenin 17 Aralık 2016 tarihinde feshedilerek, davalı tarafa kullanımın sonlandırılmasını bildirmesine rağmen kullanıma devam ettiğini beyanla FSEK 68/1 maddesi gereğince üç kat tazminat ve manevi tazminat talep ettiği, İstanbul Anadolu 2. FSHHM’nin 2017/17 D.İş sayılı dosyasına delil olarak dayanıldığı ve davalının devam eden ihlallerinin tespitini talep ettiği anlaşılmıştır.İlk derece mahkemesince; ” davaya konu eserlerin taraflar arasındaki sözleşme nedeniyle bizzat davacı tarafça davalıya verildiği ve davalı tarafından sözleşme kapsamında kullanıldığı” gerekçesiyle, FSEK 68. Madde kapsamında bedel talep edilemeyeceği, eserlerin rayiç bedelinin talep edilebileceği, bilirkişi tarafından raporda belirtilen 115 günün tamamında davalıya ait proje için çalışıldığına dair görüşün hayatın olağan akışına uygun olmadığı açıklanarak, mahkemece bilirkişi raporunda rayiç bedel 41.400 TL olarak hesaplanmasına rağmen 20.000 TL’ya hükmedildiği anlaşılmış ve manevi tazminat koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.İlk derece mahkemesinin kararının gerekçesinde, grafik tasarımların FSEK 2. Ve 4. Maddelerinde tanımlanan eser niteliğinde olduğu ve bu eserlerin davacı tarafça meydana getirildiğinin kabul edildiği anlaşılmıştır. Taraflar arasında başlangıçtaki anlaşma çerçevesinde grafik eserlerin meydana getirildiği anlaşılıyorsa da, dosyaya dava dilekçesi EK-4’te sunulan ve davalı tarafça itiraza uğramayan e-mail yazışmasından, sözleşmenin davalı tarafça feshedilerek, “…” için yaptığı çalışmaların, prezentasyon ve broşürlerin kullanılmamasının, logoların kullanılmasının talep edilmesi halinde logo başına 4.000 TL ücret ödenmesinin ihtar edildiği anlaşılmıştır. Tespit dosyası ve dava dosyası kapsamında bilişim bilirkişisinin bulunduğu heyetten alınan rapordan, tespit tarihi ve dava tarihinde kullanımın devam ettiği görülmüştür. Bu durumda mahkemece kullanımın sözleşme çerçevesinde hukuka uygun kullanım olarak değerlendirilmesi yerinde olmamıştır. Kaldı ki kabule göre de; mahkemenin teknik uzmanlık gerektiren grafik tasarıma ilişkin rayiç bedel konusunda, bilirkişi heyetinin tespit ettiği rayiç bedeli yerinde görmemesi halinde, grafik tasarım bilirkişisinin bulunduğu yeni bir heyetten rapor alınması gerekirken, rayiç bedelin mahkeme hakimi tarafından belirlenmesi de usul ve yasaya uygun olmayıp, davacı vekilinin sair istinaf sebepleri bu aşamada incelenmeksizin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın mahkemece grafik tasarım bilirkişisinin bulunduğu yeni bir heyetten rapor alınarak ve davalı tarafın 17 Aralık 2016 tarihinden sonraki kullanımları incelenerek, davacı tarafça talep edilebilecek telif tazminatı ile eserden kaynaklanan manevi haklarının ihlal edilip edilmediği değerlendirilerek, yargılamaya devam edilmesi için mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin sair istinaf sebepleri incelenmeksizin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince, İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ’nin 08/12/2020 tarihli 2017/78 E. – 2020/240 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,2-Yargılamaya devam olunmak üzere dosyanın, karar veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davacı tarafa iadesine,4-İstinaf yargılama giderleri olarak; Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 113,00 TL (posta-teb-müz) masrafının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 6-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 23/02/2023 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.