Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/554 E. 2023/89 K. 19.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/554 Esas
KARAR NO: 2023/89
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/06/2020
NUMARASI: 2019/442 E, 2020/203 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 19/01/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile davacı arasında 04/01/2018 tarihinde üretim bandında kullanılmak üzere makine kiralanması için Leasing Sözleşmesi akdedilmiş, davalı …aleyhine, 08/11/2018 tarihlerinde akdedilen sözleşmeye göre fazla ödenen bedellere ilişkin alacağa dayanan toplam 13.967.69 TL borç için ilamsız icra takibi başlattığını, ödeme planında belirlenen kira bedeli KDV dahil 13.275,81 Euro dur. 10. ve 11. taksitler dikkate alınarak fatura edilen kıra bedeli taksit başına 1.149,34 Euro fazla olduğunu, bu nedenle davacı kendisine gönderilen faturaları davalı şirkete noter aracılığı ile iade ettiğini, bunun karşılığında davalı noter aracılığı ile ihtarname çekerek fatura bedeli ödenmediği taktirde her türlü yasal yola başvurulacağının bildirildiğini, müvekkili şirket gerek kredibilitesine zarar gelmemesi, gerekse üretiminde aksama olmaması adına fazla olarak tanzim edildiği iddia edilen faturaların bedellerini ödediğini, akabinde fazla ödediği bedellerin iadesi amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlatığını, davalı … 28/12/201S tarihli dilekçesi ile takibe, borca ve fer’ilerine itiraz ettiğini, bu itiraz ile icra takibinin durdurulduğunu, davalı gerek ihtarnamede, gerekse icra dosyasına ibraz ettikleri itiraz dilekçesinde faturalara yansıtılan farkın sözleşme dayanaklı ve sözleşmeye konu malın satın alımında ortaya çıkan bir fark olduğunu belirtse de bu beyanlar gerçeği yansıtmadığını, davalının kendine nasıl maddi kaynak sağlayacağı, kendini nasıl finanse edeceği tamamen kendine kalmış bir durum olduğunu ekonomide meydana gelen dalgalanmalar nedeniyle faiz oranlarındaki artış davalı şirket ile bankalar arasındaki bir konu olup, malın satın alma işlemlerinde ortaya çıkan bir maliyet artışı olmadığını, Sözleşme ekinde kira bedeli ve kıra bedeli dışında kalan hangi kalem ödemelerden şirketin sorumlu alacağı belirtilmiş olup, sözleşme sonrası ortaya çıkan durumun firmaya sorumluluk yüklemediğini, davalının banka masrafı sayılamayacak kredi faizindeki değişimi davacı firmadan tahsil etmesi hukuka ve hakkaniyete aykırı bir durum olup, sözleşmede de konuya ait şirketi sorumlu tutan bir düzenleme olmadığını, bu nedenle İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasına davalının itirazı haksız olduğundan İİK. md. 67 gereği iş bu itirazın iptalini ve takibe devam olunmasını, davalının asıl alacağın % 20 den az olmamak üzere inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Finansal kiralama sözleşmeleri proje sözleşmeler olup, malın teslimi ve üretim-ithalatından önce düzenlenen ve imzalanan sözleşmeler olduğunu, sözleşmenin akdedildiği tarih, malın hazırlanarak kiracıya teslim edildiği tarihi fiili ödemenin yapıldığı tarih birbirinden farklı olabildiğini, taraflar arasında Finansal Kurumlar Birliğinin 08.01.2018 tarihli ve … numara ile tescillenen, 04.01.2018 tarihli … nolu Finansal Kiralama Sözleşmesi akdedildiğini, zira henüz mal hazır olmadığını, finansal kiracı davacıya teslim edilmediğini, satıcıya mal fatura bedeli ödenmediğini, söz konusu ödeme planı tamamıyla tahmini değerler ile sözleşmenin akdedildiği tarihteki baz maliyet hesaplanarak hazırlanmış olup bu hususun davacı tarafından da bilinmediğini, sözleşmenin imza tarihinden malın satın alınmasına kadar geçen 8 aylık sürede ülkede döviz kurlarında meydana gelen yükselmeler nedeni ile sözleşme fon maliyetleri ve faiz oranlarının değiştiğini, bu değişikliklerin kiracıya yansıtılacağı ve noter marifetiyle nihai ödeme planı keşide edileceği sözleşme ile açıkça kararlaştırıldığını, davalı şirket bir finans kuruluşu olmasına karşın belli bir sermayesi olduğunu, finansal kiracılara sağladığı fınans desteğini kendisi de bir bankadan kredi kullanarak temin ettiğini, davacı … kiracı tarafından açıkça imza altına alınan bu hususlar karşısında, davacının itirazlarının kötü niyetli olduğunu, davacı açıkça nakit çıkış tarihlerindeki kurların ve sair farkların, fon maliyetindeki değişikliklerin tarafına yansıtılacağını, sözleşme içerisindeki ödeme planının nihai ödeme planı olmadığını, nihai ödeme planının fonlama maliyetlerine göre tarafına ihtarname ile gönderileceğini ve bu ödeme planının hüküm ifade edeceğini açıkça kabul ettiğini, bu nedenle alacak iddiasında bulunan finansal kiracıdan alacağın % 20 sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: “… bilirkişi raporunun somut olaya uygun ve denetlenebilir olduğu değerlendirilmiş, her ne kadar davacı tarafça 19/12/2018 tarihinden itibaren faiz işletilmiş ise de takip tarihi olan 21/12/2018 tarihi baz alınarak yapılan hesapta davacının 13.916,67 TL alacaklı olduğu hesaplanmış ve bu miktar üzerinden davanın kabulü ile itirazın iptaline, alacak likit ve muaccel olduğundan belirlenen bedel üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine…” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; finansal kiralama sözleşmelerinin proje niteliğinde sözleşmeler olması nedeniyle genellikle sözleşmenin imza aşamasında malın teslime hazır olmadığı, Sözleşme içerisinde bulunan ödeme planının taslak bir ödeme planı olduğuna dair açık ibare bulunduğu ( sözleşme içerisinde ödeme planında vade tarihleri de olmadığını), malın teslim tarihinin, sözleşmenin imza tarihinden sonraki bir tarih olduğu ve bu nedenle malın fiili ödeme tarihindeki oluşan durum (bazen kur, bazen de olayımızda olduğu gibi kredi faizi) dikkate alınarak, ödeme planlarının hazırlandığını ve kiracıya noter marifetiyle gönderildiği, müvekkilin oluşacak kur ve fonlama (paranın satıcıya ödeme günündeki maliyet farkları nedeniyle) tek taraflı olarak ödeme planı değiştirmesinin sözleşmesel hakkı olduğunun yargılamada pek çok kez belirttiklerini,Taraflar arasında akdedilen sözleşmenin “ek-2 ödeme planı uygulama esasları ” başlıklı bölümü şu şekildedir; ” 1.İşbu sözleşme planı Ek-1 de belirtilen geçici yatırım tutarı üzerinden hazırlanmıştır, ilk kira akreditif açılmadan önce, izleyen kira bedelleri ise aylık olarak tahsil edilecektir. 2. Tahmini masraflar aşağıdaki tabloda gösterildiği gibi tahsil edilecektir; İthalat masrafları hesap kesiminde baz maliyete dahil edilip, kiralara yansıtılacaktır. yukarıda belirtilen maliyet tutarları ve maliyet kalemleri, arasında yer alan giderlere ilişkin asgari tutarlar ve kalemlerden ibaret olup, kira planına esas toplam tutar buna göre belirlenmiştir. Bunun dışında kalan tüm giderler, banka, gümrükleme masrafları ve doğabilecek her türlü vergi, resim, harç kiracıya aittir. Nakit çıkış tarihlerinde kurlarda ve diğer şartlarda meydana gelebilecek lehte ve aleyhte farklar aynı gün tediye ve tahsil yoluyla giderilebilecektir. Ayrıca finansal kiralama sözleşmesi konusu ekipman ile ilgili olarak satıcıya/ imalatçıya yapılacak ödemeler ile ilgili fon maliyetleri de kiracıya yansıtılacaktır. kira ödeme planı sözleşmenin imzalandığı tarihteki mevcut fon maliyetlerine göre hazırlanmış olup, meydana gelebilecek tüm bu kalemler kira ödeme planına yansıtılacak ve nihai ödeme planı noter marifetiyle kiracıya gönderilecek ve yeni kira ödeme planı hüküm ifade edecektir. Kiracı maliyete ilişkin tüm bu hususların yeni ödeme planına yansıtılacağını kabul ve taahhüt etmişlerdir. ” şeklinde olduğunu, Mahkemenin kararında sözleşme serbestisi içerisinde akdedilen finansal kiralama sözleşmesi hükümlerinin yok sayıldığını, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 2019/1273 E., 2019/1238 K. sayılı ilamı ile, “… Gerçekten de taraflar arasında imzalanan EK-2 ödeme planı uygulama esaslarına dair belgenin incelenmesinde ; 2. Maddede belirtilen kira ödeme planının sözleşmenin imzalandığı tarihteki mevcut fon maliyetlerine göre hazırlandığı, meydana gelebilecek tüm bu kalemler kira ödeme planına yansıtılacak ve nihai ödeme planı noter marifetiyle kiracıya ve kefillere gönderilecek ve yeni kira ödeme planı hüküm ifade edecek, kiracı maliyete ilişkin tüm bu hususların yeni ödeme planına yansıtılacağını kabul ve taahhüt eder hükmü bulunmakta olup, davacı vekilinin istinaf talebi yerinde değildir.” denilmek suretiyle müvekkil şirketin sözleşmesel hakkının varlığını ve bu hakkını kur artışından ve kredi faiz oranından kaynaklı olarak kullanabileceği açıkça kabul edildiğini, Ülkede son zamanlarda yaşanan ekonomik değişiklikler nedeniyle fon maliyetlerinde oluşan faiz artışları söz konusu aylık kira bedelinin artmasına neden olduğunu, sözleşmenin imza tarihinden sonra, üretici/ satıcı firmadan kaynaklanan nedenlerle, malın teslimi gecikmiş olup, proforma fatura tarihi, 28.12.2017 ; sözleşme imza tarihi, 04.01.2018 olmasının yanında, malın müvekkili şirket tarafından satın alınma (mal bedelinin fiili ödeme tarihi) tarihinin 11.09.2018 olduğunu, Buna ilişkin fatura, proforma fatura ve ödeme dekontunun dosyada olduğunu, geçen 8 ayda, ülkede kurlarda yaşanılan yükselmeler nedeni ile, sözleşme fon maaliyetleri ve faiz oranları değiştiğini, Gerekçenin aksine kurlarda yaşanan bu değişikliklerin (Türk parasının yabancı para karşısında değer kaybetmesi) ülkede yaşanan ekonomik bunalımlar nedeniyle, hangi para biriminden kredi kullanılırsa kullanılsın kredi faiz oranlarını da etkilediğini, finansal kiralama şirketlerinin fonlama maliyetleri kısaca, kredi kullanıcısına tahsis edilen kredinin kredi verene toplam maliyeti olduğunu, Dosyada mübrez kredi evrakları ile görüleceği üzere,- 05/01/2018 tarihinde, … Bankası’ndan kullandığı 10.000.000-EUR bedelli krediye yıllık %3,50, -14/09/2018 tarihinde, … Bank’tan kullandığı 10.000.000-EUR bedelli krediye yıllık %7,60 oranında faiz işletildiği açıkça görüleceğini, Yine dosyada mübrez …’ tan kullanılan kredilerin faiz oranlarını gösterir ekran tablolarına göre, 11/09/2018 tarihli , 5.000.000-TL bedelli kredi için %23,88, 11/09/2018 tarihli , 73.000-TL bedelli kredi için %21,57,11/09/2018 tarihli, 15.000.000-TL bedelli kredi için %23,82 kredi faiz oranı uygulandığını, Huzurdaki davada esas önem teşkil eden hususun, fonlama maliyetlerinin neler olduğu olduğunu, müvekkilinin finansal kiralama sözleşmesine konu malları satın almak için kullandığı kredilerin faizlerinin de fonlama maliyetine dahil olduğunu, Sözleşmede “…. Satıcı/imalatçıya yapılacak ödemeler ile ilgili fon maliyetleri kiracıya yansıtılacaktır…” ifadesi bulunduğunu, sözleşme hükümlerine göre kararın kaldırılmasını davanın reddini talep etmiştir.
İNCELEME İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası incelemesinde; Davacı tarafından davalı aleyhine toplam 13.967,69 TL üzerinden ilamsız icra takibinin yapıldığı, davalının yasal süresi içinde ödeme emrine itiraz ettiği görülmüştür. Bankacı bilirkişi raporunda; davalı … şirketinin tahsilatları yaparken taksit tarihindeki gösterge niteliğindeki … A.Ş efektif satış kurlarını dikkate aldığı, hiçbir şekilde kur artışlarından etkilenmediği, Kur artışından dolayı meydana gelen maliyet artışına tamamen kiracı şirketin katlandığı, banka kredi kullandırım oranlarındaki artışların ise, tamamen davalı … Şirketi ile kredi kullandığı Bankaların kendi aralarındaki ilişkilere dayandığı. Nitekim Finansal Kiralama Şirketinin kiralamaya konu malın satın alımında öz kaynak mı – kredi mi kullanacağı, kredi kullanacaksa hangi bankadan ve hangi koşullarda kullanacağının tamamen Kiracı’dan bağımsız olduğu, bu konuda Kiracı/Davacı’nın etkisinin, dolayısıyla sorumluluğunun bulunmadığı, aksi durumun hayatın olağan akışına ters düştüğü, kaldı ki TTK’nun 18. maddesine göre, Tacir sıfatına haiz Finansal Kiralama Şirketi’nin tüm ticari faaliyetlerinde Basiretli bir iş insanı gibi hareket etmek, sağduyu sahibi olarak ileriyi düşünmek, iş ve işlemlerini ona göre organize etmek zorunda olduğu, Finansal Kiralama Sözleşmesi kapsamında davacıdan 13.916,67 TL fazla tahsilat yapıldığını belirtmiş, ek raporda görüşünü yinelemiştir.
GEREKÇE Dava, İİK’nın 67.maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Taraflar arasındaki finansal kiralama sözleşmesinin ek1 özel şartlar bölümünde; belirtilen maliyet tutarları ve maliyet kalemleri, arasında yer alan giderlere ilişkin asgari tutarlar ve kalemlerden ibaret olup, kira planına esas toplam tutarın buna göre belirlendiği, bunun dışında kalan tüm giderler, banka, gümrükleme masrafları ve doğabilecek her türlü vergi, resim, harç kiracıya ait olacağı, nakit çıkış tarihlerinde kurlarda ve diğer şartlarda meydana gelebilecek lehte ve aleyhte farklar aynı gün tediye ve tahsil yoluyla giderilebileceği, ayrıca finansal kiralama sözleşmesi konusu ekipman ile ilgili olarak satıcıya/ imalatçıya yapılacak ödemeler ile ilgili fon maliyetleri de kiracıya yansıtılacağı, kira ödeme planı sözleşmenin imzalandığı tarihteki mevcut fon maliyetlerine göre hazırlandığı, meydana gelebilecek tüm bu kalemlerin kira ödeme planına yansıtılacağı ve nihai ödeme planı noter marifetiyle kiracıya gönderileceği ve yeni kira ödeme planı hüküm ifade edeceği, kiracının maliyete ilişkin tüm bu hususların yeni ödeme planına yansıtılacağını kabul ve taahhüt ettiği düzenlenmiştir.Dosyada davalı vekili tarafından sunulan sözleşme ve ekleri incelendiğinde sözleşmenin 04.01.2018 tarihli olduğu, ekindeki ödeme planında 10. ve 11. Taksitlerin KDV dahil 13.275,81 Euro olarak yazılı olduğu, 28.09.2018 Tarihli ihtarname ekindeki yeni ödeme planında ise 10. ve 11. Taksitlerin 14.425,15 Euro olarak belirlenerek yeniden oluşturulduğu görülmektedir. Taraflar tacir olup sözleşmenin nisbiliği ilkesi gereğince taraflar sözleşme ile bağlıdır. Sözleşmede açıkça fon maliyetlerinin yeni ödeme planına yansıtılacağı belirtilmiştir. Davalı şirket vekili, ilk ödeme planının taslak mahiyetinde olduğunu, artan fon maliyeti nedeni ile sözleşmeye göre ödeme planı oluşturulduğunu iddia etmiş ve yeni ödeme planını dosyaya sunmuştur. Bu durumda davalı vekilinin bu yöndeki savunması üzerinde durulması ve yeni ödeme planının davacı kiracıya tebliğ edilip edilmediği, davacının ihtarnameye itiraz edip etmediği de araştırılarak davalının itirazının değerlendirilmesi gerekirken yetersiz bilirkişi raporuna göre karar verilmesi yerinde görülmemiş ve kararın kaldırılması gerekmiştir. Davalının istinafının bu yönden kabulüne, kararın kaldırılmasına, sair hususların bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-Davalı vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulüne, 2-İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesinin 16/06/2020 gün ve 2019/442 E – 2020/203 Karar sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, -Yargılamaya devam olunmak üzere, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davalı tarafa iadesine,4-İstinaf aşamasında davalı tarafça yapılan yargılama gideri olan 162,10-TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 31,50-TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 193,60-TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,-Davacının gider avansından kullanıldığı anlaşılan 42,50-TL istinaf masrafının davacı üzerinde bırakılmasına,5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 19/01/2023 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.