Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/553 E. 2023/307 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/553 Esas
KARAR NO: 2023/307 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/12/2020
NUMARASI: 2019/22 E. – 2020/261 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Fikir Ve Sanat Eseri Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 23/02/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı şirketin global ölçekli bilgisayar programı üretmekte olduğunu, dünyada ve ülkemizde çok sayıda kullanıcı tarafından tercih edildiğini, inşaat sektöründe en çok kullanılan tasarım, çizim ve görüntüleme, düzenleme programları olan “…”, “…”, …”, “…”, programlarının … tarafından üretilen programlar olduğunu, davacı tarafından üretilen bilgisayar programları hakkında telif haklarının, Bern Sözleşmesi, TRIPS anlaşması gibi uluslararası anlaşmaların yanı sıra FSEK hükümleri uyarınca korunmakta olduğu, bu bilgisayar programlarının, kullanılması ya da çoğaltılması gibi eylemler için hak sahibinin rızasının alınması gerektiği, rıza alınmadan gerçekleştirilen kullanımların telif hakkı tecavüzü teşkil etmekte olduğunu, davalı şirket hakkında İstanbul Anadolu 1. FSHHM’nin 2017/104 D. iş numaralı dosyası ile tespit talebinde bulunduklarını, davalı şirketin adresinde uzman bilirkişi eşliğinde 21/08/2017 tarihinde tespit işlemi gerçekleştirildiğini, tespit işlemi neticesinde davacı şirkete ait 1 adet bilgisayar programının kurulu ve çalışır vaziyette olduğunun anlaşıldığını, ancak fatura ve lisans belgesi sunulamadığını, davalının lisanssız kullandığı … yazılımının mevcut güncel yazılım olmaması sebebiyle yazılımın tespit tarihinde (21/08/2017) kur üzerinden (4,13) hesaplanan liste fiyatının KDV hariç, Türk Lirası cinsinden tutarının; 1 adet “LUMİON PRO 5.0” = 3000 Euro (KDV hariç) 3000×4,13= 12.390 TL olduğunun bildirildiğini, davalı firmada tespit edilen yazılımlarla ilgili olarak; tespit edilen sürümün mevcut yazılımdan daha eski sürüm olduğundan, yazılımın tespit tarihindeki kampanyasız net fiyatlarının teknik bilirkişi marifeti ile belirlenmesi gerektiğini, bunun üzerine FSEK.’nun 68. maddesi gereğince eser sahibinin 3 katına kadar tazminat hakkına ilişkin isteyebileceği alt ve üst sınırların bilirkişi marifeti ile belirlenmesi gerektiğini, zararın belirlenmesi için bu belirsiz alacak davasının açıldığını, bilirkişi aracılığı ile davalının lisansız kullanımındaki yazılıma ait bedelin belirlenmesini, FSEK’nun 68. maddesi uyarınca üç katı kadarına hükmedilmesini, 12.390,00 TL’nin haksız fiil tarihi olan 21/08/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
TALEP ARTTIRIM; Davacı vekilinin 18.02.2020 harç ikmal tarihli bedel artırım ve ıslah dilekçesi ile dava konusu taleplerini 21.900,00 TL olarak arttırdıklarını, 21.900,00 TL’nin haksız fiil tarihi olan 21/08/2017 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ettiklerini beyan etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava dilekçesinde davacı tarafın adresinin yazılmadığını, bu eksikliğin giderilmesi gerektiğini, bir hafta içinde giderilmez ise davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin talep ettiklerini, huzurdaki davanın belirsiz alacak davası şeklinde ikame edildiğini, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2015/15554 nolu kararında davacının tüm değerleri hesaplayabilecek iken belirsiz alacak davası şeklinde davayı ikame etmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu karara göre huzurdaki davanın usul ve yasaya aykırı olduğunu, söz konusu bilirkişi raporuna bakıldığında, bilgisayarlar üzerinde arama kararı verilmediğini, bu sebeple söz konusu bilirkişi raporunun hukuka uygun hazırlanmadığını, delil olarak kabul edilemeyeceğini, davacının davalı ile iletişim kurduğunu, yaklaşık 10.000,00 Euro tutarında tazminat talep ettiğini, davalının söz konusu programı indirmediğini ve faydalanmadığını, bu sebeple direndiğini, Türk Adaletinin karar vereceğinin belirtildiğini, davada savcılık dosyasının akıbetinin beklenmesini, bu hususun bekletici mesele yapılmasını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 21/02/2019 tarihli 2017/610 E. – 2019/50 K. sayılı kararıyla; “…somut olay açısından davaya konu olan bilgisayar yazılımı davacı şirketçe satışı yapılan bir ürün olduğu, dava tarihindeki satış bedeli Türk Lirası olarak hesaplanıp, kesin olarak dava dilekçesinde gösterildiği, FSEK’nun 68. maddesi uyarınca üç katı kadar bedel talep edildiği bildirilmesine rağmen, dava dilekçesinde belirttikleri bedelin üç katı yerine yalnızca 12.390,00 TL için belirsiz alacak davası açıldığı, davacı, kendisi tarafından üretilen ve satışa sunduğu bilgisayar programlarının toplam rayiç bedelini dava dilekçesinde belirttiği, buna rağmen davasını belirsiz alacak davası olarak açma yoluna gittiği, buna göre davacı, dava tarihi itibariyle de söz konusu programların tazminata esas alınacak toplam rayiç bedelini belirleyebilecek durumda olup, FSEK’nun 68. maddesi uyarınca üç katı bedel talep edildiğinde mahkemenin bu konuda takdir hakkı da olmadığından, 6100 sayılı HMK’nın 107. maddesinde belirtilen ve şartları oluşmayan belirsiz alacak davası açamayacağı” gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verildiği anlaşılmış, karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dairemizin 04.10.2019 tarih, 2019/1062 Esas, 2019/1964 Karar sayılı ilamıyla; “…Sözleşme yapma ihtimalinde dahi, iki tarafın mali ve sosyal durumu, alınacak ürün adedi, kullanım süresi,ürünün güncelliği gibi fiyatlandırmayı etkileyecek yan unsurlar bulunmaktadır. Rayiç bedel ise tamamen piyasa koşulları ile belirlenecektir. Bu durumda davanın neticei talep kısmının kesin ve net olarak belirli olduğundan bahsetmek mümkün görülmediğinden davanın belirsiz alacak davası olarak görülmesi noktasında dava şartı noksanlığı bulunmadığından ilk derece mahkemesi kararı yerinde görülmeyip kaldırılmasına, dosyanın yargılamaya devam edilmesi için mahkemesine gönderilmesine” karar verilmiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 22/12/2020 tarihli 2019/22 E. – 2020/261 K. sayılı kararıyla; “…Toplanan deliller, iddia, savunma, bilirkişi raporları ve dosya kapsamına göre, … ismi ile üretilip pazarlanan bilgisayar programının ilim eseri vasfında bulunduğu, FSEK’in 12. maddesi hükmü de nazara alındığında, eserle ilgili hakların ve kullanım yetkisinin sahibinin davacı şirket olduğu, lisansız yazılımın davalının iş yerinde bulunan 1 adet bilgisayara 02/03/2016 tarihinde yüklenmiş olduğunun tespit edildiği, böylece davalı tarafından, davacıya ait eserden kaynaklanan çoğaltma hakkının ihlâl olunduğu, eylemin davalı şirkete ait iş yerinde kullanılan bilgisayarda bulunması, bu bilgisayarın davalı şirketin sorumluluğunda kullanılması karşısında, bunun işle ilgisi bulunmayan herhangi bir personelin münferit eylemi yahut davalı şirketin bilgisi dışında gerçekleşmiş bir vakıa olarak kabul edilemeyeceği, eylemden FSEK’in 66. maddesi uyarınca davalının doğrudan sorumlu bulunduğu, davalının kendisini sorumluluktan kurtarabilecek bir kanıt sunmadığı, davacının, sorumluluğu bulunan davalıdan, malî haklarının ihlâli ve uğradığı zarar sebebiyle eylem tarihinde yürürlükte bulunan FSEK’nun 68.maddesi uyarınca üç katı kadar telif tazminatı isteyebileceği, tespit tarihinde dava konusu yazılımın satışının bulunmadığı, … versiyonunun satışta olması nedeniyle, genellikle daha eski tarihli sürümlerin satış bedellerinde bir miktar indirim yapıldığı, bu nedenle davaya konu programlardan sonra … sürümünün piyasaya sunulmuş olması nedeniyle tespit edilen satış bedelinden % 20 oranında indirim yapılmasının hakkaniyete uygun olacağı, buna göre dava konusu yazılımın rayiç bedelinin KDV dahil edilmeksizin 8.791,65 TL TL olduğu, her ne kadar bilirkişi raporunda KDV tutarları hesaba katılmamışsa da, davacı tarafça rapora itiraz edilmediğinden KDV tutarlarının hesaba dahil edilemeyeceği, yazılımın rayiç bedelinin üç katının ise 26.374,95 TL olduğu, davacı tarafın yalnızca 21.900,00 TL talep ettiği” gerekçesiyle; Davanın KABULÜNE, FSEK 68/3.maddesi uyarınca 7.300,00 TL’nin üç katı kadar 21.900,00 TL’nin 21/08/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; davacı tarafın dava dilekçesinde davacının adresini yazmadığını, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesini talep etmelerine rağmen mahkemenin bu hususu dikkate almadığını.-Davacının belirleyebileceği dava değeri varken belirsiz alacak davası açmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu.-Mahkeme kararının dayandığı bilirkişi raporuna bakıldığında, arama kararı verilmediğini, hukuka aykırı delilin kullanılamayacağını, müvekkilinin hiçbir zaman lisanssız yazılım kullanmadığını, … isimli lisanslı yazılımı kullandığını, hukuksuz şekilde temin edilen bilirkişi raporunun hükme esas alınamayacağını, arama kararı olmadığı halde zorla bilgisayarlarda arama işlemi yapıldığını. -İlk derece mahkemesince tanık dinletme taleplerinin kabul edilmeyerek adil yargılanma haklarının ellerinden alındığını beyanla, mahkeme kararının kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesine karşı cevabında, yargılama sırasında ibraz ettiği dilekçelerindeki beyanlarını tekrarla istinaf sebepleri yerinde olmadığından başvurunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Mahkemenin 2017/104 D.İş sayılı dosyasının incelenmesinde; davalı iş yerinde 21/08/2017 tarihinde delil tespiti yapıldığı, tespit tutanağında şirket idari işler sorumlusu … ve şirket çalışanı-Hazirun …’ın imzasının bulunduğu, tespit sonucunda düzenlenen 23/08/2017 tarihli bilirkişi raporunda, iş yerindeki tüm bilgisayarların incelenmesi sonuncunda bir adet … mac numaralı bilgisayarın denetim masası programlar bölümünde kurulum tarihi 02/03/2016 olan … isimli programın … versiyonunun yüklü olduğunun tespit edildiğinin belirtildiği, raporun taraflara tebliğ edildiği, davalı tarafın rapora itiraz etmediği anlaşılmıştır. İstanbul Anadolu FSHCM’nin 2018/154 Esas sayılı dosyasında; davalı şirket ve yetkilisi … hakkında ceza davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda FSEK’ten kaynaklanan maddi ve manevi haklara tecavüz suçundan sanığın cezalandırılmasına, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 13/09/2018 tarihli ve 2018/389 Karar sayılı olup 23/11/2018 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.Mahkemece alınan 06/09/2018 tarihli bilirkişi raporunda; … isimli yazılımın FSEK md.2 kapsamında “ilim ve edebiyat eseri”nin bir türü olan “bilgisayar programı” olarak korum altında olduğu, davacının izni olmaksızın davalı tarafından iş yerinde bulunan bir adet bilgisayara … isimli yazılımın yüklendiği, davalının bu eyleminin İst. An. 1. FSHHM’nin 2017/104 D.İş nolu dosyasında yapılan tespit neticesinde 21/08/2017 tarihinde tespit edildiği, davalının adresindeki bilgisayarında tespit edilen lisansız yazılıma ait rayiç bedelinin 2017 fiyat listesi üzerinden belirlenmesi gerektiği, daha önce görülen davalarda, fiyat teklifi görüşüldüğünde, distribütör firmanın %12 oranında indirim uyguladığının belirlendiği, 2017 yılında satışı olmayan … programının rayiç bedeli belirlenirken 2017 yılında satışta olan /…1.) 7 isimli versiyonunun rayiç bedelinden %20 oranında indirim yapılması gerektiği, … sürümünün rayiç değerinin 2017 yılı için 2.999,00 Euro olduğu, 1 Euro 4,13 Tl olduğundan 2.999,00 Euro’nun Türk Lirası karşılığının 12.385,87 TL olduğu, %12 indirimli fiyatının 10.899,56 TL olduğu, bu bedel üzerinden %20 daha indirim yapıldığında ise toplam rayiç değerin 8.791,65 TL olarak hesaplandığı, davacının FSEK md. 68’e istinaden davalıdan “bedelin üç kat fazlasına kadar” (8.791,65 TLX3=26.374,95 TL) talep edebileceği, beyan edilmiştir.
G E R E K Ç E: Davacı tarafın lisans sahibi olduğu … isimli yazılım programının, davalının işyerinde, izinsiz olarak bilgisayarda kullanıldığı iddiasıyla FSEK’nun 68. maddesi uyarınca tazminat davası açıldığı, ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verildiği, davalı vekilinin istinaf başvurusunda bulunduğu anlaşılmıştır.İstinaf incelemesi 6100 Sayılı HMK 355. Madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebepler ile kamu düzeniyle ilgili hususlarla sınırlı olarak yapılmıştır.Davalı vekili usule ilişkin istinaf sebeplerinde; dava dilekçesinde davacı şirket adresinin gösterilmediğini ve belirsiz alacak davası açılamayacağını beyanla davanın usulden reddi gerektiğini ileri sürmüşse de, davacı şirketin adresinin dava dilekçesi ekinde sunulan vekaletnamede yazılı olduğu, belirsiz alacak davasına ilişkin istinaf sebeplerinin de Dairemizin 04.10.2019 tarih, 2019/1062 Esas, 2019/1964 Karar sayılı kesin nitelikteki ilamıyla hükme bağlandığı anlaşılmakla, ileri sürülen sebepler yerinde görülmemiştir. Davalı vekilinin arama kararı bulunmadığı halde müvekkilinin adresinde arama yapıldığını, yasak delil kapsamında olduğunu, kullanılamayacağını ileri sürmüşse de, davacı tarafın delil tespiti talebinin HMK 400 vd. maddelerine göre görevli mahkemeden talep edildiği, davalı adresinde yapılan keşif sırasında davalı şirket çalışanlarının hazır bulunduğu, tespit işlemine itiraz etmedikleri gibi bilirkişi raporuna da itiraz edilmediği, yapılan tespit işleminde bir adet bilgisayarda davacı şirkete ait bilgisayar programının kurulu ve çalışır vaziyette bulunduğu, tanık dinlenilmesinin sonuca etkili olmadığı ve ileri sürülen istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 1.496,00 TL nispi harçtan, peşin alınan 374,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.122,00 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak; a)Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 22,00 TL (posta-teb-müz) masrafının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, b)Davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 23/02/2023 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.