Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/552 E. 2023/48 K. 18.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/552 Esas
KARAR NO: 2023/48
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/11/2020
NUMARASI: 2017/665 E. – 2020/210 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)|Marka (Maddi Tazminat İstemli)|Marka (Manevi Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 18/01/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin … numaralı “…” ve … numaralı “… – …” markasının tescilli sahibi olduğunu, davalı şirketin ise müvekkiline ait tescilli marka ile iltibas yaratacak şekilde … numaralı “…” markasını tescil ettirdiğini ve ticari faaliyete başladığını, davalıya gönderilen ihtarnamelere rağmen sonuç alınamadığını, gönderilen cevabi ihtarnamede davalı markasının tescilli olduğundan bahisle bu taleplerinin kabul edilmediği, davalı tarafın bahsi geçen ihtarnamelerin tebliğinden sonra stantlarında logolarına marka tescili doğrultusuna “…” ibaresini eklemek suretiyle ticari faaliyetine devam ettiğini, bu durumun müvekkilinin ticari itibarını zedelediği gibi haksız rekabete sebep olduğunu, müvekkilinin maddi zarara uğrattığını belirterek, bu sebeplerle davalının … numaralı “…” markasının davacı markası ile iltibas yaratacak derecede benzer olduğundan hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, kararın ilanına, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak şartıyla 1.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi tazminatın haksız eylem tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, markanın satışlara etkisi nedeniyle hesaplamada makul bir payın tazminata eklenmesine, ayrıca itibar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımı ve husumet itirazında bulunduklarını, davacı tarafın markasını kullanmadığını, firmanın şubesi bulunmadığı gibi tasfiye halinde olduğunu, davacının herhangi bir kişi veya firmaya markasını kullandırmak için lisans vermediğini, markanın kullanılmaması nedeniyle kullanmama def’inde bulunduklarını, müvekkilinin “…” markasını tescil ettirirken herhangi bir itirazla karşılaşmadığını, müvekkilinin markasının yanında kullandığı logonun da … kod numarası ile tescilli olduğunu, taraf markaları üzerinde benzerlik bulunmadığını, “…” kelimesinin davacının tekelinde olan bir kelime olmadığını, içerisinde “…” ibaresi geçen 30 ve 43.sınıfta tescilli çok sayıda marka bulunduğunu belirterek, bu sebeplerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul Anadolu 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 19.11.2020 tarih ve 2017/665 Esas – 2020/210 Karar sayılı kararıyla; “Davalı olarak gösterilen …- …- … isimli iş yerinin mevcut olup olmadığı ve kim tarafından işletildiği, açık adresi tespit edilememiş, davacıya verilen kesin süre içerisinde bu bilgileri mahkememize sunmamış olduğundan, bu davalıyla ilgili davanın HMK’nun 119/2. maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiştir. Dava açıldığı tarihte davaya konu markaların dava dışı …’e cebri icra yoluyla satılmış olduğu, her ne kadar bu ihalenin feshi için dava açılmışsa da, ihalenin feshi davasının reddedilerek kesinleştiği, davacının davaya dayanak olarak gösterdiği her iki markanın da …’e ait olduğu, markaların mülkiyetinin ihale tarihi olan 13/08/2014 tarihinde …’e geçtiği, bu dava açılmadan önce 14/06/2016 tarihinde ihalenin feshi davasının reddedilmiş olduğu, yargılama sırasında da bu kararın kesinleştiği, her ne kadar davacı vekili, …’in markaları … Sanayi Ltd. Şirketi’ne devredildiğini belirterek, davaya bu şirket adına devam edeceklerini ve bu şirketin davacı olarak davaya kabul edilmesini talep etmişse de, HMK’nun 125. maddesinde yargılama sırasında dava konusunun el değiştirmesi halinde taraf değişikliği yapılabileceği düzenlemiş olup, her davanın açıldığı tarihteki duruma göre değerlendirilmesi gerektiği, davanın açıldığı tarihte ve sonrasında davacı Tasfiye Halinde … Ticaret A.Ş.’nin marka sahibi olmadığı, marka sahibi olan … tarafından açılan bir dava da bulunmadığı, bu nedenle davanın başlangıcında hak sahibi olmayan davacı şirketin açtığı davada taraf almayan …’in markayı Noter sözleşmesi ile devrettiği … Sanayi Ltd. Şirketi’nin HMK’nun 125. maddesi gereğince davaya davacı sıfatıyla katılamayacağı, davacının hak sahibi olmadığı markalara dayanarak bu davayı açamayacağı anlaşıldığından … hakkında açılan davanın da davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığından usulden reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; “Davalı … adına tescilli marka tescil belgesinde adres olmasına rağmen mahkemece haksız ve usulsüz bir şekilde tarafımızdan adres bildirilmesi istenmiş bu yönde mahkemeye vermiş olduğumuz beyan doğrultusunda Gebze Kocaeli ticaret müdürlüklerine yazı yazılmış ise de gelen cevabın ‘…’ gelmesine rağmen bu yönde gerekli araştırılma mahkemece yapılmadan bu hususun esas hükümle birlikte değerlendirilmesine karar verildiğini, aslında taraf teşkili dahi yapılmadan bu çelişki incelenmeden ara karar oluşturulduğunu ve hükümle de bu konuda bir açıklık getirilmediğini, Tanıklarımız dinlenmeden, yine zarar kalemleri ile ilgili bilirkişi incelemesi yapılmadan, davacı tarafın delillerinin toplandığ ve dinlenilme hakkının kullandığı gibi usul ve yasaya aykırı bir takım gerekçelerle eksik inceleme ile aleyhimize karar verilmesinin hatalı olduğunu, Davalının TPE’de tescilli markasındaki adres ile dava dilekçesinde ve ihtarlarımızdaki adres aynı olmasına rağmen bu hususta değerlendirilmeden ve davalıdan bu yönde bir açıklama dahi istenmeden tarafımıza verilen kesin sürede beyanda bulunulmadı denilerek haksız değerlendirme ile diğer davalı ile ilgili davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, TPE kayıtlarında markanın müvekkil şirket adına 05.02.2007 tarihinde tescil edildiği, markanın cebri icra yolu ile satıldığı, buna karşı açılan ihalenin feshi davasının 19.04.2018 tarihinde kesinleştiği, markanın … adına tescil edildiği ve …’in de markayı 16.10.2018 tarihinde … Tic Ltd şirketine devir ettiğinin sabit olduğunu; burada önemli olan davanın açılma tarihi (29.12.2017) olduğunu, dava açıldığında henüz kesinleşen bir mahkeme kararının olmadığını, Süreç devam ederken TPE’de bir tescil olmayacağından zaten o ana kadar marka her ne kadar ihale ile 3. şahsa geçmiş gözükse dahi süreç bitmeden ve TPE’de tescil yapılmadan markanın davacı adına olduğunu, mahkemenin bu yönüyle de gerekli inceleme ve araştırma yapmadan karar verdiğini.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER: *Türk Patent ve Marka Kurumu kayıtları getirtilmiş olup, incelendiğinde; … numaralı “…” markasının 30. ve 43.sınıflarda 15.01.2015 tarihinde davalı … adına, … numaralı “…” markasının 43.sınıfta 06.02.2007 tarihinde, … numaralı “…” markasının 30 ve 43.sınıflarda 05.02.2007 tarihinde davacı şirket adına tescil edildiği anlaşılmıştır. *Güncel Türk Patent ve Marka Kurumu kayıtlarında; davacıya ait markaların Ankara … İcra Dairesi’nin … Talimat (Eski), … talimat (yeni) numaralı dosyasında …’e cebri satış sonucunda 13/08/2014 tarihinde ihale yoluyla satıldığı, bu ihaleye karşı Ankara 13. İcra Hukuk Mahkemesi’ne ihalenin feshi için dava açıldığı, 14/06/2016 tarihli kararla davanın reddine karar verildiği ve 19/04/2018 tarihinde kararın kesinleştiği, markaların halen … adına tescilli oldukları tespit edilmiştir.
GEREKÇE: Dava, markanın hükümsüzlüğü ve tazminat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesi tarafından, “-Davalı olarak gösterilen …- …-… hakkında açılan davanın HMK’nun 119/2 maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına, -Davalı … hakkında açılan davanın HMK’nun 114/1-d ve 115/2. maddeleri uyarınca usulden reddine.” karar verilmiştir. Hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davalı olarak gösterilen … isimli iş yerinin mevcut olup olmadığı, kim tarafından işletildiği ve açık adresi tespit edilememiş olması nedeniyle; mahkemece davacıya verilen kesin süre içerisinde bu bilgilerin sunulmamış olduğundan bu davalıyla ilgili davanın HMK’nun 119/2. maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına karar verilmesi isabetlidir. Davaya konu markalanın davacı şirket adına 05.02.2007 tarihinde tescil edildiği, Ankara … İcra Dairesi’nin … Talimat numaralı dosyasında dava dışı …’e cebri satış ile 13/08/2014 tarihinde ihale yoluyla satıldığı, TBK.279.maddesi gereğince ihalelerde mülkiyetin ihale anında ihale alıcısına geçtiği, buna göre markaların mülkiyetinin 13/08/2014 tarihinde dava dışı …’e geçmiş olduğu, davanın açılma tarihinin 29.12.2017 olduğu dikkate alındığında bu tarih itibariyle davacı Tasfiye Halinde … A.Ş.’nin marka sahibi olmadığı, bu nedenle davanın başlangıcında hak sahibi olmayan davacı şirketin açtığı davada taraf almayan …’in markayı Noter sözleşmesi ile devrettiği … Ltd. Şirketi’nin davada davacı sıfatının olamayacağı anlaşıldığından, mahkemece davanın bu sebeple reddi yerinde olduğundan davacı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 179,90 TL harçtan, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 125,50 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.18/01/2023