Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/54 E. 2022/2074 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/54 Esas
KARAR NO: 2022/2074 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/09/2020
NUMARASI: 2018/506 E. – 2020/206 K.
DAVANIN KONUSU: Fikir Ve Sanat Eseri (Maddi Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 08/12/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin tüm dünyada “…”, “…”, “…” ve “…” yazılımlarının eser ve hak sahibi olduğunu, müvekkiline gelen lisanssız kullanıma ilişkin ihbarlar üzerine, Mahkemenin 2018/273 D.İş dosyası ile davalı şirket adresinde tespit yapıldığını ve müvekkiline ait yazılımların davalı şirket adresindeki bilgisayarlarda kurulu ve aktif, çalışır durumda olduğu, bu şekilde yazılımın izinsiz olarak, korsan tabir edilen biçimde yüklenmiş ve kullanılır olduğunun tespit edildiğini, ilgililer hakkında ayrıca Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığına gerekli şikayetlerde bulunulduğunu, davalı yanın müvekkiline ait programı, herhangi bir sözleşme ve izne tabi olmaksızın bilgisayarlarında kullanarak haksız kazanç elde ettiğini ve bu durum aynı zamanda müvekkilinin mali haklarına tecavüz teşkil ettiğini iddia ederek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 10.000,00 TL’nin, haksız eylem tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirketin faaliyet alanları içerisinde herhangi bir program yazılımı yapma işinin bulunmadığını, müvekkili iştigal alanının … Yazılım firmasının üretiminde olan programların satışı ve satış sonrası desteğini yapmakla beraber, bilgisayar satış ve servis desteği sağlamaktan ibaret olduğunu, Mahkemenin 2018/273 D.İş dosyasına sunulan bilirkişi raporunda da “.. Söz konusu yazılım programı ile oluşturulmuş örnek projelere rastlanılmadığı ve İnterbase … isimli yazılımın kurulu olduğu, ancak veri tabanının çalıştırılmadığı (kullanılmadığı) ..” hususunun tespit edildiğini, müvekkilinin faaliyet alanı gereği bu programları kullanma ihtiyacı mevcut olmayıp, şirkette deneme süresi içerisinde çalışan … tarafından bilgisayara bu programların yüklendiğinin sonradan öğrenildiğini, ancak değişik iş dosyasına sunulan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, söz konusu programların kullanılmadığını veya örnek çalışma programı yapılmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
MAHKEME KARARI: Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 22/09/2020 tarihli 2018/506 E. – 2020/206 K. sayılı kararıyla; “…dosya kapsamı deliller, değişik iş ve bu dosyada alınan bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde; , dava konusu uyuşmazlıktaki “…” ve “…” isimli yazılım programlarının FSEK’in 2/1 maddesi kapsamında hususiyet taşıyan eser niteliğinde olduğu, davacı şirkete ait tüzük, örnek lisans sözleşmesi, sahip olunan yazılım listesi, internet sitesi, delil tespit raporundaki ekran kayıtları, marka tescil belgesi birlikte değerlendirildiğinde, davacının davaya konu yazılımın FSEK 11 çerçevesinde karinaten hak sahibi olduğunun kabulü gerektiği, bu programların davalının iş yerinde çalışanın bilgisayarında tespit edildiği, TBK adam çalıştıranın sorumluluğu hükümlerine göre davalının sorumlu olduğu, davalı tarafça herhangi bir lisans ibraz edilmediğinden davacının FSEK’in 22 maddesi gereğince çoğaltma hakkının ihlal edildiği, … yazılımın emsal telif bedelinin 6.547,50 Euro, İnterbase 2017 yazılımının emsal telif bedelinin ise 223,20 Euro olduğu ve FSEK 68 çerçevesinde 3 katı bedeli davacının istemesinin mümkün olduğu anlaşılmakla taleple bağlı kalınarak davacının fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulü ile 10.000,00 TL tazminatın tespit tarihi olan 08/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; dosyada birbiri ile çelişen kök ve ek rapor bulunmasına rağmen mahkemenin uzlaştırıcı bilirkişi raporu almadan çelişkili raporlara dayanarak hüküm kurduğunu, 20/08/2019 tarihli raporda bilirkişilerce; “…yazılım programının hak sahipliğine ilişkin hak sahipliği belgesi, telif birimlerinden alınmış sahiplik belgesi ibraz edilmediğinden eser sahipliği ve/veya hak sahipliği sıfatının değerlendirilmediği…” tespitinde bulunduklarını, aynı bilirkişilerin ek raporlarında; “…sunulan hak sahipliği belgeleri tekrar değerlendirildiğinde, davacı şirkete ait tüzük, ön lisans sözleşmesi, sahip olunan yazılım listesi, internet sitesi, delil tespit raporundaki ekran bilgileri birlikte değerlendirildiğinde FSEK 11. Madde gereğince karineten hak sahipliği olabileceği…” tespitinde bulunduklarını, ek raporda dahi net bir tespitte bulunmadıklarını, mahkemenin çelişkili raporlarla karar vermesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu. -Yazılımın müvekkilinin bilgisi dışında çalışan tarafından bilgisayara yüklendiğini ve müvekkili tarafından kullanılmadığının sabit olduğunu, TBK 66/2 maddesi koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin incelenmediğini, kararın eksik ve hatalı olduğunu beyanla, mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLER: Dosya arasında bulunan ilk derece mahkemesinin 2018/273 D.İş sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından, davalı aleyhinde yapılan tespitte, davalı yan adresinde yapılan inceleme sonucu hazırlanan raporda sonuç olarak, işyerinde incelemesi yapılan 3 (üç) adet bilgisayardan yalnızca 1 (bir) adet bilgisayarda tespit konusu “…” ve “…” isimli yazılım programlarının izine rastlanıldığı, ana bilgisayar adı “…” ve … adresi “…-…-…-…-…” sayılı olan dizüstü tipi bilgisayarda, talep edenin hak sahibi olduğu “…” ve “…” isimli yazılım programlarının 25.05.2018 tarihinde yüklenmiş oldukları, … adlı yazılım programının bilgisayarda “…- … – … – …” seri numarası ile kurulu ve aktif olduğu, … adlı yazılım programı üzerinde yapılan incelemede; programın çalışır ve üzerinde işlem yapılabilir durumda olduğu, … sürüm olmadığı (tam sürüm içeriğine sahip olduğu), söz konusu yazılım programı ile oluşturulmuş örnek projelere rastlanılmadığı, “…” isimli yazılımın kurulu olduğu, ancak veritabanın çalıştırılmadığı (kullanılmadığı), bu tespitler ışığında aleyhine tespit istenilen firmada tespit talep edenin hak sahibi olduğu 1 adet … Studio 10.1 … ve 1 adet … isimli yazılım programlarının kurulu/yüklü olduğu belirtilmiştir. İlk derece mahkemesince alınan 22/08/2019 havale tarihli bilirkişi heyet raporunda; dava konusu uyuşmazlıktaki “…” ve “…” isimli yazılım programlarının FSEK’in 2/1 maddesi kapsamında hususiyet taşıyan eser niteliğinde olduğu, davacı tarafından dosyaya hak sahipliğine marka tescil belgesi ve şirkete ait tüzük ile bir örnek lisans sözleşmesi ibraz edilmiş ise de, davaya konu iki yazılım programının hak sahipliğine ilişkin herhangi bir hak sahipliği belgesi, telif birimlerinden alınmış bir sahiplik belgesi ibraz edilmediğinden, eser sahipliği ve/veya hak sahipliği sıfatının değerlendirilemediği, davalının davacının hak sahibi olduğu dava konusu yazılımı lisanssız olarak işyerindeki bilgisayarda kurulu olduğu tespit edilmiş olduğundan ve dosyada davacının kullandığı yazılımın lisans belgeleri de ibraz edilmediğinden FSEK’in 22. maddesi gereğince çoğaltma hakkının ihlal edildiği, “…” yazılımın emsal telif bedelinin 6.547,50 Euro, “…” yazılımının emsal telif bedelinin ise 223,20 Euro olduğu, FSEK 68 çerçevesinde 3 katı bedel talebindeki takdirin Mahkemeye ait olduğu, Mahkemece 3 katı tazminata hükmedilmesi ve hükmedilen bedelin fer’ileriyle birlikte fiilen ödenmesi halinde, Yargıtay’ın yerleşik kararları uyarınca, taraflar arasında FSEK’in 68.f.4 maddesi kapsamında bir sözleşmenin oluştuğu kabulü paralelinde, söz konusu eser nüshasının yasal hale geleceği ve bu eser nüshasının davalı tarafından kullanılabileceği belirtilmiştir. İlk derece mahkemesince aynı bilirkişi heyetinden alınan 06/01/2020 tarihli ek raporda; sunulan hak sahipliği belgelerinin tekrar değerlendirilmesi neticesinde, davacı şirkete ait tüzük, örnek lisans sözleşmesi, sahip olunan yazılım listesi, internet sitesi, delil tespit raporundaki ekran kayıtları, marka tescil belgesi birlikte değerlendirildiğinde, davacının davaya konu yazılımın FSEK 11 çerçevesinde karineten hak sahibi olabileceği ve davalının davacının hak sahibi olduğu dava konusu yazılımı lisanssız olarak işyerindeki bilgisayarda kurulu olduğu tespit edilmiş olduğundan ve dosyada davalının kullandığı yazılımın lisans belgeleri de ibraz edilmediğinden, FSEK’in 22 maddesi gereğince çoğaltma hakkının ihlal edildiği, … yazılımın emsal telif bedelinin 6.547,50 Euro, … 2017 yazılımının emsal telif bedelinin ise 223,20 Euro olduğu ve FSEK 68 çerçevesinde 3 katı bedel talebindeki takdirin mahkemeye ait olduğu belirtilmiştir.
G E R E K Ç E: Dava, davacıya ait yazılımların, davalı bilgisayarında izinsiz olarak yüklü olduğundan bahisle FSEK’in 68. Maddesi uyarınca açılan tazminat davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde, davacı tarafın davaya konu yazılımların eser sahipliğinin ispatlanamadığını, dosya kapsamında alınan bilirkişi kök ve ek raporunda çelişkili beyanlarda bulunulduğunu, ek raporda dahi net bir tespit yapılmadığını, yazılımın müvekkilinin bilgisi dışında çalışan tarafından bilgisayara yüklendiğini ve müvekkili tarafından kullanılmadığının sabit olduğunu ileri sürmüştür. Eser sahipliğinden kaynaklanan davalarda, davacının eser sahibi olup olmadığının tespiti kamu düzeni ile ilgili olup, mahkemece resen dikkate alınması doğrudur. Ancak eser sahipliğinin tespitinde tescil zorunluluğu bulunmadığından, FSEK 11. Ve 12. Maddelerde düzenlenen karinelerin bulunup bulunmadığı değerlendirilerek karar verilmesi gerekmektedir. FSEK 11.madde de : “Yayınlanmış eser nüshalarında veya eserin aslında, o eserin sahibi olarak adını veya bunun yerine müstear adını kullanan kimse, aksi sabit oluncaya kadar o eserin sahibi sayılır. ” hükmü düzenlenmiştir. Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2018/273 Esas sayılı D.İş dosyasında Bilgisayar Mühendisi bilirkişiden alınan 11/10/2018 tarihli raporda; davalı adresinde bulunan bilgisayardan alınan ekran görüntülerinin rapora eklendiği ve yazılım hakkında ekran görüntüsünde, “… isimli yazılım programının bilgisayarda 25/05/2018 tarihinde yüklendiği kurulu ve aktif olduğunun belirlendiği, “…” olarak “…,” şirketinin isminin bulunduğu ve marka tescil kayıtlarından “…” markasının davacı şirket adına tescilli olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda, yazılım üzerinde davacı şirket unvanı ve markası bulunduğundan FSEK 11. Madde de düzenlenen karineden aksi ispat edilinceye kadar faydalanacağından, dosya kapsamında alınan ek raporda da bu hususlara yer verildiğinden davalı vekilinin eser sahipliğine yönelik istinaf sebebinin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. Davalı vekili programın, şirket çalışanı tarafından izinsiz olarak yüklendiğini ve kullanılmadığını ileri sürmüşse de, bilgisayarın adının “…” olduğu, vekaletnameden davalı şirket yetkilisinin adının da … olup, yazılımın yüklü olduğu bilgisayarın davalı şirkete ait olduğu, programın yüklü ve çalışır vaziyette olmasının FSEK 22. Maddesi gereğince çoğaltma mali hakkının ihlali için yeterli olup, kullanılması gerekmediği göz önüne alınarak ileri sürülen istinaf sebepleri yerinde olmadığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 683,10 TL nispi harçtan, peşin alınan 171,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 512,10 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderleri olarak;a)Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 54,00 TL (posta-teb-müz) masrafının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, b)Davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 08/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.