Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/535 E. 2021/842 K. 16.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/535 Esas
KARAR NO: 2021/842 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/09/2020
NUMARASI: 2020/398 E.,
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 16/04/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili; borçlusu müvekkili şirket olan bono ile müvekkili şirketin geçmişe dönük olarak davalılar tarafından borçlandırıldığını, böylelikle müvekkili …’nin % 50 hissedarı olduğu diğer müvekkili şirketin hileli bir şekilde iflas ettirilmeye çalışıldığını, takibe konu bononun müvekkili şirket kayıtlarında yer almadığını, davalı …’ün bonoyu takibe koyduğunu ve takip sırasında diğer davalı …’nün muvazaalı olarak borcu kabul ettiğini, akabinde müvekkili hakkında haksız ve kötü niyetli bir çok davanın açıldığını, İstanbul Anadolu 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2019/312 Esas sayılı dosyasında açılan tasarrufun iptali davasının dava dilekçesinde; davalıların yakın arkadaş olduğunu kabul ettiğini, müvekkili ile davalı …’nün husumet halinde olduğunu, senedin sonradan düzenlendiğini, bu konuda İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsünden senet üzerindeki mürekkebin yaş tahlilinin yapılmasını istediklerini, dava konusu bononun davalılarca muvazaalı olarak düzenlendiğini ve müvekkili şirketin bu şekilde borçlandırıldığını belirterek bononun muvazaa nedeniyle iptaline, davacı şirketin borcunun olmadığının tespitine karar verilmesini, ayrıca takibin teminatsız olarak durdurulması konusunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir. Mahkemece 17/09/2020 tarihli ara kararla dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği, ülkemizde mürekkep yaş tespitinin mümkün olmadığı gerekçeleriyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş, kararı davacılar vekili istinaf etmiştir. Davacılar vekili istinafında; dava dilekçesindeki beyanlarının dikkate alınmadığını, menfi tespit davasının sahtelik iddiasına dayanması halinde HMK’nun 209/1 maddesi gereğince sahteliği iddia edilen senede dayalı işlemlerin duracağını, bu hükmün emredici nitelikte olduğunu, müvekkili şirket defter ve kayıtlarından böyle bir bononun kaydının yer almadığını, ayrıca 350.000 USD gibi bir bedelin elden verilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, zira VUK’nun 4.maddesi gereğince bu tutardaki bir bedelin belgelendirilmesi gerektiğini, davalı … tarafından açılan stanbul Anadolu 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2019/312 Esas sayılı ve 2019/299 Esas sayılı dosyalardaki dava dilekçelerinin muvazaayı açıkça belgelediğini, söz konusu dava dilekçelerinde davalıların yakın arkadaş olduğunun ikrar edildiğini, bu durumda dava konusu bononun muvazaalı olarak davalılarca düzenlendiğinin ve şirketin borçlandırıldığının sabit olduğunu, şirketin iflas seviyesinde borçlandırıldığını, tedbirin reddinin hakkın elde edilmesini önemli ölçüde zorlaştıracak ve tamamen imkansız hale getireceğini bildirerek tedbir kararı verilmesini istemiştir. Davalı … tarafından davacı şirket ve diğer davalı … aleyhine 350.000 USD bonoya dayalı olarak toplam 1.380.046,19 TL’nin tahsili için kambiyo senetlerine özgü yolla icra takibi başlatıldığı, takip konusu bononun 18/07/2017 tanzim 24/11/2017 vade tarihli 350.000 USD bedelli, nakden kaydıyla düzenlenmiş, keşidecisinin davacı şirket, avel verenin ise davalı …, lehtarın ise davalı … olduğu görülmüştür. İcra dosyasında düzenlenen 21/11/2019 tarihli haciz tutanağının incelenmesinde; davalı borçlu …’nün borçtan haberi olduğu ve şu anda ödeme durumu olmadığı şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür. Sakarya 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/210 Esas sayılı dosyasında dava konusu bononun iptali için menfi tespit davası açmak üzere davacı …’ye yetki verildiği görülmüştür
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davalı … tarafından davacı ve diğer davalılar aleyhine bonoya dayalı takip başlatılmış, davacı tarafça huzurdaki menfi tespit davası açılmıştır. Davacı taraf bononun muvazaalı olarak ve sonradan düzenlendiğini iddia etmiştir. Davacı taraf, ayrıca senet üzerindeki mürekkebin yaşının tespiti bakımından inceleme yapılmasını istemiştir. Gerek ilk derece mahkemesinin kararında belirttiği üzere ülkemizde mürekkep yaş tespitinin mevcut durumda mümkün olmadığına dair yargı kararları bulunması, gerekse muvazaa iddiasının yargılamayı gerektirmesi hususları bir arada değerlendirildiğinde dosyanın mevcut kapsamı itibariyle yaklaşık ispat koşulunun bu aşamada gerçekleşmediği anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf talebinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: 6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin olarak alınan 54,40 TL’nin tahsiliyle bakiye 4,90 TL davacıdan alınarak hazineye irad kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinafa gelen üzerinde bırakılmasına, İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf aşaması için ayrıca avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak karar verildi. 16/04/2021