Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/530 E. 2022/2180 K. 23.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/530 Esas
KARAR NO: 2022/2180 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/11/2020
NUMARASI: 2018/125 E. – 2020/760 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 23/12/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı tarafça müvekkili aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile 01.06.2017 vade tarihli 152.000,00 TL bedelli bonoya dayalı kambiyo takibi başlatıldığını, müvekkili ile davalı arasında hiçbir hukuki, ticari vs herhangi bir borç doğuran ilişki olmadığını, bono altındaki imzanın müvekkiline ait olmadığını, takibe konu sahte senet sebebiyle savcılığa şikayette bulunulduğunu, takibe konu senedin sahtecilik ve dolandırıcılık ürünü olduğunu, müvekkilinin imzası taklit edilmek suretiyle haksız takibe girişilmiş olduğunu, müvekkilinin %50 malul bir birey olduğunu, ailesini geçindirmek ve yaşamını idame ettirebilmek amacıyla asgari ücretle ameliyathane temizliğinden sorumlu işçi olarak hastanede çalıştığını,%50 Malul olan müvekkilinin fakirlik belgesi de gözetilerek, davacı hakkında Adli Müzaheret kararı verilmesini, sahte senet sebebiyle Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasının HMK m. 391 uyarınca tedbiren durdurulmasına, dava sonunda iptaline, davanın kabulüne, müvekkilinin borcu bulunmadığı yönünde menfi tespite, kötü niyetli davalı yanın % 20 tazminata mahkum edilmesine,karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı davaya cevap vermemiştir.
MAHKEME KARARI: Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/11/2020 tarihli 2018/125E. – 2020/760 K. sayılı kararıyla; “Davanın, kambiyo senetleri altındaki imzaların davacının eli ürünü olmadığından bahisle menfi tespit istemine ilişkin olduğu, mahkemece davacının mukayese imza örneklerinin çeşitli kurumlardan celbedilerek, davacının imza örneklerinin alındığı ve Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi tarafından tanzim olunan 08/02/2019 tarihli raporda senetlerdeki imzaların kuvvetle muhtemel davacının eli ürünü olduğu tespit edilmiş olup, mahkememizce savcılık dosyasında aynı senedin davalı eli ürünü olduğuna dair tespit yapıldığı, raporun ATK raporu ile çelişmesi nedeniyle çelişkinin giderilmesi ve rapordaki “kuvvetle muhtemel” ibaresinin karar vermeye yetecek kesinlikte olmadığı nazara alınarak dosya imza incelemesi için üçlü bilirkişi heyetine tevdi edildiği, bilirkişi heyeti tarafından tanzim olunan 14/10/2019 tarihli bilirkişi raporu ile de senetteki imzaların davacının eli ürünü olduğunun belirlendiğinin anlaşıldığı, davacı tarafça senetlerdeki imzaların eli ürünü olmadığından bahisle borçlu olmadığının tespiti talep edilmiş ise de, mahkemece alınan bilirkişi raporları ile senetlerdeki imzaların davacının eli ürünü olduğunun tespit edildiği, davanın sübut bulmadığı, dava konusu senedin düzenleyenin davacı, muhatabının ise davalı olduğu, bu hali ile davalı taraf lehine kötü niyet tazminatı şartlarının oluştuğu” gerekçesiyle; Açılan davanın REDDİNE, -Davalı tarafın icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile %20 oranında icra inkar tazminatının davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; davanın 01/06/2017 vadeli 152.000 TL bedelli bonodan dolayı borçlu bulunmadığı yönünde menfi tespit davası olduğunu, davalı …’in müvekkilinin 17 yıl çalıştığı … Market sahibi ..’la işbirliği içerisinde, müvekkilinin işçilik alacakları dosyasını bertaraf etmek adına, sahte bonoyu tanzim ettiğini, davalının yeminden imtina ettiğini, hakim değişikliği sonrasında mahkemenin dosyayı incelenmeden, yeminden imtina edildiği gözetilmeksizin davanın reddine karar verildiğini, davalıya 6. Celsede yemin teklif ettiklerini, davalının 7. Celseye katılmadığını, mazeretsiz olarak duruşmaya katılmadığının tespit edilmesine rağmen davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu. -Sahte bono üzerinde başka hukuka aykırılıkların da bulunduğunu, TC numarasının bir rakam fazla yazıldığını, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı 2017/127760 Sor. Nolu dosyasında, şüpheli …’ün sıcağı sıcağına alınan ilk ifadesinde “senedin üzerini sanırım çalıştığı yerin sahibi doldurmuş” şeklinde beyanla, müvekkilinin işçilik alacaklarına dair … Markete davayı (Bakırköy 7. İş Mahkemesi’nin 2015/192 E. Sayılı dosyası) açıp kazandıktan sonra, sahte senedin eski işveren -Bakırköy … Market sahibi …- tarafından şüpheli …le işbirliği içerisinde tanzim edilerek takip başlatıldığını dolaylı yolla ikrar ettiğini. -Müvekkilinin imzasının basit tersimli, kaligrafik özellik içermeyen bir imza olduğundan, müvekkili …’ın 17 yıl işçisi ve bir dönem kiracısı olduğundan bu belgelerden yola çıkılarak, kolayca taklit edildiğini, dosya kapsamında alınan hiçbir raporda, imzanın müvekkiline ait olduğuna dair kesin kanaat içeren rapor verilemediğini. -Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nca müvekkilinin müşteki, davalının şüpheli olduğu 2017/127760 Sor. nolu dosya kapsamında alınan 03.02.2018 tarihli, Uzm. Dr. … imzalı ilk grafoloji raporunda; bono üzerindeki imzanın eğim, yön, doğrultu, seyir, istifleme, figür, karakteristik özellikleri incelendiğinde …’e ait olmadığı, imza ve yazıların şüpheli davalı … tarafından tanzim edildiğinin tespit edildiğini, davalının yeminden imtina ettiğini, müvekkilinin üzüntüden felç geçirdiğini ve mukayese imza örneklerinin vücudunu tam olarak kullanamazken alındığını. -Davalının kötüniyet tazminatı talebinin bulunmadığını, buna rağmen kötüniyet tazminatı verilmesinin haksız olduğunu beyanla, mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekilinin gerekçeli karar tebliği üzerine ibraz ettiği ikinci istinaf dilekçesinde de benzer beyanlarda bulunduğu anlaşılmıştır. Davalı vekilinin istinaf dilekçesine cevabında; mahkemece alınan raporlar neticesinde imzanın davacıya ait çıktığını, senetteki imza ve borcun davacıya ait olduğunu, ilerleyen aşamalarda imza davacıya ait çıkınca davacının iddiasını değiştirerek yeni deliller toplanmaya başladığını, iddianın değiştirilmesine hiçbir aşamada muvaffakatlarının bulunmadığını, yemin metninin de değiştirilen iddialara göre hazırlandığını, HMK 266. Maddesine aykırı olduğunu, beyanla istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Dosya arasında bulunan Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davalı takip alacaklısı tarafından davacı takip borçlusu aleyhine 152.000,00 TL asıl alacak, 6.184,11 TL işlemiş faiz, 456,00 TL (%0.3) komisyon ücreti olmak üzere toplam 158.640,11 TL üzerinden kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığı, takibe konu 01/06/2016 tanzim tarihli, 01/06/2017 vade tarihli 152.000 TL bedelli nakten bedel kaydı bulunan bononun keşidecisinin …, lehtarının … olduğu anlaşılmıştır. Bakırköy C. Başsavcılığı’nın 2017/127760 Soruşturma sayılı dosyasında, Bilirkişi …’tan alınan 28 Mayıs 2018 tarihli raporda; senet üzerindeki ödeyecek kısmındaki … yazısı ile … adına atılı bulunan yazı ve imzalar ile …’e ait yazı ve imzalar arasında benzerlikler görüldüğü beyan edilmiştir. Savcılıkta ifadesi alınan davalı …’ün ifadesinde; şikayetçi …’in … Fırın’da çalışırken kendisinin de yakın yerde GSM bayiliğinin bulunduğunu, kendisine paraya ihtiyacı bulunduğunu aracını satıp vereceğini söyleyerek 152.000 TL borç para istediğini, parayı kendisine verdiğini, 01/06/2017 tarihli senedi imzalayarak kendisine verdiğini, senedi icraya koyduğunu, kendisine hiç para ödemediğini, işi bırakıp kaybolduğunu beyan ettiği anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince ATK Fizik İhtisas Kurulu’ndan alınan 20/03/2019 tarihli raporda; …’e ait mukayese yazı/imzalarını içerir; 21/02/2017 tarihli, kimlik kartı başvuru belgesi, 13/08/2018 tarihli, dilekçe, 25/02/2016 tarihli, noter belgesi fotokopisi, 25/12/2017 tarihli, fakirlik kağıdı, 18/12/2017 tarihli, 2 adet dilekçe fotokopisi, 25/12/2017 tarihli, fakirlik kağıdı, 23/01/2018 tarihli, vekaletname fotokopisi, Bila tarihli, …’e ait kimlik kartı fotokopisi, İstiktab Tutanakları ve alacaklısı …, borçlusu … olan, 01/06/2016 düzenlenme, 01/06/2017 ödeme tarihli, 152.000 TL bedelli senedin incelendiği, inceleme konusu senette borçlu isim adres bölümündeki “…” isim yazısı ile …’in mukayese yazıları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu yazıların …’in eli ürünü olduğu, inceleme konusu senette … adına atılı basit tersimli borçlu imzaları ile …’in mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından, söz konusu basit tersimli borçlu imzalarının isim yazısıyla birlikte değerlendirildiğinde kuvvetle muhtemel …in eli ürünü olduğunun tespit edildiği” beyan edilmiştir. İlk derece mahkemesince Adli Tıp Uzmanı bilirkişi Dr. …, Adli Bilimler Uzmanı bilirkişi Dr. Öğr. Üyesi bilirkişi … ve Grafoloji ve Sahtecilik Em. Uzmanı bilirkişi …’dan oluşan heyetten alınan 14/10/2019 tarihli bilirkişi raporunda; …’in; Pendik İlçe Nüfus Müdürlüğü’nün 21/06/2018 tarihli yazıları ekinde gönderilen; 21/02/2017 tarihli Kimlik Kartı Talep Belgesi aslında, Pendik 1. İlce Seçim Kurulu Başkanlığı’nın 24/09/2018 tarihli yazıları ekinde gönderilen; 24/06/2018 geçerlilik süreli ve … nolu Sandık Seçmen Listesi aslında, Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi Sayın Hakimliği’ne hitaben yazılmış, 01/03/2019 kayıt tarihli dilekçe aslında, Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne hitaben yazılmış, 25/10/2018 tarihli dilekçe aslında, 19/02/2017 son geçerlilik tarihli kimlik kartı fotokopisinde, Bakırköy Sulh Ceza Hakimliği’ne Sunulmak Üzere Bakırköy 2. Asliye Mahkemesi hitaben yazılmış, 13/08/2018 tarihli dilekçe aslında, vekilinin dosyaya sunduğu 31/05/2018 tarihli dilekçenin ekinde verilen; 25/12/2017 tarihli Fakirlik Kağıdı renkli fotokopisinde, C.Savcısı huzurunda düzenlenmiş, 18/04/2018 tairh ve dört sayfa Yazı ve İmza Örnekleri Tutanağı fotokopisinde, Bakırköy CBS’ye hitaben yazılmış, 18/12/2017 tarihli dilekçe fotokopisinde, C.Savcısı huzurunda düzenlenmiş, 18/12/2017 tarihli Müşteki İfade Tutanağı fotokopisinde, Hakim huzurunda düzenlenmiş 28/05/2018 tarih ve dört sayfa Yazı ve İmza Örnekleri Tutanağında, Kartal … Noterliği, 23/01/2018 tarih ve … yevmiye nolu Vekaletname renkli fotokopisinde, …’ün; C.Savcısı huzurunda düzenlenmiş, 18/01/2018 tarih ve dört sayfa Yazı ve İmza Örnekleri Tutanağı fotokopisinde, Bakırköy … Noterliği, 10/11/2017 tarih ve … yevmiye nolu Vekaletname fotokopisinde bulunan, mukayeseye esas yazı ve imzaları olduğunu, …’in mukayeseye esas imzalarının başlangıç kısımlarında işlekliği düşük, metereddit hatlarla yapılandırılmış “m” harfleri, devamında sayısı, mesafeleri, yapısı değişkenlik göstererek istiflenen unsurlardan meydana geldikleri, başlangıç harfleri ve devamındaki unsurların birbirlerine oranı, genel istikamet durumu, işleklik derecesi itibariyle de aralarında belirgin varyasyonlar bulunduğunu, …’ün mukayeseye esas imzalarının saat istikametinin tersine hatlarla eliptik başlangıç şekilleri, devamında ise “m” tarzda istiflenen unsurlardan ibaret oldukları, başlangıç şekilleri ve devamındaki unsurların birbirlerine göre konumlandırılmaları, oranı, eğim, genel istikamet durumu yönünden kabul edilebilir varyasyonlar gösterdikleri, müşahede ve tespit edilmiş olduğunu sonuç olarak; mukayeseye esas alınan yazıları ile aralarında uygunluk ve benzerlik saptandığından inceleme konusu, alacaklı “…”, ödeyecek “…” adlarına düzenlenmiş, “01.06.2016” düzenleme ve 01.06.2017″ ödeme günlü, “152.000/Yüzelliikibin TL” meblağlı senedin Ödeyecek kısmında yazılı “…” isim, soyisim yazılarının davacı …’in eli ürünü olduğunu, mukayeseye esas alınan imzaları ile aralarında genel yapı, imza yolu ve karşılaştırmalı incelemelerde esas alınan kriterlerden bazıları ile uygunluk ve benzerlik saptandığından, ayrıca senedin Ödeyecek kısmında yazılı “…” isim, soyisim yazılarının …’in eli ürünü olduğu yönündeki değerlendirmenin desteğiyle borçlu imzalarının da davacı …’in eli ürünü olduğunu, mukayeseye esas alınan yazıları ile aralarında uygunluk ve benzerlik saptanmadığından davacı …’in eli ürünü olduğu kanaatine vardıkları Ödeyecek kısmındaki “…” isim, soyisim yazıları dışında kalan yazıların davacı … ve davalı …’ün eli ürünü olmadıkları sonucuna varılmış olduğunu bildirmişlerdir. Davalının yemin davetiyesi ile kendisine bildirilen, 18/02/2020 tarihli duruşma gününde Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi’nin acil polikliniğine başvurduğunun dosyaya celp edilen hastane evrakından anlaşılmıştır. Mahkemenin 01/02/2018 tarihli ara kararıyla; “icra takibinin durdurulmasına ilişkin tedbir talebinin reddine, çoğun içinde azda vardır kuralı gözetilerek, adli yardım talebinin kabul edildiği nazara alınarak, teminatsız olarak İİK m.72/3 gereğince mahkemece nihai karar verilinceye kadar icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmemesi” şeklinde ihtiyati tedbir kararı verildiği anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E: İmza inkarına dayalı menfi tespit davasında, ilk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporları ile imzanın davacıya ait olduğundan bahisle, davanın reddine, %20 oranında kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmiş, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dosya kapsamında alınan Adli Tıp raporu ile üç kişilik bilirkişi heyetinden alınan raporda senet üzerindeki ödeyecek kısmındaki “…” ismi ile “…’e atfen atılan imzanın” davacıya ait olduğunun tespit edildiği, Savcılık soruşturması sırasında alınan bilirkişi raporunda da mukayese yazı ve imzalar ile benzerlikler görüldüğünün tespit edildiği, her üç raporun aynı yönde olduğu anlaşılmıştır. Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde savcılık dosyasında alınan 03/02/2018 tarihli Uzm.Dr. … tarafından düzenlenen rapora dayanarak imzanın müvekkiline ait olmadığını ileri sürmüşse de, mahkemece savcılıkta alınan rapor ile Adli Tıp Raporu arasındaki çelişkinin giderilmesi yönünden, üç kişilik heyetten rapor alındığı, alınan bilirkişi raporunda senet üzerindeki imzanın davacıya ait olduğu tespit edildiğinden menfi tespit davasının reddine karar verilmesinin yerinde olduğu kanaatine varılmıştır. Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde, davalıya yemin teklif edildiğini, usulüne uygun yemin davetiyesi tebliğine rağmen yeminin eda edileceği duruşmaya gelmediğini ileri sürmüşse de, davanın imza inkarına ve senedin sahte olarak düzenlendiği iddiasına dayalı olarak açıldığı, bilirkişi raporları ile imzanın davacıya aidiyetinin saptanması üzerine, davacı tarafça ıslah talebinde bulunulmaksızın ve davalı tarafın açık muvaffakatı bulunmaksızın yeni iddialar ileri sürüldüğü, dosyaya sunulan yemin davetiyesindeki hususların 6100 Sayılı HMK 226/1-c maddesi gereğince “yemin edecek kimsenin ceza soruşturması veya kovuşturması ile karşı karşıya bırakacak vakıalara” ilişkin olması nedeniyle zaten yemine konu olamayacağı, mahkemece davalıya yemin teklifinin usul ve yasaya uygun olmadığı ve hukuki sonuç doğurmayacağından, yemin teklifi ara kararına yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde: davalının tazminat talebi bulunmamasına rağmen tazminata hükmedildiğini ileri sürdüğü anlaşılmıştır. İİK 72/4 maddesinde, davanın alacaklı lehine neticelenmesi halinde ihtiyati tedbir kararının kalkacağı ve hükmün kesinleşmesi halinde alacaklının ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almasından dolayı doğan zararlarını gösterilen teminattan alacağı düzenlenmiştir. Yasal düzenlemeden talep koşulu aranmadığının anlaşıldığı, mahkemece 01/02/2018 tarihli ara kararla İİK 72/3 maddesi gereğince tedbir kararı verilerek infaz edildiği anlaşılmakla, davacı vekilinin tazminata yönelik istinaf sebebi de yerinde görülmemiştir. Yukarıda açıklanan gerekçelerle; davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine, ilk derece mahkemesince davacının adli yardım talebi kabul edildiğinden, HMK 335/3 maddesinde düzenlenen; “Adli yardım hükmün kesinleşinceye kadar devam eder.” hükmü gereğince davacı tarafça istinaf harcının yatırılmadığı anlaşılmışsa da, HMK 339/1 maddesi gereğince. “Adli yardım kararından dolayı ertelenen yargılama giderleri ile Devletçe ödenen avanslar, dava sonunda haksız çıkan taraftan tahsil edilir” hükmü gereğince, istinaf harcının davacıdan tahsiline karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-İstinaf kanun yoluna başvururken yatırılmadığı anlaşılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 80,70 TL maktu istinaf harcının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderleri olarak; Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 23/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.