Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/521 E. 2021/636 K. 25.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/521 Esas
KARAR NO: 2021/636
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/01/2021
NUMARASI : 2020/503 E. – 2021/46 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 25/03/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin, 10.10.2020 tarihinde … Bankası hesabından harcama yapmak istediğini, kartının ödeme yapmaması üzerine ertesi gün 11.10.2020 tarihinde banka müşteri hizmetlerini arayarak durumu sorduğunu, banka müşteri hizmetleri tarafından hesabına haciz konulduğu bilgisi müvekkiline iletildiğini, müvekkilinin de bunun üzerinde aynı gün, Uyap vatandaş sistemine girdiğini ve İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile hakkında 2.082.356,16 TL asıl alacak tutarlı ilamsız icra takibi yapıldığını öğrendiğini, 12.10.2020 tarihinde İstanbul ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına başvurarak; İlamsız icra takibinden yeni haberdar olduğu ve yapılan tebligatın usulsüz olduğunu ileri sürerek borca itiraz ettiğini ve hacizlerin kaldırılmasını talep ettiğini, ancak İcra Müdürlüğü 12.10.2020 tarihinde müvekkilinin taleplerinin reddine karar verdiğini, bunun üzerine ödeme emrine dair tebligatın usulsüz tebligat olması nedeni ile İstanbul 22. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2020/891 esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, işbu dava derdest olup yargılamanın devam ettiğini, müvekkilinin, davalı tarafından keşide edilen 27.03.2020 tarihli 1.000.000,00 TL bedelli çekin tahsili amacı ile İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/256 D.İş sayılı dosyası ile davalı şirket ve çekte cirosu bulunan kişiler hakkında ihtiyati haciz kararı aldığını ve davalı ve diğer borçlular aleyhine İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi yaptığını, davalı tarafın, aleyhine yapılan icra takibindeki borç miktarını ödememek amacı ile dayanaksız-belge sunmadan-alacağı gösterir açıklama yapmadan ilamsız icra takibi yaptığını ve usulsüz tebligat ile takibi kesinleştirerek; İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasındaki alacağı semeresiz bırakmaya çalıştığını, davalı tarafça yapılan ilamsız icra takibi incelendiğinde takip dayanağı olarak herhangi bir evrak bulunmadığı gibi takip talebinde de borcun kaynağı açıklanmadığını, davalının müvekkilinin icra dosyasındaki alacağını semeresiz bırakmak amacı ile icra takibi yaptığını ve usulsüz tebligat ile takibi kesinleştirdiğini, müvekkilinin takipten dolayı davalı yana borçlu bulunmadığını, borcun varlığını inkar ettiğini, borçlu olan bir taraf söz konusu ise bu taraf davalı taraf olduğunu, davalı tarafın müvekkiline İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası borcu bulunduğunu beyanla davalı yanın İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasıyla takip konusu yaptığı alacaktan davacının davalı yana borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline, davalının %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkûm edilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesinin kararında; “….dava, davacı tarafça davalı aleyhine açılan İstanbul …. İcra Dairesi’nin … esas sayılı icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davacı tarafça davalı tarafından başlatılan ve dayanak gösterilmeyen İstanbul …. İcra Dairesi’nin … esas sayılı icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Dava konusu olan İstanbul …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklı davalı şirket tarafından borçlu davacı aleyhine, 2.000.000,00-TL asıl alacak ve 82.356,16-TL işlemiş faiz alacağı olmak üzere toplam 2.082.356,16-TL alacak için dayanak belge gösterilmeden adi takip yoluyla icra takibi başlatıldığı, borca itirazın reddine karar verildiği ve icra takibinin derdest olduğu anlaşılmıştır…Somut olayda dava konusu ihtilaf davalı şirket tarafından davacı gerçek kişi şahıs aleyhine dayanak belge ve borcun sebebi gösterilmeden başlatılan İstanbul …. İcra Dairesi’nin … esas sayılı icra takibinden dolayı davacının davalı şirkete borçlu olup olmadığına ilişkin olup, bu haliyle eldeki dava mutlak ticari davalardan olmadığı gibi, davalı taraf şirket olsa da Vergi Dairesi ve Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtlarına göre davacının tacir olmadığı sabit olmakla, dava konusu alacağın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili ve ticari iş niteliğinde olmadığından somut olayda dava TTK’da yer alan mutlak ticari davalardan da değildir. Bu itibarla davaya bakma görevi genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesine ait olup, mahkememizin görev alanında değildir. Görev itirazı yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de re’sen nazara alınarak yargılamanın her aşamasında görevsizlik kararı verilebilir. HMK 2. madde ve TTK 5. maddesi gereğince davaya bakma görevi Mahkememize ait olmayıp davacı tarafça açılan davanın İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğinden, mahkememizin görevsizliğine, davanın usulden reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf isteminde özetle; Davacının, kötü niyetli olarak tacir olmadığı ve haksız olduğu halde bile bile işbu davayı açtığını, davanın esastan reddi gerekirken görevsizlik kararı verilmesinin hatalı olduğunu, davanın reddi ile kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde; istinaf isteminin reddini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, İİK’nın 72.maddesine dayalı olarak açılan menfi tespit davasıdır.İlk derece mahkemesince davanın görevsizlik nedeni ile usulden reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Menfi tespit istemine ilişkin icra dosyasında; davalı tarafça davacı aleyhine ilamsız takip başlatılmış, takibin sebebin belirtilmemiştir. Davalı; bir kısım bilgisayar ekipmanlarının ithali için davacı ile ön mutabakata varıldığını, toplam 2.000.000,00 TL bedelli iki adet çeki avans olarak verildiğini, çeki davacının tahsil ettiğini, mal teslimi olmadığını, davacının tacir olmadığının anlaşıldığını, dolandırıldığını iddia etmiştir. Mahkemece davacının tacir olmadığı tespit edilmiş, bu husus taraflarca da istinafa getirilmemiştir. Bu durumda davacın tacir olmadığı, uyuşmazlığın mutlak/nisbi ticari dava niteliğinde olmadığı dikkate alındığında Asliye Ticaret Mahkemesi görevli olmadığından davanın usulden reddi kararı yerindedir. Davalı vekili davanın esastan reddi ile kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek istinaf kanun yoluna başvurmuş ise de; görev hususu kamu düzenine ilişin olup esas ve kötüniyet tazminatı hakkındaki değerlendirmenin görevli mahkemece yapılması zorunlu olduğundan davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin HMK 353/1-b-1 md gereğince esastan reddi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-Davalı vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf harcı peşin alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına, istinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,3-İstinaf aşamasında davacının gider avansından kullanıldığı anlaşılan 29,00TL istinaf masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4- Artan avansının karar kesinleştiğinde aidiyetine göre taraflara iadesine,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 25/03/2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.