Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/519 E. 2021/825 K. 15.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/519 Esas
KARAR NO: 2021/825 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
NUMARASI : 2020/379 E. SAYILI ARA KARAR
DAVANIN KONUSU: Marka (Tecavüzün Ref’i İstemli)
KARAR TARİHİ: 15/04/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :TALEP:Davacı vekili tescilli … ibareli markalarına dayanarak, davalıların davacı markalarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini ileri sürdüğü kullanımlarının tedbiren önlenmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili 25/12/2020 tarihli mürafaa duruşmasında ve dilekçelerinde müvekkilinin tescilli markasını kullandığını, müvekkili …’nun önceki soyadının … olduğunu, … ilk kuran şahısın müvekkilinin büyük dedesi olduğunu, müvekkilinin de buna uygun olarak … soyadını boza işinde kullanmış ve tescil ettirdiğini ve tescilin 1996 dan beri kullanılmakta olduğunu, müvekkilinin kullanımının SMK hükümlerine uygun olduğunu ayrıca tedbir kararının amacını aşar bir şekilde uygulandığını, Ambalajların sıyrılması kaldırılması mümkünken bozalara ve bunların üretildiği makinelere el konulduğunu, müvekkilinin 1,5 aydır faaliyette bulunamadığını, büyük zararı olduğunu, teminat miktarı da çok düşük olduğunu, öncelikle tedbirin kaldırılmasını talep ettiğini, ayrıca davacı müvekkilinin markasına yönelik olarak 2017 yılında İstanbul Anadolu 1 FSHM de hükümsüzlük davası açıldığını ve dava reddolduğunu beyan etmiştir.
TEDBİR KARARI: İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 17/11/2020 tarihli ara kararı ile; 1-İhtiyati tedbir talebinin KISMEN KABULÜ ile tedbir talep eden eden tarafından karar tarihinden itibaren 1 HAFTALIK KESİN SÜRE içerisinde, 50.000,00 TL teminat veya muteber bir bankaya ait kesin ve süresiz teminat mektubu Mahkemeye depo edildiğinde; 2-Davacı adına tescilli … no ile tescilli … markası, 96/179582 no ile tescilli … 1876 markası, 2012/41259 na ile tescilli … markası, 2002/26745 no ile tescilli … Bozacısı 1876 markası, 2002/26746 no ile tescilli … 1876 markası, 2005/38875 no ile tescilli… tescilli markaları ile benzerlik teşkil edecek şekilde, davalıların Türk Patent Enstitüsü nezdinde 95297 tescil numaralı “… Sirke İstanbul+şekil” markasının tescilli olduğu hali dışında … ibaresi öne çıkartılacak şekilde kullanımının YASAKLANMASINA. 3-Bu şekilde markanın kullanıldığı ürünlerin, mümkünse ambalajlarından sıyrılarak ambalajlarına, aksi takdirde ürünlere, tanıtım vasıtalarına EL KONULMASINA, MUHAFAZA ALTINA ALINMASINA, 4-Üretiminde münhasır olarak kullanılan cihaz, makine gibi araçlara EL KONULMASINA, tecavüz konusu ürünlerin üretiminin durdurulmasına, 5-Davacı vekilinin davalıların internet sanal ortam, web sayfaları da dahil olmak üzere ticari faaliyetlerinde gerçekleştirdikleri her türlü reklam unsuru teşkil edecek her türlü alan adı, web sayfasının da kullanımın YASAKLANMASINA” karar verilmiştir. Davalı … Tashkandi vekilinin tedbir kararına itiraz ettiği anlaşılmıştır.İTİRAZIN REDDİ KARARI; İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 17/11/2020 tarihli ara kararı ile; ” davalının 95297 numaralı tescilli “… İstanbul” markasını tescil edildiği hali ile değilde davacı adına tescilli “…” markasına benzer biçimde kullandığı yönünde görüş bildirilen bilirkişi raporu ve davacı vekilince dosyaya sunulan delillerde dikkate alınarak yeniden tedbir kararı verildiği,davalı vekilince her ne kadar tedbire itiraz edilse de,davacı vekili tarafından sunulup, emanete alınan numune incelendiğinde de davacı markasının kullanıldığı boza şişelerine çok benzeyip … markasının öne çıkartılmak sureti ile kullanıldığı ve bu hali ile davacı markasına tecavüz edildiği yönünde mevcut delil durumu itibari ile kanaat hasıl olduğu ve bu nedenle verilen tedbir kararının yasal olduğu” gerekçesiyle tedbire itirazın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davalı … vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; dava tarihinden 8 Ay önce değişik iş dosyasından alınan bilirkişi raporuna göre verilen tedbir kararının kabulünün mümkün bulunmadığını, mahkemenin tensip zaptı ile yeniden rapor alınmasına, bilirkişi ücretlerinin yatırılmaması halinde mevcut durum itibarıyla tedbir talebinin değerlendirilmesine, tedbir talebinin bilirkişi raporundan sonra değerlendirilmesine karar verdiğini, tensip zaptından 3 gün sonra davacı vekilinin dilekçe ibrazı ile tensip kararına itiraz ettiğini, mahkemece 17/11/2020 tarihli ara kararı ile tedbir talebinin kabulüne karar verdiğini, Değişik iş dosyasındaki bilirkişi raporunun tarihinin 09/03/2020 tarihli olduğunu, mahkemenin rapordaki hususların devam ettiğini bilmesinin mümkün olmadığını, ispat şartının gerçekleşmediğini, -tedbir kararının dava sonucunu öne alacak sonuç doğuramayacağını ve kural olarak esas uyuşmazlığı çözecek tarzda tedbir kararı verilemeyeceğini, özel kanun dururken HMK 389. Maddesinin uygulanmasının da usule uygun olmadığını, 6769 Sayılı SMK’da “ispat şartı” arandığını, davacının dava konusu kullanımın ülke içinde kendi sınai mülkiyet haklarına tecavüz teşkil edecek şekilde kullanmakta olduğunu ispat edemediğini,-değişik iş raporunda bilirkişilerin marka ile ilgili değerlendirmeyi eksik ve hatalı yaptıklarını, markalar karşılaştırılırken kavramsal, sesçil ve bütünsel benzerliklerin, … kelimesinin manasının, müvekkilinin kızlık soyadının … olmasını, markanın hikayesini, geçmişini ve tarihini dikkate almadıklarını, markanın ayırt ediciliği düşük ibare içerdiğine dair inceleme yapmadıklarını, -müvekkilinin markasını tescile uygun kullandığını,-müvekkilinin haksız tedbir nedeniyle büyük zarara uğradığını, teminatın yetersiz kaldığını, tüm makinelerine ve mamüllerine haksız bir şekilde el konulduğunu, beyanla tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesine cevabında; davalının istinaf dilekçesinden 16 gün sonra harç ve masraf yatırdığını, davalının tespitten haberdar olduğunu, D.İş dosyasında verilen tedbir kararının Covid 19 salgını başlaması, iş yerlerinin ve Adliyelerin kapatılması nedeniyle, zor süreçte tedbiri uygulamanın da adil olmadığı düşüncesiyle uygulanamadığını, davalının aynı şekilde … ibaresini öne çıkartmak suretiyle ürünleri piyasaya dağıtmaya başladığını, davalının marka vekili huzurunda tedbir uygulandığında da zorluk çıkarttığını, polis nezaretinde uygulandığını, mahkemenin tedbire itiraz duruşmasında ürün üzerinde de inceleme yaptığını, davalı vekilinin istinaf dilekçesinde davanın esasına ilişkin açıklama yapmadığını, tedbirin dava sonucunu öne alacak bir sonuç doğurmadığını, davalının kızlık soyadının dava konusu uyuşmazlık ile ilgisinin bulunmadığını, davalının tescilli markasını kullanmadığını, tedbirin infazında ürünlere el konulmadığını beyanla istinaf başvurusunun reddini talep etmiştir.
DELİLLER: İstanbul Anadolu 2. FSHHM’nin 2020/37 D.İş sayılı dosyasında marka vekili bilirkişi ile gıda mühendisi bilirkişiden alınan 09/03/2020 tarihli raporda; aleyhine tespit talep edilenin iş yerinde yapılan inceleede, 95297 no ile tescilli markasının tescil edildiği … Boza Sirke İstanbul + şekil şekilde ve tek başına ve ön planda kullanmadığı, boza şişeleri … , tarçın, etiketler üzerinde ve kapı girişinde üzeride … Boza Sirke şeklinde kullanıldığı, asli olarak ve ilk planda … ibaresinin kullanıldığı, diğer Y.Z.V. ibaresinin dikkat çekmediği, tescilli markayı etiketin üst tarafında görünmeyecek ve dikkat çekmeyecek derecede küçük bir şekilde kullanıldığı, kullanımların tespit talep edenin markasına yaklaştırıldığı, bu haliyle aleyhine tespit talep edilenin markasına görsel ve fotenik anlamda benzer olduğu, aleyhine tespit talep edilen tarafından … esas unsurlu kullanımların aynı sınıflarda … ve … için kullanıldığı, söz konusu ürünleri satın alan tüketicilerin orta düzeyde tüketiciler olduğu, orta düzeydeki alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, markayı taşıyan malın değeri ve alıcının bu malı almaya ayırdığı zaman, markanın esas ve tamamlayıcı unsurları hep beraber ele alındığında aleyhine tespit talep edilenin, tespit talep edinin tescilli … esas unsurlu markalı ürünleri ile iltibasa düşeceği, tespit yapılan işyerinde her birinde 12 adet 1 litrelik plastik şişenin ve 62 koli … bozasının bulunduğunu beyan etmişlerdir. Dosya kapsamında bulunan marka tescil kayıtlarından, davacının 32. sınıfta boza emtiasında tescilli 96/179582 başvuru numaralı “…Bozacısı 1876” markası, 29/30/31/32/35/39/43. sınıflarında 2002/26745 no ile tescilli “… 1876+şekil” markası, 29/30/32/43. sınıflarında, 2002/26746 no ile tescilli “… ” markası, 05/29/30/32/35 ve 43. sınıflarda … no ile tescilli “…+şekil” markasının bulunduğu ve bu markaların “boza” emtiasında tescilli olduğu anlaşılmıştır. Davalılardan … Tashkandı’nın da bulunduğu, … vefa varisleri adına 30/32. Sınıfta “Boza ve sirke” emtialarında tescilli 95297 başvuru numaralı, “… Boza Sirke İstanbul Y.Z.V. T.M.+şekil” markasının bulunduğu anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E : Markaya tecavüzün ve haksız rekabetin meni, refi talepli davada davacı vekili ihtiyati tedbir talep etmiş, ilk derece mahkemesince İstanbul Anadolu 2. FSHHM’nin 2020/37 D.İş sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunu dayanak göstererek ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar vermiştir. Davalı …. Taskhandı vekilinin tedbire itirazının reddi kararı üzerine, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde, tespit raporundan 8 ay sonra yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmaksızın tedbir kararı verilmesinin usulüne uygun olmadığı ve SMK 159. Madde de düzenlenen ispat şartının gerçekleşmediği ileri sürdüğü anlaşılmıştır. Tespit raporunun 09/03/2020 tarihli olduğu, ülkemizde ve dünyada Covid 19 salgınının etkilerinin Mart ayından itibaren görülmeye başlandığı daha sonra da “boza” ürününün daha ziyade kış aylarında tüketilmesi nedeniyle, mahkemeden 06/11/2020 tarihinde açılan esas davada tedbir talep edilmesinde usule aykırılık bulunmadığı kanaatine varılmıştır.Davalı vekilinin ispat şartının yerine getirilmediği yönündeki istinaf sebebinin incelenmesinde; 6769 Sayılı SMK 159. Madde de; “Bu Kanun uyarınca dava açma hakkı olan kişiler, dava konusu kullanımın, ülke içinde kendi sınai mülkiyet haklarına tecavüz teşkil edecek şekilde gerçekleşmekte olduğunu veya gerçekleşmesi için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını ispat etmek şartıyla, verilecek hükmün etkinliğini temin etmek üzere, ihtiyati tedbire hükmedilmesini mahkemeden talep edebilir.” hükmü düzenlenmiştir. Davacı taraf adına tescilli markalar bulunduğu ve Değişik İş dosyasında alınan raporda, davalının “boza” emtiası üzerindeki etiketlerde ve kapı girişindeki tabelalarda tescilden farklı şekilde, davacı markasına yakınlaştırılarak… ibaresinin kullanıldığının beyan edildiği, görsellere yer verildiği anlaşılmakla, ihtiyati tedbir yönünden gerekli ispat koşullarının bulunduğu, mahkemenin tedbir kararının sınırlarının çizildiği, mahkemece hükmedilen teminatın yeterli olduğu, tedbirin uygulanmasındaki şikayetlerin ayrı bir yargılama konusu olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderleri olarak; Davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 15/04/2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.