Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/512 E. 2023/41 K. 18.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/512 Esas
KARAR NO: 2023/41
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/01/2020
NUMARASI: 2017/46 E. – 2020/41 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 18/01/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının “…” markasını 5 yılı aşkın süredir kullanmadığını, herhangi bir üretim ve faaliyetinin de bulunmadığını iddia ederek davaya konu … sayılı “…” ibareli markanın 6769 sayılı SMK’nın 9/1 maddesi hükmü uyarınca iptaline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin markayı …’nın yasal mirasçılarından satın aldığını ve müvekkili adına tescil ettirdiğini, markayı aralıksız olarak da kullandığını beyan ederek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 28.01.2020 tarih ve 2017/46 Esas – 2020/41 Karar sayılı kararıyla; “… tescilli marka, beş yıl içinde haklı bir neden olmaksızın kullanılmaz veya kullanıma beş yıllık bir ara verilirse bu durum hükümsüzlük nedeni sayılacaktır. Bu halde markanın usulü dairesinde kullanıldığını ispat yükü marka sahibinin (somut olayda markayı devr alan davalının) üzerindedir. Davalı iptali istenen emtia sınıfında ciddi kullanıma ilişkin faaliyetini ispat edemediği anlaşılmıştır. İspat yükü kullanmamaya dayalı hükümsüzlük istemlerinde davalıda olduğundan, davalı tarafından inceleme günü sunulan satış faturalarının ve dosyadaki ticari belgelerin incelenmesi neticesinde; dava konusu … markasının tescilli olduğu 29. ve 30.sınıfta, macun, reçel, lokum ve şekerleme emtilarında kullanımının bulunmadığı mali bilirkişi raporu ile tespit edildiğinden hükme esas alınan mali rapor kapsamı nazara alındığında; Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 9. maddesi ve geçici 4. maddesi uyarınca dava konusu markanın iptaline” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı … San.ve Tic. Ltd. Şti vekili istinaf dilekçesinde; “Müvekkilin davaya konu … markasını markanın ilk sahibi …’nın vefatı sonrası müvekkilim ile mirasçılarından davadan yaklaşık 3 ay önce 01/12/2016 tarihinde devir aldığını, marka devir işlemlerinden sonra dosyada mübrez faturalardan ve ürünlerden açıkça anlaşılacağı üzere müvekkil üretim ve satış faaliyetine derhal başladığını, Davaya konu markaya ilişkin aralıksız olarak üretim yapılmış ve bu üretim faaliyetleri için gerekli izinlerin de yetkili kurumlardan alındığını, bu belgelerden açıkça anlaşılacağı üzere marka aralıksız olarak ilk tescil edildiği tarihten itibaren üretim ve pazarlama amaçla sürekli kullanıldığını ve halen de kullanılmaya devam edildiğini, ek olarak … markası ile üretilen ve halen satılmakta olan üretim tarihi 12/2013, son kullanma tarihi 12/2015 olan ürünlerin delil olarak yerel mahkemeye sunulduğunu, Markanın devir alınması nedeniyle de devir eden firmaya ait yani markanın önceki sahiplerine ait ticari defter ve kayıtların da incelenmesine karar verildiğini, markanın önceki sahiplerine ulaşılamadığını ve bu sebeple de onlara ait kayıtların incelenemediğini, fakat markanın ilk sahibi olan ve miras yoluyla intikal sonrası müvekkile devreden firma ile müvekkil firmanın ticari ilişkisinin mevcut olduğunu, Müvekkil şirket ile markayı devreden firma arasında düzenlenen faturalar bilirkişi incelemesinde değerlendirilmiş ve macun satışı yapıldığının tespit edildiğini, faturalarda macun, çay, sabun emtialarının mevcut olduğu fakat … markasına ait ibare bulunmadığının belirtildiğini, burada satıcının faturada ürünün markasını açıkça yazmamasının aleyhe delil olarak kabul edilemeyeceğini, Dosyada mübrez ürün ve kataloglar da ürünün düzenli olarak üretildiğini ve satıldığını gösterdiğini, bu sebeple bilirkişinin hem davalı müvekkilin hem de dava dışı markanın eski sahibinin macun vs. satışlarını düzenli olarak yaptığı yönündeki değerlendirmesinin davacının davasında haklı olmadığını ortaya koyduğunu, Markayı devir eden firmanın ticari kayıtlarına ulaşılamaması sebebiyle denetime elverişli ve hükme esas alınacak bilirkişi raporu tanzim edilemediğini, bilirkişinin emtiaya yönelik olarak yani macun satışının yapıldığını açıkça tespit ettiğini, davacı yan aksini iddia etmekte ise bu hususu ispatla yükümlü olduğunu, dava dışı firmanın kayıtlarını sunmanın hukuken bizim sorumluluğumuzda olmadığını.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER: * Türk Patent ve Marka Kurumu kayıtları uyarınca; … markasının 29. ve 30.sınıflar yönünden (macun, reçel, lokum şekerleme) 15.11.1999 tarihinde tescil edildiği, davalı … San. ve Tic.Ltd. Şti. tarafından dava konusu … markasının Beyoğlu … Noterliğinde, 01.12.2016 tarihinde … yevmiye numarası ile düzenlenen marka devir sözleşmesi ile …’dan devir alındığı anlaşılmıştır. *Mali bilirkişi 26.9.2019 tarihli raporunda; “Davalı tarafın ticari defterlerinin sahipleri lehine delil vasfına haiz olduğunu, markayı devir eden …’nın ticari defterleri incelenmek üzere sunulmadığından tespit ve değerlendirme yapılamadığını, davalı tarafından inceleme günü sunulan satış faturalarının ve dosyadaki ticari belgelerin incelenmesi neticesinde; dava konusu … markasının tescilli olduğu 29. ve 30.sınıfta, macun, reçel, lokum ve şekerleme emtilarında kullanımının bulunmadığı.” tespitleri bildirilmiştir.
GEREKÇE: Dava, markanın iptali ve sicilden terkini istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesi tarafından, “-Davalı … hakkındaki davanın Feragat nedeniyle reddine, -Markayı devir alan davalı … San. ve Tic.Ltd.Şti. hakkında açılan davanın KABULÜ ile; davalı adına … nolu … ibareli markanın tescilli olduğu 29 ve 30. sınıf ( macun, reçel, lokum ve şekerleme) yönünden SMK’nun 9. maddesine göre İPTALİNE, kararın kesinleşmesini mütakip karar örneğinin ilgili sicile işlenmek üzere TPMK’ya gönderilmesine, ” karar verilmiştir. Hüküm davalı şirket vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. 6769 Sayılı Kanun’un 9.maddesinde “Tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde haklı bir sebep olmadan kullanılmayan markanın iptaline karar verilir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Beş yıllık sürenin hesabında 6769 Sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 10.01.2017 tarihinden önceki sürelerin de hesaba katılması yönündeki mahkeme değerlendirmesi yerinde olup; davalı tarafın mahkemece davanın kabulüne karar verilen ürünler yönünden markayı tescil tarihinden itibaren beş yıl süreyle kullanmadığı ve somut olayda “kullanmamanın haklı nedene dayalı olduğu” da ispat edilemediğinden, mahkemece davanın davalı şirket yönünden kabulüne karar verilmesi isabetli olduğundan, davalı şirket vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı … San. ve Tic. Ltd. Şti vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 179,90 TL harçtan, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 125,50 TL harcın Davalı … San.ve Tic. Ltd. Şti’nden alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı … San.ve Tic. Ltd. Şti tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.18/01/2023