Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/49 E. 2022/1942 K. 23.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/49 Esas
KARAR NO: 2022/1942
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/12/2019
NUMARASI: 2018/501 E. – 2019/1158 K.
BİRLEŞEN DAVADA;
ASIL DAVA: Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
BİRLEŞEN DAVA: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 06/06/2018
BİRLEŞEN DAVA TARİHİ:20/06/2018
KARAR TARİHİ: 23/11/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili davacı şirketin faaliyette bulunduğu İkitelli Organize Sanayi Bölgesi’ndeki işyerine haciz için 04/06/2018 tarihinde gelindiğini, müvekkilinin şirkete ait imza sirkülerini, vergi levhasını ve kira kontratını ibraz etmesine rağmen işyerinin kapısı önünde bulunan …6 plakalı aracın icra dosyası borçlusu … LTD. Şti.’ ye ait olmasından ve mahalde bulunan e-mail evrakının bulunmasından bahisle mahallin borçluya ait olduğunu bu nedenle haciz işlemi yapacağız denilerek müvekkilinden 10.000 TL para alındığını, müvekkil şirkete ayrıca dosya borcunun kalan bakiyesi olduğu söylenen bir miktar para için bono tanzim edildiği, bu bonoların da yasa ve usule aykırı olduğu, bu nedenle 3. Şahıs nezdinde haczedilen mallara yönelik olarak icra dosyasına İstihkak talep dilekçesini sundukları, ayrıca müvekkilinden haksız olarak alınan 10.000-TL’nin iadesi, 101.200,00 TL’ lik senedin geri verilmesini ve teminatsız veya teminatlı olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davacılar tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosya borcuna istinaden yapılan 10.000-TL bedelli ödemenin istirdatı talep edilmiş ise de, takipte borçlu bulunmadıkları için kendilerine karşı haciz baskısı yapılması söz konusu olmadığını, usul açısından da davacıların aktif dava ehliyeti ve taraf sıfatı bulunmadığını, Borçlar Kanunu’nun m.78 gereği davacının yapmış olduğu ödemeyi geri isteyemeyeceğini, davaya konu protokol İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası borçluları … Tic. İth. Ltd. Şti’nin menkul, gayrimenkul malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının haczi için gerçekleştirilen haciz işlemi sırasında imzalanmış olup, haciz mahallinde bulunan davacılar tarafından davaya konu senet verilmiş ve icra dosyası borcunun üstlenildiğini, haciz işleminin borçlu şahsın sahibi olduğu şirketin resmi faaliyet adresinde ve takibe dayanak senet üzerindeki adreste gerçekleştirildiğini, haciz mahallinde borçlu şirkete ait … plakalı aracın park halinde olduğunu-istihkak iddia eden … Şirketi çalışanları tarafından kullanılmakta olduğunu ve ruhsatının da bulunduğunu, haciz işleminin borçlu şirketin eski ortağı …’nun huzurunda gerçekleştiğini, haciz mahallinde borçluya ait birçok evrak bulunduğundan bahisle borçlu şirletin 3. kişi şirketin çatısı altında alacaklılardan mal kaçırmak kastı ile açıkça faaliyetlerine devam etmekte olduğunu, haciz mahalinde tespit edilen belgeler ve hazır bulunan şahıs ve çalışanların beyanları ile haciz adresinin borçlu şirketten devralınmış olduğunun ikrar edildiğini, borçlu şahsın sahibi olduğu … Makina Şirketi’ne ait internet sitesine ait domain sorgusunda, borçlu şahıs …’in 08.01.2018 tarihinde güncelleme yaptığı, faaliyet adresinin haciz adresi olarak yayınlandığını, borçlu şirket ile 3. kişi şirket arasında organik bağın mevcut olduğunu, borçlu şirket ile 3. kişi şirketin faaliyet adresinin birebir aynı olduğunu, mülkiyet karinesi borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olduğunu, davacının iddiasını kesin ve güçlü deliller ile ispatlaması gerekmekte olduğunu, davacı ile borçlu arasındaki organik bağ gereği muvazaalı hareket etmekte olduğunu, kötüniyetle açılan davanın reddini, takip miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere davacı aleyhine tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı alacaklı tarafça diğer davalı borçlu aleyhine bir kredi alacağı nedeniyle İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile başlatılan takip ile ilgili Küçük çekmece … İcra Müdürlüğünün … Talimat sayılı dosyası üzerinden 04/06/2018 tarihinde 3. Şahıs … Ltd. Şti.’nin 2015 yılından beri faaliyette bulunduğunu İkitelli OSB … Sitesi … Blok No:… Başakşehir adresindeki işyerine haciz işlemi yapıldığını ve bu dosyadaki borçlularla hiçbir ilişkisinin bulunmadığına rağmen 10.000,00 TL nakit para ve 08/06/2018 vade tarihli 101.200,00 TL senet alındığını ve bununla ilgili olarak İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/501 E sayılı dosyasında borçlu olunmadığının tespiti istemli dava açıldığını, bununla ilgili dava açıldığını gören davalı alacaklı tarafça bu defa İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/603 D.İş sayılı ihtiyati haciz kararı alındığını, 13/06/2018 tarihinde yeniden İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile takibe geçildiğini ve Küçük çekmece … İcra Müdürlüğünün … Talimat Sayılı dosyası ile gelinen hacizde borçla ve oradaki şirketle hiçbir ilgisi bulunmayan müvekkilinin davacılardan bu defa 7.000,00 TL nakit para alındığını ve ayrıca 15/07/2018 tarihli 118.000,00TL bedelli bir bono haciz ve muhafaza baskısı oluşturularak yeniden alındığını, müvekkillerinden alınan 15/07/2018 tarihli ve 118.000 TL’lik bono ile ilgili icra işlemlerinin önüne geçilmesi açısından ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve ödenen 7.000 TL’nin müvekkiline iadesini talep ve dava etmiştir. Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davacılar tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosya borcuna istinaden yapılan 10.000-TL bedelli ödemenin istirdatı talep edilmiş ise de, takipte borçlu bulunmadıkları için kendilerine karşı haciz baskısı yapılması söz konusu olmadığını, usul açısından da davacıların aktif dava ehliyeti ve taraf sıfatı bulunmadığını, Borçlar Kanunu’nun m.78 gereği davacının yapmış olduğu ödemeyi geri isteyemeyeceğini, davaya konu protokol İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası borçluları … ve … Tic. İth. Ltd. Şti’nin menkul, gayrimenkul malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının haczi için gerçekleştirilen haciz işlemi sırasında imzalanmış olup, haciz mahallinde bulunan davacılar tarafından davaya konu senet verilmiş ve icra dosyası borcunun üstlenildiğini, haciz işleminin borçlu şahsın sahibi olduğu şirketin resmi faaliyet adresinde ve takibe dayanak senet üzerindeki adreste gerçekleştirildiğini, haciz mahallinde borçlu şirkete ait … plakalı aracın park halinde olduğunu-istihkak iddia eden … Şirketi çalışanları tarafından kullanılmakta olduğunu ve ruhsatının da bulunduğunu, haciz işleminin borçlu şirketin eski ortağı …’nun huzurunda gerçekleştiğini, haciz mahallinde borçluya ait birçok evrak bulunduğundan bahisle borçlu şirletin 3. kişi şirketin çatısı altında alacaklılardan mal kaçırmak kastı ile açıkça faaliyetlerine devam etmekte olduğunu, haciz mahalinde tespit edilen belgeler ve hazır bulunan şahıs ve çalışanların beyanları ile haciz adresinin borçlu şirketten devralınmış olduğunun ikrar edildiğini, borçlu şahsın sahibi olduğu … Makina Şirketi’ne ait internet sitesine ait domain sorgusunda, borçlu şahıs …’in 08.01.2018 tarihinde güncelleme yaptığı, faaliyet adresinin haciz adresi olarak yayınlandığını, borçlu şirket ile 3. kişi şirket arasında organik bağın mevcut olduğunu, borçlu şirket ile 3. kişi şirketin faaliyet adresinin birebir aynı olduğunu, mülkiyet karinesi borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olduğunu, davacının iddiasını kesin ve güçlü deliller ile ispatlaması gerekmekte olduğunu, davacı ile borçlu arasındaki organik bağ gereği muvazaalı hareket etmekte olduğunu, kötüniyetle açılan davanın reddini, takip miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere davacı aleyhine tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17.12.2019 tarih ve 2018/501 Esas – 2019/1158 Karar sayılı kararıyla; “…İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyasında borçlular … Şirketi ve … yönünden mahallinde yapılan haciz işlemi sonucunda haczedilen menkuller ve … plakalı aracın …’e yediemin sıfatıyla teslim edildiği, haciz tutanağında …’ün istihkak iddiasını geri aldığına ilişkin beyanının yer aldığı, icra dosyasın dayanağının 04/06/2018 düzenleme 08/06/2018 vade tarihli 101.000,00 TL bedelli kambiyo senedi olduğu, ayrıca ekinde İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası kapsamında ‘dökümü yapılmış olan bir adet bono alınmıştır, bu protokol kapsamında ödeme tarihleri aşağıdaki gibi olacaktır’ şeklinde 04/06/2018 tarihli protokol bulunduğu, protokol altında …, …, … ve … Şirket yetkilisinin imzalarının bulunduğu, … esas sayılı icra dosyasında haczedilen … plakalı aracın ve menkullerin asıl davada davacı şirket olan … adına kayıtlı olduğu, her ne kadar asıl davada davacılar takibe konu senedi haciz tehdidi altında zorla verdiklerini iddia etmiş iseler de: … takip sayılı icra dosyası ilişik tutularak bu dosya davacılarıyla banka yetkililerinin 04/06/2018 tarihinde protokol düzenledikleri, icra dosyasındaki borçlular ile protokol düzenleyen dosyamız davacıların adreslerinin aynı olduğu, aynı şirkette faaliyette bulundukları, davacıların ayrıca tacir olduğu, … takip sayılı icra dosyasındaki borcun ödenmesine ilişkin protokol düzenledikleri, ayrıca bu protokol kapsamında takibe konu senedin düzenlenerek verildiği, kambiyo senedinin illetten mücerret olduğu, tacir olan davacıların basiretli tacir olmanın sorumluluğu yanında senedin zorla imzalatıldığı iddiasının icra dosyasındaki borçlular ile kendilerinin aynı şirketin veya devamı şirketin ortakları olmaları, haciz mahallinde borçluya ait birçok evrak bulunduğu, yine … plakalı aracın önceden borçlu şirket adına kayıtlı olup daha sonra davacı şirket adına kayıtlı olduğu, dolasıyla davacıların davaya konu borçtan sorumlu oldukları, yapılan haciz sırasında borcun yapılandırılması veya borcun ödenmesine ilişkin senet düzenlenmelerinin tehditle senedin düzenlediği sonucunu doğurmayacağı, davacıların var olan borcun ödenmesi kapsamında senet düzenledikleri, davacıların tacir olduğu, ticari faaliyet içerisinde ve özgür iradeleriyle düzenledikleri protokol nedeniyle tehdit altında olmadıklarının anlaşıldığından, asıl dava yönünden davanın reddine; Birleşen İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/557-844 EK sayılı dosyası yönünden ise; dava dosyasına ekli protokol başlığı altında davacılar … ve …’nun imzasının bulunduğu belgenin içeriği incelendiğinde ‘iş bu protokol İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası kapsamında dökümü yapılmış olan bir adet bono alınmıştır. Ödeme tarihi aşağıdaki gibidir. 15/07/2018 118.000,00 TL’lik iş bu bono düzenlenmiş….. Sözleşme serbestisi ilkesi doğrultusunda kabul ve taahhüt ederler.’ ibarelerinin bulunduğu, protokol düzenlenen … esas sayılı icra dosyasının evveliyatının aynı dairenin … dosyası olduğu, bu dosyada takibe konu protokolü imzalayan kişiler arasında davacı …’in akrabası ve aynı soyadı taşıyan …’in bulunduğu, her iki icra dosyasına konu alacak ve alacak yapılandırılması veya ödenmesi ile ilgili düzenlenen senetlerin aynı borç ilişkisi çerçevesinde verildiği, davacıların borçlu olmadıklarını iddia ettikleri senetlerin … esas sayılı icra takip dosyasının yapılandırılmasına veya ödenmesine ilişkin düzenlenen senedin ödenmemesi üzerine açılan İstanbul ….İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyasında düzenlendiği bu senedin yine alacağın ödenmesine ilişkin verildiği, somut olayda asıl ve birleşen davalarda ve icra dosyalarındaki davacıların aynı adreste ticari faaliyet gösteren şahıslar olduğu, takibe konulan … esas sayılı takip dosyası ve bu dosyada verilen senet dolayısıyla takibe konulan … esas sayılı takip dosyası ve bu dosyada verilen dava konusu senedin aynı şirketin ortakları, akrabaları veya bu şirket bünyesinde aynı adreste faaliyet gösteren şahıslarla ilgisi bulunduğu, dolayısıyla mevcut borcun ödenmesi veya yapılandırılması amacıyla davacılar tarafından verilen senet ve ücretin olduğu, bu husustan da senedin ve ödemenin zorla veya tehditle verildiği anlamının çıkarılamayacağı, borcun ödenmesine yönelik işlemler olduğu, asıl dosyada tehdide ilişkin yapılan değerledirmelerin bu dosya için de geçerli olduğu anlaşıldığından, birleşen davanın da reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacılar vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “Mahkemenin gerekçede … plakalı aracın davacı şirket olan … adına kayıtlı olduğu ifadesinin hatalı olduğunu, aracın davalı borçlu … adına kayıtlı olduğunu, Müvekkilim davacıların hiçbir zaman davalı borçlu … şirketinin ortağı olmadıklarını ticaret odası kayıtlarının da bunu doğruladığını, keza … plakalı aracın davalı Borçlu … adına kayıtlı olduğu ve müvekkilim davacı şirketle hiçbir bağının bulunmadığını, Müvekkilim şirketin ana borç ilişkisi ile ilgili en ufak bir bağı olmadığı halde, yapılmak istenen haciz ve muhafaza baskısı nedeniyle, piyasaya olan taahhütlerini yerine getirememe ve bu nedenle de ticari itibarının sıfırlanması tehlikesi ile karşı karşıya kalarak davaya konu bonoyu vererek imzalamak zorunda kaldığını, haciz ve muhafaza baskısı ile alınan böyle bir beyanın geçerli olduğunun düşünülemeyeceğini, Şirkete ait olduğundan bahisle içeride bulunan ve borçlu şirketle alakası olmayan fatura ve ticari bilgilerin yüklü olduğu bilgisayarlara ticari sır konusundaki yasal düzenlemelere aykırı olarak ve zorla girilerek gayri yasal bir şekilde elde edilip çıkartılan bir yazılı e-mail evrakına istinaden bağ kurmaya çalışılmasının da usule aykırı olduğunu.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER: * İstanbul … İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyasında; alacaklı … A.Ş. tarafından, borçlu …, … Tic. İth İhr Ltd Şti. aleyhine 87.499,28-TL senet alacağı, 1.020,48-TL takip öncesi faiz, 249,02-TL komisyon, 100,20-TL ihtiyati haciz masrafı, 485,00-TL haciz vekalet ücreti, 216,91-TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 89.570,89-TL’nin tahsili talebi ile 20/05/2018 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, haciz sırasında … tarafından önce istihkak iddiasında bulunulup daha sonra bu iddianın haciz sırasında geri alındığı anlaşılmıştır. * İstanbul … İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyasında; alacaklı … AŞ tarafından, borçlu …, …, …, … Tic. Ltd. Şti. aleyhine 101.200,00-TL senet alacağı, 87,34-TL takip öncesi faiz, 303,60-TL komisyon, 100,20-TL ihtiyati haciz masrafı, 485,00-TL haciz vekalet ücreti olmak üzere toplam 102.176,14-TL’nin tahsili talebi ile 11/06/2018 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçlular hakkında haciz işlemlerinin başlatıldığı, daha sonra dosya borcu ödenerek dosyanın infaz edildiği anlaşılmıştır.
GEREKÇE: Asıl ve birleşen dava, menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesi tarafından “-Asıl Davanın REDDİNE, davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine; – Birleşen İstanbul 4.Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/557 sayılı dosyada davanın REDDİNE, davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine.” karar verilmiştir.Hüküm davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Asıl davada; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 10/02/2022 tarihli 2022/3-80 Esas- 2022/107 Karar sayılı kararı dikkate alındığında davacıların aktif husumetlerinin bulunduğu, davalı … ve davalı … İthalat İhracat Limited Şirketi’nin diğer davalı bankaya borçlarından dolayı alınan ihtiyati haciz kararına dayalı olarak İstanbul …İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası kapsamında 04.06.2018 tarihinde davacı şirketin işyerinde haciz işlemleri yapıldığı, davacı … tarafından istihkak iddiasında bulunulmuş ise de haciz tutanağının devamında istihkak iddiasından vazgeçildiğinin beyan edildiği, davacılar ile davalı alacaklı banka vekili arasında aynı tarihli protokol yapılarak 04.06.2018 tanzim – 08.06.2018 vade tarihli 101.200,00-TL bono ile 10.000,00 TL nakit ödeme karşılığında anlaşmanın sağlandığı, işbu dava ile anılan bononun ve ödemenin haciz baskısıyla haksız olarak yapıldığı iddiasıyla menfi tespit ve istihkak isteminin olduğu ileri sürülmüş ise de davacıların haciz tutanağında istihkak iddialarının ve ihtirazi kayıtlarının bulunmadığı gözetildiğinde; davacıların davalı alacaklı ile protokol yaparak bono vermelerinin borcun üstlenilmesi niteliğinde olduğu ve yapılan işlemlerde usule aykırılığın bulunmadığı anlaşıldığından mahkemece asıl davanın reddine karar verilmesi isabetlidir. Birleşen davada; asıl davada açıklanan şekilde verilen 04.06.2018 tanzim 08.06.2018 vade tarihli 101.200,00-TL bonoya dayalı olarak davacılar aleyhine başlatılan İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında yapılan 13.06.2018 tarihli haciz sonucunda bu defa 15.07.2018 vade tarihli 118.000,00 TL bedelli bono verilerek ayrıca 7.000,00 TL ödeme yapıldığı, davalı tarafından haciz baskısıyla alınan ödeme ve bononun haksız ve mükerrer nitelikte olduğu iddiasıyla menfi tespit ve istihkak isteminin olduğu görülmüş ise de; yukarıda açıklandığı gibi geçerli bir hukuksal işleme dayalı olarak alınan bono uyarınca başlatılan icra takibi kapsamında davacı borçluların adresinde haciz işlemleri yapılması ve bu kapsamda davacılar tarafından protokol ile yeni bono verilmesinde (bu aşamada yeni bir takip ve mükerrer ödeme talebi de bulunmadığı gözetildiğinde) hukuka aykırılık bulunmadığından, mahkemece birleşen davanın da reddine karar verilmesi yerinde olduğundan, asıl ve birleşen davada davacılar vekilinin istinaf istemlerinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Asıl ve birleşen davada davacılar vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 161,40 (80,70×2) TL harçtan, peşin alınan 108,80 (54,40×2) TL harcın mahsubu ile bakiye 52,60 TL harcın asıl ve birleşen davanın davacılarından alınarak hazineye irat kaydına, 3-Asıl ve birleşen davanın davacıları tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.23/11/2022