Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/474 E. 2023/53 K. 18.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/474 Esas
KARAR NO: 2023/53
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/10/2020
NUMARASI: 2019/49 E. – 2020/311 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
DAVA TARİHİ: 21/02/2019
KARAR TARİHİ: 18/01/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Silivri bölgesinde gerçekleştireceği … Silivri Orta Ölçekli Oto Sanayi Sitesi Projesi adlı büyük projenin sahibi olduğunu, projenin gerçekleşmesi için 2015 yılından beri faaliyette bulunduğunu, … markasını, Türk Patent Kurumu’nun 37.sınıfında 2016/01898 hizmet numarası ile tescil ettirdiğini, davalılar tarafından Faceboook ve Twitter üzerinden müvekkili kooperatifin tescilli marka ve ismini kullanarak hesap açtıklarını, bu hesaplardan kamuoyunu yanlış bilgilendirecek ve müvekkilinin marka imajına ve gerçekleştirdiği projeye zarar verecek nitelikte, kooperatif üyelerini olumsuz yönde etkileyecek ve kooperatiften çıkmalarını teşvik edecek şekilde paylaşımlarda bulunduklarının tespit edildiğini, davalılardan … ve …’ın eski yönetim kurulu üyesi olduklarını, görevlerini ihmal etmeleri ve yerine getirmemeleri nedeni ile yönetim kurulu görevinden ihraç edildiklerini, ihraç kararının kendilerine noter vasıtası ile bildirildiğini, diğer davalıların ise müvekkili kooperatifin gerçekleştirdiği projenin başında birlikte çalışılan kişiler olduklarını, kendilerinin kooperatife karşı eylemlerinden dolayı ilişiklerinin kesildiğini ve haklarında suç duyurusunda bulunulduğunu, davalıların ihraç edilmelerini sindiremeyerek marka hakkı müvekkiline ait olan … markasını izinsiz kullandıklarını, hesaplarda davalılar tarafından yapılan gerçek dışı paylaşımların haksız rekabete sebebiyet verdiğini, facebook ve twitter hesaplarından ” …değerli … üyelerinin dikkatine Facebook ve Twitter sayfalarımız … kooperatifi tarafından kurulmuştur ve bizim tarafımızdan … yönetimi tarafından yönetilmektedir ” şeklinde paylaşım yapıldığını, davalıların kooperatif hakkında yaptıkları suç duyurusu ile ilgili ifade tutanağını kendi kontrollerinde olan sosyal medya hesaplarından paylaşarak kooperatifi lekelemeye çalıştıklarını, kamuoyunda kooperatifi küçük düşürdüklerini, üyeleri etkileyerek yönetime karşı örgütlemeye çalıştıklarını, markayı kendileri kullanıyormuş ve kooperatifin halen yönetim kurulu üyeleriymiş gibi imaj çizmeye çalıştıklarını, bu paylaşımlarla orta vasıftaki insan kitlesini olumsuz yönde etkileyerek markaların kime ait olduğu ve kim tarafından kullanıldığı hususunun karıştırılmasına neden olduklarını, müvekkilinin marka hakkını hukuka aykırı şekilde kullanarak marka imajına zarar verdiklerini ve haksız rekabete sebebiyet verdiklerinden bahisle, müvekkiline ait olmayan https://www.facebook.com/…/ ve https://twitter.com/… site hesaplarının erişime engellenmesine, müvekkili kooperatifin markasının diğer tüm mecralarda davalılar tarafından kullanımının yasaklanmasına, davalıların müvekkili kooperatife ait markaya tecavüz ettiğinin ve haksız rekabet gerçekleştirdiklerinin tespitine, men’ine, önlenmesine ve durdurulmasına, dava sonunda verilecek hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır.
CEVAP: Davalı … cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde iddia edilen hususların doğru olmadığını, davaya konu edilen paylaşımların yapıldığı hesapların davacının tescilli Facebook ve Twitter hesapları olduğunu, iddia edildiği gibi marka ve isim kullanılarak açılan herhangi bir hesap bulunmadığını, yapılan paylaşımların kooperatifin kendisine ait tescilli hesaplarından yapıldığını, kooperatiften görevlerini yerine getirmemelerinden değil de üyeler adına sorulan sorulardan rahatsızlık duyulması üzerine ihraç edildiklerini, yönetim kuruluna sorulan sorulara cevap verilmemesi üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduklarını, bu suç duyurusu öğrenildikten sonra kendileri hakkında karalama kampanyası başlatıldığını, davacı tarafın iddialarının asılsız ve kötü niyetli olduğunu, hiçbir delile dayanmadığından bahisle maddi-manevi tazminat hakları saklı kalmak kaydıyla davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır. Davalı … cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde iddia edilen hususların doğru olmadığını, davaya konu edilen paylaşımların yapıldığı hesapların davacının tescilli Facebook ve Twitter hesapları olduğunu, iddia edildiği gibi marka ve isim kullanılarak açılan herhangi bir hesap bulunmadığını, yapılan paylaşımların kooperatifin kendisine ait tescilli hesaplarından yapıldığını, kooperatiften görevlerini yerine getirmemelerinden değil de üyeler adına sorulan sorulardan rahatsızlık duyulması üzerine ihraç edildiklerini, yönetim kuruluna sorulan sorulara cevap verilmemesi üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduklarını, bu suç duyurusu öğrenildikten sonra kendileri hakkında karalama kampanyası başlatıldığını, davacı tarafın iddialarının asılsız ve kötü niyetli olduğunu, hiçbir delile dayanmadığından bahisle maddi-manevi tazminat hakları saklı kalmak kaydıyla davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır. Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde belirtilen hususların müvekkilleri ile doğrudan ya da dolaylı olarak hiçbir bağlantısının bulunmadığını, davacı tarafın tescilli … markasına ait Facebook, Twitter hesaplarının tescil tarihlerinin davacının sunmuş olduğu delillerde mevcut olmadığını, müvekkillerine atfedilen suçlamaların söz konusu sosyal medya hesaplarından yayınlandığını, müvekkilleri tarafından herhangi bir şekilde marka ismi kullanılarak Facebook ve Twitter hesabı açılmadığını beyanla haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 2.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 13.10.2020 tarih ve 2019/49 Esas – 2020/311 Karar sayılı kararıyla; “… davaya konu sosyal medya hesaplarındaki davalıların kullanımlarının davacı adına tescilli … ibareli markasına karşı markasal ve ticari amaçlı bir kullanım olmadığı, bu nedenle uyuşmazlığın Sınai Mülkiyet Kanunu kapsamında markaya tecavüz şeklinde değerlendirilemeyeceği anlaşılmakla, 6102 sayılı TTK’nun 54-63. maddeleri kapsamındaki haksız rekabet hükümlerine göre yapılan değerlendirme neticesinde, davalıların davacıdan yetki almadan kooperatif adına sosyal medya hesapları oluşturarak, resmi hesapmış gibi açıklamalarda bulunmalarının ve davacı markasını küçük düşürücü, rencide edici ve işletmenin itibarına zarar verici nitelikte beyanlarda bulunmalarının TTK 55/1-a-1 ve TTK55/1-a-4 kapsamında haksız rekabet teşkil ettiği anlaşıldığından, davanın kısmen kabulü ile, davalıların davacı adına tescilli … ibaresini içeren kullanımlarının haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, önlenmesine, durdurulmasına, sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, markasal ve ticari amaçlı kullanım mevcut olmadığından davacının markaya tecavüze dayalı taleplerinin reddine, hükmün ilanına” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı … ve … aynı içerikli istinaf dilekçelerinde; “Davaya konu twitter ve facebook hesapları üzerinden yapılan paylaşımlar hakkında bu hesapların şahsımız tarafından kurulduğu ve düzenlendiği hakkında hiçbir somut veri ve iddia olmamasına rağmen, hesap içeriklerinden mesul tutularak hakkımızda haksız rekabet teşkil ettiren içeriklerin sanki sorumlusuymuşuz gibi hüküm kurulduğunu,Bilirkişi raporlarında ‘Davaya konu edilen Facebook ve Twitter hesaplarının kullanıcı/yönetici bilgilerinin gizli olması sebebiyle tespit edilemediği’ hususunun açıkça ifade edildiğini, yine raporda ‘Davaya konu açıklamaların davalılarca oluşturulduğunun tespiti ihtimalinde ise’ ibaresine yer verildiğini, Mahkeme tarafından tayin edilen bilirkişi öncelikle bu hesapların kimin tarafından düzenlendiğini dahi tespit edememişken, bu davada yer alan tüm davalıların sanki bu hesapları düzenlemiş gibi sorumlu tutularak aleyhimizde böyle bir karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğunu, Gerekçeli kararda hiçbir yerde davaya konu eylemin şahsımızla ilgili olup olmadığına dair tek bir satır dahi bulunmadığını, sadece bilirkişinin farazi tahminlerine dayalı değerlendirmeleri bulunduğunu, Bu eylemin faili olmamamız sebebiyle bu davanın tarafı da olmamız gerektiğini, işbu davada pasif husumet ehliyetimiz bulunmadığını.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
GEREKÇE: Dava, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve durdurulması istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesi tarafından, “-Davanın KISMEN KABULÜ İLE, davalıların davacı adına tescilli ‘…’ ibaresini içeren kullanımlarının haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, önlenmesine, durdurulmasına, sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, -Davacının markaya tecavüze dayalı taleplerinin reddine, -Hüküm özetinin karar kesinleştiğinde masrafı davalılara ait olmak üzere tirajı en yüksek üç gazeteden birinde ilamına, -Fazlaya ilişkin talebin reddine,” karar verilmiştir. Hüküm davalılar … ve … tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Mahkemece aldırılan 22.04.2019 tarihli bilirkişi raporunda; “… www.facebook.com/mmaskoop hesabında toplam 17 adet paylaşım yapıldığı, hesabın kullanıcı/yönetici bilgilerinin gizli olması nedeni ile tespit edilemediği, www.twitter.com/… twitter hesabının içerik olarak Facebook hesabında yer alan paylaşımlarla birebir aynı olduğu açıldığı günden itibaren sadece 3 adet paylaşım (twit) yapıldığı, kullanıcı/yönetici bilgilerinin gizli olması nedeni ile tespit edilemediği.”nin belirtildiği; 03.03.2020 tarihli bilirkişi raporunda da benzer şekilde; “… davaya konu edilen Facebook ve Twitter hesabının kimin tarafından oluşturulduğu net olarak tespit edilemediği.” bilgilerine yer verildiği, mahkemece bu tespitlerinin aksini gösterir bir delilin de elde edilemediği gözetildiğinde davaya konu sosyal medya paylaşımlarının davalılar tarafından yapıldığı ispatlanamadığından mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile kısmen kabulüne karar verilmesi hatalı olduğundan, davalılar … ve …’ın istinaf istemlerinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve (kararı istinaf etmeyen davalılar yönünden mahkeme kararı korunarak) yeniden hüküm kurulması yoluna gidilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalılar … ve …’ın istinaf talebinin KABULÜNE, 2-İstanbul 2.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 13/10/2020 tarih, 2019/49 E. – 2020/311 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Davalılar … ve …’a yönelik olarak açılan davanın REDDİNE, 4-Davalılar … ve …’a yönelik açılan davanın kısmen kabulü ile; bu davalıların davacı adına tescilli “…” ibaresini içeren kullanımlarının haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, önlenmesine, durdurulmasına, sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, 5-Davacının markaya tecavüze dayalı taleplerinin reddine, 6-Hüküm özetinin karar kesinleştiğinde masrafı davalılara ait olmak üzere tirajı en yüksek üç gazeteden birinde ilamına, 7-Fazlaya ilişkin talebin reddine, 8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 179,90 TL karar harcından, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 135,50 TL harcın davalılar … ve …’dan alınarak hazineye irat kaydına, 9-Davacı tarafından yapılan 3,250,00 TL bilirkişi ücreti, 458,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 3.708,00 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre hesaplanan 1.854,00 TL ile 88,80 TL harç (peşin+başvuru) olmak üzere toplam 1.942,80 TL yargılama giderinin davalılar … ve …’dan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,10-Davacı yargılamada kendini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen talepler yönünden AAÜT’sine göre tespit olunan 4.910,00 TL’nin davalılar … ve …’dan alınarak davacıya verilmesine, 11-Davalı … lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine, 12-İstinaf peşin harcının talebi halinde davalılar … ve …’a iadesine, 13- İstinaf aşamasında davalılar … ve … tarafından yapılan yargılama gideri olan 162,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 31,50 TL posta masrafı olmak üzere toplam 193,60 TL’nin davacıdan alınarak davalılar … ve …’a verilmesine, 14-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 15-Gerek ilk derecede gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.18/01/2023