Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/471 E. 2023/83 K. 19.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/471 Esas
KARAR NO: 2023/83
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/12/2020
NUMARASI: 2019/515 E, 2020/614 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 19/01/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin yıllar önce ortaklıktan ayrılan eski ortağı …’nun davalı …’na 500.000-TL tutarlı bonodan kaynaklı borcu nedeni ile başlatılan İstanbul … İcra Müdürlüğünün … talimat sayılı dosyası ile vekiledeni şirkete ait fabrikada haciz tatbik edilerek müvekkili şirketin malları ve makinelerinin haczedildiğini, söz konusu haksız haciz işlemine karşı davacı şirket tarafından İstanbul 11. İcra Hukuk Mahkemesinin 2017/1145 Esas sayılı dosyası ile mahcuz mala istihkak davası açıldığını, davanın kısmen kabul kısmen reddedildiğini, bu kez muhafaza işlemi için 19/6/2018 tarihinde yanlarında söküm ekibi olduğu halde fabrikanın üretiminde kullanılan makinelerin sökümü için gelindiğini, muhafaza tehdidi altında kalan vekiledeninin davalı yan ile protokol ve senetleri imzalamak zorunda kaldığını, vekiledeni şirket ve şirket yetkilisi haciz baskısı ile bu takibe yönelik verilen İstanbul 11. İcra Hukuk Mahkemesi kararına yönelik temyiz ve istinaf hakları saklı kalarak muhafaza tarihinin aynı günü olan 19/06/2018 günü “Protokol” başlıklı belge ve bu belgeye ekli 30/07/2018 tarihinden başlamak üzere her ayın 15. günü olmak üzere ve her biri 15.000-TL bedelli 22 adet senetleri imzaladığını, icra tehdidi altında imzalanan senetlerden 11 adedi olan 165.000-TL alacaklısı/davalı vekilinin banka hesabına ödenerek ödenen senetlerde iade alındığını, elinen aşamada İstanbul 11. İcra Hukuk Mahkemesinin 2017/1145 Esas sayılı dava dosyasında verilen hatalı kararın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesinin kararı ile kaldırıldığını ve davanın tümden kabulüne karar verilerek şirketie ait haciz edilen tüm malların borçlu ile hiçbir ilgisi bulunmaması nedeni ile davalı tarafından konulan hacizlerin kaldırılmasına ve malların şirkete ait olduğuna karar verildiğini, davalı yana, hiçbir ilgisi ve borcu olmadığı halde vekiledeninden tahsil edilen her bir bononun ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile 3 gün içerisinde şirkete iadesi ile halen aynı gerekçe ile yedlerinde bulundurdukları ve vadesi gelmeyen bonoların hiçbir surette işlem yapılmadan 3 gün içerisinde iadesi ihtarının keşide edildiğini, davalının ise ihtara cevaben bu talebi reddettiklerini, Kırıkhan Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/105 D.iş sayılı dosyası ile söz konusu iade edilmeyen senetler üzerine ödenmenin önlenmesi için ihtiyati tedbir konulduğunu beyanla, vekiledenlerinden haksız yere haciz ve muhafaza baskısı ile tahsil edilen 165.000-TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsili ile taraflarına ödenmesine, halen davalı uhdesinde bulunan bonoların vekiledenimden tahsili halinde ödenen tutarların davalıdan avans faizi ile birlikte istirdatına, söz konusu bonolar nedeni ile verilen ihtiyati tedbirin devamına karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Hak düşürücü süre itirazında bulunduklarını, davacı yanın 19/06/2018 tarihinde yapılan protokolün borca katılma sözleşmesini muhafaza baskısı altında imzalandığını söylediğini, dolayısıyla iddiaya göre davanın tabii olduğu hak düşürücü sürenin iş bu dava bakımından dolduğunu, öncelikle süre yönünden davanın reddini talep ettiklerini, hernekadar davacı taraflar istihkak dosyasında davacı şirket ile dava dışı takip borçlusu … arasında borçlunun eski ortak olması dışında hiçbir organik bağın olmadığı, hiçbir alışveriş bağlantısı olmadığının tespit edildiği iddia etmiş ise de bu iddianın gerçeğe uygun olmadığını, henüz borçlu ile davacılar arasında organik bağ olmadığına ilişkin verilmiş ve kesinleşmiş bir hüküm olmadığını, ilgili istihkak davasının halen Yargıtay incelemesinde derdest olduğunu, kaldıki dava konusu senetler davacılar ile vekiledeni arasında takip borçlusu …’nun borcuna ilişkin imzalanan “Borca Katılma Sözleşmesi” gereğince verilmiş olduğunu söz konusu istihkak davasından bağımsız olduğunu, nitekim ilgili sözleşmede davacı şirketin borçlunun yanında yer aldığını ve borcu ödemeyi açıkça üstlendiğini, davcı ile vekiledeni arasında imzalanan 19/06/2018 tarihli protokol ve senetlerin hukuken geçerli olduğunu, haciz tehdidi altında imzalandığına ilişkin beyanların mesnetsiz ve kabul edilemez olduğunu, davacının bu belgelerden kaynaklı olarak menfi tesipt ve istirdat davası açmasının tamamen kötü niyetli olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: “….Somut olayın ve bu hukuksal durumun birlikte değerlendirilmesi sonucunda, haczin ve davaya konu protokolün 19/06/2018 tarihinde gerçekleştiği, bu tarih itibariyle korkutmanın etkisinin ortadan kalktığının kabulü gerektiği, davacıların ise 12.07.2019 tarihinde arabuluculuk sürecini başlattıkları ve 31.07.2019 tarihinde dava açtıkları, davanın bir yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı anlaşıldığından davanın reddine…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ:Davacı vekili istinaf dilekçesinde; İlk derece mahkemesinin sanki ilk defa 19.06.2018 tarihinde müvekkili şirkete hacze gelinmiş ve müvekkillerinin bu hacze engel olmak için haciz sırasında söz konusu senetlerin verilerek protokol yapıldığı kabul edilerek korkutmanın etkisinin protokol tarihinin-haciz tarihinin ertesi geçmiş saymasının yerinde olmadığını, Davalı tarafın müvekkilleri ile hiçbir ilgisi olmayan borçlusu … olan icra dosyasından müvekkili şirketin makinelerine 04.11.2015 tarihinde haciz tesis ettirdiğini, bu hacze yönelik istihkak davasının İstanbul 11.İcra Hukuk Mahkemesi tarafından kısmen kabul kısmen red edilmişse de, davalı tarafından Reddedilen kısım yönünden makinelerin sökümü muhafazası için 19.06.2018 tarihinde müvekkilim şirkete vinç dayanılarak gelindiğini, korkutmanın etkisi ile Temyiz ve İstinaf hakkı saklı tutularak düzenlenen protokol ve verilen senetlere, hacze izin veren İstanbul 11.İcra Hukuk Mahkemesi kararının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi tarafından ortadan kaldırılıncaya kadar itiraz etmeleri mümkün olamayacağını, İlk Derece Mahkemesinin sanki yeni bir haciz işlemi yapılmış gibi değerlendirme yaparak istinaf mahkemesinin kararını beklemekten başka çaresi olmayan müvekkillerinin haciz ertesi korkutmanın etkisinin kalktığı varsayımının hatalı olduğunu, Müvekkilim şirkete yeni bir icra dosyasından hacze gelinmediğini, Böyle olsa ilk derece mahkemesinin süreye ilişkin tespiti kısmen kabul edilebilir olacağını, İstinaf mahkemesi kararı ile ortadan Kaldırılan İstanbul 11.İcra Hukuk mahkemesinin hatalı kararı dayanak yapılarak müvekkilimden haciz ve muhafaza baskısı ile aldığı bonoların dayandığı Söz konusu protokolün 3.maddesinde bu senetlerin ödenmesi halinde dayanak yapılan icra dosyasından işlem yapılmayacağı davalı tarafından beyan edildiğini, Ödenmez ise müvekkillerinin mallarının istihkak davamız red edilen dosyadan hacizle kaldırılacağını,Müvekkili şirkete ait fabrikadaki makinelerin sökümü halinde fabrikanın fiilen kapanması sonucu doğacağından muhafaza tehdidi altında kalan müvekkillerimnin muhafaza baskısı ile kendilerinin hiçbir ilgisi olmayan borç nedeni ile sırf muhafazayı engellemek amacı ile davalı yan ile 19.06.2018 tarihli protokol ve senetleri imzalamak zorunda kaldıklarını, Müvekkili şirket ve şirket yetkilisi nin haciz baskısı ile bu takibe yönelik verilen İstanbul 11.İcra Hukuk mahkemesi kararına yönelik temyiz ve istinaf hakları saklı kalarak muhafaza tarihinin aynı günü olan 19.06.2018 günü ”Protokol” başlıklı belge ve bu belgeye ekli 30.07.2018 tarihinden başlamak üzere her ayın 15.günü olmak üzere ve her biri 15.000,00-TL tutarlı 22 adet senetleri imzaladıklarını,Müvekkili şirkette haciz yapılmasına neden olan İstanbul 11.İcra Hukuk Mahkemesinin hatalı kararının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin 21.Hukuk dairesinin 2018/2861 Esas 2019/1178 Karar sayılı kararının tebliği edilmeden 21.06.2019 tarihinde UYAP sisteminde öğrenildiği tarihe kadar müvekkilim şirkete ait olmayan istinaf ve temyiz hakları saklı tutularak icra tehditi altında müvekkili şirkete ait fabrikanın çalışamaz hale gelmesine engel olmak amacı ile verilen senetlerden ilk 11 adedi olan 165.000,00-TL takip alacaklısı-davalı vekilinin banka hesabına ödendiğini ve ödenen senetlerin iade alındığını, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin 21.Hukuk Dairesinin 2018/2861 Esas 2019/1178 Karar sayılı kararı ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmış ve davamızın tümden kabulüne karar verilerek şirkete ait haciz edilen tüm malların borçlu ile hiçbir ilgisi bulunmaması nedeni ile davalı tarafından konulan hacizlerin kaldırılmasına ve malların şirkete ait olduğuna karar verilmiş olduğunu, kararın 25.06.2019 tarihinde e-tebligat ile gönderildiğini, istinaf kararına istinaden davalı yanın haciz baskısı ile müvekkilimden tahsil ettiği bedelin ve halen uhtesinde olan senetlerin müvekkillerime iadesi gerekeceği açıktır. Davalı yana keşide edilen Muratlı Noterliği’nin 21.06.2019 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesine rağmen davalı tarafından cevaben Bakırköy …Noterliğinin 04.07.2019 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile talebimiz red edildiğini, Kırıkhan Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/105 D.iş sayılı dosyası ile söz konusu bonoların tahsilinin önlenmesi istemli ihtiyati tedbir talebinin Mahkemece kabul edilerek bonoların tahsili ihtiyati tedbir yolu ile durdurulduğunu, Bakırköy Arabuluculuk Bürosunun … Büro Dosya Numarası … Arabuluculuk numarası ile yapılan başvuruda 30.07.2019 tarihli Son Tutanakta görüleceği üzere anlaşma sağlanamadığını, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2013/3316 E. 2013/19621 K 10.12.2013 Tli kararının dikkate alınması gerektiğini belirterek kararının kaldırılmasını, davanın kabulünü talep etmiştir.
İNCELEME Davaya esas İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında; alacaklı … tarafından borçlu … ve … aleyhine 500.000-TL asıl alacak, 53.671,23-TL geçmiş gün faizi, 77,40-TL ihtiyati haciz masrafı, 1.500-TL komisyon, 300-TL vekalet ücreti olmak üzere toplam 555.548,63-TL alacağın tahsili için 16.10.2015 tarihinde 500.000TL bedelli bono yönünden kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip başlatıldığı görülmektedir. Çorlu … İcra Dairesi’nin … Talimat sayılı dosyası ile 04.11.2015 Tarihinde haciz uygulandığı, haciz mahallinde …nun olduğu, vergi levhasının … şti’ne ait olduğunun zapta bağlandığı, 3.kişi …nun istihkak iddiasında bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacı şirket tarafından istihkak iddiası ile açılan davada İstanbul 11.İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2017/1145, 2018/345 Karar sayılı 10.04.2018 Tarihlik kararı ile istihkak iddiasının kısmen kabulüne karar verildiği, kararın istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin 21.Hukuk Dairesinin 2018/2861 Esas 2019/1178 Karar sayılı kararı ile karar kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalı alacaklı tarafın talebine istinaden 19.06.2018 Tarihinde önceki adrese gelindiği, haciz işlemi uygulanarak yediemin olarak bırakıldığı, haciz tutanağında senetlere ilişkin bir ibarenin olmadığı görülmüştür. Davacıların delil olarak dayandığı 19.06.2018 Tarihli protokolde davacı şirket ile davalıya atfen isim ve imza bulunduğu, protokol içeriğinde İstanbul … İcra Md nün … e sayılı dosyasında “… SANAYİ AŞ’nin ( istinaf ve temyiz hakları saklı kalarak) borçlu garanti tifturuk’un alacaklıyı ibra ettiği, icra takibi ve ferileri dahil toplam 330.000Tl karşılığında taksitlerin tamamı ödendiği takdirde tarafların karşılıklı olarak birbirlerini ibra edecekleri, senetlerin 30.07.2018 tarihli 15.000TL’den başlamak üzere 15.05.2020 Tarihli 15.000TL bedelli senede kadar tek tek vade tarihleri ile yazıldığı, senetlerden herhangi bir ödenmediği takdirde diğer taksitlerin muaccel olacağı, ödendiği takdirde ise icra dosyasında işlem yapılmayacağı şeklinde” hükümlerin yer aldığı görülmektedir. Dosyada örnekleri bulunan senetlerin 19.06.2018 tanzim tarihli 15.000’er Tl bedelli olup en eskisi 30.07.2008 vade tarihli olmak üzere 15 senetten oluştuğu, senetlerde davacı şirketin keşideci, davacı asilin kefil, davalının lehtar olarak yer aldığı görülmektedir. Kırıkhan 1 Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2019/105 D.iş Esas, 2019/106 D.İş Karar sayılı dosyasında; İhtiyati tedbir talep edenlerin … San. A.Ş, …, karşı tarafın … olduğu mahkemece 15.07.2019 vade tarihli senet başta olmak üzere toplam 165.000TL bedelli 11 senet yönünden “üçüncü kişilere de geçerli olmak üzere icra takibine konu edilmemesine yönelik ihtiyati tedbir kararı verildiği görülmüştür.
GEREKÇE Davacı, dava dışı üçüncü kişinin borcu nedeni ile davacı şirket adresinde 04.11.2015 tarihinde haciz işlemi yapıldığını, istihkak iddiasına dayalı olarak İcra Hukuk Mahkemesi’ne dava açtıklarını, mahkemenin davanın kısmen kabulüne karar verdiğini, bunun üzerine davalı yanca, davacı şirket adresine 19.06.2018 tarihinde yeniden hacze gelindiğini, müvekkilinin haciz baskısı altında 19.06.2018 tanzim tarihli 22 adet senet imzaladığını, aynı tarihli protokol tanzim edildiğini, protokolde “temyiz ve istinaf hakkını saklı tuttuklarını” belirterek borçlu olunmadığı halde ödenen 165.000TL bedelli 11 adet senet bedelinin davalıdan istirdadı ile, ödenmemiş olan 11 adet senet hakkında ise menfi tespit kararı verilmesini talep etmiştir.İlk derece mahkemesince davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Somut uyuşmazlıkta davacının iddiası esasen sebepsiz zenginleşme iddiasına dayalıdır. Mahkemece protokol tarihi itibarı ile korkutmanın etkisinin ortadan kalktığı değerlendirilerek dava hak düşürücü süre yönünden reddedilmiş ise de; mahkemenin kabulü iddia ve somut duruma uygun düşmemiştir. Davacılar protokole dayalı olarak 30.07.2018-15.09.2018- 15.10.2018…15.05.2020 şeklinde birer ay vadeli 15.000’er Tl bedelli son vadesi 15.05.2020 olan senetleri tanzim etmiş olup senetler ödenmediği takdirde tüm taksitlerin muaccel olacağı düzenlenmiştir. Davacı aleyhine haciz tehdidi devam ettiği gibi, davacı protokolde “temyiz ve istinaf hakkını saklı tutmuş olmakla” davanın hak düşürücü süre yönünden reddi yerinde görülmemiştir. Bununla birlikte davacının 11 adet senet yönünden istirdat istemi de bulunmakta olup istirdat yönünden de mahkemece ayrıca değerlendirme yapılması gereklidir.Açıklanan nedenle; davacı vekilinin istinaf isteminin kabulüne, sair hususların bu aşamada incelenmesine yer olmadığını, yargılamaya devam olunmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-Davacılar vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulüne, 2-İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/515 esas, 2020/614 Karar sayılı, 10.12.2020 Tarihli karar kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, -Yargılamaya devam olunmak üzere, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davacı tarafa iadesine, 4-İstinaf aşamasında davacılar tarafından yapılan yargılama gideri olan 324,20-TL (162,10+162,10) istinaf yoluna başvurma harcı ile 22-TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 346,20- TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, -Davalının gider avansından kullanıldığı anlaşılan 37,90-TL istinaf masrafının davalı üzerinde bırakılmasına, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 19/01/2022 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.