Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/458 E. 2023/31 K. 18.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/458 Esas
KARAR NO: 2023/31
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/10/2020
NUMARASI: 2016/182 2020/282
DAVANIN KONUSU:Endüstriyel Tasarım (Endüstriyel Tasarım Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 18/01/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının … tescil numaralı “…” ürün tasarımında münhasır hak sahibi olduğu, 4.FSHH Mahkemesinin 2016/72 D.iş sayılı dosyasında keşif yapılarak taklit ürünlerin tespit edildiğini, tasarım hakkından kaynaklanan haklara tecavüz nedeniyle KHK 52/b’ye göre tecavüz edenin tasarımı kullanmakla elde ettiği kazanca göre şimdilik 10.000 TL maddi tazminat ve 15.000 TL manevi tazminatın tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Asıl davada davalı … davaya cevap vermemiştir.
BİRLEŞEN İST.3.FSHH MAHKEMESİ 2016/185 ESAS SAYILI DOSYASı
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin uzun yıllardan bu yana bayan giyim teksitil alanında faaliyet gösteren bir firma olduğunu ve 05/02/2016 tarih ve … sayı ile tescilli “…” isimli ürünlerinin tasarımında münhasır hak sahibi olduğunu, davalı tarafından müvekkilinin TPE nezdinde tescilli tasarımı ile iltibas yaratacak derecede birebir benzeyen ürünleri, müvekkili tarafından kendisine herhangi bir hak tanınmaksızın veya arada herhangi bir lisans sözleşmesi olmaksızın haksız ve hukuka aykırı bir şekilde satıldığını, söz konusu ürünlerin ortalama bir tüketici nezdinde karışıklığa yol açacak derecede benzer olduğunu ve davalı yanın işbu eylemlerinin müvekkilinin tescilden doğan haklarına tecavüz teşkil ettiğini ve haksız rekabet oluşturduğunu ve bu durumun İstanbul 4. FSHHM’nin 2016/72 D.İş sayılı dosyasından alınan bilirkişi raporu ile de tespit edildiğini iddia ederek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik tasarıma tecavüz nedeniyle 5.000,00 TL maddi ve tasarım hakkına tecavüz nedeniyle 10.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 15.000,00 TL’nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin kesinlikle haksız rekabete yol açacak eylemlerde bulunmadığını ve tescilli tasarım ürünlerini bilerek ve isteyerek satın alma ve satma cihetine de girmediğini, müvekkilinin satışa hazır ürünlerinin neredeyse tamamının … piyasasından aldığını, müvekkilinin dava konusu tekstil ürünlerini …’de bulunan … isimli bir mağazadan aldığını, müvekkili gibi firmaların toptancılara ürün siparişi verdiklerinde, hangi ürünün tescilli, hangi ürünün tescilsiz olduğu noktasında yüzde yüz belirginlik arzeden araştırma yapmalarının mümkün olmadığını, bu ticari ilişkinin bir nevi güvene dayandığını, kaldı ki davacının tescil ettirdiği ürünün birçok benzerinin de piyasada gerek toptan, gerekse perakende sektöründe satışa arz olarak bulunduğunu ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince; “…Somut olayda davalılar, basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğünü ihlal ederek, davacıya ait tasarımın benzerini bilerek satışa sunduğu ve davacının tasarım hakkına tecavüz eylemini gerçekleştirdiği anlaşıldığından , davacı yanca talep edilen manevi tazminat tutarı davacı açısından bu tazminat türünün bir zenginleşme aracı olamayacağı gerçeği karşısında somut olayın özelliği ve hak ve nesafet kuralları gereği somut olayın özellliğine göre mahkememizce 1000-TL manevi tazminat somut olaya uygun olarak değerlendirildiğinden bu bedelin davalılardan ayrı aynı tahsiline, Asıl davada;1- Davalı …-… firmasının davacının tasarım hakkını ihlal nedeniyle somut olayın özellikleri ve BK hükümlerine göre 554 sayılı KHK’nun 52/b maddesi de gözetilerek 1.440.41 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine, 2-Manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 1.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemlerin reddine, Birleşen davada; 1-Davalı …’ın davacının tasarım hakkını ihlal nedeniyle somut olayın özellikleri ve BK hükümlerine göre 554 sayılı KHK’nun 52/b maddesi de gözetilerek 1770.TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine,2-Manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 1.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemlerin reddine…” şeklinde karar verilmiştir. Kararı asıl ve birleşen davada davacı vekili ile birleşen davada davalı vekili istinaf etmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; mahkemeye verdikleri dilekçeler ile değişik iş dosyalarında tespit edilen ve satılan ürünler gözetilerek önce önceki yoksun kalınan kazancın BK 50 ve 51. Maddesi kapsamında hesaplanmasını istediklerini, ancak mahkemenin bu talebi değerlendirmeden cüzi miktarda tazminata hükmettiğini, zararın karşılanmadığını, mahkemenin BK 50 ve 51 kapsamında hesaplama yapılması taleplerinin değerlendirilmediğini, her iki davalı hakkındaki iddialarının sübuta erdiğini, müvekkilinin uğramış olduğu maddi zararın tespiti ve hesaplanması noktasında bilirkişi raporları arasında fahiş boyutlarda farklılıklar bulunduğunu, mahkemenin bu hususları gidermediğini, kararın dayanağı bilirkişi raporlarının net tespitlere yer vermediğini, bilirkişilerin dosyaya ve itirazlarına özensiz yaklaştıklarını, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmediğini, emsal davaların ve işyeri konumunun ve çalışma potansiyelinin tazminatının belirlenmesinde dikkate alınması gerektiğini, buna göre UYAP ortamında davalılar aleyhinde ikame edilen tecavüz davalarının sayısının dikkate alınması gerektiğini, somut koşulların ve hakkaniyetin gerektirdiği ölçüde tazminat tutarına hükmedilmesi gerektiğini, taleplerini aşan kısma yönelik dava ve talep yönünden ileride dava açma haklarının dikkate alınması gerektiğini bildirmiştir. Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; davacının tasarımına konu olan ürünün piyasada birçok benzerinin bulunduğunu, söz konusu … isimli ürünün 10 adet olarak asıl davanın davalısından sipariş ettiklerini, bu siparişin 25/12/2015 tarihli olup tasarım tescil tarihinin ise 05/02/2016 olduğunu, müvekkilinin tescilli ürün olduğunu bilerek ve isteyerek satın alma ve satma yoluna gitmediğini, bu hususun cevap dilekçesinin ekinde sunduklarını 25/12/2015 tarihli faturadan da anlaşıldığını, ayrıca İstanbul 4. FSHHM’nin 2016/72D.İş sayılı dosyasında yaptırılan keşif neticesinde de dava konusu ürünlerin asıl davanın davalısı … isimli firma tarafından imal edildiği ve müvekkilinin de bu davalıdan satın aldığının ortaya çıktığını, mahkemenin bu husus üzerinde durmadığını, müvekkilinin iyi niyetli 3. Kişi konumunda olduğunu, mahkemenin hükme esas aldığı kök ve ek rapora yaptıkları itirazların dikkate alınmadığını, önceki raporlarda belirtildiği üzere müvekkiline ait mağazada davaya konu ceketten 10 adet bulunduğunun tespit edildiğini, ancak mahkemenin hükme esas aldığı raporda bilirkişilerin herhangi bir somut veriye dayanmadan işin doğası gereği siyah rengin de alınmış olabileceği gibi ihtimaller üzerine değerlendirme yapıldığını, raporlardaki mali tespitlere karşı beyanda bulunduklarını, ancak bu hususların dikkate alınmadığını, müvekkilinin ürünlerin tescilli tasarım konusu olduklarını tespit anında öğrendiğini bildirmiştir.
DELİLLER: Davacıya ait … numaralı ETTB’nin çoklu … ve ferace tasarımı olduğu görülmüştür.İstanbul 4. FSHHM’nin 2016/72D.İş dosyasına sunulan bilirkişi raporunda asıl davanın davalısı …’ye ait işyerinde … markalı 135 adet … üzerinde tespit isteyen firmaya ait … tasarımının aynısının kullanıldığı, birleşen davanın davalısı …’a ait işyerinde tespit edilen … markalı 10 adet … üzerinde tespit isteyen firmaya ait … tasarımının aynısının kullanıldığı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 03/10/2017 tarihli bilirkişi raporunda; “…Davacı tarafa ait … çoklu tescilin 1 sıra numaralı … tasanmı İle Davalı ‘… …” ve Davalı …’ a ait işyerlerinde tespit edilen … ibareli ürünlerin aynı veya benzer bulunduğunu, Davalı ” …” ve Davalı …’ a ait ticari defter ve belgelerinde tasarım ayrımına İlişkin ayırt edici ibare bulunmadığından davacı adına tescili … numaralı “… ürününe ilişkin ürün ayrımı yapılamadığını, Davalı “…’ şirketinde muhtelif giyim ürünlerinin imal edilerek satıldığını, Davalı ” …’ nün İstanbul 4, Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi 2016/72 Değişik İş dosyasında tespit edilen 135 adet … ibareli ürün ite Davalı … (…)’ a satmış olduğu 10 adet … ibareli ürününden toplamda 596,75 TL Kar elde edebileceğini, Davalı …a art “…” mağazasında muhtelif giyim ürünlerinin satın alınarak çoğunlukla perakende olarak satıldığını, imalat yapılmadığını, Davalı …’a ait “…” Mağazasında tespit edilen 10 adet … ibareli üründen 590,00 TL Kar elde edebileceği…” yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 30/04/2018 tarihli EK bilirkişi raporunda; “…Davacı tarafa ait … çoklu tescilin 1 sıra numaralı … tasarımı ile Davalı ” …” ve Davalı …’a a ait işyerlerinde tespit edilen … ibareli ürünlerin aynı veya benzer bulunduğunu, Davalı “… ” ve Davalı …’ a ait ticari defler ve belgelerinde tasarım ayrımına ilişkin ayırt edici ibare bulunmadığından davacı adına tescili … numaralı “…” ürününe ilişkin ürün ayrımı yapılamadığı, ek rapor için davacı itirazları hususunda sektör bilirkişisinin 350 adet ürün satmış olabileceği değerlendirilmesinden harekette birleşen davada davalı …’a yapmış olduğu satışlardan 178,50 TL Kar elde edebileceği. Davalı “ …” nün İstanbul 4. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi 2016/72 Değişik İş dosyasında tespit edilen 135 adet … İbareli ürün tespitinden; ve birleşen davada Davalı … (…)’ a satmış olabileceği 350 adet … ibareti ürününden toplamda 12.021,45 TL Kar elde edebileceği…” yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Yargılana sırasında alınan 12/03/2019 tarihli bilirkişi raporlarında; “…Davacı tarafa ait … çoklu tescilin 1 sıra numaralı “…” tasarımı ile Davalı … firması ve diğer davalı … firmasına ait işyerlerinde tespitedilen “…” ibareli ürünlerin ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğu, Davalı … firması ve diğer davalı … Talkın firmasına ait yasal defter kayıtları ve belgeleri üzerindeki inceleme neticesinde; benzerliği tespit edilen davaya konu tescilli (…) tasarıma ilişkin ürün ile ilgili, her iki davalı firma ürün bazında, herhangi bir sınıflandırma yapmamış olduğunu, İlk tespitin yapıldığı tarihte, söz konusu ürün ile ilgili davalı … firmasının, satış fiyat etiketinde (89,00. TL) olarak belirtilen satış fiyatı dışında alım fiyatı veya diğer davalı … firmasının üretim maliyeti fiyat ve satış fiyatı, bilgisinin mevcut olmadığını,dolayısıyla, davalı … firmasının mali tabloları incelenerek üretim maliyet fiyatı hesaplanmış, satış faturalarında belirtilen satış fiyatı dikkate alınarak üzün bazında satış karı hesaplandığını, Her iki davalı firmanın, davaya konu tescilli tasarımı ürün ile ilgili , üretim, alım ve satımının, ne olabileceği adet bağlamında, ele alınmış ve sektörel bazda bir değerlendirmeye gidildiğini, … firmasının üretim firması olması dikkate alındığında, davaya konu tescilli tasarım ürünü ile ilgili, 350 adet üretim yapmış olabileceği, davalı … (…) firmasının, perakende satım yapan bir firma olması dikkate alındığında, davaya konu tescilli tasarım ürünü ile ilgili, diğer davalı … firmasından 30 adet ürün satın almış olabileceği Sonuç İtibariyle, davalı … firmasının, üretip, satmış olabileceği 350 adet benzer tescilli tasarım ürün için 1.440,41.TL bürüt kar elde ettiği, Davalı … firmasının, … firmasından satın alıp, satmış olabileceği 30 adet davaya konu ürün ile ilgili 1.770,00.TL bürüt kar elde etmiş olabileceği, dolayısıyla, davacının toplam 3.210,41.TL (1.440,41 TL +1.770,00 TL) tutarında kar kaybına uğramış olabileceği…” yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 10/01/2020 tarihli EK bilirkişi raporunda; sunulan kök raporun sonuç kısmındaki kanaatlerinde bir değişiklik bulunmadığının bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Asıl ve birleşen dava tasarımdan kaynaklanan hakların ihlali iddiasına dayalı maddi ve tazminat talebine ilişkindir. Asıl ve birleşen davanın davacısı, davalıların davacıya ait tasarımdan kaynaklanan haklarını ihlal ettiğini iddia etmiş, davalı taraf ise davanın reddini savunmuştur. Yargılama sonunda asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair verilen karar Asıl ve birleşen davada davacı vekili ile birleşen davada davalı vekilince istinaf edilmiştir. İstinaf incelemesi istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebepler ve kamu düzenine aykırı husus bulunup bulunmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dosyanın incelenmesine, davacının … ve ferace tasarımının bulunduğu, her iki davalının da söz konusu tasarımı ihlal eder nitelikte eylemlerinin bulunduğu anlaşılmıştır.Mahkemece tazminat hesabı yönünden bilirkişilerden raporlar alınmış olup, en son alınan 12/03/2019 tarihli raporda asıl davanın davalısı …’nün söz konusu ürünleri satması nedeniyle 1.440,41 TL birleşen dava davalısı …’ın ise 1.770,00 TL kar elde etmiş olabileceği yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Söz konusu rapor ayrıntılı incelemeyi içerdiği gibi istinaf denetimine de elverişli nitelikte bulunduğundan hükme esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan bu hususlar gözetildiğinde asıl ve birleşen davada davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiştir. Birleşen davanın davalısı … vekilinin istinaf talebinin değerlendirilmesi; davalı … vekili iyi niyetli olduğunu ileri sürmüş ise de somut olay bakımından davalının iyi niyet iddiasının dinlenebilir olmadığı, davalının eylemleri ile davacının tasarımdan kaynaklanan haklarını ihlal ettiği, tazminat hesabında usule aykırı bir yön bulunmadığı görülmekle, davalı … vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiştir.Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen Asıl ve birleşen davada davacı vekili ile birleşen davada davalı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Asıl ve birleşen davada davacı vekili ile birleşen davada davalı vekilinin istinaf taleplerinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca AYRI AYRI ESASTAN REDDİNE,2-Asıl ve birleşen davada davacı vekilinin istinafı yönünden alınması gereken (179,90×2=)359,80 TL harçtan peşin alınan (54,40+59,30=)113,70TL harcın mahsubu ile bakiye 246,10 TL harcın asıl ve birleşen dava davacısından alınarak hazineye irat kaydına, 3-Birleşen davada davalı … vekilinin istinafı yönünden alınması gereken 189,21 TL harçtan, peşin alınan 166 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,21 TL harcın Birleşen davada davalı …’dan alınarak hazineye irat kaydına, 4-Asıl ve birleşen davada davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,5-Birleşen davada davalı … tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.18/01/2023