Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/446 E. 2021/1031 K. 21.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/446 Esas
KARAR NO: 2021/1031
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2020/802
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 21/05/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında icra takibi başlattığını, müvekkilinin dava tarihi itibariyle 91 yaşında olup davalıyla dünür olduğunu, aralarında herhangi bir alacak verecek ilişkisi bulunmadığını, ayrıca Mayıs 2013 itibariyle de böylesine yüksek miktarlı bir paraya da ihtiyati olmadığını, her ne sebeple olursa olsun davalıdan para almadığını, takip dayanağı belgenin sahtecilikle oluşturulduğunu belirterek, müvekkilinin takip dayanağı belge ile davalıya borçlu olmadığının tespitine ve ihtiyati tedbir kararı verilerek teminatsız olarak icra takibinin durdurulmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, davacının ödeme emrine itiraz etmediğini, müvekkilinin gerçek alacaklı olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, 25.12.2020 tarihinde yapılan inceleme sonunda davanın İİK’nın 72.maddesi uyarınca açılan menfi tespit davası olduğu, takipten sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yoluyla icra takibinin durdurulamayacağı ancak İİK’nın 72/3 maddesi uyarınca icra veznesine yatan paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilebileceği gerekçesiyle alacağın dava tarihindeki kur üzerinde dava değeri olan 4.013.300 TL üzerinden %20 oranındaki 802.660,00 TL teminat mukabilinde icra dosyasına yatan paranın alacaklıya ödenmemesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili sunmuş olduğu 19.01.2021 tarihli istinaf dilekçesinde; müvekkilinin yaşının 91 olduğunu, teminat miktarının yüksek olduğunu, bu nedenle teminatı yatırma imkânı bulunmadığından tedbir kararının uygulanma ihtimalinin kalmadığını, zaten müvekkilinin tüm taşınmazları, banka hesapları ve kira gelirleri üzerlerine hacizler konulmak suretiyle teminatın fazlasıyla elde edildiğini, HMK’nın 392. madde gereğince talebin resmi belgeye dayanması yahut, durum ve koşullar gerçekleştiğinde mahkemenin teminat alınmamasına karar verebileceğini, takibe dayanak belge ilgili olarak hazırlık soruşturması sonunda … hakkında Resmi Belgede Sahtecilik, Kişinin Algılama Yeteneğinin Zayıflığından Yararlanmak Suretiyle Dolandırıcılık suçlarından dava açıldığını, gerek 07.01.2020 tarihli uzman görüşü, gerekse 06.10.2020 tarihli Polis Lab.Uzmanlık Raporu ile sabit olduğu üzere “okudum” ibaresi ile “imza” dışındaki tüm hususların Printer vasıtasıyla oluşturulduklarının belirlendiğini, yani belgenin sonradan senede dönüştürüldüğünü bildirmiştir. Davacı vekilinin, 13.01.2021 tarihli dilekçesi ile mahkemeden teminat alınmaksızın takibin durdurulması yada takdir edilecek miktar üzerinden tedbir kararı verilmesini, önceki ara karardan rucu edilmesini istediği, bunun üzerine mahkemece 26.01.2021 tarihli dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda alacaklının iddianamede sanık olarak gösterilen … değil … ve mirasçıları olduğu, yargılamanın devam ettiği, gerekçeleri ile ara karardan rucu talebinin reddine karar verilmiş, işbu kararı da davacı vekilinin 22.02.2021 tarihli dilekçesiyle istinaf ettiği görülmüştür. Davacı vekilinin 22.02.2021 tarihli istinaf dilekçesinde; önceki istinaf dilekçesindeki beyanları tekrarla, HMK’nın 392.maddesi gereğince teminat alınmayabileceğini, mahkeme heyetinden muhalefet şerhinde taleplerinin haklı olduğunun ortaya konulduğunu, … hakkında kamu davası açıldığını bildirerek kararın kaldırılmasını istemiştir. İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosya fotokopisinin incelenmesinde; davalı … tarafından davacı aleyhine 670.000 USD bedelli senede dayalı olarak toplam 217.500 USD’nin tahsili için kambiyo senetlerine özgü yolla icra takibi başlatıldığı, takip dayanağı olarak 30.05.2013 tanzim 30.05.2017 vade 670.000 USD bedelli nakden kaydıyla düzenlenmiş, keşidecisinin davacı, lehdarının davalıların murisi … olduğu görülmüştür. Dava dilekçesine ekli olarak sunulan 07.01.2020 tarihli Uzman görüşü başlıklı tek kişilik grafolog uzman tarafından düzenlenen raporda; 670.000 USD bedelli senedin borçlu imzası ve okudum yazısı ile 5 parçadan oluşan ve selefon bantla birbirine tutturulmuş belge parçası üzerindeki okudum yazısı ve imzanın birbiri ile çakıştıkları, her iki belge üst üste getirildiğinde, düzenlenen tarih ve diğer bölümlere denk gelen yazıların selefon bantla birleştirilen belge üzerinde olmadığı, belgenin doldurulmadan önceki halinin tarayıcı kullanılarak bilgisayara aktarılmasına müteakip renkli bir yazıcıdan yada renkli fotokopi çekebilen mürekkep püskürtmeli renkli bir yazıcıdan elde edilmiş bir belgenin parçası olduğu, elle yazılı senedin ise aynı belge aslının boş olan üst kısmının doldurularak elle yazılı seneden dönüştürülmesinden sonra çekilmiş fotokopisi olduğu yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. İstanbul Anadolu CBS’nin 2020/9409 sayılı soruşturma sonucunda; şüpheli …’in soruşturma devam ederken 08.06.2020 tarihinde vefat etmesi nedeniyle hakkında takipsizlik kararı verildiği görülmüştür. İstanbul Anadolu CBS’nin 2007/32538 sayılı soruşturma sonucunda; şüpheli … hakkında Resmi Belgede Sahtecilik, Kişinin Algılama Yeteneğinin Zayıflığından Yararlanmak Suretiyle Dolandırıcılık suçundan Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, iddianame içeriğinde; belgenin sahte şekilde senedin printer marifetiyle üstünün doldurulduğu, sahteliğin KPL Raporu ile doğrulandığı şeklinde bildirim bulunduğu görülmüştür. Dosya içerindeki 2020/9409 sayılı hazırlık soruşturması sırasında alınan Polis Kriminal Laboratuvarının 28.02.2020-30.03.2020 tarihli raporunda; inceleme konusu belgedeki el yazısı ve imzanın bilgisayar yazıcısı marifetiyle usule getirilmeyip mürekkepli ıslak kalemle tersin edildiklerinin müşahede edildiğinin belirtildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık ise ihtiyati tedbire yöneliktir. Davacı taraf, davalının takip dayanağı yaptığı belgenin sahtecilikle oluşturulduğunu ileri sürmüş, davalı taraf ise davanın reddini savunmuştur. Takip dayanağı bononun keşidecisinin davacı, lehtarının ise davalıların murisi … olduğu, bedelin ise 670.000,00 USD olduğu görülmüştür. Mahkemece, başlangıçta 25/12/2020 tarihinde İİK’nun 72/3 maddesi uyarınca icra veznesine yatan paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verildiği, işbu kararın davacı vekilince istinaf edildiği, daha sonra davacı tarafın 13/01/2021 tarihli dilekçesiyle teminat alınmaksızın takibin durdurulması ya da önceki ara karardan rücu edilmesinin istenildiği, mahkemenin ise 26/01/2021 tarihli inceleme sonunda ara karardan rücu talebinin reddine karar verildiği, işbu ara kararın da davacı vekilince istinaf edildiği görülmüştür. Somut olayda davacı tarafın iki tane istinaf talebi vardır. Birincisi, mahkemenin 25/12/2020 tarihli kararına yönelik istinaf talebi, diğeri ise mahkemenin 26/01/2021 tarihli kararına yönelik istinaf talebidir. Her iki istinaf talebinin de ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekmiştir. Öncelikle 26/01/2021 tarihli dosya üzerinden verilen karar, ara karardan rücu talebinin reddine dair karar olup bu karar HMK’nun 341.maddesi uyarınca istinaf kanun yoluna tabi olmadığından davacı vekilinin 22/02/2021 tarihli istinaf talebinin reddi gerekmiştir. Davacı vekilinin ilk istinafı ise mahkemenin 25/12/2020 tarihli kararına yöneliktir. Bilindiği üzere İİK’nun 72/3 maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında icra veznesine yatacak paranın alacaklıya ödenmemesine dair ihtiyati tedbir kararı verilebilecektir. Somut olay bakımından takip alacaklısı olan davalıların murisi … hakkında takipsizlik kararı verilmekle birlikte dava dışı … hakkında ağır ceza mahkemesinde kamu davası açıldığı ve dosya istinaf incelemesi için dairemizde beklediği sırada ceza davasının karara çıktığının davacı tarafça belirtilmesi üzerine dairemizce celbedilen ağır ceza mahkemesinin 21/04/2021 tarihli karar duruşmasına ilişkin zabıtların incelenmesi sonunda, aynı zamanda davacının oğlu da olduğu anlaşılan sanık …’ın kamu kurum ve kuruluşlarını araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından ayrı ayrı hürriyeti bağlayıcı ve adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Buna göre her ne kadar kesinleşmemiş olmakla birlikte bu şekildeki bir ceza mahkemesi kararı ve davacı tarafın iddiaları gözetildiğinde HMK’nun 393/1 maddesi uyarınca somut olay adaleti ve hakkaniyet gereğince İİK’nun 72/3 maddesi gereğince ihtiyati tedbir kararının teminat alınmaksızın verilmesi gerekirken yazılı şekilde tedbir kararı verilmesi doğru olmayıp bu yönden davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü gerekmiştir. Hal böyle olunca davacı vekilinin istinaf talepleri yönünden aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin 26/01/2021 tarihli ara karara yönelik 22/02/2021 tarihli istinaf talebinin REDDİNE, 2-Davacı vekilinin 25/12/2020 tarihli ara karara yönelik 19/01/2021 tarihli istinaf talebinin KABULÜNE, 3-İstanbul Anadolu 11.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/802 esas sayılı dosyasında verilen 25/12/2020 tarihli ara kararın KALDIRILMASINA, 4-Teminat alınmaksızın ihtiyati tedbir kararı verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine, 5-Kabul edilen istinaf talebi yönünden davacı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf peşin harcının talebi halinde davacıya iadesine, 6-Reddedilen istinaf talebi yönünden harç peşin alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına, 7-Kabul edilen istinaf talebi yönünden istinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 162,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 213,50 TL dosya fotokopi masrafı ile 38,00 tebligat gideri olmak üzere toplam 413,60 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 8-Reddedilen istinaf talebi yönünden yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 9-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca kesin olarak karar verildi.21/05/2021