Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/437 E. 2022/2205 K. 23.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/437 Esas
KARAR NO: 2022/2205
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/09/2020
NUMARASI: 2018/313 2020/132
DAVANIN KONUSU: Fikir Ve Sanat Eseri (Maddi Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 23/12/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’nun … firması için, Konut İade Kampanyası adıyla, satın aldığı evden memnun kalmayan alıcıların satın aldıkları evi belli koşullar dahilinde iade etmeleri ya da farklı bir ev ile değiştirme yapabilmeleri ile ilgili proje oluşturduğunu, bu fikrin telif hakkını almak için … Danışmanlık Ltd. Şirketi aracılığıyla Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları Genel Müdürlüğü’ne fikrin tescili için başvuruda bulunduğunu ve 30/04/2013 tarihinde tescil işleminin yapıldığını, davacı firma tarafından … Rezidans olarak piyasaya tanıtılan konutların Kasım 2017’de TV tanıtımlarda kullanılan “KİM” (Konut İade Modeli) isimli projenin davacının projesi ile aynı olduğunu, davacı tarafından davalıya Kayseri … Noterliğinin … yevmiye numaralı ihtarnamesi gönderilerek durumun ihtar edildiğini, davalının da Beykoz … Noterliğinin 23.03.2018 tarihli ve … yevmiye numaralı belgesi ile cevap verdiğini, davacıya ait eserin yayınlama, çoğaltma ve iletim hakkının ihlal edildiğini, davacının eserini kullanarak davalının yapmış olduğu konut satışlarından haksız olarak elde edilen kazancın iadesine, telif hakkının ihlali nedeniyle uğranılan maddi zararlar için, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın, müvekkilinin manevi haklarının ihlali nedeniyle oluşan zararlar için 50,000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı yana ait olan “Konut İade Kampanyası” ile “KİM Konutta İade Modeli” nin ismen benzerlik taşımaları nedeniyle iltibas oluştuğunu düşünmenin son derece yanlış olacağını, halihazırda inşaat işiyle meşgul olan bir şirketin, reklam sloganında “konut ve iade” kelimelerini kullanmasının son derece olağan olduğunu, müvekkilinin yapılan satıştan herhangi bir kazanç elde etmediğini, tüm bu sebeplerle, sair cevap verme ve delil sunma hakları saklı kalmak kaydıyla, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olarak açılan işbu davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince: “…davacı tarafından Kültür ve turizm Bakanlığı’na tescil ettirilen “Konut İade Kampanyası” isimli pazarlama taktiğinin davacının hususiyetini taşımadığı, satın aldığı evden memnun kalmayan alıcılara konutu iade etme veya başka bir konutla değiştirebilmesi için imkan tanıyan bir yöntem olduğu, alım satımlarda bu yöntemin herkes tarafından kullanılabilen, hatta 6502 sayılı Tüketiciyi Koruma Kanunu’nda yasal olarak düzenlenmiş bir yöntem olduğu, bu nedenle özgün olmayan bu yöntem üzerinde davacının hak iddia edemeyeceği, bu fikrin Kültür ve Turizm Bakanlığı’na tek taraflı beyanla tescil ettirilmiş olmasının yönteme eser niteliği sağalamayacağı anlaşılmakla, davanın reddine…” şeklinde karar verilmiştir. Kararı davacı vekili istinaf etmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; “…” sloganıyla yapılan tanıtımların müvekkilinin telif hakkını almış bulunduğu fikir ile aynı olduğnuu, bu nedenle telif hakkının ihlal edilmesine ve maddi zarara uğramasına neden olduğunu, bilirkişinin müvekkilinin projesinin eser olmadığını ve bu sebeple FSEK kanununun korumasından ve haklarından yararlanamayacağını belirtmesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin eserini 30.04.2013 tarihinde tescil ettirdiğini, ancak Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kabul tarihi 07.11.2013, resmi gazetede yayımlandığı tarih 28.11.2013 olduğunu, müvekkilinin eseri tescil ettiği tarihte 6502 Sayılı Kanunun henüz çıkarılmadığını, Nitekim TBK sözleşmeden dönme hükümlerine göre tüketicilerin bu haklarını kullanması sıkı şartlara bağlı olup konut iadesi, değişimi gibi örnekleri dahi olmadığını, Bilirkişinin eserin tayininde doktrindeki farklı görüşleri ileri sürdüğünü, ancak doktrin görüşleri hukukun tali kaynakları olup hukukun asli kaynakları olan kanunlar, yönetmelikler ve resmi kayıt-tescil belgesi varken; tali kaynak olan doktrin görüşlerinin dikkate alınmaması gerektiğini, davalı tarafın, müvekkilinin tescil ettirdiği eser ile kendi tescil ettirdikleri markanın konu ve türlerinin farklı olduğuna dair iddialarının doğru olmadığını, davalı tarafın iddia ettiği gibi “konut”, “iade”, “kampanya”, kelimeleri elbette ki inşaat işiyle uğraşan bir şirket tarafından kullanılıp, reklam sloganlarında da yer alabileceğini fakat davalı tarafın neden bu üç kelimeyi birleştirip “Dünyada Bir İlk” olarak piyasaya sunduğunu ve “Konutta İade Modeli (KİM)” adı altında; reklam, pazarlama, sigorta, inşaat türleriyle tescil yaptırıp bu fikirlerini markalaştırdığını, bu durumda iddia ettikleri söylemlerle çelişkili davranışlar sergilendiklerini, müvekkilinin de bu fikri bir konut firması için geliştirmiş olup fikrini tescilleyerek kullandığını ve kullanmaya da 5846 sayılı FSEK kanunu gereği hakkı olduğunu ve bu durumda herhangi bir hukuka aykırılık olmadığını, davalı tarafça karşı maddi manevi tazminat taleplerine itiraz edilse de FSEK md.70 uyarınca haklı taleplerinin bulunduğunu, telif hakkının ihlali halinde karşı tarafın bu hakkı haksız ve kötü niyetli olarak kullanmalarından do layı bir kazanç elde etmiş olmaları gerektiğini, bu yüzden karşı tarafın yaptıkları itirazların yersiz ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin fikrini kullanarak yaptıkları reklam ve sloganla müşterilerin güvenini kazanarak, konut satışlarında artış gerçekleştirmelerinin de bir kazanç olduğunu, bu yöndeki itirazlarının dayanaksız ve yersiz olduğunu, müvekkilinin uğradığı maddi-manevi zararların karşılanması ve davalı tarafın yapmış olduğu reklamlar ve tanıtımlar sonucu satışı yapılan konutlardan haksız olarak elde edilen kazancın müvekkiline iadesinin gerektiğini bildirmiştir.
DELİLLER: Davacıya ait eser tescil belgesi incelendiğinde, “KONUT İADE KAMPANYASI ” isimli eserin, eser sahibi olduğunu beyan eden … adına, kendi beyanıyla 30/04/2013 kayıt-tescil tarihi ve … kayıt-tescil numarası ile KONUT İADE KAMPANYASI ismi ile ilim ve edebiyat eseri olarak tescil edildiği anlaşılmış, başvuru evrakı ve bir adet CD’nin yazı ekinde mahkemeye gönderildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 15/01/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı tarafından Kültür Bakanlığı nezdinde tescil ettirilen KONUT İADE KAMPANYASI isimli yöntemin FSEK kapsamında eser niteliğini haiz olmadığını, davalının reklamlarında kullandığı KONUTTA İADE MODELİ (KİM) olarak açıklanan yöntemin konut alan tüketicilere bu konutu iade edip parasını alma hakkı tanıdığını, davacı yönteminde ise tüketiciye yönelik iki imkanın tanındığı, buna göre tüketicinin parasını alma veya konutunu değiştirme hakkına sahip olduğunu, davacı yönteminin klasik anlamda hukuk sisteminde var olan ve 6502 Sayılı Kanunda da tüketici lehine öngörülen SÖZLEŞMEDEN DÖNME hakkına bir kısım eklemeler yaparak (aldığı konutu başka konutla değiştirme hakkı gibi) ortaya konulan bir pazarlama stratejisi olduğunu, bu tür strateji veya yöntemlerin FSEK kapsamında eser niteliğini haiz olmadığını, dolayısıyla davalı eylemi sebebiyle davalının FSEK’ten kaynaklı herhangi bir mali hakkının ihlal edilmediği yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.Beykoz 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce 15/05/2018 tarih, 2018/314 Esas, 2018/393 Karar sayılı karar ile uyuşmazlığın Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’ndan kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilerek dosyanın huzurdaki kararı veren mahkemeye gönderildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, telif haklarının ihlal edildiği iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkindir.Davacı taraf kendisine ait konut iade projesinin davalı tarafından izinsiz kullanıldığını iddia etmiş, davalı taraf ise davanın reddini savunmuştur.Davacının Kültür ve Turizm Bakanlığı’na tescil ettirdiği “Konut İade Kampanyası” isimli yöntemin FSEK kapsamında eser niteliğine haiz olmadığı anlaşılmaktadır. Zira söz konusu bu yöntem mevcut hukuk sisteminde de var olan hatta 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda da öngörülen sözleşmeden dönmeye bağlı olarak kullanılabilecek haklardandır.Dolayısıyla bu şekilde bir yöntem sahibinin hususiyetini taşımadığından eser olarak nitelendirilemeyecektir. Buna bağlı olarak da ihlal edilen bir hak bulunmadığından davanın reddine dair karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.23/12/2022