Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/411 E. 2022/2210 K. 23.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/411 Esas
KARAR NO: 2022/2210
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/11/2020
NUMARASI: 2018/1267 2020/951
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 23/12/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin tüm ülkede tanınan gıda markası olan … markasını ilk olarak 16.05.1969 tarihinde kullandığını, müvekkil şirketinin adına kayıtlı … tescil no ile 30,32 sınıflarda TPE de tescil ettirdiğini, … markasının tanınmış bir hale geldiğini, ayrıca müvekkilinin “…” markasına ait gazoz şişesinin endüstriyel tasarım tescil başvurusnda bulunmuş ve şişe tasarımı tescili aldığını, davalı şirketin bu duruma rağmen müvekkil şirkete ait markayı kendi adına tescil ettirdiğini, söz konusu tiscilin müvekkil şirketin sahip olduğu “…” markasının tanınmışlığından faydalanmaya dönük kötü niyetli bir hareket olduğunu, davalının haksız rekabet ve haksız kullanım oluşturan eylemleri nedeniyle bilirkişi roporu ile daha sonra ıslah edilmesi kaydıyla şimdilik 1.000 TL manevi tazminatın haksız rekabet tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte hesaplanarak davalıdan alınarak taraflarına ödenmesini. Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin dava konusu edilen kullanımı marka tescili ve başvurularına dayandığını, müvekkilinin dava konusu “gazoz” emtiası için ilgili sınıf olan 32. Sınıfta tescilli “…” ibareli seri markaları bulunmakta olup, müvekkilinin bu markalardan doğan hakkına ve kazanılmış haklarına dayanarak hakuka uygun kullanımda bulunduğunu, Mahkemenin görevsiz olduğunu görevli mahkemenin ticaret mahkemesi olduğunu, Müvekkilinin tescilli markalarını kullandığını, kullanımı hukuka uygun olup haksız rekabet oluşturmadığını, davacının markasının tanınmış marka olmadığını, tanınmışlık iddiasının ispat edilemediğini, bu nedenlerle mahkemece resen tespit edilecek gerekçelerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacının haksız ve mesnetsiz davasının tüm taleplerle birlikte reddini, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini bilvekale saygıyla arz ve talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince; “…Tarafların iddiaları doğrultusunda delilleri toplanarak bilirkişi incelemesi yapılmıştır. Yapılan inceleme neticesinde, uyuşmazlık konusu markanın davalı adına tescilli olduğu, davacı adına kayıtlı olan “…+şekil” markasının Bakırköy 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2013/114 Esas sayılı dosyasında kullanılmama nedeniyle hükümsüz kılındığı ve bu kararın kesinleştiği anlaşılmıştır. Söz konusu kararın kesinleşmesini müteakip davalı tarafından “…” markasının tescilinin yapıldığı ve söz konusu markanın davalı tarafından kullanılmakta olduğu anlaşılmış, dava tarihi itibariyle davacının markasına haksız saldırı söz konusu değildir, bu husus bilirkişi rapor ile de belirlenmiş olup, davacının talepleri hakkında…” gerekçesi ile davanın reddine şeklinde karar verilmiştir. Kararı davacı vekili istinaf etmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkili şirket adına kayıtlı … tescil no ve “…+ŞEKİL” ibareli markanın, müvekkili şirket tarafından Türk Patent Enstitüsü, Markalar Dairesi Başkanlığınca tutulan marka sicilinde 30,32 sınıflarda tescil ettirdiğini ve müvekkili şirket tarafından yürütülen yoğun pazarlama ve tanıtım faaliyeti sonucunda ilk yılından itibaren pazarda önemli bir paya sahip olduğunu, tanınmış marka haline geldiğini, özellikle gazoz denilince akla ilk gelen “… gazoz” olduğunu, ayrıca müvekkili şirket tarafından 20.10.2011 tarihinde “…” markasına ait gazoz şişesinin Endüstriyel Tasarım Tescil başvurusunda bulunduğunu ve şişe tasarımı tescil edildiğini, davalı şirketi bu duruma rağmen müvekkili şirkete ait markayı kendi adına tescil ettirdiğini, söz konusu tescilin müvekkili şirketin sahibi olduğu “…” markasının tanınmışlığından faydalanmaya dönük kötü niyetli hareketlerde bulunduğunu, davalının müvekkili şirketin tanınmışlığından yararlandığını ve bundan haksız çıkar sağladığını, davalının ürettiği … Gazozlarının tüketici nezdinde eski … Gazozlarının üretime döndüğü yolunda bir algı oluşturduğunu, müvekkilinin tüm ticari, reklam, pazarlama ve kalitesinin başarısı davalı tarafından kullanıldığını bildirmiştir. Davacı vekili 28/01/2021 tarihli verdiği ek istinaf talebinde ise ayrıca reddedilen manevi tazminat taleplerinin 1.000,00 TL olmasına karşın yerel mahkemenin davalı vekili için 3.400,00 TL vekalet ücretine hükmettiğini, bu durumun AAÜT’nin 13/2 maddesine aykırılık oluşturduğunu bildirmiştir.
DELİLLER: Davanın başlangıçta FSSHM’de açıldığı, görevsizlik kararı üzerine huzurdaki kararı veren mahkemeye geldiği anlaşılmıştır. Bakırköy 2. FSHHM’nin 2013/114e.-2013/34K. Sayılı ilamı ile davalı tarafından davacı aleyhine açılan hükümsüzlük davasının yargılaması sonunda 03/10/2013 tarihinde … tescil numaralı “…+şekil” ibareli markanın kullanmama nedeni ile iptaline karar verildiği, kararın Yargıtay onamasından ve karar düzeltmesinden geçerek 12/02/2015 tarihinde kesinleştiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 02/03/2020 tarihli bilirkişi raporunda; davacının bu davada talebinin yerinde olmadığı, davalıdan manevi tazminat alacağına hak kazanamadığı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, haksız rekabet ve haksız kullanıma dayalı manevi tazminat talebine ilişkindir. Davacı taraf davalının eylemleri ile haksız rekabette bulunduğunu iddia etmiş, davalı taraf ise davanın reddini savunmuştur. Yargılama sonunda davanın reddine dair verilen karar davacı vekilince istinaf edilmiştir. Dosyanın incelenmesinde davacının … tescil numaralı “…+şekil” markasının bulunduğu, bu markanın tanınmış marka olmakla birlikte davalı tarafça davacı aleyhine Bakırköy 2 FSHHM’nin 2013/114E. Sayılı dosyasında yapılan yargılama sonunda davacıya ait bu markanın kullanmama nedeniyle iptaline karar verildiği, kararın Yargıtay’ca onandığı, karar düzeltme isteğinin de Yargıtay tarafından reddedildiği ve kararın 12/02/2015 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Davacıya ait marka iptal edilmiş olup davacının artık bu marka üzerinde hakları kalmadığından davalının marka tescili ve kullanımının haksız rekabet oluşturmayacağı ve davacı taleplerinin yerinde olmadığı kanaatine varılarak davacı vekilinin bu yöndeki istinaf taleplerinin reddi gerekmiştir. Ne var ki davacı tarafça 1000,00 TL manevi tazminat istenildiği halde AAÜT’nin 13. Maddesi gözetildiğinde davalı yararına 1000,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde 3.400,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bu yönden istinaf talebinin kısmen kabulü gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,2-Bakırköy 1. Asliye Ticraet Mahkemesinin 23/11/2020 tarihli, 2018/1267E.-2020/951K. Sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Davanın REDDİNE,4-Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/2 maddesi uyarınca 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,7-İstinaf peşin harcının talebi halinde davacıya iadesine,8-İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 60,50 TL posta masrafı olmak üzere toplam 222,60 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,9-İstinaf yargılamasında davalı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,10-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.23/12/2022