Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/403 E. 2021/777 K. 09.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/403 Esas
KARAR NO: 2021/777
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/12/2020 tarihli ara karar
NUMARASI : 2020/270 E. –
DAVANIN KONUSU: Marka (Tecavüzün Giderilmesi İstemli)
KARAR TARİHİ: 09/04/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili adına TPMK nezdinde tescilli “…” esas unsurlu markaların, müvekkilinin herhangi bir izni ve icazeti olmaksızın davalı tarafından haksız rekabet teşkil edecek şekilde internet arama motorlarında anahtar sözcük olarak kullanıldığını, bu durumun müvekkilinin marka hakkından doğan haklarına tecavüz teşkil ettiğini ve bu hususun Mahkememizin 2020/320 D.İş sayılı dosyasından alınan rapor ile de tespit edildiğini iddia ederek, davalı tarafından haksız rekabet teşkil edecek şekilde internet arama motorlarında anahtar sözcük olarak kullanılan www…..com internet adresine erişimin engellenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince verilen 15/10/2020 günlü ara karar ile “…davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin SMK’nın 159 ve HMK’nın 389 maddeleri uyarınca kabulü ile; taktiren 20.000,00 TL nakti veya kesin-süresiz banka teminat mektubu teminat karşılığı davalı taraf adına olan www…..com isimli internet adresinde, davalının davacı adına tescilli “…” markasını, yönlendirici kod veya anahtar sözcük olarak kullanmasının tedbiren durdurulmasına, ihtiyati tedbir kararının uygulanması zımnında, kararın bir örneğinin karşı yana tebliği ile Karşı yana çıkartılacak tebligata, HMK’nın 398. Maddesi gereğince, ihtiyati tedbir kararının uygulanmasına ilişkin emre uymayan veya tedbir kararına aykırı davranan kimsenin, altı aya kadar disiplin cezası ile cezalandırılacağının ve ayrıca tedbir kararı tebliğden itibaren iki hafta kesin süre içerisinde yerine getirilmediği takdirde www….com isimli internet sitesine Türkiye’den erişimin tedbiren engelleneceği hususun ihtarına, belirtildiği şekilde tebliğden itibaren iki hafta kesin süre içerisinde davalının davacı adına tescilli “…” markasını, yönlendirici kod veya anahtar sözcük olarak kullanmasına son verilmediği taktirde www…..com isimli internet sitesine Türkiye’den erişimin tedbiren engellenmesine…” karar verildiği anlaşılmıştır.
İTİRAZ: Davalı vekili 20/11/2020 tarihli dilekçesi ve ilk derece mahkemesince görülen 01/12/2020 tarihli duruşmadaki beyanları ile, müvekkilinin dava dilekçesinde bahsedildiği gibi davacının haklarını ihlal eden herhangi bir kullanımının bulunmadığını, ayrıca alınan bilirkişi raporunun yetersiz olduğunu, mahallinde müvekkiline ait bilgisayarlar incelendiği takdirde böyle bir durum olmadığı sabit olacağını iddia ederek, Bakırköy 1. FSHHM tarafından verilen 15/10/2020 tarihli ihtiyati tedbir kararına kaldırılmasını talep etmiştir.
CEVAP: Davacı vekili ilk derece mahkemesince görülen 01/12/2020 tarihli duruşmadaki beyanında, karşı tarafa ihtiyati tedbir kararının tebliğ edilerek iki hafta kesin süre içerisinde aykırılığın giderilmesi istenildiğini, buna rağmen yerine getirilmediğinden erişimin engellenmesine karar verildiğini, itirazın süresinde olmadığını ve ayrıca tedbire muhalefet nedeniyle şirket yetkililerinin disiplin cezaları ile cezalandırılmasını talep ettiklerini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada; 01/12/2020 günlü ara karar ile “davalı tarafça ihtiyati tedbire dayanak yapılan bilirkişi raporuna itiraz edilmiş olması, yeniden esas yönünden bilirkişi incelemesi yapılacak olması ve taraflar arasındaki hak ve menfaat dengesi, keza erişim engelinin son çare olması” gerekçesiyle SMK 159/2-c maddesi uyarınca davalı tarafça 2 hafta kesin süre içerisinde 50.000,00 TL (ElliBin TL.) nakdi veya kesin ve süresiz banka teminat mektubu teminat yatırıldığında Bakırköy 1. FSHHM’nin 15/10/2020 tarihli ihtiyati tedbir kararının erişimin engellenmesi yönünden kaldırılmasına, teminat yatırıldığında gereği için derhal Erişim Sağlayıcıları Birliğine yazı yazılmasına..” karar verildiği anlaşılmıştır.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece verilen 15.10.2020 tarihli ihtiyati tedbir kararı davalı şirketin sistemde kayıtlı elektronik adrese elektronik tebligat yoluyla 26/10/2020 tarihinde ulaştığı, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 7/a maddesi hükmü uyarınca elektronik tebligatın davalı tarafa 31.10.2020 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş sayıldığını, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde tedbirin yerine getirilmesi gerektiğini, süresinde yapılmayacak olursa sonuçlarının neler olduğu açıkça yazılmasına rağmen davalı tarafça tedbir kararına yönelik herhangi bir işlem yapılmadığını, tedbir kararına uyulmadığı için www…..com alan adlı internet sitesine tedbiren erişimin engellenmesine karar verildiğini, Söz konusu erişimin engellenmesi karara rağmen yine mahkemece 01.12.2020 tarihli duruşmada davalı tarafa yeniden ek süre verilerek; “Davalı tarafça ihtiyati tedbire dayanak yapılan bilirkişi raporuna itiraz edilmiş olması ve yeniden esas yönünden bilirkişi incelemesi yapılacak olması, taraflar arasındaki hak ve menfaat dengesi, keza erişim engeli son çare olması karşısında SMK 159/2-c maddesi uyarınca davalı tarafça 2 hafta kesin süre içerisinde 50.000,00 TL (ElliBin TL.) nakdi veya kesin ve süresiz banka teminat mektubu teminat yatırıldığında mahkememizin 15/10/2020 tarihli ihtiyati tedbir kararının erişimin engellenmesi yönünden kaldırılmasına” karar verildiğini, kesin süre verdikten sonra yeni bir süre veremez veya verdiği kesin süreyi uzatılamayacağını, tedbir kararına rağmen 17.11.2020 tarihinde Google arama motoru üzerinden müvekkil şirket şubelerinden olan “…” yazılarak arama yapıldığında, en üstte www….com alan adlı internet sitesine ait reklam çıkmaya devam ettiğini, www…..com alan adlı internet sitesine yönlendirildiğini, davalı taraf tarafından … ibareli müvekkil şirket adına tescilli markanın ayırt ediciliği sulandırılarak, müvekkili şirketin reklam gücünden haksız yararlanma söz konusu olduğunu, Kaldı ki müvekkil şirketin kendi tescilli markasını anahtar sözcük olarak seçerek, adwords reklam sisteminde kullanmak istediğinde davalı reklamından daha üstte çıkabilmek için daha fazla ücret ödemek zorunda kaldığını, www…..com web sitesine yönelik yönlendirici reklamlarda ticari etki yaratacak şekilde kullanılmakta olduğunu, Müvekkili … A.Ş. adına Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde tescilli … esas unsurlu markaları müvekkil şirketin herhangi bir izin ve icazeti olmaksızın davalı yan tarafından haksız rekabet teşkil edecek şekilde internet arama motorlarında anahtar sözcük olarak kullanıldığına yönelik olarak verilen ihtiyati tedbir kararına davalı tarafça uyulmamasına rağmen mahkemece verilen tedbir kararının kaldırılması kararı haksız ve hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE Dava, markaya tecavüzün ve haksız rekabetin meni, tespiti, durdurulması ve ortadan kaldırılması istemine ilişkindir. Dairemiz önüne gelen somut uyuşmazlık ise; ihtiyati tedbire itirazın kabulü kararının kaldırılması istemine ilişkindir.Davalı vekili tedbire itiraz duruşmasında itirazın süresinde olmadığını ileri sürmüş olmakla öncelikle bu yönden inceleme yapılmıştır. Dosya incelendiğinde; mahkemenin İhtiyati tedbir kararının davalıya 31.10.2020’de tebliğ edildiği davalı vekilinin ise 19.11.2020 Tarihli dilekçesi ile birlikte ihtiyati tedbire itiraz ettiği görülmektedir. Bu durumda HMK 394/2 maddesi gereğince itirazın süre yönünden reddi gerekirken itirazın esas yönünden incelenmesi yerinde görülmemiş ve neticeten davacı vekilinin istinaf başvurusunun bu yönü ile kabulüne, mahkemenin ara kararının HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılmasına, davalı vekilinin itirazının süre yönünden reddine dair Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-Davacı vekilinin istinaf isteminin KISMEN KABULÜNE,2-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin 01.12.2020 Tarihli ara kararının KALDIRILMASINA, – Davalı vekilinin ihtiyati tedbire itirazının süre yönünden REDDİNE 3-Davacı yanca yatırılan istinaf nisbi harcının istek halinde iadesine,4- Davacı yanca yapılan 148,60 TL istinaf harcı, 199,25TL posta tebligat gideri ki toplam 347,85 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 09/04/2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.