Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/40 E. 2021/290 K. 11.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/40 Esas
KARAR NO: 2021/290
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/11/2020 günlü ara karar
NUMARASI: 2020/194 E. –
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 11/02/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili 20/03/2020 tarihli dava dilekçesi ile; markaların hükümsüzlüğüne karar verilmesini ve mevcut durumun korunması ve davanın etkinliğini temin etmek amacıyla, davalı şirkete ait …, …, …, …, …, …, …, …, …, …,…, …, …, …, … ,… ,…, …, …, … , …, … , … , …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … , …, …, …, …, …, … , … , …, …, … , … , …, … , …, …, …, … numaralı markaların markanın, 3. Kişilere devrinin önlenmesi hususunda TPMK kaydına teminatsız olarak tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada 24/03/2020 günlü ara karar ile 2020/107 e sayılı dosyada davacı vekilinin tedbir talebinin kabulüyle, HMK 389. Maddesi gereğince taraf teşkili açısından, davalıya ait olduğu belirtilen …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, .., …, …, …, …, …, …,…, …, …, …,…,…, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … numaralı markaların davalı adına kayıtlı ise dava süresince 3. kişilere devrinin önlenmesi hususunda markanın TPMK kaydına ihtiyati tedbir konulmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Dosya tefrik edilmiş ve 28.07.2020 tarihli tensibe göre 2009-15934 sayılı marka yönünden yeni esas üzerinden yargılamaya devam edilmiştir. İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2020/194 Esas ve 19/11/2020 tarihli ara kararı ile; 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun 159/1. maddesinde, sinai mülkiyet haklarına tecavüz olduğunu ispatlamak şartıyla ihtiyati tedbir talep edilebileceği, 159/3. maddesinde ise ihtiyati tedbirlerle ilgili bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağının belirtildiği, 6100 sayılı HMK’nun 389/1. maddesinde mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği, 390/son maddesinde ise tedbir talep edenin davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğunun belirtildiği, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davalı vekilinin stanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi tarafından verilen ihtiyati tedbir kararına karşı 13/10/2020 tarihli düplik dilekçesi ile itiraz ettiği, tedbir kararının 24/03/2020 tarihinde verildiği ve iş bu kararın davalıya 28/05/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekillerince 11/06/2020 tarihli dilekçe ile süre uzatım talebinde bulunulduğu, fakat tedbire itiraza ilişkin bir ibareye rastlanılmadığı, tedbire itirazının yasal süresinin bir hafta olduğu itirazın yasal süresinde yapılmadığı gerekçesiyle, davalı vekilinin ihtiyati tedbir kararına itirazı süresinde olmadığından itirazının reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemenin savunma ve itirazlar dinlenmeksizin, 24.03.2020 tarihli tensip tutanağında müvekkilinin 52 adet markasına karşı tedbir kararının kabulüne karar verildiğini, ihtiyati tedbir kararına karşı 10.07.2020 tarihli cevap dilekçesi ile itiraz edildiğini, mahkemenin 19.11.2020 tarihli kararı ile itirazın reddedildiğini, İhtiyati tedbir şartlarının oluşmadığını, Davacının HMK 389 md gereğince tedbir kararı verilmesi için en küçük bir delil dahi sunamadığını, müvekkili tarafından açılan davada İstanbul 1. FSHHM 2016/112 E. ve 2020/322 K. no.lu gerekçeli kararında işbu davanın davacısı olan şirkete ait “… no.lu “…+şekil”, … no.lu “…+şekil” ve … no.lu “…+şekil” markalarının hükümsüzlüğüne, söz konusu şirketin müvekkilimizin markasına tecavüz eden ve haksız rekabet yaratan eylemelerinin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine ve bu eylemlerden doğan zararlar için toplamda 309.000 TL tazminat ödenmesine hükmedildiği ve kararda müvekkilinin “…” markalarının sektörel tanınmış marka olduğunun ve işbu davanın davacısı şirketin kullanımlarının kötü niyetli olduğu açıkça belirtildiğini, davacının kötüniyetli olduğunu, yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediğini, tedbir kararının menfaatler dengesine ve ölçülülük ilkesine aykırı olduğunu, ihtiyati tedbirin teminatsız olarak verilmesinin hatalı olduğunu, HMK m. 392/1 hükmünde açıkça belirtildiği üzere ihtiyati tedbir kararının teminat karşılığı verilmesi gerektiğini, ihtiyati tedbire karşılık davacı tarafından en az 150.000 TL tutarında teminat gösterilmesine karar verilmesini talep ettiklerini, TMK m. 2 gereğince hakkın kötüye kullanılmasının hukuk düzeni tarafından korunmayacağını, müvekkilinin istinafa başvurma hakkına haiz olduğunu, HMK 396 md gereğince durum ve koşulların değişmesi halinde tedbirin değiştirilmesi yahut kaldırılması kararı verilebileceğini, ihtiyati tedbir kararının verildiği günden bu yana COVID-19 salgını müvekkili şirketin ticari ve ekonomik ilişkilerini kötü yönde etkilediğini, değişen koşullar altında Sayın Yerel Mahkeme tarafından verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılması gerektiğini, davacının sistematik olarak müvekkiline şirkete ait “…” markası ile çok benzeyen “…” ibaresini 19, 37 ve 42. sınıfta tescil ettirmek üzere birçok marka tescil başvurusunda bulunduğunu, anak itirazın TPMK tarafından kabul edildiğini, davaların müvekkili lehine sonuçlandığını, delillerin sunulduğunu, 2009-15934 sayılı markanın devrinin önlenmesine ilişkin ihtiyati tedbirin kaldırılması gerektiğini belirterek öncelikle tedbirin kaldırılmasını, kabul edilmediği takdirde teminata hükmedilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE Dava, markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık ise; ihtiyati tedbire itirazın reddine ilişkin ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılması istemine ilişkindir. Mahkemece itiraz süre yönünden reddedilmiş olmakla öncelikle davalının tedbire itirazının süresinde olup olmadığına ilişkin inceleme yapılmalıdır. Dairemizce yapılan incelemede; dava dilekçesi, tensip zaptı ve tedbir ara kararının davalıya 28.05.2020’de tebliğ edildiği, davalının ise 10.07.2020 tarihli cevap dilekçesi ile ihtiyati tedbire itiraz ettiği görülmektedir. HMK 394/2.maddesine göre ihtiyati tedbire itiraz süresi bir hafta olup bu durumda ilk derece mahkemesinin tedbire itirazın süresinden sonra yapıldığı gerekçesi ile itirazın reddine ilişkin kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Açıklanan nedenle davalı vekilinin istinaf isteminin HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 59,30 TL harçtan, peşin yatırılan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 4,900 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 11/02/2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.