Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/398 E. 2022/2211 K. 23.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/398 Esas
KARAR NO: 2022/2211
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/11/2020
NUMARASI: 2017/278 2020/681
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 23/12/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı dava dilekçesinde özetle; Davalı taraf ile arasında ticari ilişki bulunduğunu, mal alımı karşılığında davalıya senet verdiğini, malların ayıplı olduğunu fark etmesi üzerine malları iade ettiğini, ve irsaliye de kestiğini, davalının malları kendisine teslim etmiş olduğu irsaliyeleri de davalı tarafa etslim ettiğini, davalıya verdiği 4 adet senedin de kendisine teslim etmesi için kendisin telefonla aradığını, davalının en kısa sürede senetleri iade edeceğini bildirdiğini, senetleri iade edilmediğini ve borçlu olmadığı halde icra takibine koyulduğunu, davalıya borcu olmadığını belirterek İstanbul … icra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile yapılan icra takibinin tedbiren durdurulmasını, icra takibine konu olan senetler karşılığı alınan malların ayıplı ve defolu olması sebebi ile kendisine irsaliye ile teslim edilmiş olduğunu, bu sebeple kensine borçlu olmadığının tespitini, menfi tespit talebinin kabulünü, icra takibine konu olan senetlerin tarafına teslim edilmesini, yapılan yargılama giderleri ve harç masraflarının davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı cevap dilekçesinde özetle; Davacının nakit ihtiyacından bahis ile vermiş bulunduğu borca karşılık bono aldığını, bonoların vadelerinde ödenmemesi sebebiyle davacı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını ve kesinleştiğini, davacı adına kayıtlı taşınmaz üzerine haciz şerhi işlendiğini, bonoların ticari bir alışveriş için verilmiş olduğu hususundaki iddiası da varit ve mesmu olmadığını, davacı ile … İt.İhr.Ltd.Şti arasında ticari ilişkini bahse konu bonolaür ile hiçbir alakası bulunmadığını, davacının dosyaya ibraz edilen irsaliyelerin gerçeği yansıtmadığını ve irsaliye de imzası ile ismi geçen kişi de ne şirket tarafından nede şahsı tarafından tanınmamakta olduğunu, davanın ve ihtiyati tedbir talebinin reddini, %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatının ve dava masraflarının davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince; “…Davamıza konu 1350 m. kumaşın ayıplı olduğu ve davalı yana teslim edildiği anlaşılmış olmakla davacı yanın davalı yana takibe konu 4 adet senetten (bono) dolayı toplamda 6.700,- USD borcunun olmadığı kanaatine varılmıştır. Tüm bu nedenlerle davanın kısmen kabulü ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasında takibe konulan 4 adet senetten dolayı 6.700.-USD nin ferileri ile birlikte borçlu olmadığının tespitine…” şeklinde karar verilmiştir. Kararı davalı istinaf etmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı istinaf dilekçesinde; davanın ticari bir ilişkiden kaynaklanmadığını, davacıya verdiği borca karşılık alınan bonoların vadelerinde ödenmemiş olması nedeniyle davacı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile icra takibine başlandığını ve ödeme emrinin bizzat davacıya tebliğ edildiğini, icra takibine konu edilen bonoların ticari bir alışveriş için verilmiş olduğu hususundaki iddiasının dinlenebilir olmadığını, davacı ile aralarındaki ticari ilişkinin iş bu dava ile bir ilişkisinin olmadığını bildirmiştir.
DELİLLER: İstanbul … İcra Müdürlüğün … Esas sayılı dosyası dosyası ile davalının 22.05.2018 tarihinde borçlu (davacı) … aleyhine 4 adet senet alacağı dayanak gösterilerek; 6.700,00 USD Senet, 329,01 TL Protesto Gideri, 145,23 USD İşlemiş Faiz, olmak üzere toplam 6.848,23 USD + 329,01 TL tutarındaki alacağın icra gideri, vekâlet ücreti ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek faizi ile ödeme günündeki TL karşılığı olarak tahsilini talep ettiği görülmüştür.Takip dayanağı senetlerin fotokopisinin incelenmesinde sırasıyla 01/12/2014 tanzim, 20/06/2015 vade tarihli, 2800 USD bedelli ve yine her biri 17/02/2015 tanzim tarihli, vade tarihleri ise 10/09/2015, 20/10/2015 ve 20/11/2015 tarihli 1300,00’er USD bedelli, keşidecisinin davacı, lehtarının ise davalı olduğu ve senetlerin nakden kaydı ile düzenlendiği görülmüştür.Yargılama sırasında alınan 06.11.2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…Tarafımızdan yapılan incelemeler doğrultusunda bahse konu 1.350 metre kumaşın ayıplı olduğu ve teknik perspektifle onların davalı yana iadeten teslim edildiği ile ilgili dava dosyasında net bir belge/delil tespiti evrakı ve mümasili donenin yer almadığı görüldüğünden hukuki takdiri Mahkemenize ait olmak üzere iki farklı seçeneğin delillerle doğrudan temas eden mahkemece değerlendirilebileceği ulaşıldığı, Bunların., Birinci Seçenek: Sayın Mahkemeniz bahse konu 1350 m. kumaşın ayıplı olduğu ve davalı yana teslim edildiği yönünde karar vermesi durumunda/seçeneğinde; huzurdaki davacı yanın davalı yana takibe konu 4 adet senetten (bono) dolayı toplamda 6.700,- USD borcunun olmayacağının değerlendirilebileceği, İkinci Seçenek; Sayın Mahkemenizin bahse konu 1350 m. kumaşın ayıplı olduğu yönündeki davacı savının bir delil tespitine müstenit olmadığı, bu savın ispatlandığını tevsik eden evrakın dosya bünyesinde olmadığı ve onların iadeten davalı yana teslimi anlatımının da hakeza ispata muhtaç olduğu yönünde karar vermesi seçeneğinde ise, kıymetli evrak (emre muharrer senet) olarak tavsif edilen bononun (emre muharrer senet) sebepten mücerretliği ilkesinin, bono üzerindeki taraf düzeninin ve icra takibine girişen yanın kimliğinin de somut olayda nazarda tutulmasının gerekeceği yüce Mahkemenizce benimsenecek olursa, bu seçenekte davacı yanın davalı yana takibe konu 4 adet senetten dolayı toplamda 6.700,- USD borçlu olduğunun kabul edilmesinin bahis mevzuu olacağı, bu durumda huzurdaki davanın kabul koşullarının tekemmül etmediğinin düşünülebileceği” yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.Yargılama sırasında alınan 25.03.2020 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; “…Tarafımızdan yapılan incelemeler doğrultusunda bahse konu 1.350 metre kumaşın ayıplı olduğu ve teknik perspektifle onların davalı yana iadeten teslim edildiği ile ilgili dava dosyasında net bir belge/delil tespiti evrakı ve mümasili donenin yer almadığı görüldüğünden hukuki takdiri mahkemeye ait olmak üzere iki farklı seçeneğin delillerle doğrudan temas eden yüce mahkemece değerlendirilebileceği, Bunların, Birinci Seçenek: Mahkemeniz bahse konu 1350 m. kumaşın ayıplı olduğu ve davalı yana teslim edildiği yönünde karar vermesi durumunda/seçeneğinde; huzurdaki davacı yanın davalı yana takibe konu 4 adet senetten (bono) dolayı toplamda 6.700.- USD borcunun olmayacağının değerlendirilebileceği, İkinci Seçenek: Mahkemenizin bahse konu Î350 m. kumaşın ayıplı olduğu yönündeki davacı savının bir delil tespitine müstenit olmadığı, bu savın ispatlandığını tevsik eden evrakın dosya bünyesinde olmadığı ve onların iadelen davalı yana teslimi anlatımının da hakeza ispata muhtaç olduğu yönünde karar vermesi seçeneğinde ise, kıymetli evrak (emre muharrer senet) olarak tavsif edilen bononun (emre muharrer senet) sebepten mücerretliği ilkesinin, bono üzerindeki taraf düzeninin ve icra takibine girişen yanın kimliğinin de somut olayda nazarda tutulmasının gerekeceği yüce Mahkemenizce benimsenecek olursa, bu seçenekte davacı yanın davalı yana takibe konu 4 adet senetten dolayı toplamda 6.700.- USD borçlu olduğunun kabul edilmesinin bahis mevzuu olacağı, bu durumda huzurdaki davanın kabul koşullarının tekemmül etmediğinin düşünülebileceği” yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE:Dava, İİK’nın 72. Maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır.Davaya konu icra takip dosyasında davalı tarafından davacı aleyhine toplam 6845,23 USD ile 329,01 TL’nin tahsilinin talep edildiği, 329,01 TL ile USD alacağın TL karşılığının toplamı 20.734,65 TL olduğu, oysa dava dilekçesinde harca esas değer olarak 10000 TL gösterildiği anlaşılmıştır.Huzurdaki dava nispi harca tabi davalardan olup, menfi tespit davasının kısmen açılması mümkün değildir. Dolayısıyla dava değeri olan toplam 24.734,65 TL üzerinden peşin harcın tamamlattırılarak yargılamaya devam edilmesi gerekirken bu yön göz ardı edilerek davanın sonuçlandırılması usul ve yasaya aykırıdır.Açıklanan bu hususlar gözetildiğinde davalının istinaf taleplerinin esasa dair yönler incelenmeksizin kısmen kabulü gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalının istinaf talebinin esasa dair yönler incelenmeksizin KISMEN KABULÜNE,2-İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/11/2020 tarih, 2017/278 E. – 2020/213 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Yukarıda gerekçede belirtildiği şekilde yargılamaya kaldığı yerden devam edilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE,4-Sair istinaf taleplerinin bu aşamada değerlendirilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf peşin harcının talebi halinde davalıya iadesine, 6-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 148,60 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 61 TL posta masrafı olmak üzere toplam 209,60 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 7-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.23/12/2022