Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/390 E. 2022/2193 K. 23.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/390 Esas
KARAR NO: 2022/2193 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/11/2020
NUMARASI: 2018/374 E. – 2020/304 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Maddi Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 23/12/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin uzun yıllardır sektöründe faaliyet gösteren, sektöründe tanınmış ve markalaşmış, gerek nakliye sektöründe, gerekse diğer sektörlerde müşteri çevresince tanınan ve tercih edilen bir firma olduğunu, müvekkili şirkete yöneltilen bildirimler incelendiği sırada, davalı şirketin “www…com.tr” isimli internet sitesi ile müvekkili şirkete ait unvan, logo, isim vb. nitelikteki şahsi hakları izinsizce kullandığının tespit edildiğini, siteye ait görüntüler incelendiğinde de görüleceği üzere, müvekkiline ait … tescil numaralı şeklin kullanıldığını, firma ismi olarak herhangi bir ayırt edicilik barındırmadan yalnızca “…” isminin kullanıldığını, öte yandan site içerisinde kullanılan fotoğrafların müvekkili şirkete ait olup, araçların üzerinde ise “…” logosu ile birlikte müvekkili şirketin unvanının bulunduğunun görüldüğünü, bahse konu isim ve logonun … tescil numarası ile müvekkili şirket adına tescilli olduğunu, davalı şirketin müvekkilinin rızası hilafına bu şahsi hakları kullandığının aşikar olduğunu, davalı şirketin müvekkilinin marka hakkına tecavüz ettiğini, müvekkiline ait şahsi hakları hukuka aykırı şekilde kullanarak haksız rekabet yarattığını, müvekkili şirketin isim ve unvanını kullanarak kötü hizmetler verdiğini ve bu neticede de müvekkilinin ticari itibarının da zarar gördüğünü iddia ederek, müvekkili şirket adına tescilli bulunan markaya ilişkin haklara tecavüz ve haksız rekabetin tespitini, durdurulmasını, önlenmesini, fazlaya dair haklarını saklı tutarak şimdilik, her bir müvekkili için 1.000,00’er TL’den toplam 3.000,00 TL maddi tazminat ile her bir müvekkili için 1.000,00’er TL’den toplam 3.000,00 TL itibar ve her bir müvekkili için 10.000,00’er TL’den toplam 30.000,00 TL manevi tazminatın, dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, hükmün etkisini temin etmek amacıyla davalı şirketin kullanımında bulunan www…com.tr alan adının kullanımının durdurulmasına ve iptaline; internet sitesinin yayınının durdurulmasına, alan adı kullanılarak yapılan haksız rekabetin durdurulmasına, müvekkilinin logo, unvan ve fotoğrafların nakliyat hizmeti tanıtımında broşürlerde, kataloglarda, diğer tanıtım vasıtalarında, taşıma araçlarında ve her nevi tanıtım evraklarında kullanılmasının önlenmesine, her türlü evrakın imhasına ilişkin ihtiyati tedbir uygulanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı davaya cevap vermemiştir. Davalı vekilinin vekaletname ibraz ettiği ancak beyan dilekçesi sunmadığı, duruşmalara katılmadığı anlaşılmıştır.
MAHKEME KARARI: Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 10/11/2020 tarihli 2018/374 E. – 2020/304 K. sayılı kararıyla; “Davalı internet sitesi içeriğinde 12.05.2018 tarihinde, … tescil numaralı markanın kullanıldığı, yine davalı internet sitesi içeriğinde 21.07.2018 tarihinde, … tescil numaralı markanın kullanıldığı, www…com.tr alan adı sahipliği yönüyle yapılan incelemede, ilgili alan adının davalıya ait olduğu, alan adının ilk olarak 29.06.2011 tarihinde kayıt ettirilmiş olduğu, davalının dava konusu markaları kullanım şekli dikkate alındığında, davalı tarafın bu eylemlerinin, SMK’nın 7 ve 29. maddeleri gereğince davacı marka sahiplerinin marka hakkına tecavüz oluşturduğu, davalının, davacı markaları ile karıştırılmaya yol açacak bir kullanım sergilediği, karıştırılmaya yol açacak şekilde olan bu kullanımın aynı zamanda haksız rekabet oluşacağı” gerekçesiyle; Davacıların davasının KISMEN KABULÜNE, davalının davacılar adına tescilli “…” esas unsurlu marka haklarına tecavüz ve haksız rekabetinin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine, davalı adına olan “www…com.tr” alan adının iptaline ve erişimin engellenmesine, Her bir davacı için 1.000’er TL olmak üzere toplam 3.000 TL maddi tazminatın, dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, Davacı … için 1.000 TL ve davacı … Holding A.Ş için 1.000 TL itibar tazminatının, dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak bu davacılara verilmesine, davacı … A.Ş.’nin itibar tazminatı talebinin reddine, Davacı … için 3.000 TL ve davacı … Holding A.Ş için 3.000 TL manevi tazminatın, dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak bu davacılara verilmesine, davacı … Nakliyat A.Ş.’nin manevi tazminat talebinin reddine,” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; davacılardan … ve … Nakliyat A.Ş. Hakkında davanın husumet yokluğundan reddi gerektiğini, dava konusu marka hakkına sadece …nin sahip olduğunu, diğer iki davacının … taşımacılık ibaresini çağrıştıran markasının bulunmadığını, hiç kimse sahip olmadığı bir hak veya mülkiyetten dolayı diğerinden hak iddiasında bulunamayacağını. -Markanın davalı şirket yetkilisi…’un kendi adına tescilli markası olarak kullanıldığını, davacının markasına tecavüz bulunmadığını, TPMK kayıtlarından … adına kayıtlı marka bulunup bulunmadığının sorgulanmadığını. -Dava konusu alan adının marka unsurları taşıdığını, davalı tarafından 10 yıllık kullanıma sahip olduğunu, kullanım gerekçesinin ise davalının ticaret unvanı ile şirket sahibinin … olmasından kaynaklandığını, eksik inceleme ile karar verildiğini beyanla, mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacılar vekilinin istinaf dilekçesine cevabında; davalının ticari faaliyetlerini yürüttüğü www…com.tr isimli internet sitesinin gerek alan adı, gerekse site içeriği olarak müvekkilinin ticaret unvanı ile iltibas yaratacak şekilde, hiçbir ayırt edici özellik bulunmaksızın kullanıldığını, müvekkilinin şirketlerinin unvan ve ticari itibarının haksız olarak kullanılmaya çalışıldığını, internet sitesinde müvekkilinin isim, unvan, logo ve nakliye araçlarının fotoğraflarının kullanıldığını ve iltibas yaratılarak haksız kazanç elde edilmeye çalışıldığını, İstanbul Anadolu 2. FSHCM’nin 2019/345 Esas sayılı dosyasında davalı şirket yetkilisi hakkında mahkumiyet kararı verildiğini, internet üzerinden araştırma yapan kullanıcıların müvekkili ile anlaşıldığı inancı ile davalı şirketten hizmet aldıklarını, davalının verdiği kötü hizmet neticesinde müvekkilinin ticari itibarının zedelendiğini ve davalının haksız kazanç temin ettiğini, davalının internet sitesinde müvekkilinin … tescil numaralı logonun kullanıldığını, müvekkili şirkete ait isim ve ticaret unvanının kullanıldığını, müvekkili şirkete ait nakliye araçlarının fotoğraflarının kullanıldığını, kullanılan araçlarda “…” ambleminin bulunduğu ve “… Holding” firmasının isminin kullanıldığını, internet aramalarında müvekkilinin isim ve unvanı sorgulandığında davalı şirketin internet adresine erişildiğini, davalı tarafça kendilerinin müvekkili şirket adına hizmet verdiğini beyan ettiklerinin tespit edildiğini beyanla istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Dosya arasında bulunan Türk Patent ve Marka Kurumu kayıtları incelendiğinde; … sayılı şekil markasının, 45. Sınıfta “Güvenlik Hizmetleri” sınıfında 28/02/2017 tarihinden itibaren davacılardan … adına, … sayılı “…” ibareli markanın 38, 39 ve 42. Sınıflarda “Boru hattı ile taşıma hizmetleri. Elektrik dağıtım hizmetleri. Su temin hizmetleri” sınıfında davacılardan …adına tescilli olduğu anlaşılmıştır. TPMK’dan celp edilen kayıtlardan; davacı … adına … HOLDİNG markasının 38/39/42. Sınıflarda … başvuru numarasıyla tescilli olduğu, şekil+… markasının 30/32/33/41/43. Sınıflarda … başvuru numarasıyla tescilli olduğu anlaşılmıştır. Dosya arasında bulunan İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtları incelendiğinde; davalı … Dış Ticaret Limited Şirketinin … sicil numarası ile sicile kayıtlı olduğu, ana sözleşmesinin tescil tarihinin 19/07/2004 olduğu ve çalışma konusunun her türlü nakliyat taşımacılık faaliyetinde bulunmak ve ana sözleşmesinde yazılı diğer işler olduğu anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince alınan 07/09/2020 havale tarihli bilirkişi heyet raporunda; “…Davalı internet sitesi içeriğinde 12.05.2018 tarihinde, … tescil numaralı markanın kullanıldığı, davalı internet sitesi içeriğinde 21.07.2018 tarihinde, … tescil numaralı markanın kullanıldığı,davacı yana ait http://www…com ile davalı yana ait www..com.tr alan adlı internet sitesi karşılaştırıldığında, davacıya ait tır görselinin, davalıya ait internet sitesinde archive org üzerinde 12/10/2017 tarihli sürümde arka plan, açı değişik olsa da tır görselinin birebir aynı olduğunu, alan adının 29/06/2011 tarihinde kayıt ettirildiğini, alan adı sahipliği yönüyle yapılan incelemede, ilgili alan adının davalıya ait olduğu, internet sitesinin yer ve erişim sağlayıcısının “…” şirketi olduğu, web sitesinin … IP adresinde barındırıldığı, alan adının ilk olarak 29.06.2011 tarihinde kayıt ettirilmiş olduğu, davalının dava konusu markaları kullanım şekli dikkate alındığında, davalı tarafın bu eylemlerinin, SMK’nın 7 ve 29. maddeleri gereğince davacının marka hakkına tecavüz oluşturduğu, davalının, davacının markası ile karıştırılmaya yol açacak bir kullanım sergilediği, bu sebeple yukarıdaki tespitler ışığında, karıştırılmaya yol açacak şekilde kullanım yönünden haksız rekabet oluşacağı, davalının 2018 yılı defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, ancak yevmiye defteri kapanış tasdik tarih kısmının eksik olduğu, davacının talep etmiş olduğu tazminat yöntemi olan 151-2-b kapsamında davalının mali tablolarında zarar ettiği ve bu sebeple kazanç hesabı yapılamadığından dolayı maddi tazminat miktarının TBK.nun 50 ve 51. maddelerinde yer alan ilkeler uyarınca Mahkemenin takdirinde olduğu” belirtilmiştir. Davacı tarafça dosyaya “..com” internet sitesinde … nakliyat hakkında yapılan şikayetlere ilişkin internet çıktılarını ibraz ettiği anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesinin 09/10/2018 tarihli ara kararı ile ihtiyati tedbir talebinin kabulüne, 20.000 TL teminat yatırıldığında www..com.tr alan adlı internet sitesine erişimin engellenmesine , davacıya ait logo, unvan ve fotoğrafların nakliyat hizmeti tanıtımında broşürlerde, kataloglarda, diğer tanıtım vasıtalarında, taşıma araçlarında ve her nevi tanıtım evraklarında kullanılmasının tedbiren önlenmesine karar verilmiş ancak teminatın yatırılmadığı ve tedbir kararının uygulanmasının HMK 393. Madde gereğince uygulanması istenilmediğinden tedbirin kendiliğinden kalkmış sayıldığı anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E : Davacılar vekilinin dava dilekçesinde, müvekkilinin gerek nakliye sektöründe gerekse diğer sektörlerde tanınan ve müşterilerce aranan firma olduğunu, davalının www…com.tr alan adlı internet sitesinde, müvekkilinin … tescil numarası ile tescilli logosu ve müvekkilinin unvanını içeren … tescil numaralı markanın kullanıldığını, davalının alan adının ve site içeriğinin müvekkili şirketin unvanı ile iltibas yarattığını, internet sitesinde müvekkilinin isim, unvan, logo ve nakliye araçlarının kullanıldığını, araçlar üzerinde “…” amblemi ve “… Holding” firmasının isminin bulunduğunu, … firmasının Türkiye’de tanınmışlık düzeyinin bulunduğunu ileri sürerek, müvekkili şirket adına tescilli bulunan markaya ilişkin haklara tecavüz ve haksız rekabetin tespitini, durdurulmasını, önlenmesini, ile maddi ve manevi tazminat ile itibar tazminatına hükmedilmesini, alan adının kullanımının durdurulması ve internet sitesinin yayınının durdurulması yönünde tedbir uygulanmasına karar verilmesini talep etmiştir. İstinaf incelemesi HMK 355. Madde gereğince, istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebepler ile, kamu düzeniyle ilgili hususlarla sınırlı olarak yapılmıştır. HMK 26. Madde de; hakimin tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olduğu, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği, duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebileceği düzenlenmiştir. Davacılar vekilinin alan adının iptali ve erişimin engellenmesi yönünde netice-i talebinin bulunmadığı, bu talebin hükmün etkisini temin etmek üzere ihtiyati tedbir olarak ileri sürüldüğünün açıklandığı, ön inceleme duruşmasında da uyuşmazlık konusunun ” davalının davacı marka haklarına tecavüzü veya haksız rekabeti olup olmadığı, ne şekilde giderileceği, maddi ve manevi tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı” şeklinde tespit edildiği anlaşılmakla, talep dışına çıkılarak alan adının iptali ile erişimin engellenmesine karar verilmesi yerinde görülmemiş, bu husus kamu düzeniyle ilgili olduğundan Dairemizce resen dikkate alınmıştır. Davalı tarafça davaya cevap verilmediği, davayı inkar etmiş sayılacağı ve inkar kapsamında istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebeplerin dikkate alınabileceği anlaşılıyorsa da, yargılama sırasında davalı şirket yetkilisine ait tescilli marka bulunduğunu ileri sürmediği, kaldı ki istinaf dilekçesinde de …’a ait markanın tescil bilgilerine de yer verilmediğinden, istinaf dilekçesinde ileri sürülen bu sebebin dikkate alınamayacağı kanaatine varılmıştır. Davalı vekilinin davacılar … ve … Nakliyat A.Ş. Hakkında davanın husumet yokluğundan reddi gerektiğini ileri sürdüğü anlaşılmıştır. Davacı … Nakliyat A.Ş. Adına tescilli marka bulunmadığı, kararın gerekçesinde bu şirketin marka sahibi olmadığı, ticaret unvanına dayalı haksız rekabet davası açıldığına işaret edildiği ancak bu davacı yönünden mahkemenin 1 nolu hükmünde; “Davacıların davasının KISMEN KABULÜNE, davalının davacılar adına tescilli “…” esas unsurlu marka haklarına tecavüz ve haksız rekabetinin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine, davalı adına olan “www….com.tr” alan adının iptaline ve erişimin engellenmesine, Her bir davacı için 1.000’er TL olmak üzere toplam 3.000 TL maddi tazminatın, dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine” şeklinde hüküm kurularak, HMK 298/2 maddesine aykırılık teşkil edecek şekilde gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratılması usul ve yasaya uygun görülmemiştir. İlk derece mahkemesince davalı şirketin ticaret sicil kaydının celp edildiği ve davalı şirketin nakliyat taşımacılık faaliyetiyle iştigal ettiğinin anlaşıldığı, ancak davacı şirketlerin Ticaret Sicil kaydının celp edilmediği ve hangi sektörde faaliyet gösterdiklerinin tespit edilemediği anlaşılmıştır. Davacılardan … adına tescilli … sayılı şekil markasının, 45. Sınıfta “Güvenlik Hizmetleri” sınıfında, davacı …adına tescilli … sayılı “…” ibareli markanın 38, 39 ve 42. Sınıflarda “Boru hattı ile taşıma hizmetleri. Elektrik dağıtım hizmetleri. Su temin hizmetleri” sınıfında tescilli olduğu anlaşılmıştır. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda http://www…com ile davalı yana ait www…com.tr alan adlı internet sitesi karşılaştırıldığında, davacıya ait tır görselinin, davalıya ait internet sitesinde archive org üzerinde 12/10/2017 tarihli sürümde arka plan, açı değişik olsa da tır görselinin birebir aynı olduğunun” beyan edildiği anlaşılmışsa da, davacıya ait olduğu beyan edilen internet sitesinin hangi davacıya ait olduğunun incelenmediği, alan adı sahiplik bilgilerine bilirkişi raporunda yer verilmediği, tır görselinin hangi davacıya ait olduğunun tespit edilmediği anlaşılmıştır. Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda, mahkemece eksik inceleme ile karar verildiği, netice-i talebin aşıldığı kanaatine varılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, mahkemece davacı şirketlerin ticaret sicil kayıtları getirtilerek ve faaliyet alanları incelenerek, her bir davacı yönünden marka tescil kaydı, markaların tescilli olduğu sınıflar, ticaret unvanı ve iş ürünü yönünden ayrı ayrı inceleme yapılarak, gerekirse ek rapor yada yeni bir heyetten rapor alınarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davalı vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulü kısmen reddine, 6100 sayılı HMK’nın 355. Maddesi ve 353/1-a-6 maddesi gereğince, BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ’nin 10/11/2020 tarihli 2018/374 E. – 2020/304 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın, Dairemizin kararında işaret edilen hususlarda yargılamaya devam edilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davalı tarafa iadesine,4-İstinaf yargılama giderleri olarak;a)Davalı avansından kullanıldığı anlaşılan; 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak, davalıya verilmesine, b)Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 6-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 23/12/2022 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.