Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/384 E. 2022/2178 K. 23.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/384 Esas
KARAR NO: 2022/2178 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/01/2020
NUMARASI: 2017/407 E. – 2020/8 K.
DAVANIN KONUSU: Fikir Ve Sanat Eseri (Maddi Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 23/12/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Arap harfleri çevresinde oluşmuş güzel yazı sanatı olarak tanımlanan islam hat sanatı sanatçısı, hattat olduğunu, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından her yıl yayınlanan 2015 ve 2017 yıllarına ait Diyanet Takvimi’nde, Hüsn-i hattı Hattat …’e, tezhibi müvekkili …’a ait olan ve müvekkilinin özel koleksiyonunda bulunan sülüs tarzdaki Muhammed Resulüllah (s.a.v) yazılı levha, müvekkilinin izni olmaksızın basılarak kullanılmış ve satışa sunulduğunu, eserin ilk olarak 2015 yılına ait takvimde yer aldığını öğrenen müvekkilinin 21.01.2015 tarihinde yayınlardan sorumlu … isimli kişi görüştüğünü, ilgili kişinin müvekkiline ait eserin, Klasik Türk Sanatları Vakfı’nda bir zamanlar görevli olan ve müvekkilinin sergilerine iştirak ettiği … tarafından verildiğini beyan ettiğini, …isimli kişinin daha sonra müvekkiline özürlerini beyan ederek esere ait telifin müvekkilinin hesap numarasına yatırılacağını söylemişse de yerine getirmediğini, müvekkilinin … isimli kişi ile görüştüğünde izni hattat …’ten aldığını müvekkiline bildirdiğini, ancak müvekkilinin hattat … ile görüştüğünde kendisinden böyle bir iznin verilmediği bilgisini aldığını, müvekkilinin T.C Diyanet İşleri Başkanlığı’na hitaben 27.01.2015 tarihinde göndermiş olduğu yazı ile durumu resmi olarak bildirerek, haksız uygulamanın düzeltilmesini ve 15.000,00 TL tutarındaki telif bedelinin şahsına ödenmesini talep ettiğini, cevap verilmediğini, bu olayların üzerinden iki yıl geçtikten sonra müvekkilinin, aynı eserin 2017 yılına ait Diyanet Takvimi’nde de izni alınmadan kullanıldığını tespit ettiğini, davalının müvekkilinden söz konusu eserin yayınlanması ile ilgili herhangi bir izin alınmadığını, müvekkilinin maddi kaybı söz konusu olduğunu, FSEK 67. Madde de; “Henüz alenileşmemiş bir eser, sahibinin rızası olmaksızın veya arzusuna aykırı olarak umuma arz edildiği taktirde, tecavüzün ref’i davası ancak umuma arz keyfiyetinin çoğaltılmış nüshaların yayımlanması suretiyle vaki olması halinde açılabilir. Aynı hüküm esere, sahibinin arzusuna aykırı olarak adının konulduğu hallerde de caridir.” şeklinde olduğunu, müvekkiline ait eserin madde de düzenlendiği şekilde müvekkilinin rızası dışında adı konularak yayınlandığını, söz konusu eserin izinsiz yayınlanması nedeniyle manevi zarara uğradığını beyanla, davalıya ait takvimde FSEK hükümlerine aykırı olarak kamuya erişilir kılınması ve umuma iletilmesi suretiyle müvekkilinin haklarına yapılan tecavüzün ref’ine, 5846 sayılı kanunun 70. Maddesine göre davalı yanın 5.000,00 TL tutarında tazminata dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte hükmedilmesine, 5846 sayılı kanunun 68. Maddesine göre davalı yanın bilirkişilerce tespit edilecek rayiç bedelin şimdilik 1.000,00 TL’sinin 3 katı olan 3.000,00 TL’si oranında tazminata dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte hükmedilmesini talep etmiştir.
ISLAH:Davacı vekili 21.10.2019 tarihli dilekçesi ile 3.000,00 TL telif ücreti bedelini 6.000,00 TL’ye ıslah etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; Başkanlıklarınca her yıl Diyanet Takvimi yayımlandığını, bu takvimlerin aynalarında(arkalıklarında)başta Kâbe ve Mescidi Nebevi olmak üzere cami resmi, manzara, hüsnü hat vb. Görsel eserlere yer verilmekte olduğunu, eserlerine yer verilen hak sahiplerinden sözlü veya yazılı izinler alınmakta ve eserlerin yayınlanmasını müteakip “Kamu Kurum ve Kuruluşlarınca Ödenecek Telif ve İşlenme Ücretleri Hakkında Yönetmelik” hükümleri çerçevesinde ücret ödendiğini, dava konusu eserin, klasik sanatları desteklemek üzere Başkanlıklarınca 2014 yılında 3000 adet basılan ve sanatseverler başta olmak üzere, Kurum ve Kuruluşlara, Üniversitelerin ilgili bölümlerine ücretsiz olarak gönderilen Klasik Sanatlar Yıllığı 2013 adlı kitap içinde yer alan onlarca çalışmadan biri olduğunu, başkanlıklarınca bu eseri bütün hakları ile birlikte İstanbul Klasik Sanatlar Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı …’den satın alındığını ve yapılan sözleşmede eserin içinde yer alan bütün eserlerin Başkanlıklarınca üretilen diğer yayınlarda kullanılabileceği konusunda sözlü ve yazılı izin alındığını, Klasik Sanatlar Yıllığı içinde yer alan bütün yazı ve görsellerin izin belgeleri taraflarınca sunulduğunu, bunun üzerine eserin basımı Başkanlıkları gerçekleştirildiğini, dava konusu eserin …’a ait olup olmadığı Başkanlıklarında bilgisi dışında olduğunu, bu nedenlerle davanın usul ve esasa ilişkin sebeplerle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 08/01/2020 tarihli 2017/407 E. – 2020/8 K. sayılı kararıyla; “…Somut olayda davacıya ait eserin davalı tarafından kullanıldığının taraflar arasında tartışmasız olup, bu kullanımın hukuka uygun olup olmadığının incelenmesinde, davalının davaya cevabında söz konusu eserin, eser sahibinin izni ile yayınlandığını beyan ve iddia etmiş ve 22.03.2014 tarihli temlikname örneği sunduğu, ancak bu temliknamede eser sahibi olarak davacının ismi ve imzası olmadığı gibi, temlik eden sıfatıyla ismi ve imzası bulunan dava dışı …’nin davacı tarafından usulüne uygun bir şekilde yetkilendirildiğine yahut eserin mali haklarını devraldığına ilişkin bir delil ve belgede sunulmadığı, bu durumda davalı kullanımının eser sahibinin izin ve rızası dışında olduğunun, kabulü gerektiği, davalının kullanımının hukuka aykırı olduğu ve tecavüzün koşullarının oluştuğu, mahkemece 12.09.2019 tarihinde alınan ve hükme dayanak yapılan bilirkişi raporunda belirlenen 2 bin TL telif ücretinin SMK 68. Maddesi uyarınca 3 katı olan 6.000,00 TL maddi tazminat ile davalının kusurunun derecesi, davacının uğradığı zarar birlikte değerlendirilerek 4.000,00 TL manevi tazminata hükmetmek gerektiği” gerekçesiyle; “Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile; Davalının, davacının eseri üzerinde tecavüzü olduğu anlaşıldığından bu tecavüzün tespitine, ref’ine, 2.000,00 TL maddi tazminatın FSEK 68/1 maddesi gereği üç misli artırılarak 6.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, -Davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, 4.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; başkanlıklarınca bu eseri bütün hakları ile birlikte İstanbul Klasik Sanatlar Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı …’den satın alınmış ve yapılan sözleşmede eserin içinde yer alan bütün eserlerin Başkanlıklarınca üretilen diğer yayınlarda kullanılabileceği konusunda sözlü ve yazılı izin alındığını, Klasik Sanatlar Yıllığı içinde yer alan bütün yazı ve görsellerin izin belgeleri taraflarınca sunulduğunu, bunun üzerine eserin basımı Başkanlıkları gerçekleştirildiğini, dava konusu eserin …’a ait olup olmadığı Başkanlıklarının bilgisi dışında olduğunu, kaldı ki 22/03/2014 tarihli …’ye ait söz konusu eserin yayın ve telif haklarının Başkanlığa devir ve temlik edildiğine dair ‘Temliknamenin’ daha önce mahkemeye sunulduğunu, telif ücretlerinin Yönetmelik hükümlerine göre ödendiğini, gerekçeli kararın hüküm kısmının 7 numaralı bendinde müvekkili idare lehine 1.000 TL vekalet ücretine hükmedildiğini ancak karar yazılırken davacıdan alınarak davalıya ödenmesine karar verilmesi gerekirken sehven davalıdan alınarak davacıya verilmesine şeklinde yazılmış olduğunu bu yanlışlığın düzeltilmesi gerektiğini, beyanla mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesine cevabında; istinaf başvurusunun usul ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: İlk derece mahkemesince alınan 09.05.2018 tarihli bilirkişi raporunda; “…Dava konusu olan Tezhip ve Hatsanat eseri niteliğinde olduğunu, sanat eseri niteliğinde olan dava konusu çalışmanın kullanılması “eser kullanımı” niteliğinde olduğunu, davacı taraf …’ın dava konusu eserin tamamı üzerinde hak sahibi olduğunu, eserin izinsiz kullanılmış olduğunu, dava konusu eseri kullanan T.C Diyanet İşleri Başkanlığı çok önemli bir kurum olup, takvimleri çok sayıda önemli yer ve kişilere ulaşmakta da olduğunu, bu durum sanatçı …’ın tanınması açısından önemli olduğunu, bu kıstası da göz önüne alarak her yıl için kullanımın telif ücretinin rayiç değerinin takriben 750,00 TL olduğu ” hususlarını bildirdikleri görülmüştür. İlk derece mahkemesince FSEK uzmanı, biri tekzip sanatı uzmanı ve biri de mali müşavir bilirkişi’den oluşan heyetten alınan 12.09.2019 havale tarihli bilirkişi heyet raporunda; “…Dava konusu tezhibin FSEK m.4/1 anlamında güzel sanat eseri olduğunu, davacının davaya konu tezhibin FSEK m.11’deki karine çerçevesinde eser sahibi sayılabileceğini, davacıdan izin alınmaksızın tezhibinin izinsiz olarak takvimde kullanılmasının FSEK 22 çerçevesinde çoğaltma, ve FSEK m.23 çerçevesinde yayma haklarının ihlali sayılabileceğini,kullanımın bir kurumun takviminde olması, kallanımın adedi, eser sahibi davacının eserin yaratılmasına olan katkısı, eserin niteliği ihlal edilen mali hakların türü, ihlale konu kullanımının coğrafi kapsamı, ihlal süresi, ihlalin yapıldığı vasıta, bunun halk kitlesine ulaşımı gibi kriterler, dikkate alındığında davacının talep edeceği telif ücretinin 2.000,00 TL olabileceği,davacının bu bedelin 3 katı olan FSEK m.68 çerçevesinde talep etme hakkına ilişkin takdirin mahkemede olduğunu, dosyada mübrez kullanım sırasında eser sahibinin davacı olduğunun belirtilmemesi dikkate alındığında ve ayrıca kullanım sırasında eserin niteliğini bozma ve izinsiz değişiklik durumunun da söz konusu olamaması dikkate alındığında davacının manevi tazminat talebinin takdirinin mahkemeye ait olduğu” hususlarını bildirdikleri görülmüştür.Davacı tarafça dosyaya, Hattat …’in yazısını ibraz ettiği, yazıda tezhibi davacı …’a ait olup özel koleksiyonunda bulunan levhadaki “Muhammedin Rasülullah” yazılı sülüs hattını yazdığını ve …’a sattığını, dava konusu olan levhadaki “Hüsn-i Hat” üzerinde hiçbir hak iddiasının bulunmadığını beyan ettiği anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E : Davacı tarafça, davalı Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından basılan ve kamu kurumlarına ücretsiz olarak dağıtılan 2015 yılı ve 2017 yılı takvimlerinin ayna kısmında bulunan “Muhammedin Rasülullah (s.a.v)” yazılı levhadaki tezhibin, sahibinin rızası olmaksızın veya arzusuna aykırı olarak ismi yazılarak umuma arz edildiği ve kendisinden izin alınmaksızın kullanıldığı, FSEK 70. Madde gereğince manevi tazminat ve FSEK 68. Madde gereğince maddi tazminat talep etmiştir. İlk derece mahkemesince maddi tazminat talebinin kabulüne, manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiş, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. İstinaf incelemesi HMK 355. Madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebepler ve kamu düzeniyle ilgili hususlarla sınırlı olarak yapılmıştır. Davalı vekilinin dosyaya …’den alınan 22/03/2014 tarihli temlikname ibraz ettiği anlaşılıyorsa da; dosyaya Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından sunulan takvimlerdeki levhanın altında “Hat:…”, “Tezhip:…” yazılı olduğu, davacının eser sahibi olduğunun bastırılan takvimler üzerindeki açıklamada yer aldığı, …’nin eser sahibi olmadığı gibi mali hakları eser sahibinden devraldığına dair belgenin sunulmadığı, kaldı ki FSEK 54. Maddede “Mali bir hakkı başkasına devreden veya kullanma ruhsatını devre salahiyetli olmayan kimseden iktisap eden, hüsnüniyet sahibi olsa bile himaye görmez” hükmü gereğince iyiniyet savunması dinlenemeyeceğinden, davalı vekilinin temliknameye yönelik istinaf sebebi yerinde görülmemiş, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde, mahkemenin 7 numaralı hükmünde, müvekkili lehine 1.000 TL vekalet ücretine hükmedilmişse de, sehven “davalıdan alınarak davacıya verilmesine” yazıldığını ileri sürerek hükmün düzeltilmesini talep ettiği, ancak talebin maddi hatanın düzeltilmesine yönelik olup, hükmün infazına kadar mahkemece mahallinde düzeltilebileceği kanaatine varılmakla, bu talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,- Davalı vekilinin hükmün 7 numaralı bendinin düzeltilmesine ilişkin talebinin, mahkemece mahallinde düzeltilebilir hata niteliğinde olması nedeniyle, karar verilmesine yer olmadığına,2-Davalı kurum harçtan muaf olmakla, harç alınmasına yer olmadığına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderleri olarak;a)Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 2,10 TL (posta-teb-müz) masrafının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, b)Davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 23/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.