Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/380 E. 2022/2135 K. 21.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/380 Esas
KARAR NO: 2022/2135 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/12/2020
NUMARASI: 2018/245 E. – 2020/777 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 21/12/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, “… Mah. … Sok. No:… K.Çekmece/İST.” adresinde bulunmakta iken “… Mah. … Cad. … Sok. No:… Kâğıthane/İST.” adresine taşındığını, her ne kadar vekâletnamede eski adres görünse de müvekkilinin adres değişikliği İTO’ya bildirildiğini ve kayıtlara işlendiğini, müvekkil şirketin sahibi ve tek yetkilisinin … olduğunu, müvekkil şirket yetkilisinin, boşalttığı adreste bulunan şirket çalışanları tarafından arandığını, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasından çek borcu olduğu, müvekkilinin borcu nedeniyle kendi mallarının haczedildiği bilgisinin verildiğini, bu bilgi üzerine ilgili dosyanın incelendiğini, müvekkilinin çekte ciranta tespiti yapıldığını, müvekkilinin yetkilisine icra dosyası hakkında bilgi verildiğinde müvekkil yetkilisinin çek keşidecisini tanımadığını, böyle bir çek almadığını ve cirolamadığını beyan ettiğini, müvekkili adına yapılan ciro üzerindeki imzanın müvekkil yetkilisi tarafından detaylı olarak incelendiğini ve çekteki imzanın müvekkili yetkilisine ait olmadığının anlaşıldığını, icra takibine konu çekin müvekkili şirket adına sahte kaşe ve imza kullanılarak cirolanmış ve kullanılmış olduğunu, sahtecilik nedeniyle suç duyurusunda bulunma ve diğer tüm yasal haklarımızı saklı tuttuklarını, takibe konu çek borcunun müvekkilinin borcu olmadığını, müvekkili adına kullanılan ciro ve imzanın sahte olduğunu, bu iddianın imza incelemesi sonucu kanıtlanacağını, bu nedenlerle takibe konu çekten ve borçtan davacının haberinin dahi olmadığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla İstanbul. … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasından çekteki müvekkili imzasının sahte olması nedeniyle müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine ve inkâr tazminatına karar verilmesine talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile dava dışı … Tic. Ltd. Şti. arasındaki ilişkiye istinaden takibe konu çekin müvekkiline verildiğini, TTK.m.790’ın “Cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kisi, son ciro beyaz ciro olsa bile, kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır..” şeklinde hükmü uyarınca müvekkilinin yetkili hamil olduğunu, müvekkilinin iyi niyetli meşru hamil olduğunu, TBK 547, 548, 551 maddeleri uyarınca bir işletmenin, açıkça ya da örtülü olarak verilen yetki ile ticari temsilci ve ticari vekiller aracılığıyla temsil ve ilzam edilebileceğini, davacı şirketin adına kambiyo taahhüdünde bulunmaya yetkili fakat ticaret siciline kayıtlı olmayan ticari mümessil ve ticari vekillerin senet üzerindeki imzanın sahibi olabileceğini ancak yetkili şahısların araştırılması ve tespiti halinde imza örneklerinin bilirkişi marifeti ile incelenmesi neticesinde netlik kazanacağını, davacı şirketi temsil ve ilzama yetkili fakat ticaret siciline kayıtlı olmayan mümessil veya ticari vekillerin tayin edilip edilmediğinin araştırılması ve tespiti halinde bu şahısların imza incelemelerine dayanak teşkil etmek üzere tatbika medar imza örneklerinin celbi için öncelikle davacı tarafa çek hesaplarını ve imza örneklerinin bulunduğu yerleri bildirmesi için süre verilerek ya da merkezi kayıt kuruluşuna müzekkere yazılarak tespit edilen bankalara müzekkere yazılarak ve bağlı bulunduğu vergi dairesi’ne müzekkere yazılarak imza örneklerinin celbini talep ettiklerini, müvekkili ile davacı arasında doğrudan bir ticari ilişkinin bulunmadığını, bu sebeple davacının, diğer dava dışı şirket ile arasında var olan ilişkiye dayanan defileri müvekkiline karşı ileri süremeyeceğini, davacı tarafından talep edilen kötünıyet tazminatının haksız olduğunu, davacı aleyhine tazminata hükmedilmesi gerektiğini, davacının kötü niyetli olarak iş bu davayı açmış olup müvekkilin mağduriyetine yol açtığını, dolayısıyla kötü niyetli olarak açılan iş bu davada davacı aleyhine tazminata hükmedilmesini, bu nedenlerle kanun maddeleri ve yerleşik içtihatlar ışığında haksız ve hukuka aykırı işbu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince; “… dava konusu çekin arka yüzündeki … Ltd. Şti. Kaşe izi üzerine atılmış imzanın …’ın eli ürünü olmadığı hususu tespit edilmekle, bu haliyle davacı tarafın iddiasının mahkememizce sübut bulduğu anlaşılmakla ve çekteki imzada sahtelik, herkese karşı ileri sürülebilen mutlak def’ilerden olmakla esasa ilişkin başkaca inceleme yapılmadan bu haliyle hüküm kurmaya elverişli nitelikte bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulü ile İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı icra takip dosyasında takip dayanağı 15/10/2018 keşide tarihli 53.500,00.-TL bedelli … Seri nolu keşidecisi … Ticaret Ltd. muhattabı …, Hamili … olan çekten dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, şartları oluşmadığından davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi talebinin reddine…” şeklinde karar verilmiştir. Kararı davalı vekili istinaf etmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; imza itirazına ilişkin delillerinin celp edilmeden karar verildiğini, davacı şirket adına kambiyo taahhüdünde bulunmaya yetkili fakat ticaret siciline kayıtlı olmayan ticari mümessil ve ticari vekiller senet üzerindeki imzanın sahibi olabileceğini, bu hususlar ancak yetkili şahısların araştırılması ve tespiti halinde imza örneklerinin bilirkişi marifeti ile incelenmesi neticesinde netlik kazanacağını, çeşitli kurum ve kuruluşlardan davacıya ait imza örneklerinin celbini talep etmelerine rağmen dikkate alınmadığını bildirmiştir.
DELİLLER: İstanbul … İcra Dairesi’nin … takip sayılı icra dosyasının incelenmesinde, … tarafından …aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla yapılacak 58.604,34.-TL tutarındaki toplam alacak üzerinden icra takibi yapıldığı, takip dayanağı çekin 15/10/2018 tarihli, 53.500,00 TL bedelli, keşidecisinin … Ltd.Şti, lehtarının davacı, sonraki cirantanın …Ltd.Şti., hamilin ise davalı olduğu, çekin 19/10/2018 tarihinde ibraz edildiği ve karşılıksız şerhinin yazıldığı anlaşılmıştır. Yargılama sırasında alınan 02/01/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; inceleme konusu … Kazaasker İstanbul şubesine ait, 15/10/2018 keşide tarihli , keşidecisi … Tic. Ltd. Şti. Olan, … numaralı, 53.500,00.-TL bedelli çek arka yüzündeki … Ltd. Şti. kaşe izi üzerine atılmış imzanın …’ın eli ürünü olmadığı kanaatinde olduğuna ilişkin görüş ve kanaat bildirmiştir.
G E R E K Ç E : Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davacı taraf, davalının takibe dayanak yaptığı çekteki imzayı inkar etmiş, davalı taraf ise davanın reddini savunmuştur. Yargılama sonunda, davanın kabulüne dair kararı davalı vekili istinaf etmiştir.Dosya içeriğinden, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda davacı tarafça takibe dayanak yapılan çekteki imzanın davacı şirketin yetkilisi olduğu anlaşılan …’ın eli ürünü olmadığı yolunda görüş bildirildiği anlaşılmıştır. Söz konusu rapor ayrıntılı incelemeyi içerdiği gibi istinaf denetimine de elverişli nitelikte bulunduğundan hükme esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Her ne kadar davalı vekilince davacı şirket adına kambiyo taahhüdünde bulunmaya yetkili ancak ticaret sicilinde kayıtlı olmayan ticari mümessil ve ticari vekillerin imza atmış olabileceğini, bu hususun araştırılmadığını ileri sürmüş ise de, bu hususta mahkemeye somut bilgi ve ticari mümessil yada ticari vekil olan bir isim bildirmediği anlaşılmakla bu yöndeki istinaf sebebi yerinde değildir. Öte yandan, ödenmiş çek yapraklarının celbi talebinde bulunduklarını ancak bu hususun araştırılmadığını ileri sürmüş ise de, bu hususta da somut bir çek bilgisi sunulmadığından bu konudaki istinaf sebebi de yerinde değildir.Hal böyle olunca, usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davalı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 3.654,58 TL nispi harçtan, peşin alınan (854,30 TL + 59,30 TL) = 913,60 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.740,98 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderleri olarak;a)Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 11,00 TL (posta-teb-müz) masrafının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, b)Davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 21/12/2022 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.