Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/378 E. 2022/2214 K. 23.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/378 Esas
KARAR NO: 2022/2214
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/07/2020
NUMARASI: 2018/580 2020/308
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 23/12/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı … T.A.O. İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasıyla kambiyo senetlerine özgü icra takiplerine ait ödeme emri gönderildiğini, takip dayanağı … AŞ Bakırköy Şubesine ait 30.000,00 TL bedelli 02/06/2012 keşide tarihli çekte yer alan cirodaki müvekkil ismi üzerindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, takibe konu çekten kaynaklanan herhangi bir borcunun bulunmadığından bahisle; müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, çekin müvekkili açısından iptaline, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
CEVAP: Davalı vekili bilirkişi raporuna karşı verdiği itiraz dilekçesinde yeniden rapor alınmasını istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince; “… Davacının, davalıya, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı İcra Takip Dosyası ve dayanağı keşidecisi … Ltd. Şti. olan … AŞ Bakırköy Şubesine ait 30.000,00 TL bedelli, 02.06.2012 keşide tarihli, keşide yeri İstanbul olan Çekten dolayı borçlu olmadığının tespitine ve dayanak çekin sadece davacı yönünde iptaline karar vermek gerekmiş ve davanın kabulüne…” şeklinde karar verilmiştir.Kararı davalı vekili istinaf etmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Dosyaya sunulan bilirkişi raporu tek bir kişiden müteşekkil olup bu şekilde bilirkişi incelemesi yapılması haksız ve hukuka aykırı olduğunu, imza incelemesinin, işinde uzman heyet halinde oluşturulmuş bilirkişilerce imza incelemesi yaptırılması gerekmekte iken tek kişilik bilirkişi raporu ile karar verilmesi usule aykırı olduğunu, bu sebeple bilirkişi raporunun Adli Tıp Kurumu yolu ile heyet halinde dzüenlenmesi gerektiğnini, bu yöndeki itirazlarının Mahkeme tarafından dikkate alınmadığını, imza itirazlarına ilişkin davalarda ilgili Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararları incelendiğinde söz konusu kararların imza incelemesinin yeterli teknik donanıma sahip bir labarotuvar ortamında,optik aletler ve o incelemenin gerektirdiği diğer cihazlar kullanılarak,grafolojik ve grafometrik yöntemlerle yapılması;bu alet ve yöntemlerle gerek incelemeye konu ve gerekse karşılaştırmaya esas belgelerdeki imza ve yazının tersim,seyir,baskı derecesi,eğim,doğrultu gibi yönlerden taşıdığı özelliklerin tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde karşılaştırılması, sonuçta imza veya yazının atfedilen kişiye ait olup olmadığının, dayanakları gösterilmiş, tarfların, mahkemenin ve Yargıtay’ın denetimine elverişli bir şekilde ortaya çıkaran Adli Tıp Kurumu Başkanlığından veya konusunda uzman üç kişilik bilirkişi kurulundan alınacak raporla varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmesi yönünde tesis edildiği görüldüğünü, söz konusu bilirkişinin dosyaya sunmuş olduğu rapor belirtilen kriterlere uygun olmadığını bildirmiştir.
DELİLLER: İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyası incelendiğinde; davalı- alacaklı tarafından davacı- borçlu ve dava dışı borçlular … Ltd. Şti. İle … aleyhine kambiyo senedine dayalı icra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır. Takip dayanağı kambiyo senedinin incelenmesinde; keşidecisi … Ticaret Ltd. Şti. olan … AŞ Bakırköy Şubesine ait 30.000,00 TL bedelli, 02.06.2012 keşide tarihli, keşide yeri İstanbul olan Çek olduğu, davacının çekin lehdarı ve 1. cirantası, davacı bankanın ise son hamil olduğu, davacı lehdar kaşe ve imzası (cirosu) akabinde … cirosu olduğu ve ondan davacı bankaya geçtiği anlaşılmıştır.İstanbul 20. İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/610 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Aynı icra dosyası ve çekten dolayı davacı tarafça yapılan imzaya itirazın incelenmesine ilişkin olduğu, önce alınan imza incelemesi raporuna göre davacının imzaya itirazının kabulü ile davacı hakkındaki takibin durdurulmasına karar verildiği, Yargıtay incelemesi sonucu davanın 2 kez takipsiz bırakıldığı ve bu nedenle açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulduğu, sonrasında mahkemece bozma ilamına uyularak davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.Yargılama sırasında alınan 04/02/2020 tarihli bilirkişi raporunda; “Arka yüzü 1. Ciranta hanesinde basılı “… TİC LTD ŞTİ…” ibareleri ile başlayan siyah mürekkepli kaşe basım izi üzerinde atılı bulunan 1. Ciranta imzasının … isimli şahsın dosya içerisinde mevcut mukayeseye esas imzalarına kıyasla aralarında farklılıkların bulunduğunun tespit edilmiş olması sebebiyle … isimli şahsın eli mahsulü olmadığı yönünde kanaat bildirilmiştir. Davalı vekilince bilirkişi raporuna itiraz edildiği ve Adli Tıp Kurumundan rapor alınmasını istediği, mahkemenin ise bu talebi reddettiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, İİK’nın 72. Maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davacı taraf davalı tarafça başlatılan takibe dayanak gösterilen çekteki ciro imzasının kendisine ait olmadığını ileri sürmüştür. Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar davalı vekilince istinaf edilmiştir. Davalı vekili tek bilirkişiden alınan raporun usule aykırı olduğunu ileri sürmüş ise de imza hususunda alınacak raporun heyet tarafından verilmesi gerektiğine dair bir düzenleme mevcut değildir. Mahkemece alınan bilirkişi raporunun ayrıntılı incelemeyi içerdiği gibi istinaf denetimine de elverişli nitelikte bulunduğu, bu itibarla hükme esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmadığı kanaatine varılmıştır.Öte yandan dosya içeriğinde bulunan icra hukuk mahkemesinde de alınan bilirkişi raporunda da aynı yönde görüş belirtildiği görülmüştür.Açıklanan bu hususlar gözetildiğinde davalı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 2.049,30 TL harçtan, peşin alınan 512,33 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.536,97‬ TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf aşamasında davacının yatırdığı gider avansından kullanıldığı anlaşılan 64,50 TL posta ve tebligat masrafının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.23/12/2022