Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/371 E. 2021/446 K. 05.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/371 Esas
KARAR NO: 2021/446 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/12/2020
NUMARASI: 2020/160 E. – 2020/437 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 05/03/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili …’in tanınmış ve saygın bir tacir olduğunu, ikamet adresinin Mersinin Akdeniz İlçesi olduğunu ve burada 2010 yılından beri faal olarak medical/sağlık sektöründe perakende ticareti yaptığını, müvekkilin ticaret unvanı ile 2012 yılında “… Ticaret-Sicil ” numarası ile “…” 2014 yılında “… Ticaret” marka numarası ile “…” marka başvurularını yaptığını, müvekkili adına tescilli marka olan “…” ile dava konusu “…” ibareli markalar iltibas veya iltibas tehlikesi yaratacak derecede benzer olduğunu, davalı şirketin kötü niyetli olduğunu dava konusu markaları adına tescil ettirmekle haksız rekabete yol açtığını, dava konusu markanın ilgili maddeler gereğince hükümsüzlüğünü, TPMK nezdinde tutulan sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili cevap dilekçesinde; ikame edilen işbu davanın tarafları ve SMK’nın ilgili hükmü dikkate alındığında yetkisiz mahkemede ikame edildiğini, esasa geçilmeden önce davanın usulden reddedilmesi gerektiğini, davalı şirkete ait markaların hükümsüzlüğüne karar verilmesi talebinin hukuki mesnedi bulunmadığını, görsel işitsel anlamsal ve bütüncül bir değerlendirme sonucunda taraf markaları arasında benzerlik ve karıştırılma ihtimalinin olmadığını, davalı şirket markalarının tescilli bulunduğunu, sektöründe tanınan bir şirket olduğunu, davalı şirketin “…” markası ile piyasaya pek çok ürün sürdüğünü, davalı şirketin sektörde elde ettiği bu tanınmışlık karşısında ismi duyulmayan bir şahsın marka tescilleri ile karıştırılması beklenemediğini, davalı şirketin markalarının hitap ettiği tüketici kesimin dikkat ve özen seviyesi yüksek eğitimli uzman kişiler olduğunu, davalı şirketin kötü niyetle söz konusu markaları tescil ettirdiği ifade edilmişse de, karşı tarafın bu iddialara yönelik hiçbir somut delil sunulamadığını, isnat edilen kötü niyet algısının davacı tarafından ispat edilemediğini beyanla davanın reddini talep etmektedir.
MAHKEME KARARI; İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 03/12/2020 tarihli, 2020/160 Esas-2020/437 Karar sayılı kararıyla; ” davalının adresinin … Mh.Çolakoğlu Sk. N. … K….-…-… Sancaktepe/İstanbul olduğu, davanın marka hükümsüzlüğüne ilişkin olduğu dikkate alındığında SMK 156/5 gereği yetkili mahkemenin davalı ikametgahı mahkemesi olduğu, davalı tarafça usulünce süresi içerisinde yetki itirazında bulunulduğu, yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Nöbetçi Fikrî ve Sınaî Hukuk Mahkemesi olduğu” gerekçesiyle; Davalının yetki itirazının kabulü ile mahkemenin yetkisizliğine, -Dosyanın talep halinde görevli ve yetkili İstanbul Anadolu Nöbetçi Fikrî ve Sınaî Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, -HMK 20.Maddesi gereğince yetkisizlik kararının kesinleşmesini müteakip iki haftalık süre içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın yetkili İstanbul Anadolu Nöbetçi Fikrî ve Sinaî Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, aksi taktirde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davalı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; mahkemenin talepleri üzerine yetkisizlik kararı vermişse de, müvekkili lehine vekalet ücretine hükmetmediğini, mahkeme tarafından resen vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7. Maddesinde de görevsizlik ve yetkisizlik kararı verilmesi halinde vekalet ücretine hükmedileceğinin düzenlendiğini beyanla, istinaf başvurusunun kabulü ile, yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesini talep etmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesine karşı cevabında; davalı yanın taleplerinin usul ve yasaya aykırı ve kötü niyetli olduğunu, karşı yanın vekalet ücretinin işin esasına dair verilecek karar ile bağlantılı olduğunu bu hususta kararı verecek olanın da yargılamayı yapacak olan esas mahkeme olduğunu, davalının dosyanın biraz daha uzaması ve sürüncemede kalması için istinaf talebinde bulunduğunu beyanla davalı yanın taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E: Marka hükümsüzlüğü talepli davada, davalı vekili yetki itirazında bulunmuş, mahkemece yetki itirazının kabulü ile, mahkemenin yetkisizliğine, dosyanın talep halinde görevli ve yetkili İstanbul Anadolu Fikrî ve Sinaî Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Davalı vekilinin istinaf başvurusu ise mahkemenin yetkisizlik kararı ile birlikte müvekkili lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesine yöneliktir. 6100 Sayılı HMK 331/2 maddesinde; “Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya başka mahkemede devam edilmesi halinde, yargılama giderlerine o mahkeme hükmeder.Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya başka bir mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkeme dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum eder.” hükmü düzenlenmekle, mahkemenin yetkisizlik kararı üzerine, yargılama giderlerine yetkili mahkeme tarafından karar verilmesine ilişkin kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, davalı vekili tarafından ileri sürülen Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi düzenlemesinin bu aşamada uygulanamayacağı, esas hakkındaki hüküm yada davaya başka bir mahkemede devam edilmemesi halinde uygulanacağı anlaşılmakla, davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 59,30 TL harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak; Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 38,00 TL (posta-teb-müz) masrafının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 05/03/2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.