Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/363 E. 2022/2213 K. 23.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/363 Esas
KARAR NO: 2022/2213
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/11/2020
NUMARASI: 2020/62 2020/662
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 23/12/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davaya konu 150.698,38 TL bedelli çekin alışveriş işlemlerine istinaden düzenlendiğini ve … Kargo ile gönderildiğini, kargo kayıtlarında da çekin kargo çalıntı olarak gözüktüğünü, çek hakkında İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/506 esas sayılı dosyası ile çek iptali dava davası açıldığını, Bakırköy … İcra Müdürlüğü’ nün … esas sayılı dosyası ve dava konusu çekten dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini, dava konusu çeke istinaden takip başlatıldığından dolayı %20′ den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatıma mahkum edilerek, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kargo şirketlerinin hiçbir şekilde çek veya bono gibi kıymetli evrakları kabul etmediği ve kargo ile gönderiminin yasak olduğu hususunun açık olduğunu, davacı yanın gerçekten bir hırsızlık durumu olması halinde çeki teslim ettiğini kargo şirketi aleyhine dava ikame edilebileceğinin sabit olduğunu, diğer yandan keşidecinin müvekkili şirket aleyhine bu davayı açma hakkının bulunmadığını, müvekkili şirket hakkında başkaca davaların bulunmasının bir kötü niyet olarak gösterilmeye çalışmakta olduğunu, müvekkili şirketin tamamının ticari defterlerinde kayıtlı faturaları işlemlerin ile almış olduğu bir kaç çekte ödeme yasağı kararı çıkması veya çekin arkasında cirosu bulanan şirketin imza itirazında bulunmuş olmasının müvekkilini iyi niyetli hamil olduğu gerçeğini değiştirmeyeceğini, dava konusu iddiaların tek mağdurunun müvekkili olduğu çeke ilişkin olarak ürün sattığı ve teslim ettiği, tüm bunlara rağmen bedelini almadığının sabit olduğunu, davacı yanın aktif dava ehliyetinin bulunmadığını, tüm beyanlarının asılsız olduğunu, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/62 E.-2020/662K. Sayılı kararı ile: “…Yukarıda anılan içtihat uyarınca; Kambiyo senedini hükümden düşürmeye yönelik olarak açılan menfi tespit davasında ; ispat yükü davacı yanda olup ,menfi tespiti istenilen çek incelendiğinde ciro silsilesinin kopuk olmadığı ve de davacının imzasını inkar etmediği anlaşılmakatadır. İmzaların istiklali prensibi sebebiyle kambiyo senetlerindeki her imza sahibi kendi imzasından sorumlu olup, başkasının imzalarının sahte olması imzasını inkar etmeyenlerin sorumluluğunu ortadan kaldırmayacaktır, davacı yan iddiasıı ispat edememiştir…” gerekçesi ile davanın reddine dair karar verilmiştir. Kararı davacı vekili istinaf etmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; mahkemenin dava dilekçesinde belirttikleri hususlarda yeterli araştırma yapmadan karar verdiğini, müvekkilinin keşide ettiği çekin kargo aracılığıyla dava dışı …Ltd.Şti’ne gönderilmesine rağmen kargoda çalındığını, akabinde çekin arkasına bu şirketin de içlerinde bulunduğu, 4 ya da 5 firmanın daha sahte imzaları atılarak en son davalıya ciro edildiğini ve davalının da çeki işleme koyduğunu, yaptıkları araştırmada davalının benzer şekilde birden fazla kıymetli evraka ilişkin hukuki husumet yaşadığını öğrendiklerini, bu hususun araştırılmadığını, konu ile ilgili çeşitli haberlerin basında yer aldığını defter incelemeleri dahi yapılmadan karar verildiğini, ciro silsilesinin baştan itibaren kopuk olduğunu, cirantaların kendi adlarına ayrı ayrı dava açtıklarını, ayrıca çalınan çekin sahte bir kopyasının da düzenlenip tahsil için faktoring firmasına verildiğini ancak sahteliğinin anlaşılması nedeniyle işlem yapılmadığını çekin çalınmasına dair banka ile yaptıkları yazışmanın dosyada mevcut olduğunu, müvekkilinin bu çek nedeniyle borcunun bulunmadığını, davalının iyi niyetli olmadığını, Bakırköy Adliyesinde birçok davasının bulunduğunu, UYAP üzerinden sorgulama yapıldığında birçok davasının bulunacağını düşündüklerini, ayrıca davanın ticari defter ve kayıtları incelendiğinde işletmesinin ticari hacminin bu aşamada olamayacağının görüleceğini, ayrıca davalı firmanın ve önceki ciranta firmalarının yetkililerinin adli sicil kayıtlarının celbini istediklerini, olayın organize bir iş olduğunu, davalının yalnızca Bakırköy adliyesinde 37 adet benzer davası bulunduğunu, bu durumun davalının HMK’nın 2 ve 4. Maddelerine uygun hareket etmediğini tek başına kanıtladığını bildirmiştir.
DELİLLER: Davalı tarafınadn davacı ve diğer çek borçluları aleyhine çeke dayalı olarak toplam 167.669,51 TL’nin tahsili için kambiyo senetlerine özgü yolla icra takibi başlatıldığı, takip dayanağı çekin 03/11/2019 tarihli, 150.698,39TL bedelli, keşidecisinin davacı, lehtarın dava dışı …Ltd.Şti olduğu görülmüştür. İstinaf aşamasında davacı vekilinin sunmuş olduğu 27/10/2021 tarihli dilekçe ile müvekkilince yatırılan teminatın iadesini istediği, dairemizce verilen 01/11/2021 tarihli ara karar ile HMK’nın 392/2 maddesindeki şartların gerçekleşmediği gerekçeleri ile teminatın iadesi talebinin reddine karar verildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava İİK’nın 72. Maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır.Davacı taraf dava konusu çekin kargoda çalındığını iddia etmiş, davalı taraf ise davanın reddini savunmuştur.Yargılama sonunda davanın reddine dair verilen karar davacı vekilince istinaf edilmiştir. Takip ve dava konusu çekin keşidecisi davacı, hamili ise davalıdır. Çekin uyap’da bulunun Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasındaki taranmış örneği incelendiğinde davalının çeke düzgün ciro silsilesi ile hamil olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca davacı takip ve dava konusu bu çekin kargoda çalındığını, davalının da bu çeki iktisabında kötü niyetli ya da ağır kusurlu olduğu hususunu ispatlayamadığı kanaatine varılmakla davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 2.863,90 TL harcın mahsubu ile artan bakiye 2.783,2 TL harcın davacıya iadesine,3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.23/12/2022