Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/360 E. 2021/694 K. 01.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/360 Esas
KARAR NO: 2021/694
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2020/12
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 01/04/2021
İstinaf incelemesi için dairemize göndrilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili, davalı tarafından İstanbul Anadolu ….İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası üzerinden … ve … aleyhine 1.303.900,00 USD’nin tahsili için ilamsız icra takibi yapıldığını, aynı dosyadan bankalara birinci haciz ihbarnamelerinin gönderildiğini, takibe konu senet üzerindeki imzanın hayatın olağan akışı doğrultusunda 1923 doğumlu … ait olmadığına ve gaibin malvarlığından faydalanmak isteyen kötüniyetli kişilerce düzenlendiği düşünülerek İstanbul Anadolu 5.İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2016/848 (yeni esası 2019/198 ) sayılı dosyasından şikayet davası açtıklarını, yargılamaya konu ödeme emrinin borçlu … bizzat tebliğ edildiği görülmekte ise de, dosyada tebligat mazbatasının olmadığına, ancak gerek İstanbul’daki, gerekse İzmir’deki birçok taşınmazına 3561 Sayılı yasa gereğince kayyım atanan … sağ olup olmadığı ve hakkındaki araştırmanın devam ettiği süreçte 20/09/2010 tarihinde bizzat imzaladığı senet mukabili … isimli şahıstan 3 milyon USD’yi nakden aldığı, borç senedinin bilahare adı geçen tarafından davalıya devir ve temlik edilerek vadesinde ödenmediğinden davalı tarafından takip başlatıldığını, yine Anadolu C.Başsavcılığının 2016/114145 soruşturma dosyasında … ile … aleyhine dolandırıcılık suçlarından kamu davası açıldığını, davanın İstanbul Anadolu 4.ACM’nin 2019/489 esasında görüldüğünü, … mallarının kayyımla yönetildiğini, 10 sene boyunca kayyım yönetimi devam ederse ve mirasçıları bulunmaz ise malların hazine adına tescilinin gündeme geleceğini, Karşıyaka ve İzmir’in değişik sulh hukuk mahkemelerince verilen kararlarda İzmir Defterdarının kayyım olarak atandığını belirterek … takip dosyasında davalıya borçlu olmadığının tespitine, dosyadaki takibin tedbiren durdurulmasına ve alacağın tamamı kadar kötüniyetli takip tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davadan haberdar olduklarını, arabuluculuk görüşmelerinde dava ehliyeti bulunmadığını beyan ettiklerini, borçlunun mirasçısının olmadığını, borçlunun gaip olduğunu, borçlunun ölmüş olabileceğini ve hazinenin zarar ihtimali olduğundan bahisle bu davanın açıldığının düşünmekte olduğunu, davacı kayyım iddialarının yalan ve gerçekle bağdaşmadığını, kayyımın bu malların idaresini uzatarak gelir elde etmek peşinde olduğunu, … hakkında verilmiş gaiplik kararı bulunmadığını, yine bu kişi hakkında Edirne 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2019/640 esas sayılı dosyasında ölüm kaydının iptali davası açıldığını, BAM kararları ile sabit olduğu üzere davacının dava ehliyeti bulunmadığını, yine kesinleşen icra takibinden sonra ihtiyati tedbir verilemeyeceğini, ancak teminat alınması gerektiğini, davacının harçtan ve teminattan muafiyetinin bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, 11/02/2020 tarihli tensip tutanağının 15 nolu ara kararıyla; ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile dava konusu değerin %15’i oranında teminat karşılığında icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesi yönünden ihtiyati tedbir kararı verildiği görülmüştür. Davacı vekilinin 26/02/2020 tarihli talebi üzerine mahkemece 27/02/2020 tarihli dosya üzerinde verilen kararla HMK’nun 209.maddesi yoluyla 389 vd maddeleri gereğince takdiren teminatsız olarak … aleyhine yapılan icra takibinin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına karar verildiği görülmüştür. Davalı vekilince işbu 27/02/2020 tarihli kararın istinaf edildiği, dairemizin 2020/1477 Esas – 1574 Karar sayılı ilamıyla, HMK’nun 341/1 maddesi gereğince ihtiyati tedbir talebinin reddi ile ihtiyati tedbir talebinin kabulü halinde itiraz üzerine verilecek karara karşı istinaf yoluna başvurulabileceği, davalı vekilinin istinaf dilekçesinin itiraz dilekçesi olarak değerlendirilip bir karar verilmesi için istinaf talebinin usulden reddine ve dosyanın mahkemesine geri çevrilmesine karar verildiği görülmüştür. Dairemizin bu kararı sonrasında mahkemece duruşma açılarak yapılan inceleme sonunda; 26/11/2020 tarihli ara kararla, bir kısım malların uzun süredir kaylım yönetiminde olan takip borçlusu … senedin keşide tarihinde 87, vade tarihinde 92 yaşında olduğu, hakkında gaiplik kararı verildiği, malların kayyım yönetiminde olduğu, davalı şirket yetkilisinin bu senet ve olaydan ötürü İstanbul 4.Ağır Ceza Mahkemesi’nde dolandırıcılık ve sahtecilik suçlarından yargılanmakta olduğu gerekçeleriyle davalının ihtiyati tedbire itirazının reddine karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir.Davalı vekili, istinaf sebebi olarak; davacının Kayyım İzmir Defterdarlığı olup Maliye Hazinesinin asli müdahil olduğunu, mahkemece maliye hazinesinin yer alması hususunda iki haftalık süre verilmesine rağmen bu ara kararın yerine getirilmediğini, davacının davacı sıfatı bulunmadığı gibi davaya asli ya da feri müdahil olmasına da yasal dayanak bulunmadığını, öncelikle derdestlik itirazında bulunduklarını, mahkemenin bu hususu dikkate almadığını, davacının taraf ehliyeti olmadığından ve davanın sıfat yokluğundan reddi gerektiğini, ihtiyati tedbir talebinin de husumet yokluğundan reddedilmesi gerektiğini, konuyla ilgili olarak BAM kararlarının sunulduğunu, yine harca tabi bir dava olması nedeniyle harç yatırılmadığından davanın reddi gerektiğini, mahkemenin buna rağmen tedbir kararı verdiğini, mahkemenin başka BAM kararlarına atıf yaptığını, kendi yargı çevresindeki BAM kararlarını görmezden geldiğini, Karşıyaka 3.SHM kararının belirli mallara yönelik olduğunu, İstanbul Anadolu 4.Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılan menfi tespit davasının davayı takip yetkisinin olmadığından reddedildiğini, bu kararın istinaf edilmesi sonucunda İstanbul BAM tarafından istinaf isteminin reddedildiğini ve tedbir kararının kesin olarak kaldırıldığını, … aile tablosuna göre hazineye intikal etmesi gereken bir hak ve alacağının bulunmadığını, İstanbul 24.Asliye Hukuk Mahkemesi’nde … tarafından açılan ölüm araştırması ve nüfus kaydı düzeltilmesi davasında hazinenin müdahil olduğunu, somut olayda hazinenin ve kayyımın amacının %35 oranında yönetim geliri elde etmek olduğunu, vekillerinin de bundan pay aldığını, istinaf incelemesinin duruşmalı yapılmasını istediklerini, davacı tarafça dayanılan kayyımlık kararlarında belirli bir taşınmazın yönetimi için kayyım atandığını, gaiplik istemiyle açılan davanın reddedildiğini, yine hazinenin kayyımlığının kaldırılması için açılan davada bu talebin kabul edildiğini, davanın açıldığı tarihin 03/08/2010, bononun tanzim tarihinin 20/09/2010 , karar tarihinin ise 09/12/2012 olduğunu, açılan davalar ve ihtiyati tedbir kararlarıyla takibin kilitlendiğini, taraf ehliyeti olmayan davacının yanında asli müdahilliğin de tek başına davaya devam edemeyeceğini belirterek ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını, davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesini istemiştir. Dosyada mübrez nüfus kayıt örneğinde; … 01/07/1923 doğumlu olduğu, 20/06/2004 tarihinde vefat etmiş olduğunun belirtildiği görülmüştür. Mahkemece yapılan 25/11/2020 tarihli duruşmanın 4 nolu ara kararında; dava değeri üzerinden hesaplanan 66.066,29 TL nispi harcın yatırılması için bir aylık kesin süre verildiği, harcın ise 08/12/2020 tarihinde yatırıldığı görülmüştür. Maliye Hazinesinin işbu dava dosyasına asli müdahale talebinde bulunduğu görülmüştür. İstanbul Anadolu 4.Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 2018/439 esas, 2019/765 karar sayılı ilamın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine dairemizin 2019/2611 esas, 2020/150 kararsayılı ilamıyla davacı kayyım İstanbul Defterdarı ve asli müdahale talebinde bulunan Kayyım İzmir Defterdarının istinaf isteminin esastan reddine, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulüne, davanın Kayyım İstanbul Defterdarının dava takip yetkisine sahip olmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine ve ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına 24/01/2020 tarihinde karar verildiği görülmüştür.İstanbul Anadolu ….İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davalının 17/02/2016 tarihinde … ve … aleyhine 3 miyon USD’lik alacaktan fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.300.000,00 USD asıl alacak ve 3.900,00 USD %0,30 komisyon alacağı olmak üzere toplam 1.303.900,00 USD alacağın tahsili için kambiyo senetlerine özgü yolla icra takibi başlattığı, dayanak olarak bononun gösterildiği görülmüştür. Takibe dayanak bononun 20/09/2010 tanzim, 2011/2015 vade tarihli, keşidecisinin …, lehtarının … sonraki hamilin ise davalı olduğu, senedin nakden kaydıyla düzenlendiği, bedelinin 3 milyon USD olduğu görülmüştür. Dava dosyasının incelenmesinde; dosya içeriğinde Kayyım İzmir Defterdarlığı’nın … malvarlığına kayyım olarak atandığı ve verilecek kararın İzmir Defterdarlığını etkileyeceğinden, davacı yanda yer almak istediklerini belirten dilekçenin sunulduğu görülmüştür. Dosya içerisinde bulunan İstanbul 11.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2011/1305 Esas, 2013/420 karar sayılı ilamının incelenmesinde; davanın kabul edilerek İstanbul ili, … ilçesi, … mevkiinde kain … ada … parsel sayılı taşınmazda 1/2’şer pay oranında pay sahibi olan derviş oğlu … ve … kızı … payları yönünden TMK’nun 427.maddesi uyarınca İstanbul Defterdarı … 18/04/2013 tarihinde yönetim kayyımı olarak atanmasına karar verildiği görülmüştür. Karşıyaka 1.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2010/75 Esas -714 Karar sayılı ilamıyla; İzmir ili, … ilçesi, … Mahallesi, … ada, … parselde paydaş olan tanınmayan, bulunmayan Derviş kızı … mevcut payının resmen idaresi için 3561 sayılı yasa gereğince İzmir Defterdarı vekili Av. … yönetim kayyımı olarak atanmasına 21/06/2010 tarihinde karar verildiği görülmüştür. Karşıyaka 2.SHM’nin 2010/74 Esas, 2011/153 Karar sayılı ilamıyla; İzmir ili, … ilçesi, … Mahallesinde kain … ada, … parselde kayıtlı 2 nolu bağımsız bölümün 1/2 payı ile 10, 13, 15, 16 ve 20 nolu bağımsız bölümlerin maliki … adına kayıtlı payları idare etmek üzere 3561 Sayılı Yasanın 2.maddesi gereğince İzmir Defterdarının 25/01/2011 tarihinde kayyım olarak atanmasına karar verildiği görülmüştür. Karşıyaka 3.SHM’nin 2012/900 Esas – 2013/661 Karar sayılı ilamıyla; Karşıyaka ilçesi, … mahallesinde kain tapunun 1359 ada , … parsel … Blok, 1.Kat 1, 3.Kat 9 ve Zemin 19 nolu bağımsız bölümler ile B Blok 1.Kat :2 ve 2.Kat:3 Nolu bağımsız bölüm makili olan ve kimlik bilgilerine ulaşılamayan … ve … ait tespit edilecek malvarlıklarının idaresi için 3561 Sayılı Yasa gereğince İzmir Defterdarının yönetim kayyımı olarak atanmasına 06/06/2013 tarihinde karar verildiği görülmüştür. İzmir 2.SHM’nin 2016/688 Esas – 1562 Karar sayılı ilamıyla; … ilçesi, … Mahallesi, … ada, … parselde kayıtlı kargir ev niteliğindeki taşınmaz maliki … ait pay üzerine 3561 Sayılı Kanun gereğince İzmir Defterdarının 18/10/2016 tarihinde yönetim kayyımı olarak atanmasına karar verildiği görülmüştür. Karşıyaka 3.SHM’nin 2016/457 esas, 2017/1525 Karar sayılı ilamıyla; … ait … Bostanlı Şubesindeki …, … nolu mevduat hesapları ile … nolu vadesiz hesap ve … numaralı bireysel emeklilik fon birikimi hesaplarının idaresi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi doğrultusundaki taahhüt ve taleplerin yapılması için ve tespit edilecek malvarlığının idaresi için 26/12/2017 tarihinde İzmir Defterdarının 3561 Sayılı yasa gereğince kayyım olarak atanmasına karar verildiği görülmüştür. İzmir Defterdarlığı’nın 18/05/2018 tarihli düzenlediği yetki belgesinde; İzmir Defterdar vekili … İstanbul Anadolu ….İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasından davalı tarafından başlatılan icrai haciz işleminin ve esas alınan bir kısım belgelerin iptali için dava açılması ve ilgililer hakkında suç duyurusunda bulunulmasına müteakip hukuki sürecin takibiyle ilgili mahkemelerde dava açılması hususlarında Kayyım İzmir Defterdarlığını temsil için İstanbul ili Defterdarlık Muhakemat Müdürlüğü’nden Hazine avukatı … yetkilendirdiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık ihtiyati tedbire itirazın reddi kararına yöneliktir. Mahkemece 11/02/2020 tarihli tensip tutanağının 15 nolu ara kararı ile %15 teminat mukabilinde icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesi yönünden ihtiyati tedbir kararı verildiği, davacı vekilinin 26/02/2020 tarihli talebi üzerine mahkemece HMK’nun 209.maddesi yoluyla 389 vd.maddeleri gereğince takdiren teminatsız olarak … aleyhine açılan icra takibinin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına karar verildiği, davalı vekilinin işbu tedbir kararlarına karşı istinaf talebinde bulunduğu, dairemizin 2020/1477 Esas – 1574 Karar sayılı ilamıyla söz konusu ihtiyati tedbir kararının itiraza tabi olduğu, itiraz yolu tüketilmeden istinafa başvurulamayacağı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf dilekçesinin itiraz dilekçesi olarak değerlendirilmesi için dosyanın mahkemesine geri çevrilmesine ve istinaf talebinin usulden reddine karar verildiği, geri çevirme kararı sonrası mahkemece yapılan duruşma sonunda 26/11/2020 tarihinde ihtiyati tedbire itirazın reddine karar verildiği ve bu kararı davalı vekilinin istinaf ettiği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Dosyanın incelenmesinde, mahkemenin 27/02/2020 tarihli ara kararının 02/03/2020 tarihinde davalı vekiline tebliğ edildiği görülmüştür. Davalı vekilinin o dönem istinaf dilekçesi olarak sunduğu ve dairemizce itiraz dilekçesi olarak değerlendirilen dilekçenin alt kısmında da görüleceği üzere 23/03/2020 tarihinde UYAP’ta oluşturulduğu, dolayısıyla bir haftalık itiraz süresinin geçirildikten sonra verildiği, kaldı ki 27/02/2020 tarihli itirazın reddi kararının HMK’nun 396.maddesi uyarınca durum ve koşulların değişmesi nedeniyle verildiği, bu şekildeki kararların da istinaf kanun yoluna tabi olmayıp itiraz kanun yoluna tabi olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf talebinin esasa dair istinaf talepleri incelenmeksizin usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf talebinin USULDEN REDDİNE,2-Alınması gereken 59,30 TL harçtan, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.01/04/2021