Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/35 E. 2022/2073 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/35 Esas
KARAR NO: 2022/2073 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/06/2019
NUMARASI: 2017/490 E. – 2019/168 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Maddi Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 08/12/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili …’in TPMK nezdinde TR … sayılı “…” başlıklı faydalı modelin dava dışı … ile birlikte sahibi olduğunu, bu ürünün “…” markası altında diğer davacı şirket tarafından üretilerek satışa sunulduğunu, “…” ibaresinin … sayı ile TPMK nezdinde davacılar adına tescilli olduğunu, davacı müvekkillerinin bu markayı 2008 yılından bu yana yoğun, ciddi ve aralıksız bir şekilde kullanıp emek ve sermaye harcayarak sektöründe maruf ve meşhur hale getirdiklerini, davalının ise “…” adlı broşürde davacılara ait … sayılı “…” markasını sanki ürün ismiymiş gibi kendi firmasına ait “” markasının yanında kullandığını ve davacı ürünlerinin aynısı veya ayırt edilemeyecek derecede benzeri olan ürünlerin imalat ve satışını gerçekleştirdiğini, ayrıca davacının markasına benzer markaların tescili için başvurularda bulunduğunu, davalının kötüniyetle hareket ettiğini, haksız rekabette bulunduğunu, davacının markasının tanınmışlığından yararlanmaya çalıştığını ve haksız kazanç elde ettiğini, davalıya Kadıköy … Noterliği’nin 18/11/2016 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderildiğini, davalının … Noterliği’nin 28/11/2016 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile cevap verdiğini, halen bu markayı kullanmaya devam ettiğini, yine “…” ibaresini www…com.tr alan adında da kullandığını, davalının eyleminin müvekillerinin marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini belirterek, davalının davacıya ait … numaralı “…” markasına tecavüz ettiğinin ve haksız rekabette bulunduğunun tespitine, durdurulmasına ve tecavüzün önlenmesine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak şartıyla davacının bu nedenle uğradığı 10.000,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi ve 10.000,00 TL itibar tazminatının davalıdan faizi ile birlikte tahsiline, “…” ibaresini havi tecavüz mahsulü ürünlere, broşürlere, faturalara, ambalajlara, basılı evraklara ve her türlü tanıtım materyallerine el konulmasına, bu ürünleri üretmeye yarayan araç, cihaz, makine, kalıp ve sair vasıtalara bulundukları mahallerde, gümrüklerde ve antrepolarda, yükleme mahallerinde bilimum nakliye araçlarında el koyulmasına, toplanmasına ve imhasına, kararın masrafı davalıdan alınmak suretiyle Türkiye çapında yayın yapan, tirajı en yüksek bir gazetede ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili tarafından “…” markası altında metal ve çit görünümlü bahçe, site, ev, fabrika, basketbol sahası gibi mekanlarda kullanılan kaliteli ve inovatif bir ürün imal edildiğini, müvekkilinin çim görünümlü çit üretimine dayalı ürünlerinde “…” markasını kullanmak üzere TPMK’ya müracaatta bulunduğunu, ancak bu ismin üretilen malın genel anlamdaki ifadesini içerdiği gerekçesiyle marka başvurusunun reddedildiğini, davanın açıldığı tarihte www….com.tr sitesinde “…” ibaresinin yer almadığını, ” …” ibaresinin bulunduğunu, “…” ibaresinin sitede malın özelliklerini ortaya koyan bir isimlendirme olarak yer aldığını, ancak davacıların ihtarı üzerine derhal siteden “… ” ibaresinin kaldırılarak “…, … ” ibareli ürün tanıtım ve pazarlamasının devam ettirildiğini, bu sebeplerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 11/06/2019 tarihli 2017/490 E. – 2019/168 K. sayılı kararıyla; “… davacıların hak sahibi oldukları … numaralı “…” markası ile karışıklığa neden olacak kadar benzer olduğu iddia edilen ve davalı tarafça kullanılan “… …” ibaresi nedeniyle davacıların marka haklarına tecavüz edildiği ve haksız rekabette bulunulduğu gerekçesiyle dava açıldığı, alınan bilirkişi raporu ile davalının “… …” markasını çim görünümlü bahçe veya kenar çiti ürününde kullandığı, davacı … adına tescilli TR … numaralı faydalı modelin de bu ürüne ilişkin olduğunun tespit edildiği, bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere bu ürün için “…” ibaresi, ürünün tanımlamasını yapması nedeniyle zayıf bir marka olduğu, “…” ibaresinin kullanıldığı çim görünümlü çit emtiasının cins ve karakteristik özelliklerini belirtmesi nedeniyle herkes tarafından kullanılabileceği, davalının anılan ibareyi “…” ibaresi ile birlikte kullandığı, kullanım şekline göre, davacı markasının kullanılmakla ayırt edici hale gelmediği, davalının markasının asıl unsurunun “…” ibaresi olduğu, “…” ibaresinin ise, çitin özelliğini belirtmek için kullanıldığı, ibarenin davacılar ile özdeşleşmediği, halen tanımlayıcı nitelikte olduğu, davalının kullanımının SMK’nun 7/5. kapsamında iyi niyetli olduğu, bu nedenle davacı markasına tecavüz ve haksız rekabet oluşturmadığı” gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davacılar vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; çim kelimesinin “buğdaygillerden bahçelerin, yol kenarlarının ve parkların yeşillendirilmesinde yararlanılan çok yıllık bitki”, çit kelimesinin “bağ, bahçe, bostan vb. yerlerin çevresine çalı, kamış, ağaç dalı gibi şeylerden çekilen duvar türü, çeper barı” olarak tanımlandığını, “…” markasının tanımlayıcı marka olarak nitelendirme gerekçesinin anlaşılamadığını, markanın zayıf marka olarak kabulünün mümkün olmadığını, bu ürüne faydalı model belgesi alan ve ürünün tanıtımını yapıp ayırt edici hale getirenin müvekkili olduğunu. -Müvekkilinin ürününün çimden üretilmiş çit olmadığını, bu nedenle de tanımlayıcı ve zayıf marka olmadığını, müvekkilinin markasının 2008 yılından beri kullanıldığını, tanınmışlık sayesinde çok fazla kişi/kişiler tarafından tanınmışlıktan faydalanmak amacıyla müvekkilinin markasının aynısı ve/veya ayırt edilemeyecek derecede benzerinin birçok marka tarafından piyasaya sürüldüğünü, itirazları üzerine “…”, “…”, “…” ve “…” markalarının reddedildiğini, TTK 18/2 ve TMK 2 maddesi gereğince kötüniyetin korunmayacağını, davalının ihtarname keşidesine rağmen, müvekkilinin … markasının aynısı/ayırt edilemeyecek derecede benzeri seri marka başvuruları yapmaya, müvekkilinin markasına yaklaştırarak kullanmaya çalışmaya devam ettiğini. -Mahkemenin müvekkilinin markasının ayırt edici olmadığına ilişkin tespitinin de kabulünün mümkün olmadığını, müvekkilinin buluşuna kadar çim görünümlü çit ürününün bulunmadığını, müvekkili tarafından faydalı model başvurusu yapılarak … markası ile satışa sunulduğunu, hiçbir şekilde kabul etmemekle beraber, müvekkilinin markasının ayırt ediciliğinin düşük olduğu kabul edilse dahi, bu durumun mal-hizmet benzerliğini de etkileyeceğinden, ayırt edici gücün tek başına değerlendirilemeyeceğini, mal ve hizmet sınıfının birebir aynı olduğu düşünüldüğünde, markanın korunmaması gerektiğinden bahsedilemeyeceğini. -Davalının dava konusu broşürü ibraz ederken markanın kullanıldığı yerleri kamufle ederek gizlediğini, broşürün 2016 yılına ait olduğunu beyan ettiğini, … ibaresini broşürde kullanmadığını ileri sürmediğini, davalının broşürlerde, internet sitesinde müvekkiline ait markanın aynısını/ayırt edilemeyecek derecede benzerini kullanması, seri marka başvuruları yapmasının tesadüfi olamayacağını, müvekkilinin markasının tanınmışlığından faydalanmak istediğini, kötü niyetle hareket ettiğini gösterdiğini beyanla, mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekilinin istinaf dilekçesine cevabında; Üretilen mal ve malzemenin özelliklerini yansıtan çim görünümlü çit üretimine dayalı ürünlerde ”…” ibaresi kullanıldığını, söz konusu ”…” ibaresinin; üretilen ürünün genel adı, malın kullanım özelliğini ifade ettiğini, başına ayırt edici özelliğini kuvvetlendirmek amacıyla ”…” ibaresi koyularak kullanıldığını, davacıların markasının iltibas oluşturacak şekilde kötü niyetle kullanılmasının söz konusu olmadığını, davacı tarafın 23/11/2016 tarihli ihtarından sonra, iyi niyetini gösterir şekilde internet sitesinde bu ibareyi kullanmaktan kaçınmış bunun yerine ”…” ibaresini kullandığını, ihtardan sonra hiçbir şekilde ”…” ibareli tanıtım ve reklam yapılmadığını, müvekkilinin marka başvurularının ihtarnameden önce yapıldığını, mahkemece alınan bilirkişi raporunda müvekkili şirkete ait internet sitesinde source kodlarındaki keywords yapısının incelendiğini, tanımlı keywords içerisinde ”…” ibaresinin yer almadığını, web arama motorlarında ”…” kelimesi aratıldığı takdirde müvekkili şirkete ait internet sitesinin çıkmadığını yani yönlendirmenin söz konusu olmadığının tespit edildiğini, ” …” markasının üretilen ürünün genel adı, malın kullanım amacını ifade ettiğini, ayırt ediciliği zayıf nitelikte olduğunu, zayıf ibare olması nedeniyle ayırt ediciliğinin daha dar olup … şeklindeki kullanımının karıştırılma ihtimali yaratmayacağını, müvekkilinin ayırt ediciliği yüksek … ibaresi ile imal ederek satışa sunduğunu beyanla, davacı istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Davaya dayanak yapılan … numaralı marka tescil kaydı dosya içine getirtilmiş, incelendiğinde, davacı … ve dava dışı …’ya ait … numaralı “…” markasının 08/04/2009 tarihinde, 06. sınıfta tescil edildiği anlaşılmıştır. Üsküdar … Noterliği’nin 06 Nisan 2015 tarihli ve … yevmiye numaralı marka lisans sözleşmesi ile marka sahipleri tarafından davacı … San ve Tic. Ltd. Şirketi’ne … numaralı “…” markası için lisans hakkı verildiği görülmüştür. Davacı adına … başvuru numaralı “Dekoratif Çit” buluş başlıklı Faydalı Model belgesinin 28/03/2008 tarihinden itibaren 10 yıl süre ile tescilli iken, 28/03/2018 tarihinde koruma süresinin dolduğu anlaşılmıştır. … numaralı “…” markasının davalı adına 35. sınıfta tescilli olduğu, 01/07/2016 tarihinde marka başvurusu yapıldığı ve 29/05/2017 tarihinde tescil edildiği, “Metalden çitler” emtiasının satışı hizmetleri için mağazacılık hizmet sınıfında tescilli olduğu görülmüştür. İlk derece mahkemesince marka vekili ve bilişim uzmanı bilirkişiden alınan 28.12.2017 tarihli raporda; davalının www….com.tr alan adlı internet sitesinde gerek inceleme tarihinde gerekse de geçmiş yıllara ait kayıtlarda “…” ibaresinin yer almadığı, davacının 6.sınıfta tescilli “…” ibareli markasının emtia kapsamındaki çitler alanında ayırt edici gücünün zayıf olduğu, davalının davacıya ait ve ayırt edici gücü zayıf olan “…” markasını broşürlerinde “… …” şeklinde kullanmasının karışıklığa yol açmayacağı ve davacı markasına zarar vermeyeceği yönünde görüş beyan etmişlerdir. Davacı tarafça rapora itiraz edilmesi üzerine mahkemece, bilişim uzmanı, marka vekili ve sektör bilirkişilerinden alınan üçlü heyetten alınan16.10.2018 tarihli raporda; davalıya ait www…com.tr alan adlı internet sitesinin ilk defa 06.09.2007 tarihinde oluşturulduğu, sitenin halen erişime açık ve yayında olduğu, site içeriğinde inceleme tarihinde “…” ibaresine rastlanmadığı, “…” şeklinde kullanımların olduğu, ancak bu iki ibare arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığı, davalıya ait internet sitesinde “…” ibaresine ilk defa 25.06.2016 tarihinde rastlandığı, 25.06.2016 – 23.10.2016 tarihleri arasında “…” ibaresinin menü başlığı olarak geçtiği, ancak altındaki sayfanın içeriğinin olmadığı, davacıların “…” markasının uygulamada kullanıldığı “suni çim ile kaplı panel çit” ürünü bakımından ayırt ediciliğinin düşük olduğu, bu ürün bakımından zayıf bir marka olarak değerlendirebileceği, “…” markasının ayırt ediciliğinin uygulamada kullanıldığı “suni çim ile kaplı panel çit” ürünü bakımından zayıflığı, davalının kullanımının da “suni çim ile kaplı çit” ürününe ilişkin bulunması ve davalının “…” markasının güçlü bir ayırt edicilik taşıması sebepleriyle “… …” ibareli davalı kullanımının davacının “…” markası ile karıştırılma ihtimali oluşturmadığı, davalının “…” ibareli kullanımının kullanım şekli dikkate alındığında markasal bir kullanımdan ziyade ürünün türünü ifade eden bir kullanım izlenimi yarattığı, davalının “…” ibareli kullanımının da davacının “…” markası ile karıştırılma ihtimali oluşturmadığı yönünde görüş bildirilmiştir.
G E R E K Ç E: Tescilli markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, meni, refi, maddi ve manevi tazminat talepli davada, ilk derece mahkemesince, davanın reddine karar verildiği, davacı vekilinin istinaf başvurusunda bulunduğu anlaşılmıştır.Davacı … ve dava dışı …’ya ait … numaralı “…” markasının 08/04/2009 tarihinde, 06. Sınıfta “…Barınma, saklama, muhafaza etme, kaplama, sarma, çevreleme, depolama veya yerleştirme amaçlarıyla yapılmış metalden malzemeler ve araçlar (metalden merdivenler dahil)…” emtialarında tescil edildiği, davalı adına … numaralı “…” markasının 35. Sınıfta “metalden çitler” emtiasının satışı hizmetleri için mağazacılık hizmet sınıfında tescilli olduğu görülmüştür. Davacı tarafça delil olarak dosyaya, davalıya ait broşürün sunulduğu, broşürde “… …” ibaresi ile suni çim ile kaplı panel çitlerin tanıtımının yapıldığı anlaşılmıştır. Mahkemece bilişim bilirkişilerinin bulunduğu heyetlerden alınan raporlarda, inceleme tarihinde ve ihtarnameden sonra davalının internet sitesinde … ibaresini kullandığı, … markasını kullanmadığının tespit edildiği anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporlarında; … markasının “suni çim ile kaplı panel çit” ürünü bakımından ayırt ediciliğinin düşük olduğu, bu ürün bakımından zayıf bir marka olarak değerlendirebileceği tespit edilmiştir. Davalı tarafın “…” ibareli marka başvurusunun TPMK tarafından “üretilen malın genel anlamdaki ifadesini içerdiğinden” bahisle reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Davacı adına … markasının tescilli olduğu anlaşılıyorsa da, bu ibarenin markanın kullanıldığı ürün bakımından yaygın olarak kullanılan bir ad haline geldiği, davalı tarafça 6769 Sayılı SMK 7/5-b maddesi gereğince ticari dürüstlüğe uygun şekilde, bu ibarenin yanına ayırt ediciliği yüksek … ibaresini getirerek … şeklinde yada … şeklindeki markasal kullanımının davacı markasına tecavüz ve haksız rekabet teşkil etmediği kanaatine varılmakla, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesi yerinde olup, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacılar vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL eksik harcın davacılardan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderleri olarak; Davacılar tarafından yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 08/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.