Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/347 E. 2022/2200 K. 23.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/347 Esas
KARAR NO: 2022/2200
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/12/2020
NUMARASI: 2018/222 2020/760
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 23/12/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … (Ticari Unvan: … Ticaret) ile davacı şirket arasında 18.10.2007 tarihinde faktoring sözleşmesi imzalanmış olduğunu, Davalı borçlulara ihtarname gönderildiğini çeklerle ilgili muhatabın davacı nezdinde 9.380,00 TL riski oluşmuş ve bu surette temerrüde düşmüş olan davalıya Bakırköy … Noterliğinin … yevmiye numaralı ve 18.02.2016 tarihli ihtarnamesi keşide edilerek hesabın kat edildiğinin bildirilmiş olduğunu ve ihtara rağmen borcun ödenmediğini, Müvekkilinin davalıdan alacağının tahsili ile İstanbul … İcra Müdürlüğü … E.Sayılı dosyası ile icra takibi açıldığını, Borçlunun icra takibinde borca, faize ve ferilerine itiraz ettiğini ve takibin durduğunu beyan ederek davalı-borçlunun İstanbul … İcra Müdürlüğü … E.Sayılı dosyasına vaki itirazlarının iptalini ve takibin takip talebindeki şartlarla devamını, % 20’den az olmakak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı-borçlulara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının alacağının zaman aşımına uğradığını dava dilekçesinde dava konusu alacağın temelinin 04.08.2008 ve 23.06.2008 tarihli iki adet faturaya dayandığının belirtilmiş olduğunu, bu tarihlerin üzerinden en uzun zaman aşımı süresi olan 10 yıllık süre çoktan geçmiş olmakla zaman aşımı definde bulunduklarını öncelikle davanın zaman aşımı hususunun göz önüne bulundurulmasını ve bu nedenle davanın reddine karar verilmesini, davacının bu alacağının detayını ortaya koyması ve kanıtlaması gerekmekte olduğunu bu nedenle icra takibinde asıl alacak olarak belirtilen 9.380 TL ye ve işlemiş sözleşmesel faiz olarak hesaplanmış olan 15.668,35 TL’ye itirazlarını sunmuş olduklarını, Faktoring sözleşmesinin TBK md.20’de belirtilen genel işlemler koşullarına açıkça aykırı olduğunu, dava konusu alacak belirgin olmayıp yargılamayı gerektirdiğinden davacının %20 icra inkar tazminatı talebinin yerinde olmadığını, dava konusu alacağın öncelikle bilirkişi inceleme ile birlikte ortaya konulması, hesaplanması ve ispatının gerekmekte olduğunu bu durum yargılamayı gerektirmekle davanın icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini, açıklanan nedenlerle haksız ve sebepsiz olarak açılmış olan davanın reddiyle zaman aşımı defi’ nin göz önüne alınarak, davacının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkumiyetine yargılama gideri ve ücreti vekaletin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/222E.-2020/760K. Sayılı kararı ile: “…Somut olay bakımından da alacağın likit ve borçlu tarafından belirlenebilir olması nedeniyle icra inkar tazminatına da hükmetmek gerekmiştir. Davacının davalı şirketten takip tarihi itibariyle 25.048,35 TL alacaklı olduğu bu nedenle yapılan icra takibine konu alacak miktarı Mahkememizce alınan bilirkişi raporu ile tespit edildiği yerinde görülmekle taleple bağlı kalınarak açılan davanın kabulüne karar verilerek aşağıda belirtildiği şekilde hüküm tesis edilmiştir, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin talep ile bağlı kalınarak aynen DEVAMINA, Asıl alacağın % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE, İcra takibine vaki itirazın bu şekilde iptali ile icranın DEVAMINA,…” şeklinde karar verilmiştir. Kararı davalı vekili istinaf etmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; faktoring sözleşmesine dayalı olarak müvekkili aleyhine icra takibine başlanıldığını, dava konusu alacağın dayanağına 04/08/2008 ve 23/06/2008 tarihli 2 adet fatura olduğunu, fatura tarihleri üzerinden 12 yıldan fazla bir süre geçtiğini, faktöring sözleşmesinin de 2007 yılında düzenlendiğini, dolayısıyla davanın öncelikle zamanaşımından reddi gerektiğini, faktoring sözleşmesi ile belirlenen faiz oranının TBK’nın emredici hükümlerine açıkça aykırı olduğunu, bu nedenle TBK’nın 21. Maddesi gereğince yazılmamış sayılması gerektiğini, dava dilekçesinde oluşan risk tutarının 9.380,00 TL olarak belirtildiğini ancak bunun dayanağının ya da hesaplamasının nasıl yapıldığının belirtilmediğini, takibe konu alacağı ispat etme yükümlülüğünün davacıda olduğunu, davanın ispat edilemediğini, sözleşmenin davalının iktisadi işlem yapma özgürlüğünü sınırlaması nedeniyle kamu düzenine aykırı olduğundan hükümsüz sayılması gerektiğini, bu konuda Yargıtay kararları bulunduğunu, kanun koyucunun amacının güçsüz olana tarafı korumaya yönelik olduğunu, sözleşme hükümlerinin müvekkili aleyhine dürüstlük kuralına aykırı olarak aşırı dengesiz oluşturulduğunu bildirerek kararın kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir.
DELİLLER: İstanbul …İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasının suretinin incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine 25.048,35 -TL toplam alacak, üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 02/11/2020 tarihli bilirkişi raporunda; “…6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 88. Maddesinin ikinci fıkrasına göre faiz hesaplanmış olduğu, TBK 88.maddeye göre işlemiş faiz tutarının 15.094,58 TL hesaplanmış olduğu, davacı yan lehine karar alınması durumunda 3095 sayılı yasaya istinaden icra takibi tarihi olan 29/03/2016 tarihinden itibaren asıl alacağına, davacının takip talebinde belirtmiş olduğu gibi aylık %5 yıllık(%60) faiz değil, TBK 88.madde 2.fıkrasına göre faiz talep edebileceği takdirin sayın mahkemenize ait olduğu, tarafların inkar tazminatı ve diğer benzeri taleplerinin mahkemenizin takdiri içinde kaldığı…” yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.18.10.2007 tarihli Faktoring sözleşmesi tarflarca imzalanmış ve … Bankası Tuzla Tersane Şb. ait 3.250,00 TL bedelli 19/12/2008 tarihli keşidecisi … İnş Tur. Ltd Şti olan; … İkitelli Şubesine ait 9/4/2009 keşide tarihli 3.130,00 TL bedelli keşidecisi … Dış Tic Ltd Lti Şti. keşideli … seri nolu çek ile … Güneşli Şubesi 15/01/2009 tarihli 3.000,00 TL Miktarlı … Tic Ltd Şti keşideli … seri nolu çekler davalının dava dışı … Tic. Ltd. Şti adına düzenlediği … sıra nolu 04.08.2008 tarihli ve 14.801,92 TL bedelli irsaliyeli fatura, davalının davadışı … Tic Ltd Şti. Adına düzenlediği … sıra nolu 23.06.2008 tarihli ve 20.650,00 TL bedelli irsaliyeli faturalar ile tevsik edildiği, ödeme bordroları ile ödemelerin yapıldığı görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, İİK’nın 67. Maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır.Davacı taraf davalıdan alacaklı olduğunu iddia etmiş, davalı taraf ise davanın reddini savunmuştur.Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar davalı vekilince istinaf edilmiştir.Davalı vekili dayanak faturaların 2008 tarihli olup, fatura tarihleri üzerinden 12 yılı aşkın süre geçtiğini, dolayısıyla zaman aşımının gerçekleştiğini ileri sürmüş ise de huzurdaki davaya konu icra takibi 29/03/2016 tarihinde başlatılmış olup, icra takibi ile zaman aşımı kesilmekle ve taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinden dolayı 10 yıllık zaman aşımının takip tarihi itibariyle dolmamış olması nedeniyle bu yöndeki istinaf sebebi yerinde değildir. Ayrıca bilirkişi raporunda taraflar arasındaki sözleşme hükümleri gözetilerek faiz hesabının yapıldığı anlaşılmakla, bu yöndeki istinaf sebebi de yerinde değildir.Sözleşmenin genel işlem koşullarına aykırılığı ileri sürülmüş ise de sözleşme içeriğindeki hükümler dikkate alındığında bu yöndeki istinaf sebebi de yerinde değildir.Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davalı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 1.711,05 TL harçtan, peşin alınan 427,76 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.283,29 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf aşamasında davacının yatırdığı gider avansından kullanıldığı anlaşılan 22 TL posta ve tebligat masrafının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.23/12/2022