Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/338 E. 2022/2212 K. 23.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/338 Esas
KARAR NO: 2022/2212
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/10/2020
NUMARASI: 2020/84 2020/577
DAVANIN KONUSU: 6361 Sayılı Finansal Kiralama, Faktöring Ve Finansman Şirketleri Kanunundan Kaynaklanan (Alacak)
KARAR TARİHİ: 23/12/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının 07/12/2012 tarihli finansal kiralama sözleşmesi ile dava dışı … A.Ş’den 03/12/2012 tarihli proforma fatura muhteviyatı olan ekipman ve aksesuarlarını kiraladığını, makinayı satan davalı şirketin montaj raporu ile makinayı kurduğunu, davacının feri zilyet konumunda olduğunu, kurulan makinanın teknik servis raporlarından da anlaşılacağı üzere çeşitli arızalar çıkardığını, bu arızaların makinanın alımından çok kısa süre sonra çıktığını, arızaların giderilemediğini, makinanın hatalı kesimler yaptığını, bunun üzerine mahkemece tespit yaptırıldığını, davalıya ihtarname çekilerek gizli ayıplı makinanın ayıpsız benzeri ile değiştirilmesini talep ettiklerini, ancak sonuç alamadıklarını, … A.Ş tarafından işbu davanın açılması için kendilerine yetki verildiğini ileri sürerek satılan makinanın ayıpsız misli ile değiştirilmesini ve yapılan masrafların davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; makinada bir ayıbın olmadığını, teslimden itibaren 1 yıl 2 ay geçtikten sonra kendilerine arızanın bildirildiğini, bakım sözleşmesi kapsamında makinanın bakımının yapıldığını, gizli bir ayıp söz konusu olmadığını, davacı tarafın aslında … ile çalışmakta iken bu şirketin iflas etmesi sonucu makinayı iade etmek istediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “İzmir 13.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/88 D.iş sayılı tespit dosyasına, 07/12/2012 tarihli finansal kiralama sözleşmesine, 10/12/2016 tarihli faturaya, … A.Ş tarafından davacıya verilen 21/03/2014 tarihli muvafakata, sunulan servis raporlarına, talimat yoluyla yaptırılan keşif sonucu alınan 03/11/2015 tarihli bilirkişi heyeti raporu ile bu rapordaki teknik bilirkişiye itiraz üzerine yeniden bu bilirkişinin değiştirilerek alınan 02/11/2016 tarihli bilirkişi heyeti raporuna ve tüm dosya kapsamına göre, davacının finansal kiralama sözleşmesi ile zilyedi olduğu kumaş kesim makinasının davalı tarafça teslim edildiği, mal tesliminde herhangi bir ayıbın bulunmadığı, meydana gelen arızaların kullanım hatasından kaynaklandığı, dolayısıyla satıcının ayıp sorumluluğunun bulunmadığı” gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
DAİREMİZ KARARI: Dairemiz 17/01/2020 tarihli, 2017/3673E.-2020/45K. Sayılı ilamı ile: “…Davaya konu hasarın kullanıcı hatasından mı kaynaklandığı yahut malın gizli ayıplı mı olduğundan mı kaynaklanndığı konusu uzmanlık gerektiren, nitelikli teknik bir konu olup mahkemenin her iki rapor arasında çelişkiyi gidermek için tarafların iddia ve savunmaları, sözleşmeye konu makinenin servis ve arıza kayıtları ile birlikte makine üzerinde inceleme yapılarak (tekstil makinesi alanında uzman makine mühendisleri) üçlü bilirkişi heyetinden itirazların ve çelişkinin değerlendirilmesi hususunda rapor alınması gerekliyen eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmesi yerinde görülmemiş ve davacı vekilinin istinaf isteminin bu yönü ile kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, kabul edilen istinaf istemi dikkate alınarak diğer istinaf istemleri yönünden bu aşamada karar verilmesine yer olmadığına…” şeklinde karar verilmiştir.
II. MAHKEME KARARI: Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/84E.-2020/577K. Sayılı kararı ile; “… davalıdan satın alındığı, satın alınmadan itibaren makinanın sıklıkla arıza verdiği, davalı tarafça yapılan onarımlara rağmen bu arızanın giderilemediği, nitekim son alınan 14/08/2020 tarihli heyet raporu ile de bu arızaların halen devam ettiği, bu arızaların makinadaki faydalanma halinin süreklilik kazanmasına yol açtığı, dolayısıyla bu makinanın kullanımının davacıdan beklenemeyeceği takdir ve sonucuna varılarak davacı tarafın davasının kabulü ile davacının talebi doğrultusunda misli ile değiştirilmesine yönelik talep haklı kabul edilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.(Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2013/10187 Esas ve 2014/7901 Karar) 1-Dava konusu olan ”S-91-TCW GERBER marka ve model kumaş kesim makinasının AYIPSIZ MİSLİ İLE DEĞİŞTİRİLMESİNE, Misli ile değiştirilmesinin mümkün olmadığı takdirde İİK.24.maddesi gereğince işlem yapılmasına…” şeklinde karar verilmiştir. Kararı davacı vekili istinaf etmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; bilirkişilerin seçiminde büyük hata yapıldığını, bozma ve mahkemenin ara kararında belirtilen nitelik ve uzmanlığa aship kişilerin seçilmediğini, ve bu raporun hükme esas alınıp , ara kararında tekkstil makinası alanında uzman mühendislerin oluşturacağı heyetin itirazların ve çelişkilerin giderilmesi için rapor alınması karar verildiği halde sadece bir tekstil mühendisi ile iki tekstil makinaları konusunda uzman olan makina mühendisinden olmak üzere 3 kişilik heyet eşliğinde kesif yapıldığı ve ortaya skandal bir rapor çıktığını, … ile …’in tekstil konusunda bir uzmanlığının bulunmadığını, bu hususu bilirkişilerin bizzat belirttiklerini, ancak buna rağmen bu kişilerin rapora imza attıklarını, mahkemeinin de bu konudaki itirazları dikkate almadığını, mahkemenin hem usuli hata yaptığını, hem de bozmayı gerektiren bir karar verdiğini, delillerinin değerlendirilmediğini, ilk repoun makina mühendisi tarafından verildiğini ve dava dilekçesinin tekrara mahiyetinde olduğunu, makineye yapılan müdehalenin 12’sinin rutin bakım muayenesi olduğunu, diğerlerinin ise kesim bıçağı ve motorun çalışması için gerekli kömürün değiştirilmesine yöneilk müdehaleler oludğunu, ayrıca bu nedenle makinanın gözli ayıplı olduğunun belirtildiği ve kullanım kılavuzu olmadığnın da gizli halinin uzantısı olduğunun değerlendirildiği, istinaf mahkemesinin bu raporu baz almasını ve yargılama sırasında gerçekleşen iki keşif ve bir bilimsel rapor ile bir tutmasının hatalı olduğunu, yine finansal uzman bilirkşi tarafından hazırlanan raporda davacının makinanın satışından itibearen 2,5 yıl sonra 918.106,78 TL gelir elde edildiği sabit iken, hasar olduğundan bahsetmenin hatalı olduğunu, teknik elemanların dava konusu makinada bir düğmeye bastıktan sonra elde edilen kesim sonuçlarının saniyesi ve niteliklerine göre yapılan kesim raporuu sundukları önemli bir delil olduğunu, arıza raporunun tanzim edildiği 10/05/2013 tarihinde makinanın 304 dakika hiç ara vermeden çalıştığını ve herhangi bir arızanın meydana gelmediğini, ancak bu hususa bilirkişilerin hiç değinmediğini, rapora itirazlarında bu hususları ve belgeleri tekrar sunmalarına rağmen mahkemenin de değerlendirmeye almadığını, son raporun oldukça hatalı olduğunu, gerçek dışı olayların sanki var imiş gibi belirtilmesinin hatalı olduğunu arızaya ilişkin olduğu belirtilen raporların tümünde parçaların değiştiğini ve makinanın sorunsuz şekilde davacıya teslim edildiğini hepsinde de davacının imzasının bulunduğunu, keşif sırasında mahkeme heyetine ve bilirkişiler müvekkilinin ücretsiz olarak bakım yapacağı ve sonrasında kesin çalışması yapılmasının teklif edildiğini ancak bu teklifin dikkate alınmadığını, oysa makinanın yaklaşık 3 yıldır bakım hizmetinden yoksun olduğunu, mahkemenin kararında yeterli gerekçe bulunmadığını, gerekçelerin birbiriyle çeliştiğini, yapılan servis kayıtlarındaki işlemlerin onarımı olmayıp arızalı parçanın değişiminden ibaret olduğunu, bunların arıza gibi değerlendirilmesinin hatalı olduğunu, davacının her istediği zaman müvekkilinin giderek parça değişimi, yanan kablonun değiştirilmesi, fırça temizliği gibi bakımlar yaptığını, davacının bu makina ile yüksek miktarlı kazançlar elde ettiğini, ayrıca davacının dava açtıktan sonra 4,5 yıl süre ile bakım sözleşmesi imzaladığını, mahkeme kararının gerekçesinin yetersiz ve objektiflikten uzak olduğunu, Yargıtay kararlarına aykırı karar verildiğini, bu konuda Yargıtay 19 HD’nin 2015/16380E.-2016/9129K. Sayılı ve Yargıtay 13 HD’nin 2015/11681E.-2016/9142K. Sayılı ilamlarını sunduklarını, kararın icra edilebilirlikten yoksun olduğunu, gizli ayıp hükümlerine dayanılmasının hatalı olduğunu, kabul etmemekle birlikte açık ayıptan bahsedilse bile ayıbın yasal süresinde ihbar edilmemesi nedeniyle davanın reddi gerektiğini, yine misliyle değiştirmenin imkansız olduğunu, ayrıca emtianın mevcut haliyle değerinin tespiti, kullanım ve gelir durumu düşürüldükten sonra ortada bir bakiye var ise bu yönde bir tazminata karar verilmesi gerekirken bu yönün göz ardı edildiğini, ayrıca davacı tarafın da malın iadesine dair karar verilmesinin gerektiğini, kararın bu haliyle tavzih veya tashihinin de mümkün olmadığını, ön inceleme duruşması yapılmadan direkt tahkikata başlanıldığını, mahkemenin bu hususlara da uygun davranmadığını bildirerek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLER: İlk derece mahkemesinin 11.02.2015 Tarihli tensip zaptı ile davacı vekiline 123.040,22 TL üzerinde harç ikmali için süre verilmiş davacı vekili 03.03.2015’te 1600,00TL tamamlama harcını depo etmiştir. Davacı ile dava dışı finansal kiralama şirketi ile yapılan finansal kiralama sözleşmesi ve finansal kiralama şirketinin iş bu dava yönünden muvafakatine ilişin belge örneği dosyada mevcuttur. İzmir 13.ATM 2014/88 D.İş sayılı dosyasında mahallinde yapılan inceleme neticesinde makine mühendisi … raporunda neticeten; makinenin çalıştığı ancak kumaşların enine düzgün olmadığı, makinenin oturduğu raylar üzerinde çalıştırılarak yanlara hareket ettirilmediği, bu yönleri ile ayıplı olmadığı, bu ayıbın haricen görülmesi bilinmesi veya önlem alınmak sureti ile bertaraf edilmesi mümkün olmadığından gizli ayıplı olduğunun düşünüldüğü, S-91 Gerber kumaş kesim sitemleri makinesinde kullanılmamış 2012 model yazılı olmasına rağmen garanti belgesi kullanma klavuzu verilmediğini, makinenin teliminden itibaren servisin 17 kez makineye müdahale ettiğini, ilk servis kaydının montaja ilişkin olduğunu, 6 adetin bakım raporuna ilişkin, 11 adetin ise arıza raporu olduğunu, tespit isteyenin makineden faydalanamamasının süreklilik arz ettiği yönünde görüş belirtmiştir. Esas yargılamada ilk derece mahkemesince talimat yolu ile bilirkişi raporu alınmış olup bilirkişiler Tekstil Mühendisi …, Hukukçu … ve SMM … 03.11.2015 Tarihli raporlarında neticeten özetle; arıza sayısının fazla olmasının makinede ayıp olduğunu düşündürdüğünü ancak bu ayıpların birçoğunun kullanıcının yapması gereken (özellikle kesim alanındaki vakum fırçalarının ) bakım temizlik ve değişimlerini düzenli yapılmamasından kaynaklandığı, arızaların ayıplı mal tesliminden değil, kullanım hatasından kaynaklı olduğu, satıcının ayıp sorumluluğunun olmadığı belirtilmiştir. Bilirkişiler Makine Mühendisi …, Hukukçu … ve SMM … 02.11.2016 Tarihli raporlarında neticeten özetle; davalı … AŞ tarafından makinenin ayıplı olarak davacıya teslim edilmediği, makinede kesim yapılan yüzeydeki alanda bulunan fırçaların temizlik ve değişimlerinin düzenli yapılmadığı, makine bakımına gerekli özenin gösterilmediği, makineyi kullanan operatörün yeterli teknik kapasiteye sahip dikkatli, özenli kullanabilecek bilgi ve tecrübeye sahip olmadığı, son masa yanında bulunan alçıpan duvarın yıkılarak makinanın kumaş kesme yaptığı esnada elektrik, elektronik, mekanik ünitelerin duvara çarpmayacak şekilde serbest çalışacak vaziyette bir alan yaratılmadığı, makinede herhangi bir ayıp bulunmadığı ve arızaların kullanımdan kaynaklandığı yönünde görüş belirtilmiştir. Dairemiz kaldırma karanından sonra yargılama sırasında İzmir 13.ATM’nin 2014/88 D. iş sayılı dosyasındaki rapor ile esas dosyada alınan rapor arasındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla aldırılan heyet raporunda; davaya konu S-91-TCW Gerber Komple Kumaş Kesim Sisteminin ayıplı olduğu, makinanın kesim esnasında kesim çizgisinden sapma yaptığı, kesim bıçağının kumaşa en üstteki ilk kattan itibaren gerektiği şekilde dalamadığı, sorunun fırçalardan kaynaklanmadığı, sorunun bıçağa hareketini veren motordan kaynaklandığı, yapılan onarımlara rağmen sorunun devam ettiği yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, gizli ayıp iddiasına dayalı satılanın ayıpsız misli ile değiştirilmesi talebine ilişkindir.Davacı taraf davalıdan alınan makinenin ayıplı olduğunu iddia etmiş, davalı taraf ise davanın reddini savunmuştur.Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar davalı vekilince istinaf edilmiştir.Dosyanın incelenmesinde ilk derece mahkemesince ilk olarak davanın reddine dair karar verildiği, kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dairemizin 17/01/2020 tarihli 2017/3673E.-2020/45K. Sayılı ilamı ile yargılamada eksiklik bulunduğundan raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi bakımından bilirkişi incelemesi yapılması yönünden HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiş, dairemiz kaldırma kararı sonrası bilirkişi heyetinden rapor alınarak ve bu rapor hükme esas yapılmak suretiyle davanın kabulüne karar verildiği görülmüştür.Dosya içeriğinden davacının dava konusu makineyi finansal kiralama sözleşmesi suretiyle davalıdan satın aldığı ve dava dışı finansal kiralama şirketinin dava açılması hususunda davacıya muvafakat verdiği anlaşılmıştır.Dosyaya birçok arıza raporunun sunulduğu görülmüştür. Söz konusu arıza raporları içeriğinde bir kısım bakım hatalarının bulunduğu belirlenmekle birlikte, dairemiz kaldırma kararından sonra bilirkişi tarafından makinenin çalıştırılarak kumaş kesimleri yapıldığı, kumaş kesimlerinde tüm katlarda bıçağın kesim çizgisinden sapma yaptığı, kesim bıçağının kumaşa en üstteki ilk kattan itibaren gerektiği şekilde dalamadığı, bu hususun fırçalardan kaynaklanmayıp kesim bıçağından kaynaklandığı, bıçağa hareketini veren motorda sorun olduğunu, yapılan onarımlara rağmen sorunun devam ettiği yolunda bilirkişi tarafından değerlendirme yapıldığı, yapılan bu değerlendirmenin dosya kapsamı ile uyumlu olduğu kanaatine varılmış olup, mahkemece yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır. Bilirkişi heyetinin yaptığı bu değerlendirmede makinede gizli ayıp olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan davacı taraf sürekli arıza hususunda davalıya bildirimde bulunmuş ve bu konuda servis formlarının düzenlendiği anlaşılmıştır. Ayrıca davacı tarafça İzmir 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/88 D.İş. dosyasında tespit işlemi yapıldığı ve alınan tespit raporunda makinenin gizli ayıplı olduğunun düşünüldüğü ve davacının dava konusu makineden faydalanamamasının süreklilik arz ettiği yolunda görüş bildirildiği, raporun 11/03/2014 tarihinde tespit dosyasına sunulduğu, davacının ise 17/03/2014 tarihli ve 10/04/2014 tarihli ihtarnameler ile durumu davalıya bildirdiği, dolayısıyla süresinde ayıp ihbarının yapıldığının kabulü gerektiği görülmekle bu yöndeki istinaf sebebi de yerinde değildir. Davalı tarafça misli ile değiştirilmesinin imkansız olduğu, bu nedenle hükmün infazında sorun olacağı ileri sürülmüş ise de icra müdürlüğünce hükmün infazı sırasında İİK’nın 24. Maddesi hükmünün kendiliğinden uygulanacağı gözetildiğinde bu husustaki istinaf sebebi yerinde değildir. Öte yandan davalı vekilince dosyada ön inceleme duruşması yapılmadan direkt tahkikata başvurulduğu ileri sürülmüş ise de dosyanın incelenmesinde Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin daha önceki esası olan 2015/120E. Sayılı dosyanın 14/04/2015 tarihinde icra edilen 1 numaralı duruşma tutanağının incelenmesinde bu duruşmanın ön inceleme duruşması olarak yapıldığının anlaşılması karşısında bu husustaki istinaf sebebi dinlenilebilir görülmemiştir. Ne var ki her ne kadar mahkemece kurulan hükümde misliyle değiştirilmesi şeklinde karar verilmiş olup ve burada geçen değiştirilmesi ibaresi davacıda bulunan makinenin de davalıya iadesi anlamına gelmekte ise de bu hususun infazda tereddüte yol açabileceği gözetilerek davacıda bulunan makinenin davalıya iadesi yönünde açık bir hüküm kurulmaması hatalı olup, bu yönden davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü gerekmiştir. Re’sen bağlamında yapılan değerlendirilmede ise dava dilekçesinde harca esas değer 30.000,00 TL gösterilmekle birlikte yargılama sırasında davacı vekiline 123.040,22 TL üzerinden harcın ikmal ettirildiği, buna göre karar ilam harcının da bu miktar üzerinden alınması gerekirken 30.000,00 TL üzerinden karar ilam harcına hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bu husus yeniden kurulan hükümde re’sen gözetilmiştir. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davalı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,2-Davanın KABULÜ ile,3-Dava konusu olan ”S-91-TCW GERBER marka ve model kumaş kesim makinasının AYIPSIZ MİSLİNİN DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE, -Davacıda bulunan makinenin de TAKYİDATSIZ OLARAK DAVACIDAN ALINIP DAVALIYA VERİLMESİNE, -TARAFLARA YÜKLENİLEN EDİMLERİN BİRLİKTE İFA KURALI GEREĞİNCE AYNI ANDA İFASINA, 4-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 8.404,87-TL karar harcından mahkeme veznesine yatırılan 2.112,50-TL harcın mahsubu ile bakiye 6292,37 TL karar harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 5-Davacı tarafça yatırılan 25,20-TL başvurma harcı, 512,35-TL peşin harç, 1.600,00TL tamamlama harcı ile dosyada yapılan yazışma, talimat, bilirkişi ücreti olarak 5.393,00 TL, yapılan keşiflerde yatırılan toplam 1.169,00 TL keşif ücreti olmak üzere toplam 8.699,55 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 15.638,82-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,-İstinaf yargılaması yönünden;7-İstinaf peşin harcının talebi halinde ve karar kesinleştiğinde ilk derece mahkemesince davalıya iadesine,8-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama gideri olan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 47 TL posta ve tebligat gideri ile toplam 195,60 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,9-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.23/12/2022