Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/330 E. 2023/72 K. 19.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/330 Esas
KARAR NO: 2023/72 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/03/2020
NUMARASI: 2018/218 E. – 2020/183 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 19/01/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 20 dünya markası ile ortaklık kurduğunu ve Türkiye’nin tek satıcı firması durumuna geldiğini, TPMK nezdinde tescillerini gerçekleştirdiği markaları öncelikle Türkiye’de çok markalı mağazalara tanıtıp satışlarını başlattığını, ardından Türkiye’nin çeşitli coğrafi bölgelerinde marka olmuş iç giyim firmalarını kendi bünyesine kattığını, bu mağazaları ve yeni açılacak olan mağazalarını “…” adı altında toplayıp, zincir mağaza olma bilincini geliştirdiğini, 46 mağazası olan … mağazalarının yabancı partnerleri arasında …, …, … firmaları ve …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … gibi markaların bulunduğunu, davacı şirket adına tescilli başlıca markaların … tescil numaralı, 05, 25 ve 35. sınıflarda tescilli, “…” ibareli marka, … tescil numaralı, 25 ve 35. sınıfta tescilli, “…” ibareli marka ve … numaralı, 25 ve 35.sınıflarda tescilli, “…” ibare ve sloganlı marka olduğunu, bunlardan başka seri marka şeklinde tescil ettirdiği …, …, …, …, …, …, …, …, …, … gibi birçok tescilli markasının bulunduğunu, davacı şirketin aynı zamanda http://www…com.tr/ adlı alan adının da sahibi olduğunu, davacı adına tescilli markalarda bulunan “…” ibaresini haiz markalarının, yine sloganlarının hem yazım, hem şekil, hem ambalaj, hem de logo olarak birebir aynı şekilde, karşı tarafın mağazasının bulunduğu mahallerde, yine karşı tarafa ait www…com.tr adresinde, https://www.istagram.com/… instagram sayfasında kullanıldığını ve bu şekilde tüketicileri yanıltıldığını, davalı tarafa ait mağazalarda faaliyet gösteren kişi ya da kişilerin, davacıya ait tecavüze konu markaları, her hangi bir izne dayalı olmaksızın haksız bir şekilde kullanmak suretiyle kendilerine menfaat temin ettiğini, tescilli söz konusu marka üzerinden ve ayrıca görsel ve ambalajları üzerinden taklitle haksız kazanç elde ettiğini, davalı aleyhine İstanbul Anadolu Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinde 2018/34 Değişik iş numarasıyla tespit dosyası üzerinden müracaatta bulunduklarını, davalının davacı şirkete ait, tüm markalarının esas unsuru olan “…” ibaresini taşıyan … tescil numaralı marka başvurusunda bulunarak da müvekkili taklit etme niyetini teşhir ettiğini, davacının ilgili markasına esas “…” ibareli markaların 1985’ten beri kullanıldığını, 2006’dan beri de TPMK nezdinde tescilli olduğunu, davalının bundan başka, büyük punto ve reklam panolarıyla davacı şirketin yarattığı “…” sloganını haksız rekabet ve ayrıca marka hakkına tecavüz yaratır biçimde kullandığını, ilgili sloganın davacı şirket tarafından … başvuru numarasıyla TPMK nezdinde yayınlandığını, 2011 yılında davacı şirket tarafından yaratıldığını, ayrıca yine müşterilerden gelen teklif ve şikayet formlarıyla teyit edildiği üzere, davalının davacıya ait sloganını kullanarak sattığı ürünlerin, kullanıcılar nezdinde çeşitli sorunlar yarattığını, ilgili sloganın esas sahibinin davacı olmasından mütevellit, kullanıcılar nezdinde müvekkilinin kötü gözükmesine yol açtığını, dolayısıyla karşı tarafın haksız rekabet içeren davranışları nedeniyle, müvekkil ciddi bir ticari itibar ve maddi kayba uğrattığını, davalının “…”, “…” markaları ile davacının markalarının aynı sınıflarda(25.,35. Sınıf) tescil edildiğini, markalar arasındaki görsel, işitsel ve kavramsal olarak ayniyet bulunduğunu, mal ve hizmet sınıfı bakımından da davacı ile aynı sınıflarda tescilli ve müvekkil ile aynı sektörde hizmet veren davalı markasının karışıklığa ve haksız rekabete neden olduğunu, davalının markasının başına ve sonuna kelime ekleme suretiyle marka oluşturarak ayniyet meydana getirdiğini, davalının markasının esas unsuru “…” ibaresi olduğunu, davacı markalarının ise yine esas unsurunun “…” olduğunu davalının haksız kazanç elde etmek için kötü niyetli şekilde tescil ettirdiğini beyanla; 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun 153. Maddesi, 150. Maddesi ve 151. Maddesi uyarınca zararın hesaplanarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 2.000 TL maddi tazminatın dava tarihinden işleyecek ticari faiziyle birlikte ve 150.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsili, davada hüküm verilip kesinleşinceye kadar müvekkillerin markasından doğan haklara tecavüzün devamını önlemek için dava sonuna kadar tedbiren önlenmesi ve durdurulması ve alan adının engellenmesine yönelik verilecek tedbir kararının Telekomünikasyon ilgili Müdürlüğüne bildirilmesini, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu ve Türk Ticaret Kanun’un ilgili hükümlerine göre ikili koruma altında bulunan müvekkile ait Türk Patent Enstitüsü nezdinde … numarasıyla 25. Ve 35. Sınıflarda tescilli “…” ibareli, … numarasıyla 05.,25. ve 35.sınıflarda tescilli “…” ibareli ve … tescil numarasıyla 25. ve 35.sınıflarda tescilli “…” ibareli marka ve sloganlarına vaki tecavüzünün tespitini, meni’ne, refine, davalının hukuka, ticari ahlak ve teamüle aykırı eylemleri ile yol açmış oldukları haksız rekabetin tespitine, menine ve refine, https://www…com.tr/ alan adlı internet sitesinden müvekkil şirketin tescilli marka ve unvanına tecavüz teşkil eden yayınların kaldırılmasına aksi takdirde sitenin tümden yayından kaldırılmasına, https://www.instagram.com/… alan adı ve …com.tr kullanıcı adı ile kullanılan İnstagram sayfasına erişimin dosya konusu tespit dosyasında tespit edilen müvekkilin marka hakkına tecavüz teşkil eden yayınlar yönünden erişiminin engellenmesi ve yayının kaldırılmasına, mahkeme kararının, masrafları davalı yan tarafından karşılanmak suretiyle Türkiye çapında yayın yapan tirajı yüksek 3 gazeteden birinde ilan yoluyla yayınlanmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalı şirketin usulüne uygun olarak belirli markaları ve sloganlan tescil ettirdiğini, usulüne uygun olarak tescil edilen markalar için haksız rekabet ve marka hakkına tecavüzden söz edilemeyeceğini, davacı tarafından yapılan delil tespitine itiraz ettiklerini, tespi bilirkişi raporunun delil vasfı ortadan kalktığını, İstanbul Anadolu Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2018/34 Değişik İş numaralı dosyası sunulan bilirkişi raporunun incelenmesi halinde hiçbir hukuki açıklama ve gerekçe gösterilmeksizin son derece soyut ve genel geçer ifadelerle davalı şirket ile davacıya ait markalar arasında iltibas olduğu sonucuna varıldığını, bilirkişi raporunda hiçbir hukuki dayanak gösterilmeksizin davalıya ait … harfi ile davacı tarafa ait … harfinin hangi suretle benzerlik gösterdiği izahata muhtaç olduğunu, davalının kendisine ait olan … modeli sütyenin küçültücü özelliğini vurgulayarak … ibaresini kullandığını, bu ibarenin davacı şirketin tekelinde olmayacağı gibi bu sektörde faaliyet gösteren firmaların herhangi bir şekilde başka bir tanımla küçültme özelliğini ifade edebilme ihtimali bulunmadığını, minimize ve küçülten ibareleri kullanılmış olup tüketici nezdinde sütyenin küçültücü özelliğinin belirtilmesi amacıyla kullanılan bu ibarenin iltibas yaratmasının mümkün olmadığını, davalı şirketin uzun yıllardır iç giyim piyasasına yön veren ve tekstil piyasasında ticari itibarıyla da önde gelen kuruluşlardan birisi olduğunu, davalı şirketin … tescil numarası ile 03/18/25/35. Sınıflarda …; … gibi 20 farklı tescilli markaya sahip olduğunu, davalı adına tescilli marka ile davacı adına tescilli marka arasında ayniyet veya ayırt edilemeyecek kadar benzerlik ya da iltibas yaratacak bir benzerlik bulunmadığını, davacının kendisine markaların esas unsurunun … ibaresi olduğundan bahisle davalı müvekkilinin taklit etme gayesinde olduğunu iddia ettiğini, oysa … kelimesinin Türkçe Karşılığının iç çamaşırı gecelik olduğunu, müvekkilinin faaliyet alanın iç giyim olduğunu, … ibaresinin kullanılmamasının olağan dışı olduğunu, …, … şeklinde almış olduğu markaların da bu hususu gösterdiğini, müvekkili şirkete ait markanın esaslı unsuru … olmayıp zira her iki tarafın iç giyim firması olduğu gözönüne alındığında işbu ibarenin tek bir tarafın tekeline bırakılamayacağının açıkça ortada olduğunu, davacı tarafın belirttiği … ifadesinin henüz tescil edilmediğini, ayırt edici özelliğe sahip olmadığını, slogan vasfına haiz olmadığını, slogan markaları, birkaç sözcükten oluşan kısa cümleler, kısa söz dizinleri olduğunu, marka kullanımlarında sloganların ayırt edici olması, yaratıcılık içermesi ve alışılmışın dışında kelime kombinasyonlarından oluşması, hitap ettiği ilgili toplum kesiminde bir marka algılaması yaratması, klişe olmayıp bir işletme ile bağlantı kurabilmesi gerekli olduğunu, ayırt edici niteliği bulunmayan bir unsurun markalarda ortak olarak yer almasının, kural olarak karıştırılma ihtimaline yol açmayacağını, “…” ibaresinin tüm iç giyim firmalarında kullanılan bir ifade olduğunu, hiçbir şekilde davacı firmayı çağrıştıran bir anlam ifade etmediğini, davacı tarafın kullandığı markanın tanımlayıcı marka olduğunu, tescilinin mümkün olmadığını, davacının maddi ve manevi tazminat talepleri haksiz ve kötü niyetli olup sebepsiz zenginleşme gayesi güttüğünü, kabul anlamına gelmemek kaydıyla Yerleşik Yargıtay içtihatları gereğince de tescilli bir unvan, terkin edildiği tarihe kadar koruma altında kalmaya devam edeceğini, terkinine karar verilip, kesinleşinceye kadar, bir unvanın tüm geçerli hukuki hakları unvan sahibine sağlayacağının kuşkusuz olduğunu, davalının tescilli unvanına güvenerek, yaptığı faaliyetlerinin haksız rekabet oluşturmayacağının da açık olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 10/03/2020 tarihli 2018/218 E. – 2020/183 K. sayılı kararıyla; “….“…” ve …” ibarelerinin sektörel kullanımının yüksek ayırt edici ibareler olmadığı, tanımlayıcı nitelikte ibareler olduğu, gerek yurtdışı gerekse yurt içi kullanımının yaygın olduğu dikkate alındığında 3. kişilerin bu ibareleri ufak eklemeler ile kullanımlarına lehlerine olacak şekilde ayırt edicilik katabileceği, bu ibarelerin 3. kişilerin tekeline tahsis edilemeyecek jenerik ifadeler olması nedeni ile zayıf marka niteliğinde olduğu dikkate alındığında davalının tescilli “…” ibaresini eklemek suretiyle yapmış olduğu kullanımların haksız rekabet olarak değerlendirilemeyeceği sonucuna ulaşıldığı, rapordaki sektör bilirkişisinin değerlendirmeleri ve yukarıda izah olunan sebeplere rağmen aksi yöndeki tespitlere itibar edilmediği….Tüm dosya kapsamı izahı yapılan mevzuat kapsamında değerlendirildiğinde; her ne kadar raporda davacının tescili “…” slogan markasının başına davalının tescilli “…” markası getirilmek suretiyle davacı markasının aynen kullanıldığı, davacının tescili “…” slogan markası ile davalının söz konusu “…” şeklindeki ve “…” marka kullanımlarının markalarının bütünü itibariyle bıraktıkları etki incelendiğinde; ortalama tüketici nezdinde iltibasa sebebiyet verecek şekilde görsel, fonetik ve anlamasal olarak benzerlik oluşturduğu ve ayırt edilemeyecek denli benzer oldukları yönünde kanaat bildirilmiş ise de izah olunduğu üzere “…” ve …” ibarelerinin sektörel kullanımı yüksek, ayırt edici ibareler olmadığı, tanımlayıcı nitelikte ibareler olduğu, gerek yurtdışı gerekse yurt içi kullanımının yaygın olduğu dikkate alındığında 3. kişilerin bu ibareleri ufak eklemeler ile kullanımlarına lehlerine olacak şekilde ayırt edicilik katabileceği, bu ibarelerin 3. kişilerin tekeline tahsis edilemeyecek jenerik ifadeler olması nedeni ile davalının gerek tescilli markalarını eklemek suretiyle gerekse davacı markalarına yakınlaşmaksızın tek başına bu ibareleri kullanmasının SMK 7/5 kapsamında kaldığı ve engellenemeyeceği, aksi kabulün ve tescile dayalı olarak bu kullanımların davacının tekeline bırakılmasının ticari dürüstlük ile bağdaşmayacağı gibi hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olacağı, yine davacının tescilli “…” markası ile davalının tescilli “…” ve “…” ibareli markalarının bütünü itibariyle bıraktıkları etki incelendiğinde ortalama tüketici nezdinde iltibasa sebebiyet verecek şekilde görsel, fonetik ve anlamsal olarak benzerlik oluşturmadığı sonuç olarak davalı kullanımlarının markaya tecavüz olarak değerlendirilemeyeceği gibi haksız rekabet olarak değerlendirilmesinin de mümkün olmadığı, sunulan raporlardaki aksi yöndeki değerlendirmelerin dosya kapsamı ile uyuşmadığı” gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; mahkeme kararına tümüyle itiraz etmekle birlikte, 2018/34 D.İş sayılı bilirkişi raporu ile, bu dosya kapsamında alınan 10/09/2019 tarihli bilirkişi raporundaki çelişkiler giderilmeden karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu.-Mahkemenin davalının kullanımlarının SMK 7/5 maddesi kapsamında kaldığı ve engellenemeyeceği yönünde hüküm kurmuşsa da, davalının kullanımlarının bu madde kapsamında kalmadığını, davalının müvekkilinin tescilli markalarında bulunan “…” ibaresini haiz markaların ve sloganların davalı tarafından yazım, şekil, ambalaj ve logo olarak bire bir aynı şekilde kullanılarak haksız menfaat temin ettiğini, … ibareli markaların 1985 yılından beri kullanıldığını 2006 yılından beri tescilli olduğunu, müvekkili adına … başvuru numarasıyla tescilli “…” sloganının davalı tarafından haksız rekabet ve marka hakkına tecavüz teşkil eder şekilde kullanıldığını, kullanıcılar nezdinde çeşitli sorunlara ve şikayetlere yol açtığından müvekkilinin itibarının sarsılmasına yol açtığını, davalının müvekkili ile aynı sınıfta tescilli markalarının da müvekkilinin markaları ile görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzer olduğundan müvekkilini taklit etme amacı taşıdığını gösterdiğini, müvekkili markası ile karıştırılma ve haksız rekabete neden olduğunu, her iki taraf markasındaki … ibaresinin asıl unsur olduğunu, bu ibareye müvekkilinin ayırt edicilik kazandırarak gerçek hak sahibi olduğunu. – İstanbul Anadolu Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2018/34 Değişik İş sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporu ile, davalıya ait mağaza adresinde müvekkili şirket adına tescilli markalar ile, sloganların aynı/benzerlerinin bulunduğunun görüldüğü, davalının tescilli markasını kullanım amaç ve sınırı dışında, müvekkili markalarıyla iltibasa yol açacak şekilde, ayrıca müvekkilinin sloganlarını kullanarak tüketiciyi yanıltıcı şekilde kullandığının tespit edildiğini, davalının müvekkili ile aynı iş kolunda faaliyet göstermesi, müvekkili şirkete ait markalarla ayırt edilemeyecek derecede benzerlik arz eden markalarını kötü niyetli olarak tescil ettirmesinin, müvekkiline ait sloganların müvekkilinin bilinirliğinden haksız kazanç elde etme gayesiyle kullandığını gösterdiğini, 10.09.2019 tarihli bilirkişi raporunun “Karıştırılma İhtimalinin Unsurları” başlığının markaların aynılığı /benzerliği bakımından incelenmesi kısmında da; “..markalarının bütünü itibariyle bıraktıkları etki incelendiğinde; ortalama tüketici nezdinde iltibasa sebebiyet verecek şekilde görsel, fonetik ve anlamsal olarak benzerlik oluşturduğu ve ayırt edilemeyecek denli benzer oldukları kanaatine varılmıştır.” denildiğini. -Davalının bu eylemleri nedeniyle müvekkilinin markaları ile iltibas meydana geldiğini, TTK 54. Madde gereğince haksız rekabet oluştuğunu, mahkemenin 10/09/2019 tarihli bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, tespit raporunun hükme esas alınması gerektiğini, beyanla mahkeme kararının kaldırılarak yeniden yargılama yapılarak davanın kabulüne karar verilmesini, aksi kanaatte olunması halinde yeniden yargılama yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesini talep etmiştir. Davalı vekilinin istinaf dilekçesine cevabında; davacının markasındaki “…” ve “…” ibarelerinin, tanımlayıcı ve vasıf bildirici yardımcı unsur konumunda olduğunu, ayırt edicilik niteliği taşımadığını, iç giyim/iç çamaşırı anlamına gelen … sözcüğünün gerek yurt içi, gerekse yurt dışında tüm iç giyim firmaları tarafından kullanıldığını, ayırt edicilik taşımadığını, “…” ibaresinin ise, sütyenin işlevini ve özelliğini bildirdiğini, bilgilendirmeye işaret ettiğini, bu tür slogan içeriğinde yer alan ibarelerin verdiği mesajın herkes tarafından algılanabileceğini, davacının bu ibareleri tek başına içeren marka tescillerinin bulunmadığını beyanla istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Türk Patent ve Marka Kurumu kayıtları incelendiğinde; … tescil nolu “…” ibareli markanın 25 ve 35.sınıfta 01/112007 tarihinde tescil edildiği, … tescil nolu “…” ibareli markanın 25 ve 35.sınıfta 21/10/2011 tarihinde tescil edildiği, … tescil nolu “…” ibareli markanın 25 ve 35.sınıfta 26/06/2018 tarihinde tescil edildiği ve davacı … adına kayıtlı oldukları anlaşılmıştır. … tescil nolu “…” ibareli markanın 03/18/25/35 sınıflarda 22/01/2015 tarihinde tescil edildiği, … tescil nolu “…” markasının 25 ve 35. Sınıflarda 20/10/2015 tarihinde tescil olunduğu ve davalı … A.Ş. Adına kayıtlı oldukları anlaşılmıştır. İstanbul Anadolu Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/34 D.İŞ dosyasında marka vekili bilirkişi ve bilişim uzmanı bilirkişiden alınan 14/03/2018 tarihli raporda; karşı tarafa ait “… Mah. … Cad. No:… Ümraniye/İstanbul” adresinde yapılan tespit ve internet adresleri üzerinden yapılan inceleme sonucunda; tespit isteyen taraf tescilli kullanımı “…” ile karşı tarafın “…” ibaresinin kullanımı benzer olduğu, yazımda “…” ibaresinin firma markası olarak kullanıldığı, “…” ibaresinin “…” harfinden farklı büyüklükte ve el yazısı şeklinde kullanımı da tespit isteyen taraf markasındaki “…” ibaresine benzerlik ihtiva ettiği, tespit isteyen taraf markasında da “…” harfi büyük ve ayrı “…” ibaresi el yazısı ile kullanıldığı, bu kullanımlar benzerlik ihtiva ettiği, tespit isteyen taraf markalarına iltibas yaratacak derecede benzerlik kullanılan marka ve ibarelerde görüldüğü mağazada bulunan ürünlerin tümünde “…” ibaresinin etiketlerde “…” ibaresinin ürünlerin iç etiketlerinde kullanıldığı, davalının www…com.tr alan adlı internet sitesinin ve instagram sayfası incelemesi sonucunda internet sitesinde başlık adı verilen (Header) üst bölümünde “…” ibaresinin kullanıldığı ve banner bölümünde (logo ve linklerin olduğu üst bölüm) slogan kullanılmadığı, internet sitesinde “…” ibarelerinin kullanıldığı, davalının Instagram sayfasında da “…” ibarelerinin kullanıldığı, dosyaya delil olarak sunulan karşı tarafa ait işyerinde çekilen fotoğraflarda tabela üzerinde tespit isteyen taraf tescilli kullanımı “…” ile karşı tarafın “…” ibaresinin kullanımının benzer olduğu, tanıtım panosu üzerinde “…” ibaresi firma markası olarak kullanıldığı “…” ibaresinin “…” harfinden farklı büyüklükte ve el yazısı şeklinde kullanımının tespit (isteyen taraf markasındaki “…” ibaresine benzerlik ihtiva ettiği, karşı tarafa kullanımının tespit isteyen taraf markalarına benzerlik ve iltibas yarattığı beyan edilmiştir. İlk derece mahkemesince Ticaret Hukuku A.B.D. öğretim üyesi bilirkişi, Tekstil ve Moda Tasarım Bölümü öğretim üyesi, bilişim uzmanı ve marka vekili bilirkişilerden oluşan heyetten alınan 10/09/2019 tarihli raporda; @… instagram hesabı kontrol edildiğinde sayfaya ulaşılamadığı, ana sayfa kontrol edildiğinde … ibaresinin kullanıldığı ve slogan kullanılmadığı, www…com.tr de kadın ve erkek iç giyim satışının yapıldığı, www…com.tr web sitesi mağazalar menüsüne girildiğinde sayfa başlık’da (Title) Mağazalar | … yazdığı, sayfaya konulan mağaza giriş resimlerinde tabelalarda büyük harflerle … yanında ise boyut olarak daha küçük şekilde ve el yazısıyla … yazdığı, davalının “…” ve “…” marka kullanımlarının davacının tescili “…” slogan markası ile ayırt edilemeyecek denli benzer olduğu, bu sebeple iltibas yarattığı ve haksız rekabet teşkil ettiği, davalının “…” ibaresindeki kullanımın davacının tescili “…” slogan markası ile davalının tescilli “…” ve “…” ibareli markalarının davacının tescilli “…” markası ile iltibas oluşturmadığı yönünde kanaat bildirildiği anlaşılmıştır. Davalı tarafça dosyaya Fikri Mülkiyet Alan Uzmanı üç kişilik heyetten alınan hukuki mütalaa sunulmuş, mütalaa da; … ibaresinin ilgili sektörde sütyen, fanila, külot gibi kadın iç giyim ürünlerini ifade ettiği, önde gelen firmalar tarafından bu anlamıyla kullanıldığını, anılan ibarenin marka kapsamındaki ürünler yönünden tanımlayıcı bir yardımcı unsur konumunda olduğunu, davalının internet sitesinde ve instagram hesabında “…” ve “…” ibarelerini kullandığını, mağazalarının ön yüzünde büyükçe … markasını ve sağ alt köşede “…” ibaresini kullandığını, delil tespiti sırasında ürünler üzerinde dış karton etiketlerinde “…” harfi büyük “…” ibaresinin el yazısı karakteriyle yazıldığını, iç etiketlerinde “…” ibaresinin büyük “…” ibaresinin küçük şekilde yazıldığını, tanıtım kartonetleri ve ambalajda “…” ibaresinin oldukça büyük “…” ibaresi ve altında “…” ibaresinin kullanıldığını, çekişme konusu olay bakımından 25. Sınıfta kadın iç giyim ürünlerinin öncelikle kadınlar olmak üzere her kesime hitap ettiğini, davacının tescilli markalarında yardımcı unsur konumunda bulunan “…” ve “…” ibarelerinin, “…” markasından bağımsız olarak kullanımla ayırt edicilik kazandıklarını gösterir kanıt olmadığını, davalının tanımlayıcı vasıf bildirici nitelikteki “…” , “…”, “…”, “…” ibarelerini kullanımının kötüniyetli sayılamayacağı, markaya tecavüz ve haksız rekabet teşkil etmeyeceği beyan edilmiştir.
G E R E K Ç E: Davacı vekilinin dava dilekçesinde, davalının müvekkilinin tescilli markalarındaki “…” ve “…” ibarelerinin, davalı tarafça kullanımının markaya tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiği, davalı markalarının kötüniyetle tescilinin de davacı markalarının taklit iradesini gösterdiğini ileri sürülerek, markaya tecavüzün meni, refi, hükmün ilanı, maddi ve manevi tazminat istemli dava açıldığı, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verildiği, davacı vekilinin istinaf başvurusunda bulunduğu anlaşılmıştır.Dosya kapsamına celp edilen marka tescil kayıtları ile tespit dosyasına sunulan davalı marka tescil kayıtlarından, davacı adına ve davalı adına 25 ve 35. Sınıflarda tescilli markalar bulunduğu, her iki tarafın, iç giyim, gecelik ürünü satışı alanında faaliyet gösterdiği anlaşılmıştır. Davacı tarafça davadan önce İstanbul Anadolu FSHHM’nin 2018/34 D.İŞ dosyasında delil tespiti yaptırdığı, mahkemece bilişim uzmanı ve marka vekili bilirkişilerden alınan raporda, davalının “…” ibaresi kullanımının, davacı adına tescilli “…” şeklinde kullanımla benzer olduğu, tanıtım panosu üzerinde “…” ibaresinin firma markası olarak kullanıldığı, “…” ibaresinin “…” harfinden farklı ve el yazısı ile yazılmasının “…” ibaresi ile benzer olduğu ve kullanımların davacı markaları ile benzer olduğu ve iltibas yarattığı beyan edilmiştir. İlk derece mahkemesince öğretim üyesi bilirkişiler, marka vekili ve bilişim uzmanı bilirkişilerden alınan raporda ise, İngilizce “…” ibaresinin kadın iç giyim karşılığı olduğu, tespit dosyasındaki davalının kullanımını gösteren görseller ile davalının internet sitesindeki kullanımı karşılaştırıldığında, davalının “…” şeklindeki kullanımının, davacının tescilli “…” slogan markası ile tüketici nezdinde iltibasa sebebiyet verecek şekilde görsel, fonetik ve anlamsal olarak benzerlik oluşturmadığı, davalının etiketlerde kullandığı “…” ve “…” şeklindeki kullanımlarının bütünü ile bıraktığı izlenimde davacının “…” markası ile benzerlik oluşturmadığı ancak davalının “…” “…” marka kullanımlarının davacının tescilli “…” markası ile iltibas yarattığı ve haksız rekabet teşkil ettiği beyan edilmiştir. Davacı vekili yargılama sırasında alınan rapora itiraz etmiş, istinaf dilekçesinde de, her iki rapor arasında çelişki bulunduğunu, esasen mahkemece alınan raporu kabul etmediklerini, tespit raporu doğrultusunda karar verilmesini talep ettiklerini beyan etmiştir. Mahkemece tespit raporu ve heyet raporundaki görüşlere itibar edilmeyerek davanın reddine karar verilmiştir. 6769 Sayılı SMK 7/5-b maddesinde; marka sahibinin üçüncü kişiler tarafından dürüstçe ve ticari hayatın olağan akışı içinde, malların veya hizmetlerin türüne, kalitesine, miktarına, kullanım amacına, değerine, coğrafi kaynağına, üretim veya sunuluş zamanına ya da diğer niteliklerine ilişkin açıklamalarda bulunulmasını önleyemeyeceği düzenlenmiştir. “…” ibaresi İngilizce iç çamaşırı, gecelik anlamında olup, bu ibarenin davacı ve davalı adına tek başına tescili bulunmamaktadır. Bu ibarenin davacının “…” şekil unsurlu markası ve davalının … ibareli markası ile birlikte tescil ettirildiği, esasen bu ibare tarafların faaliyet gösterdiği ve markaların tescilli olduğu emtia sınıfında cins ve vasıf bildiren tanımlayıcı ibarelerden olmakla, ayırt edici başka yan unsurlarla tescil ettirildiği, bu nedenle davalının tescilli … şekil markası ile birlikte ve tescilli markası olana … şeklindeki kullanımının davacının markasına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinden söz edilemeyeceği kanaatine varılmıştır. Davacı tarafça davalının “…” “…” marka kullanımlarının, davacının tescilli “…” markası ile iltibas yarattığı ve haksız rekabet teşkil ettiği ileri sürülmüşse de; “…” ibaresinin de tek başına davacı adına tescilli olmayıp, “…” ibaresi ile tescil ettirildiği, nitelik bildirici, tanımlayıcı, ayırt ediciliği düşük bu ibarenin, davacı tarafça yaratılarak, yoğun kullanım ve tanıtımlarla davacıya aidiyetinin sağlandığının ispatlanamadığı, davalı tarafça “…” ibaresi ile “…” ibaresinin davacı adına tek başına tescilli olmayıp internet sitesi ve instagram sayfasında, tespit işlemi yapılan işyerinde tabela üzerindeki “…” ve “…” ibareleriyle kullanımının SMK 7/5-b maddesi kapsamında olup, markaya tecavüz ve haksız rekabet de teşkil etmediği, kullanımın davacı tarafça önlenemeyeceği kanaatine varılmıştır.Davacı tarafça raporlar arasındaki çelişkinin giderilmeden karar verildiği ileri sürülmüşse de, ihtisas mahkemesi hakimince, tespit raporundaki kullanımlar incelenerek, tescil sınıfları da gözetildiğinde, teknik bilgi gerektirmeyen konuda, kendi mesleki bilgi ve tecrübesi ile hukuki değerlendirme ile davalı kullanımının davacı markasına tecavüz ve haksız rekabet teşkil edip etmediğini değerlendirerek karar verebileceğinden, usule yönelik istinaf sebebinin de yerinde olmadığı kanaatiyle, mahkemece davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 179,90 TL harçtan, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak; a)Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 19/01/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.