Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/328 E. 2021/595 K. 22.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/328 Esas
KARAR NO : 2021/595 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 08.12.2020
NUMARASI: 2021/185 E. ( Bakırköy 1.FSHHM’nin2019/313 E. ) ara kararı
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/03/2021
BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ tarafından verilen 08.12.2020 tarihli ara kararına karşı davalı tarafın istinaf başvurusu üzerine istinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : TALEP:Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talepli dava dilekçesinde özetle: Karşı tarafa ait 2017/119199 başvuru numaralı marka başvurusunun, müvekkili şirketin markalarına dayanılarak yapılan itiraz sonucu TPE tarafından markalar arasında iltibas tehlikesi bulunduğu gerekçesi ile reddine karar verildiğini, anılan markanın müvekkilinin itirazı üzerine reddedilmiş olmasına karşın, müvekkili şirket markalarına tescili talep edilen marka örneğinden de çok daha fazla benzer şekilde kullanılmaya devam edildiğini, bu nedenle delil tespiti talep edildiğini, taleplerinin Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi nezdinde 2018/227 D.iş sayı ile kayıt altına alındığını, bilirkişi raporunda davalı tarafa ait kulanım ve müvekkili markasına benzerliğin açıkça görüldüğünü, davalının markayı çeşitli platformlardaki kullanımının devam ettiğini, davalı tarafa ait, müvekkili şirketin tanınmış markası olan “…” markası ile iltibas yaratır nitelikteki markalı ürünlerin; müvekkilinin tescilli ve tanınmış markalarından doğan haklarına tecavüz teşkil ettiğinin ve kötü niyetli olduğundan müvekkilinin ticari işletmesi ve diğer iktisadi menfaatleri bakımından zarar görmesine ve her geçen gün müvekkili açısından telafisi mümkün olmayacak zararlar doğmasına yol açması ve açmaya devam edecek olması sebebiyle, davalının müvekkilinin tescilli markasından doğan haklarına tecavüz teşkil eden üretim, satış, dağıtım, tanıtım amaçlı yayın gibi tüm fiillerinin durdurulmasına, marka tescilinden doğan haklara tecavüz edilerek üretim veya satılan ürünlere ve üretimde kullanılan araçlara Türkiye sınırları içinde veya gümrük ve serbest liman veya bölge gibi alanlar dahil, bulundukları her yerde el konulması ve bunların muhafazasına, ilgili tüm yayınların toplatılmasına durdurulmasına ve muhafazasına yayının(katalog,web sitesi) engellenmesine yönelik dava sonuçlanıncaya kadar ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
TEDBİR KARARI;Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 04.09.2020 tarihli 2019/313 E.sayılı ara kararıyla; “Tedbir talep eden vekili tarafından, takdiren 10.000,00 TL (OnBin TL) teminatın, nakden veya muteber bir bankanın kesin ve süresiz teminat mektubu olarak, karar tarihinden itibaren bir haftalık kesin süre içerisinde ibraz edilmesi halinde ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulü ile;-Davacı adına tescilli “…” tanınmış markasına iltibas oluşturan davalı tarafından her türlü üretiminin ve satışının tedbiren durdurulmasına, iş yerinde bulunan makinalara münhasıran tecavüze konu ürünlerin üretiminde kullanılıyor olması kayıt ve koşuluyla el konulmasına, iltibas oluşturan tabela, afiş ve her türlü tanıtıcı materyallere tedbiren el konularak yed-i emine teslimine, -Gümrük bölgesinde karşı yana ait herhangi bir ürün ele geçirilmediği anlaşıldığından bu yöndeki talebin reddine” karar verilmiştir.
İTİRAZ:Davalı vekili ihtiyati tedbire itiraz dilekçesinde özetle: Müvekkilinin hak kaybına uğrayacağı bir karar olduğunu, HMK md. 394/1 uyarınca karşı taraf dinlenmeden verilmiş olan ihtiyati tedbir kararına, HMK. Md. 394/2 gereği ihtiyati tedbir kararına ek olarak davacı tarafından yatırılacak olan teminat miktarına itiraz ettiklerini, müvekkili tarafından 2012 yılında tescillenen … adına ayırt edici unsur olarak markanın … olarak kullanılmasının uygun olduğunu, müvekkilinin uzun yıllardır bu sektörde faaliyet gösterdiğini, ürünün kalitesi ve orjinalliği standartların üzerinde bir konuma sahip olduğunu, müvekkili şirketin güvenirliğinden şüphe edilmeyecek ciddi bir kuruluş olduğunu, ihtiyati tedbir kararının müvekkili haklarını kısıtlayıcı nitelikte olup, müvekkilinin telafisi imkansız zararlar görmesine neden olacağını, bu nedenle ihtiyati tedbirin kaldırılmasını talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 08.12.2020 tarihli 2019/313 E.sayılı ara kararıyla; “…Dosya kapsamı deliller, mahallinde yapılan tespit sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda belirtilen hususlar birlikte değerlendirildiğinde yaklaşık ispat koşulunun ve dolayısıyla SMK 159 ve HMK 189 maddesinde aranan ihtiyati tedbir koşullarının oluştuğu, delil durumuna göre yeterli teminatın takdir edilmiş olduğu, itirazın yersiz olduğu” gerekçesiyle itirazın reddine karar vermiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; müvekkilinin tescilli 8 adet markası bulunduğunu, bunlardan birinin de …. markası olup 2012/07162 başvuru numarasıyla 23.01.2012 tarihinde 10(ON) yıl süreyle tescil edildiğini, mahkemenin tedbir kararını 10.000 TL teminatla ve hukuki gerekçe göstermeden verdiğini, teminat miktarına itiraz etmelerine rağmen mahkemenin kararında itirazlarının değerlendirilmediğini, dosyaya davacı tarafça sunulan fotoğraflar dışında delil bulunmadığını, HMK 391/2 uyarınca, tedbirin, açık ve somut olarak hangi sebebe ve delillere dayandığı gösterilmek zorunda olduğunu, tedbir kararı gerekçesinde, sebep olarak gösterilebilecek bir bilirkişi raporuna istinaden, tekstil işinde üretime devam eden, ticari hayatı söz konusu olan müvekkili aleyhine bu kararın alınması adalet dengesini bozacak bir karar olduğunu, müvekkilimizin üretimde kullandığı markanın … markası olduğunu ve reddedilmediğini, tespit tutanağında uyuşmazlık konusu markalara ilişkin herhangi bir ürüne rastlanmadığının görüleceğini, TPMK’nın 2017 tarihli kullanım kılavuzunda yayınlandığı üzere, markanın kullanımında “by” ekinin çıkarılmasının, birlikte kullanıldığı niteliğini ve ortalama tüketici üzerinde yarattığı algıyı etkilemediğini, tescilli markada ayırt edici unsur olarak markanın “…” olarak kullanılmasının uygun olduğunu, … markası ile karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, sektörde bütün markaların … v.s. İbarelerini kullandıklarını, beyanla tedbir kararının kaldırılmasını, aksi halde teminat miktarının hakkaniyete uygun bir şekilde arttırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekilinin istinaf dilekçesine karşı cevabında; Bakırköy 1.FSHHM’nin 2018/227 D.İş sayılı dosyasında alınan rapordan davalı kullanımının müvekkilinin markasına benzediğinin açıkça görüldüğünü, davalının markayı çeşitli platformlardaki kullanımının ve mağazalarındaki kullanımında, blue ibaresi üzerine M harfinin bir bacağı gibi yerleştirilmek suretiyle kelimenin … olarak algılanmasına yol açtığını, dava dosyasında alınan bilirkişi raporunda da davalının fiili kullanımının müvekkilinin markasına tecavüz oluşturduğu sonucuna ulaşıldığını beyanla davalı tarafın istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Bakırköy 1.FSHHM’nin 2018/227 D.İş sayılı dosyasında alınan raporda “…” … hesabında”…” … hesabında, davalı adresinde incelemeler yapıldığı, işyeri tabelasının fotoğrafının rapor içeriğinde yer aldığı, etiketler ve pantolon görsellerinin sunulduğu görülmüştür. Mahkemece alınan 28/07/2020 havale tarihli bilirkişi raporunda; “davalının kullandığı “…” ibareli 26/12/2017 tarihli 25/35. Sınıflarda tescilli 2017/119199 başvuru numaralı marka tescil başvurusunun reddedildiği, davalının tescilsiz fiili kullanımının ve kullanım şeklinin markasal kullanım olduğu ve SMK’nın 7. Ve 29. Maddeleri gereğince davacının marka hakkına tecavüz oluşturduğu, davalının davacının markası ile karıştırılmaya yol açacak bir kullanım sergilediği bu sebeple, yukarıdaki tespitler ışığında, karıştırılmaya yol açacak şekilde kullanım yönünden haksız rekabet oluşacağı” beyan edilmiştir.
G E R E K Ç E :Davacı vekili tescilli olup tanınmış olduğunu ileri sürdüğü MAVİ ibareli markalarından kaynaklanan haklarına dayanarak, davalı tarafın “…” ibareli … başvuru numaralı marka tescil başvurusunun reddedilmesine rağmen, fiilen müvekkilinin markasına benzetilerek kullanıldığını, markaya tecavüz ve haksız rekabet fiilinin gerçekleştirildiğini ileri sürdüğü ve tedbir talep ettiği anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince 10.000 TL teminatla, tedbir talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davalı vekilinin tedbir kararına ve teminat miktarına itiraz ettiği, mahkemenin 08/12/2020 tarihli ara kararıyla itirazın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Davalı vekili tedbir kararına itirazında, müvekkilinin tescilli markasının bulunduğunu ve markasının ayırt edici karakterini değiştirmeden kullandığını, teminat miktarının düşük olduğunu ileri sürmüştür. Cevap dilekçesi ekinde sunulan marka tescil kayıtlarından davalının 2012/07162 başvuru numaralı … markasının 25/35. Sınıflarda tescilli olduğu anlaşılıyorsa da, gerek tespit dosyasında alınan rapor, gerekse dosya kapsamında alınan bilirkişi raporundan, markanın fiilen tescil edildiğinden farklı şekilde kullanıldığı , fiilen kullanım yönünden ihtiyati tedbir koşullarının ve yaklaşık ispatın gerçekleştiği anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince tedbir kararının verilen kararda sınırlarının çizilmemesi, infazda tereddüt oluşturacak şekilde; “Davacı adına tescilli “Mavi” tanınmış markasına iltibas oluşturan davalı tarafından her türlü üretiminin ve satışının tedbiren durdurulmasına…” şeklinde karar verilmesi yerinde görülmemiş, ayrıca hükmedilen teminat miktarının da düşük olduğu kanaatine varılmış, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, kısmen reddine, mahkemenin 08/12/2020 tarihli itirazın reddi ara kararının kaldırılmasına, davalı vekilinin tedbire itirazının kısmen kabulüne, Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 04.09.2020 tarihli 2019/313 E.sayılı tedbir ara kararının kaldırılmasına, tedbir talebinin kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-Davalı vekilinin istinaf isteminin KISMEN KABUL, KISMEN REDDİ İLE; 2-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 08.12.2020 tarihli 2019/313 E.sayılı kararının KALDIRILMASINA,3- Davalı vekilinin tedbire itirazının KISMEN KABULÜNE, 4-Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 04.09.2020 tarihli 2019/313 E.sayılı tedbir ara kararının kaldırılmasına,-Tedbir talep eden vekili tarafından, takdiren 50.000,00 TL (Elli Bin TL) teminatın, nakden veya muteber bir bankanın kesin ve süresiz teminat mektubu olarak, kararın tebliğinden itibaren bir haftalık kesin süre içerisinde ibraz edilmesi halinde ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulü ile;-Davacı adına tescilli “Mavi” tanınmış markasına iltibas oluşturan, davalı markasının tescil edildiği şekilden farklı olarak, navi ibaresinde, “n”harfinin sol taraftaki bacağının üst sola doğru uzatılarak altına blue ibaresinin getirildiği şekilde kullanımının yasaklanmasına, davalı tarafından markanın bu şekilde kullanılan ürünlerinin üretiminin ve satışının tedbiren durdurulmasına, iş yerinde bulunan makinalara münhasıran tecavüze konu ürünlerin üretiminde kullanılıyor olması kayıt ve koşuluyla el konulmasına, aynı şekilde kullanımın bulunduğu iltibas oluşturan tabela, afiş ve her türlü tanıtıcı materyallere tedbiren el konularak yed-i emine teslimine, -Gümrük bölgesinde karşı yana ait herhangi bir ürün ele geçirilmediği anlaşıldığından bu yöndeki talebin reddine,-İhtiyati tedbir kararının uygulanabilmesi için Bakırköy İcra Müdürlüğü’nün görevlendirilmesine, -HMK’nın (28 Temmuz 2020 tarihli 31199 sayılı yasanın 41. Maddesi ile değiştirilen) 393/1. Maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 1 hafta içerisinde ihtiyati tedbirin uygulanması talep edilmediği takdirde ihtiyati tedbirin kendiliğinden kalkmış sayılmasına, 5-İstinaf yargılaması yönünden;-İstinaf talebi kabul edildiğinden davalı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,-İstinaf yargılaması için davalı tarafından yapılan 162,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 54,00 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 216,10 TL’nin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, -Tedbir kararının tebliği ve infaz işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 22/03/2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.