Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/320 E. 2021/369 K. 22.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/320 Esas
KARAR NO: 2021/369 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/12/2020
NUMARASI: 2020/167 E. – 2020/742 K.
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
KARAR TARİHİ: 22/02/2021
İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ tarafından verilen 02/12/2020 tarihli kararına karşı davalı tarafın istinaf başvurusu üzerine istinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :DAVA;Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı ile davalı arasında 6361 sayılı Finansal Kiralama Faktoring ve Finansman Şirketler Kanunun çerçevesinde Finansal Kurumlar Birliğinde 13/04/2018 tarihinde … tescil numaralı ile tescil edilen 13/04/2018 tescil tarihli 132123 sözleşme numaralı finansal kiralama sözleşmesinin akdedildiğini, davalının sözleşme hükümlerine aykırı davrandığından, davalı kiracı şirkete ihtarnameler keşide edilerek 60 günlük yasal süre içinde kira borcunun ödenmesi, aksi takdirde sözleşmenin fesih edileceği ve fesih süresi sonundan itibaren 3 gün içinde sözleşme konusu malların tesliminin ihtar edildiğini, işbu ihtarnamelerin kiracı şirket yetkilisine usulüne uygun olarak tebliğ edildiğini, davalının işbu ihtara rağmen borçlarını ödemediği gibi, kendisine yüklenen edimleri kanuni süresi içinde yerine getirmediğinden finansal kiralama sözleşmesinin münfesih olduğunu, ihtarnamelerin davalıya usulüne uygun tebliğ edildiğini, sözleşmenin fesih edilmiş olması, davalı ile davacı arasındaki sürekli borç ilişkisini sona erdirdiğini ve davalının haksız zilyet durumuna düştüğünü, davalının borçlarını ödemediği gibi malları davacı tarafa teslim etmediğini, davalı aleyhine İstanbul 21.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/170 D.İş sayılı dosyasından ihtiyati tedbir kararı alındığını beyanla, sözleşmenin feshinin tespiti ile birlikte finansal kiralama konusu malların davacıya aynen iadesini talep ve dava etmiştir. Davalıya dava dilekçesinin tebliğ edildiği cevap vermediği görülmüştür.
MAHKEME KARARI; İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/12/2020 tarihli 2020/167 Esas-2020/742 Karar sayılı kararıyla; ” Toplanan deliller kapsamına göre, Taraflar arasında akdedilen Finansal Kiralama Sözleşmesinden kaynaklanan kira borcunun keşide edilen ihtarnameye ve ihtarname ile tanınan 60 günlük süre içerisinde davalı yanca ödenmemiş olduğu, davacının sözleşme uyarınca kiralananın teslim borcunu yerine getirdiği, davalı yanın ise sözleşme ile yükümlendiği kira bedelini ödeme edimini yerine getirmediği, buna ilişkin olarak keşide edilen ihtarnamenin sonuçsuz kaldığı, bu nedenle de sözleşmenin davacı yanca haklı nedenle feshedilmiş bulunduğu, davalının temerrüte düştüğü, mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu tanzim olunan bilirkişi raporuna göre, davada malın iadesi şartlarının oluştuğu, mahkememizde işbu malın iadesi davası açıldıktan sonra davalının finansal kiralama sözleşmesine konu malları davacıya iade ettiği ve buna ilişkin taraflarca imza altına alınan rızaen teslim belgesinin davacı tarafından dosyaya sunulduğu, bu doğrultuda mahkememizde açılan malın iadesi davasının konusuz kaldığı anlaşılmakla, konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş, ayrıca finansal kiralama sözleşmesine konu malların davacı tarafından mahkememizdeki işbu malın iadesi davası açıldıktan sonra davalı tarafından iade edilmesi nedeniyle davalının dava açılmasına sebebiyet verdiğinden, yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulması gerektiği” gerekçesiyle; Konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davalı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; kararın gerekçesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, HMK 186/1 maddesi gereğince sözlü yargılamaya geçileceğinin ihtar edilmediğini, mazeret bildirmelerine rağmen yokluklarında sözlü yargılamaya geçilerek karar verildiğini, davacı vekilinin rızaen taksim sözleşmesi sunularak emtiaların taraflarına teslim edildiğine dair beyanda bulunulmuşsa da, müvekkili tarafından emtiaların davalıya teslim edilmediğini, imzalı bir belgenin de söz konusu olamayacağını, öncelikle varsa bir belgenin kendilerine tebliği ile cevap hakkı tanınması gerektiğini, davanın konusuz kalmasına rağmen yargılama giderleri ve vekalet ücretinin kendilerine yükletilmesinin yasal dayanaktan yoksun olduğunu, tarafların davanın açıldığı tarihteki haklılık durumlarının değerlendirilmediğini, bilirkişi raporunu kabul etmediklerini, İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosya borcunun tamamının ödendiğini. Araçların kime teslim edildiğinin açıklattırılması gerektiğini beyanla, mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekilinin istinaf dilekçesine cevabında; HMK 186/1 maddesi hükmünün açık olduğunu, hazır bulunsun bulunmasın sözlü yargılama için taraflara ayrıca davetiye gönderilmeyeceğinin düzenlendiğini, davalı vekilinin yapılan hiçbir duruşmaya katılmadığını sadece mazeret gönderdiğini, davacıya çıkartılan tebligata gelmediği taktirde yokluğunda yargılamaya devam edileceğinin yazıldığını, davalı vekilinin müvekkili tarafından rızaen teslim belgesi verilmediğine dair itirazın müvekkili ile iletişimsizlikten kaynaklandığını, davalı …’ın sunulan rızaen teslim belgesini 28/08/2020 tarihinde … Lüleburgaz Şubesine giderek imzaladığını, kamera kayıtlarının mevcut olduğunu, davalı … ile görüştüklerinde istinaf talebinden haberdar olmadığını kendilerine ilettiğini, rızaen teslim belgesinin usulüne uygun olarak verildiğini, malların üçüncü kişiye satılarak davalının müvekkiline olan tüm borcunun kapatıldığını, davanın konusuz kaldığını, harca yönelik tavzih talebini de davalının zarara uğramaması için yapıldığını, beyanla istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER; Davacı vekilinin dosyaya beyan dilekçesi ekinde “Rızaen Teslim Belgesi” ibraz ettiği, belge örneğinden davacı ile davalı … arasında imzalandığı, belgede davalının sözleşmenin feshini ve davanın bu belgenin ibraz edilerek sonuçlandırılmasını ve davacıdan yargılama gideri vekalet ücreti talep etmeyeceklerini kabul ettiği, davacıdan finansal kiralama yoluyla kiralanan 17/04/2018 tarihli faturaya konu 34-00-18-8912 plakalı kanal kazıcı ve yükleyici ile, 17/04/2018 tarihli faturaya konu 34-00-18-8914 plakalı kanal kazıcı ve yükleyiciyi kendi rızası ile teslim etmeyi, mallar üzerinde Finansal Kiralama Şirketinin tasarruf yetkisinin olduğunu kabul ve beyan ettiği görülmüştür.Davalı vekilinin 02/12/2020 tarihli mazeret dilekçesinde; davacı vekilinin 21/10/2020 tarihli 2. Celsede, sözleşmeye ekli rızaen taksim sözleşmesi ile emtiaların taraflarına teslim edildiğine dair beyanda bulunulmuşsa da, müvekkili tarafından emtiaların davacıya teslim edilmediği için imzalı beyanın da bulunmadığı, belgenin taraflarına tebliğini, tebliğden sonra cevap ve yasal yollara başvurulacağını beyan ettiği, mazeret bildirdiği görülmüştür.Mahkemenin 02/12/2020 tarihli duruşmada, davalı vekilinin mazeretinin kabulüne, ancak dosyanın geldiği aşama göz önüne alındığında duruşmanın ertelenmesi talebinin reddine karar verilerek sözlü yargılama aşamasına geçilmiştir.
G E R E K Ç E : Finansal Kiralama Sözleşmesinin feshinin tespiti, finansal kiralama konusu malların davacıya aynen iadesi talepli davada, mahkemece finansal kiralama konusu malların davacıya teslim edildiğine dair “Rızaen Teslim Belgesi” ibraz edildiği, davanın konusuz kaldığından bahisle, karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde, sözlü yargılama günü verilerek kendisine tebliğ edilmeden karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülmüşse de, 6100 Sayılı HMK 186/1 maddesinde 22/07/2020 tarihli 7251 Sayılı Yasa’nın 20. Maddesi gereğince yapılan değişiklik ile; “Mahkeme tahkikatın bittiğini tefhim ettikten sonra aynı duruşmada sözlü yargılama aşamasına geçer. Bu durumda taraflardan birinin talebi üzerine duruşma iki haftadan az olmamak üzere ertelenir. Hazır bulunsun veya bulunmasın sözlü yargılama için taraflara ayrıca davetiye gönderilmez.” hükmü düzenlenmekle, duruşmanın sözlü yargılama nedeniyle ertelenmemesi yasaya aykırı görülmemiştir. Davalı vekilinin 02/12/2020 tarihli mazeret dilekçesinde; “davacı vekilinin 21/10/2020 tarihli 2. Celsede, sözleşmeye ekli rızaen taksim sözleşmesi ile emtiaların taraflarına teslim edildiğine dair beyanda bulunulmuşsa da, müvekkili tarafından emtiaların davacıya teslim edilmediği için imzalı beyanının da bulunmadığı, belgenin taraflarına tebliğini, tebliğden sonra cevap ve yasal yollara başvurulacağını” beyan ettiği, mazeret bildirdiği görülmüştür. Mahkemece davalı vekilinin mazeretinin kabul edilmesine rağmen, duruşmanın ertelenmemesi yerinde olmamıştır. Ayrıca davalı vekili tarafından emtiaların davacıya teslim edilmediğinin beyan edildiği ve belge örneğinin kendilerine tebliğini talep ettiği göz önüne alınarak, dosyaya örneği sunulan “Rızaen Teslim Belgesini” davalı vekiline tebliğ ederek belge altındaki imzanın davalı …’a ait olup olmadığı konusunda beyanda bulunulması konusunda süre verilmesi, imzanın inkarı ve malların teslim edilmediğinin bildirilmesi halinde, davalının isticvap edilmesi ve imza örnekleri alınarak, imzalarının bulunduğu belge örnekleri toplanarak imza incelemesi yapıldıktan sonra sonuca gidilmesi gerekirken, davalı tarafın beyanı alınmadan, teslim belgesinin geçerli olduğunun kabulü ile sonuca gidilmesi yerinde görülmemiş, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, mahkeme kararının 6100 Sayılı HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın Dairemizin kararında işaret edilen hususlarda yargılamaya devam edilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle:1-Davalı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince, İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/12/2020 tarihli 2020/167 E. – 2020/742 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,2-Yargılamaya devam olunmak üzere dosyanın, karar veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davalı tarafa iadesine,4-İstinaf yargılama giderleri olarak;a)Davalı avansından kullanıldığı anlaşılan; 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak, davalıya verilmesine, b)Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 22/02/2021 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.