Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/31 E. 2021/221 K. 05.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/31 Esas
KARAR NO: 2021/221 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/11/2020
NUMARASI: 2020/211 E.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 05/02/2021
İSTANBUL ANADOLU 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ tarafından verilen tarihli kararına karşı, davalı tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: DAVA:Davacı vekili tefrik kararı öncesinde ibraz ettiği dava dilekçesinde; mevcut durumun korunması ve davanın etkinliğini temin etmek amacıyla, davalı şirkete ait …, …, …, …, …, …, …, …, …, …,…, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … numaralı markaların hükümsüzlüğü talebiyle dava açmış ve markaların 3. Kişilere devrinin önlenmesi hususunda TPMK kaydına teminatsız olarak tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME TEDBİR KARARI: İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 24/03/2020 tarihli 2020/107 Esas sayılı ara kararı ile; tedbir talebinin kabulüne, dava sonuçlanıncaya kadar, 3. kişilere devrinin önlenmesi hususunda, markaların TPMK kaydına teminatsız olarak tedbir konulmasına karar verilmiştir. Dosya 2020/107 Esas sayılı dosyadan tefrik edilerek mahkemenin 2020/211 Esas sayılı dosyasına kaydedilmiştir. Davalı vekilinin 12/10/2020 tarihli ikinci cevap dilekçesinde tedbir kararına itirazlarını bildirdiği görülmüştür.
TEDBİRE İTİRAZIN REDDİ KARARI; İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 17.11.2020 tarihli 2020/211 Esas sayılı ara kararı ile;; “…davalı vekilinin Mahkeme tarafından verilen ihtiyati tedbir kararına karşı 12/10/2020 tarihli düplik dilekçesi ile itiraz ettiği, tedbir kararının 24/03/2020 tarihinde verildiği ve iş bu kararın davalıya 28/05/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekillerince 11/06/2020 tarihli dilekçe ile süre uzatım talebinde bulunulduğu, fakat tedbire itiraza ilişkin bir ibareye rastlanılmadığı, tedbire itirazının yasal süresinin bir hafta olduğu ve tedbire itirazın yasal süresinde yapılmadığı” gerekçesiyle davalı vekilinin ihtiyati tedbirin kaldırılması ve değiştirilmesi yönündeki talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; tedbir için gerekli maddi şartların oluşmadığını, HMK 389 ve 390. Madde koşullarından birinin varlığına ilişkin en küçük delil sunulmadığını, İstanbul 1. FSHHM’nin 2016/112 E ve 2020/322 K sayılı dosyasında markaya tecavüz ve haksız rekabetin önlenmesi, marka hükümsüzlüğü ve tazminat talebiyle açılan davada müvekkili lehine karar verildiğini,mahkemenin gerekçeli kararında müvekkilinin markasının sektörel tanınmış marka olduğu ve bu davanın davacısının kullanımlarının kötüniyetli olduğunun açıkça belirtildiğini, tedbir kararının müvekkilinin yokluğunda ve dinlenmeden karar verildiğini, tedbir kararının menfaatler dengesine ve ölçülülük ilkesine aykırı olduğunu, kararın teminatsız verilmesinin yasaya aykırı olduğunu, tedbir talebinin dürüstlük kuralına aykırı ve kötüniyetli olduğunu, HMK 396. Madde gereğince durum ve koşulların değişmesi halinde her daim tedbirin kaldırılmasını isteme haklarının bulunduğunu beyanla, mahkemenin tedbir kararının kaldırılmasını, bu talebin kabul edilmemesi halinde en az 150.000 TL tutarında teminat alınmasını talep etmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesine cevabında; davalı vekilinin istinaf sebeplerinin haksız olduğunu beyanla istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E: Davacı vekili davalı markalarının 5 yıl süre ile kullanılmaması nedeniyle iptali, davalının kusuru nedeniyle sektörde yaygın ad (jenerik isim) haline gelmiş olması ve kötüniyetli tescil edildikleri iddiaları ile hükümsüzlüğü talebiyle dava açmış, davanın açıldığı İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 24/03/2020 tarihli 2020/107 Esas sayılı ara kararı ile, davalı markalarının yargılama süresince üçüncü kişilere devrinin önlenmesi yönünde tedbir talebinin kabulüne karar vermiştir. 6100 sayılı HMK 394/1 maddesinde “karşı taraf dinlenmeden verilmiş olan ihtiyati tedbir kararlarına itiraz edilebilir. Aksine karar verilmedikçe itiraz icrayı durdurmaz.” HMK 394/2 maddesinde “ihtiyati tedbirin uygulanması sırasında karşı taraf hazır bulunuyorsa, tedbirin uygulanmasından itibaren; hazır bulunmuyorsa, tedbirin uygulanmasına ilişkin tutanağın tebliğinden itibaren 1 hafta içinde, ihtiyati tedbirin şartlarına, mahkemenin yetkisine ve teminata ilişkin olarak, kararı veren mahkemeye itiraz edebilir.” hükmü düzenlenmiştir. Davalı şirkete mahkemenin tedbir ara kararının 28/05/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekillerince, HMK 394/4 maddesinde öngörülen bir haftalık süreden sonra 12/10/2020 tarihli ikinci cevap dilekçesinde tedbir kararına itirazların bildirildiği görülmüştür. İlk derece mahkemesince, tedbire itirazın süresinde yapılmadığından reddine ilişkin 17/11/2020 tarihli kararının yerinde olduğu kanaatine varılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 59,30 TL harcın, peşin alınan 54,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 4,90 TL eksik harcın davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama gideri olarak; Davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 05/02/2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.