Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/30 E. 2022/2017 K. 29.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/30 Esas
KARAR NO: 2022/2017
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/01/2020
NUMARASI: 2017/1045 2020/45
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)|İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 29/11/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, … San. Ve Ltd. Şti’ye ait 22 Nisan 2013 tarihli çek üzerinde hamil kılındığını, daha sonra müvekkilinin işyeri ünvan ve adını içeren bir kaşe hazırlanarak ve müvekkiline ait olmayan İmza atılarak çek ciro edildiğini, bu cironun Derice … Ltd. Şti.’nin izlediğini, devamında da davalı … A.Ş’ye ciro yapıldığını, müvekkilinin adı ve işyeri ünvanı kullanılarak yapılan ciroyu kimin yaptığını bilmemekle beraber imzanın müvekkiline ait olmadığının müvekkili tarafından açık bir şekilde iddia edildiğini, davalı alacaklının İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1648 D.İş kararı ile takip çıkışı olan 7.316,00-TL için ihtiyati haciz kararı alındığını, akabinde İstanbul … İcra Dairesi’nin … E. sayılı dosyası ile icra takibi yaptığını, imzada yapılan sahteliğe rağmen müvekkilinin imzaya itiraz etmesinin önüne geçilerek, müvekkilinin maaşına ihtiyaten haciz konulduğunu, daha sonra takipte yapılan tebligatın ise müvekkilinin eline geçmediğini, aleyhine ihtiyati haciz kararı alınıp takip başlatıldığına, müvekkilinin maaş haczi ile birlikte muttali olduğunu, takibin bu şekilde yapılması sonucu ihtiyati haciz karan müvekkilinin taşınmazına ve maaşına haciz konulduğunu, ciro zincirinde müvekkilinin kaşesi ve imzası taklit edilerek yapılan işlemi kabul etmediklerini, imzaya açık bir şekilde itiraz ettiklerini, takipten sonra açılan menfi tespit davalarında ispat yükünün takip alacaklısına ait olduğunu, (TMK. M.6) buna göre, borçlu, borcun varlığını inkar ediyorsa bu durumda ispat yükünün alacaklıya ait olduğunu, müvekkilinin taşınmazına haciz konulduğunu ve maaş haczi kesintisinin de halihazırda devam ettiğini, bu da müvekkilinin olmayan bir borcunu ödemek zorunda bıraktığını, bu sebeple İstanbul …İcra Dairesi’nin … E.sayılı takibinin tedbiren durdurulmasına, takip miktarı olan 7.316,00-tl ve fer’ileri açısından müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, alacaklı davalı aleyhine en az % 20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, icra tehdidi altında maaş haczi ile tahsil edilen paranın istirdadına, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava konusu çeki müşterisi … İth. İhr. Ve Tic. Ltd. Şti. ile aralarında aktedilmiş olan faktoring sözleşmesine binaen devir aldığını, davacı şirketten olan kambiyo senedine bağlı alacağı 6361 sayılı yasanın öngördüğü şekilde fatura ile tevsik edilmiş ve ilgili fatura asılları üzerine temlik işlemini gösterir şekilde açıklama derc edilerek işlemin tamamlandığını, yasanın öngördüğü prosedürün tam ve eksiksiz olarak belirtilen şekilde yerine getirmiş olmakla müvekkilinin davacıya karşı iyi niyetli, meşru hamil sıfatını kazandığını, müvekkilinin davacıyı tanımadığını, bu nedenle davacı tarafından inkar olunan imzanın sıhhatini müvekkilinin bilme şansının olmadığını, davacının ticari defterlerinin de incelenerek, dava konusu çekin defterlerinde kayıtlı olup olmadığı, yine sundukları faturada belirtilen malların teslim alınıp almadığı ve yine defterlerinde kayıtlı olup olmadığının incelenmesi gerektiğini, davacının yetkisiz kimselere çek imzalatmış olduğunu düşündürdüğünü, İİK madde 169/a maddesi gereği kötüniyet tazminatına hükmedilebilmesi için alacaklının kötüniyetli olması ya da ağır kusurunun bulunmasının gerektiğini savunarak davanın reddine, davacının alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletinde karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 23/01/2020 tarihli 2017/1045E.-2020/45K. Sayılı kararı ile; “…Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; İstanbul … İcra Dairesinin … E. Sayılı dosyasında başlatılan takibe dayanak çekteki davacı adına yapılan cirodaki imzanın davacının eli ürünü olmadığı bilirkişi raporu ile tespit edildiğinden, davacının söz konusu çekten dolayı sorumlu tutulamayacağı, İstanbul … İcra Dairesinin … E sayılı dosyasında davacıdan haksız olarak tahsil edilen 7.316,00-TL’nin davacıya iadesi gerektiği anlaşılmış davanın kabulüne; takibi başlatan … A.Ş’nin çeki dava dışı üçüncü bir kişiden ciro ile aldığı görülmekle, koşulları oluşmadığından davacı vekilinin kötüniyet tazminatı talebinin reddine, 7.316,00-TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine…” şeklinde karar verilmiştir. Kararı davalı temlik alan … A.Ş. Vekili istinaf etmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı … Yönetim A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde;… A.Ş. 25.06.2020 tarihli Olağanüstü Genel Kurul kararı ile … A.Ş. ile “… A.Ş.” hükmi çatısı altında birleştiğini birleşmeye ilişkin Ticaret Sicil Gazetesi ilanının dilekçe ekinde sunduklarını, dosyada aldırılan 26/02/2019 tarihli bilirkişi raporunda incelemeye tabi tutulan alınan ve ilgili kurumlardan toplanan imzaların incelemeye yeterli olacak nitelikte imzalar olmadığını, buna rağmen imzalar ile ilgili inceleme yapıldığını ve buna bağlı olarak dava konusu çeklerde yer alan imzanın davalının elinden çıkmadığı kanaatine varıldığını, hükme esas alınan bilirkişi raporu ile incelemeye tabi tutulan mukayese imzalar yeni tarihli ve imza tarihinden sonraki döneme ait imzalar olduğu, öyle ki çek keşide tarihli 15/10/2016 olup mukayese imzaların 2017 yılına ait imzalar olduğunu, fakat imza incelemesinde öncelikle senedin keşide tarihinden öncesine ilişkin borçlunun uygulamaya elverişli imzalarını taşıyan belgelerin keşide tarihine en yakın tarihli olanından başlayarak bilirkişice mukayeseye esas alınması gerektiğini, bununla birlikte 26/02/2019 tarihli bilirkişi raporunun Yargıtay Denetimine elverişli olmadığını, sahteciliğe ilişkin bilirkişinin kanaatini içeren raporun hükme esas alınabilmesi için bilirkişi raporunda incelemenin hangi ortamda ve ne tür teknik cihazlar kullanılarak yapıldığına yer verilmesi gerektiğini, ancak ilgili raporda hangi teknik unsurların uygulandığı hususunda herhangi bir bilginin yer almadığını, Yargıtay’ın da görüşü aynı doğrultuda olduğunu, (Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 22.4.2004 tarihli 2004/5818 E. 2004/10153 K. sayılı ilamı) sağlıklı bir inceleme için gerekli tüm şartların bulunmasına rağmen yine de sonuca varılması mümkün değilse bu husus belirtilmekle yetinilmesi gerektiğini, bilirkişice mutlaka bir sonuca varmak zorunluluğu duyulmaması gerektiğini, dosyada yapılan bilirkişi incelemesinde inceleme methodlarına yer verilmemekle birlikte sınırlı tanı unsurunu ihtiva eden belgeler üzerinde inceleme yapıldığı ve Yargıtay denetimine tabi olmayacak bir rapor oluşturulduğunu bildirmiştir.
DELİLLER: İstanbul … İcra Dairesinin … E. Sayılı takip dosyasında; davalı … A.Ş. Vekili tarafından borçlular …. San. Ve Tic.Ltd.Şti., … Tic.Ltd.Şti. ile davacı … aleyhine davaya konu 15/10/2016 tarihli 20.000,00-TL bedelli çeke (keşidecisinin dava dışı … İnşaat Malz.San. Ve Tic.Ltd.Şti., lehtarın davacı, sonraki cirantaların ise …Ltd.Şti., hamilin ise davalı Faktoring şirketi olduğu, çekin 26/10/2016 tarihinde ibraz edildiği, firma hesabı üzerine kayyım atandığı, çekteki imzanın yetkisiz temsil olduğu anlaşıldığından herhangi bir işlem yapılamadığı şeklinde şerh verildiği görülmüştür.) istinaden toplam 9.855,80-TL tutarında kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlatılmış olduğu görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 26/02/2020 tarihli bilirkişi raporunda; “…inceleme konusu … Bankası Denizli Ticari/Denizli şubesine ait … seri no.lu, Denizli 15/10/2016 yer ve keşide tarihli 20.000,00-TL lik çek aslı arka yüzündeki 1. cirodaki imzanın davacının eli ürünü olmadığı…” yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, İİK’nın 72. Maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit ve istirdat davasıdır. Davacı taraf takip ve dava konusu çekteki imzanın sahteliğini ileri sürmüş, davalı taraf ise davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar davalı vekilince istinaf edilmiştir.Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporu içeriğinde dava konusu çek arkasındaki 1. Ciro imzasının gelişigüzel çizilerek oluşturulmuş ve herhangi bir özellik arz etmeyen imza olarak değerlendirildiği ve yapılan inceleme sonunda imzanın davacının eli ürünü olmadığı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Bilirkişi raporunun ayrıntılı teknik incelemeyi içerdiği gibi istinaf denetimine de elverişli nitelikte bulunduğu, incelemenin laboratuvar ortamında ve bir kısım teknik araç ve gereçler kullanılmak suretiyle yapıldığının rapor içeriğinde belirtildiği, bu yönlerden incelemenin yeterli olduğu, mukayese belgeler arasında çekin keşide tarihinden öncesine ait 07/06/2015 tarihli sanık seçmen listesi aslının da bulunduğu, her ne kadar keşide tarihi öncesine ait bir adet mukayese belge var ise az önce de belirtildiği üzere rapor içeriğinde inceleme konusu imzanın gelişi güzel çizilerek oluşturulduğu ve herhangi bir özen arz etmeyen imza olarak değerlendirildiği hususu gözetildiğinde raporun bu haliyle hüküm kurmaya elverişli nitelikte bulunduğu kanaatine varılmakla davalı vekilinin bu yönlere ilişkin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 499,76 TL harçtan, peşin alınan 124,94 TL harcın mahsubu ile bakiye 374,82 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.29/11/2022