Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/298 E. 2023/91 K. 19.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/298 Esas
KARAR NO: 2023/91
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/09/2020
NUMARASI: 2018/1361E, 2020/466K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 19/01/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafça İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasıyla 15/05/2017 düzenleme 15/09/2018 ödeme tarihli 560.000 Euro bedelli 1 adet bono nedeniyle kambiyo takibi başlatıldığını, takibe konu edilen bonodan ötürü borçlarının bulunmadığını, şirket bünyesinde 2017 yılında sermaye arttırımı yapıldığını ve hali hazırda şirketin %55 hissesinin …’ye, %45 hissesinin … adına kayıtlı olduğunu, 2018 yılı Eylül ayında yapılan genel kurulda …’ın temsil yetkisinin kaldırılarak yetkinin münferiden diğer ortağa verildiğini, 31/10/2018 tarihinde şirkete ait adreslerde talimat icra dairesince haciz işlemi uygulanmasıyla başlatılan takipten haberdar olduklarını, davalı şirket ile aralarında hiçbir ticari ilişki, mal ya da para alımı söz konusu olmadığını, takibe konu edilen senedin … tarafından temsil yetkisi kaldırıldıktan sonra sahte olarak düzenlendiğini, bononun şirket kayıtlarında da mevcut olmadığını, durumun bonodaki yazı yaşının tespiti ile anlaşılacağını, başlatılan icra takibi kapsamında gönderilen ödeme emrinin 20/10/2018 tarihinde usulsüz olarak tebliğ edildiğini, bu kapsamda icra mahkemesinde açtıkları davanın derdest olduğunu, aynı zamanda … ile birlikte davalı şirket ve ortakları … ve … hakkında da resmi evrakta sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından cezalandırılmaları istemiyle C.Savcılığına suç duyurusunda bulunduklarını, davalı şirket ortaklarının aynı zamanda önceki şirket yetkilisi …’ın oğlu olduğunu belirterek davanın kabulüyle takibe konu bono nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitine ve dava değerinin %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında 15/05/2017 tarihli makina kiralama sözleşmesi imzalandığını, takibe dayanak yapılan bononun da bu nedenle düzenlendiğini, davacının sorumluluktan kaçmak için bu davayı açtığını, davacı yanın usulsüz tebligata yönelik iddialarını kabul etmediklerini, senedin …’ın temsil yetkisi kaldırıldıktan sonra sahte olarak düzenlendiği iddiasının da doğru olmadığını, davacının Sivas 1.Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde konkordato talepli dava açtığını, icra takibinin durduğunu, bu nedenle dava açmakta hukuki yararı bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuş, davacının asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “….Yapılan yargılama, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları ile davacı ve davalı arasında ticari defter ve kayıtlara yansıyan bir ticari ilişkinin varlığı tespit edilememekle birlikte ortada imzası inkar edilmeyen bir makina kiralama sözleşmesi ve bu sözleşmeye dayanak olarak düzenlenmiş bono bulunduğu, esasen makina kiralama sözleşmesine konu makinaların 2015 yılından bu yana davacı şirketin elinde olup kullanıldığı, bu makinaların teşvik belgeleri olup davalı adına kayıtlı makinalar olduğu, her ne kadar davacı tarafça söz konusu makinaların şirketin eski imza yetkilisi … tarafından sermaye koyma borcuna karşılık şirkete getirildiği ileri sürülmüş ise de davacı şirketin sermaye arttırım kararının 11/04/2017 tarihli olup sermayenin tamamının daha önce ortaklardan alınan (ortaklara borçlar)hesabından karşılandığı, …’ın şirkete nakit sermaye borcunun bulunmadığı, davalı adına kayıtlı makinaların … tarafından sermaye olarak getirilmesinin de mümkün olmadığı, bu durumda davacının bu iddasını ispat edemediği, davacı şirketin 13/09/2018 tarihli genel kurul toplantısı neticesinde …’ın imza yetkisinin sona erdiği, gerek bono gerekse makina kiralama sözleşmesinin düzenlendiği tarihi olarak görünün 15/05/2017 tarihi itibariyle şahsın şirketi münferiden temsile yetkili olduğu, davacı tarafça bu belgelerin geçmişe dönük olarak düzenlendiği ileri sürülmüş ise de yazı yaşı tespiti yönünde bir belirleme yapılmasının mümkün olmaması karşısında davacının bu iddiasının da sübut bulmadığı, Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 2016/2577 E.2016/9913 K.sayılı benzer nitelikteki kararında da bu hususa değinildiği, öte yandan bononun ticari defterlerde kaydının olmamasının bonoyu hükümden düşürmesinin de mümkün olmadığı, davacının davaya konu bonodan dolayı borçlu olmadığını yazılı delille ispat etmesi gerektiği kabul edilmiş, davacının yemin deliline dayandığı görülmekle bu hakkı hatırlatılmış, davacı vekili yemin teklif etmeyeceklerini imzalı olarak beyan ettiğinden ispatlanamayan davanın reddine ve ihtiyati tedbir kararı uygulanmadığından davalı tarafın tazminat talebinin reddine …” şeklindeki gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin ortağı …’ın 2017 Nisan 2017 Eylül arasındaki dönemde şirketi temsil yetkisi olduğunu, ancak 2018 yılı Eylül ayında temsil yetkisinin kaldırılarak yetkinin münhasıran …’ye verildiğini, …’ın temsil yetkisinin kaldırılmasından sonra geriye dönük olarak şirketin diğer ortağı ile aralarının bozulması sebebi ile müvekkili şirketi borçlu, oğullarının ortağı olduğu … şirketini alacaklı göstererek zarar kastıyla sahte bono düzenlediğini, Süreçle ilgili İstanbul CBS 2019/163461 hazırlık sayılı dosyada soruşturma yürütüldüğünü, makine kiralama sözleşmesinin de sahte olarak düzenlenmesi nedeni ile özel belgede sahtecilik suçu yönünden suç duyurusunda bulunulduğunu, ilgili soruşturmanın ilk soruşturma dosyası ile birleştirildiğini, Soruşturma neticesinde kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmiş ise de karara karşı itiraz edildiğini, itirazın reddi kararına istinaden kanun yararına bozma yasa yoluna başvurulduğunu, Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü tarafından haklı bulunarak Yargıtay C.Başsavcılığı’na kararın bozulması talepli yazı gönderildiğini, sürecin devam ettiğini, İstanbul Anadolu 21.İcra HM’nin 2020/85 Esas sayılı dosyasında icra dosyasındaki tebligatın usulsüzlüğüne karar verildiğini, takibin gizlenerek kesinleşmesinin sağlandığını, bu hususun soruşturmada dinlenen tanık beyanları ile sabit olduğunu, Davalının delil olarak makine kira sözleşmesi sunduğunu ancak bu sözleşmenin de geriye dönük olarak düzenlendiği gibi sahte olduğunu, makinelerin müvekkili şirkete kiralanmasının söz konusu olmadığını, makinelerin müvekkili şirkete … tarafından sermaye koyma borcuna karşılık olarak verildiğini, …’ın sermaye borcu yönünden nakit hiçbir ödemesi olmadığını, makinelerin de 2015 yılında şirketin kurulduğu yıl getirildiğini, ancak devlet teşviki ile alındığı için müvekkiline resmen devredilemediğini, Makinelerin 2015 yılı sonunda teslim edildiğinin davalı tarafça kabul edilmesine rağmen kira sözleşmesinin neye dayalı olarak 15.05.2017 de yapıldığının açıklanamadığını, bu süreçte bedelsiz kullanımın da ticari hayatın gerçeklerine aykırı olduğunu, Toplam değeri 498.4111,67TL olan makinelerin yalnızca 14 aylık kira bedelinin 560.000Euro gibi fahiş tutar olmasının da hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, Mürekkep yaş incelemesi yapılamamış ise de; sözleşmenin ön sayfasında yer alan resimde makinenin alt kısmındaki korumanın yaklaşık bir yıl evvel yaptırıldığını, bu yönde tanıkların dinlenebileceğini, makine resminin sol üst tarafında silinme karartı olsa da kasten yapılmış olabileceğini, silinti olan kısımda 2018 yılına dair bilgiler olduğunun fotoğraftan görüleceğini, sözleşme ve fotoğraf aslı celp edilerek teknik inceleme yapılmasını talep ettiklerini, mahkemenin bu hususu incelemediğini, tanık …’nin de …’ın fotoğraf çekimine şahit olduğunu ve dinlenebileceğini, Davalı şirket yetkilisinin soruşturma ifadesinin çelişkili olup böylesine değerli makinelere ilişkin kira sözleşmesinin asıl ne zaman düzenlendiğini hatırlamamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, Bono ve makine kiralama sözleşmesine ilişkin olarak ticari defter kayıtlarında kayıt olmadığını, adi şekildeki sözleşmenin her zaman hazırlanabileceğini, müvekkilinin ticari hayatta çek kullandığını, dava konusu bono dışında hiç bono düzenlemediğini, belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davacı vekili ek beyan dilekçesinde; İstanbul CBS 2019/163461 soruşturma sayılı dosyaki kovuşturmaya yer olmadığı kararına itirazın reddi üzerine Yargıtay C.Başsavcılığı’nın kanun yararına bozma talebinde bulunduğunu ve Yargıtay 15.Ceza Dairesi’nin 2020/9916 esas, 2021/2064 Karar sayılı, 01.03.2021 Tarihli ilamı ile kaararın kanun yararına bozulmasına karar verildiğini belirterek karar örneğini sunduğu görülmüştür. Davacı vekili ek beyan dilekçesinde makine kiralama sözleşmesi ile ilgili İstanbul Anadolu 5.SHM 2020/456 Esas sayılı dosyasının karar örneğini sunarak beyanda bulunmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece tesis edilen kararın davanın reddine dair kısmı hukuka uygun iken, tarafların tazminat isteminin reddine ilişkin kısmı hukuka aykırı olduğunu; mahkemece davacının iddialarının dayanaksız ve kötü niyetli olduğu tespit edildiğini, iddialarını ispatlayamayan davacının davasının reddedildiğini, müvekkilinin alacağına kavuşmasını geciktirmek ve engellemek için kötü niyetli olarak her yola başvurduğunu, yine davacı borçlu Sivas 1. Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde de konkordato davası açarak icra takibini durdurduğunu, bu yoldan da müvekkilin alacağına kavuşmasını engellediğini belirterek kararın reddedilen tazminat talebi reddi yönünden kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME Davaya esas İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında; davalı yanca davacı aleyhine 560.000Euro bedelli senet dayanak gösterilerek 3.609.120,00Tl asıl alacağın tahsili talebi ile kambiyo senedine dayalı takip başlatıldığı görülmüştür.Takibe dayanak 560.000Euro bedelli bono incelendiğinde; keşidecinin davacı … Aş, lehtarın davalı …Ltd Şti olduğu, senedin 15.05.2017 tanzim, 15.09.2018 vade tarihli, tanzim yerinin İstanbul olduğu, ihdas sebebinin yer almadığı anlaşılmaktadır. İstanbul CBS 2019/163461 soruşturma sayılı dosyada kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmiş ve davacının itirazı İstanbul Anadolu 8.Sulh Ceza Hakimliği’nin 03.02.2020 Tarih ve 2019/8309 D.İş sayılı kararı ile reddedilmiş, kanun yararına bozma yoluna başvurulması üzerine Yargıtay 15.Ceza Dairesi’nin 2020/9916 esas, 2021/2064 Karar sayılı, 01.03.2021 Tarihli ilamı ile; “Şüpheli …’ın Eylül 2018 tarihine kadar … A.Ş yi % 45 lik hisse ile temsile yetkili olduğunun belirtilmiş olması karşısında şüphelinin sahip olduğu pay oranına göre şikayete konu makine kiralama sözleşmesi ve bedeli olarak 560.000 Euro bono düzenleyerek şirketi borç altına sokma yetkisinin bulunup bulunmadığı, şikayete konu olayın geçtiği … San. A.Ş ile şüpheli …’in çoçuklarının yetkilisi olduğu … İth. Ltd. Şti. arasında imzalandığı iddia olunan 15/05/2017 tarihli kira sözleşmesinin müşteki firma tarafından ısrarla gerçek olmadığının belirtilmiş olması karşısında her iki şirkete ait ticari kayıt/defterlerin getirtilerek şikayete konu kiralama sözleşmesini imzalanıp imzalanmadığı, karşılığında borçlanmaya girilip girilmediği, alınan/sunulan hizmet karşılığında gider/ödeme faturası/evrakı düzenlenip düzenlenmediği, kiralama sözleşmesine konu makinelerin bazılarının üretim yılının 2018 olduğunun ancak şüpheliler tarafından üretim yılının kazınarak tahrifat yapıldığının müşteki vekili tarafından ifade edilmiş olması karşısında şikayete konu sözleşme tarihinin 15/05/2017 olduğu dikkate alınarak makineleri üreten firmaların tespit edilerek üretim yıllarının sorulması, yurt dışı menşeili olması halinde ithalat tarihinin belirlenerek makinelerin üretim yıllarının belirlenmesi, yine makinelerin devlet desteği ile alınmış olduğunun ve ilgili Bakanlık onayı olmadan üzerlerinde herhangi bir tasarruf yapılmasının mümkün olmadığının müştekiler tarafından ifade edilmiş olması karşısında makinelerin devlet desteği ile alınıp alınmadığı, destek ile alınmış ise kiralamaya konu edilmesi hususunda ilgili Bakanlıktan herhangi bir izin alınıp alınmadığı hususlarının araştırılması, taraflar arasındaki hukuk mahkemelerinde görülen dosyaların incelenerek tutanağa bağlanması ve bu dosyayla ilgili kısımlarının onaylı fotokopisinin dosya içerisine alınması ve sonucuna göre şüphelilerin hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği cihetle, eksik soruşturma ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi nedeniyle kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, itirazın reddine ilişkin İstanbul Anadolu 8. Sulh Ceza Hâkimliğinin 03/02/2020 tarihli ve 2019/8309 değişik iş sayılı kararının , 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca müteakip işlemlerin mahallinde merciince yerine getirilmesine,..” şeklinde karar verilmiştir.
GEREKÇE Dava, İİK 72.maddesine dayalı olarak açılan menfi tespit istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı ve davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Somut uyuşmazlıkta; davacı, takibe konu 15.05.2017 tanzim tarihli 560.000Euro bedelli bononun ve davalının savunmasına konu aynı tarihli makine kiralama sözleşmesinin davalı şirket ortaklarının babası olan ve davacı şirketin eski yetkilisi olan … tarafından geriye etkili olarak düzenlendiğini, davacı şirketin senede dayalı borcu olmadığını ileri sürmüştür. Davacının şikayeti hakkında İstanbul CBS 2019/163461 soruşturma sayılı dosyada kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmiş ve davacının itirazı İstanbul Anadolu 8.Sulh Ceza Hakimliği’nin 03.02.2020 Tarih ve 2019/8309 D.İş sayılı kararı ile reddedilmiştir. İş bu karar, Adalet Bakanlığı’nca düzenlenen 16.09.2020 günlü kanun yararına bozma talebine istinaden Yargıtay 15. Ceza Dairesi’nin 03.01.2021 tarihli, 2020/9916Esas, 2021/2064 Karar sayılı kararı ile bozulmuş, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2020/20560 Soruşturma sayılı dosyası ile davalı şirket yetkilileri hakkında ceza soruşturmasına devam edildiği anlaşılmıştır. Buna göre ceza soruşturmasının bekletici mesele yapılıp sonucuna göre delillerin değerlendirilerek bir karar verilmesi gereklidir. (Aynı yönde Y.11HD, 2021/6632E, 2021/6460K , 22.11.2021 Tarihli ilamı, Y.19HD, 2019/933 E, 2019/4839 K, 17.10.2019 tarihli ilamı) Açıklanan nedenle davacı vekilinin istinaf istemini bu yönden kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının HMK 3531.a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına, kaldırma sebebine göre davacının sair hususlardaki istinaf isteminin ve davalı vekilinin istinaf isteminin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulüne, – Davalı vekilinin istinaf isteminin incelenmesine yer olmadığına, 2- İstanbul Anadolu 8.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1361 Esas, 2020/466 Karar sayılı, 309.09.2020 Tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, -Yargılamaya devam olunmak üzere, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf talebi kısmen kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davacı tarafa iadesine, Davalı tarafın istinaf istemi incelenmediğinden istek halinde davalı tarafça yatırılan istinaf harçlarının davalıya iadesine, 4-İstinaf aşamasında davacı tarafça yapılan yargılama gideri olan 148,60-TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 208,10-TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 356,70-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 19/01/2023 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.