Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/296 E. 2023/50 K. 18.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/296 Esas
KARAR NO: 2023/50
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/11/2020
NUMARASI: 2018/545 E. – 2020/605 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 18/01/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’ın diğer davacı şirket ….Ltd. Şti’nin yetkilisi olduğunu, her iki müvekkili hakkında davalı tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile 400.000,00 TL bedelli senet için icra takibi başlatıldığını, müvekkillerinin söz konusu senet ile ilgili olarak davalılara herhangi bir borcunun bulunmadığını, takibe konu senet üzerinde bulunan yazılar ve imzaların müvekkiline ait olmadığını, söz konusu senetten dolayı müvekkillerinin davalılara borçlu olmadıklarının tespitine, ayrıca İİK 72.maddesine göre %20’den aşağı olmamak üzere davalılar aleyhine tazminata hükmedilmesini karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde; kambiyo senetlerinin illetten mücerret olduğunu, davacılar tarafından sunulan uzman raporunu kabul etmediğini, İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasına davacıların itiraz ettiklerini, İstanbul 9. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2016/899 Esas nolu dosyasında imza incelemesi yapıldığını, senetteki imzaların davacı tarafın imzası ile uyuştuğunu, bunun üzerine dosyanın davacı tarafça bilerek takip edilmediğini ve açılmamış sayılmasına karar verildiğini belirterek davanın reddine, %20’den aşağı olmamak üzere davacılar aleyhine tazminat takdirine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı …, davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 18.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26.11.2020 tarih ve 2018/545 Esas – 2020/605 Karar sayılı kararıyla; “Mahkememizce alınan bilirkişi raporlarına göre senetteki imzalar …’a ait olduğundan davacının davasının reddine karar vermek gerekmiştir. Mahkememizce, icra veznesine yatırılacak paranın alacaklıya verilmemesine ilişkin tedbir kararı verilmiş ise de, tedbir isteyen tarafından teminat yatırılmadığından verilen ihtiyati tedbir kararı uygulanmadığından İİK 72/4 gereğince alacaklı … lehine kötüniyet tazminatına hükmedilemeyeceğinden kötüniyet tazminatı talebinin reddine ” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; “…’un 27.05.2019 tarihli raporunda dava konusu 20.08.2015 düzenleme tarihli 400.000 TL bedelli bono aslında borçlu … ismine atfen atlılı imzaların müvekkil …’ın eli ürünü olduğu kanaatine varıldığını, rapora yapmış olduğumuz itirazla dosyanın HMK’nın 266 ve devamı madde hükümlerine uygun olarak dosyaya sunulan uzman mütalası ve bilirkişi raporlarının bu minvalde birbirlerinden tamamen farklı olmaları nedeniyle dosyanın yeniden rapor alınmak üzere Adli Tıp Kurumu’na gönderilmesi taleplerinin mahkemece kabul edilmeyerek dosyanın üç kişilik bilirkişi kuruluna sevk edildiğini, Grafoloji uzmanları …,…,…’den oluşan heyetin 14.10.2020 tarihli raporunda; dava konusu 20.08.2015 düzenleme tarihli 400.000 TL bedelli senet aslında borçlu … ismine atfen atlılı imzaların müvekkil …’ın eli ürünü olduğu kanaatine varıldığını; bunu yaparken imzaların aralarındaki seyir, sürat açılarını ölçmemiş, imzayı oluşturan hatların eğim farkını belirlenmemiş, (Y) harfine benzer başlangıç harfinin gövdelendirilişi, kuyruk, uç yapılanmasını incelememiş, mukayese imzalar ile benzerlikler (aynılık değil) olduğunu belirtmiş benzerliklerin sebebini de açıklanmamış olduğunu, Yani birinci raporda incelemesini istediğimiz hiçbir hususun ikinci raporda da incelenmediğini, dosyaya sunmuş olduğumuz uzman mütalaası, dosyaya sunulan raporlar arasında farklılıklar olması incelemenin yeterli düzeyde olmaması incelenmesini istediğimiz hususların bilirkişiler tarafından değerlendirmeye alınmaması ve gerekçelendirilmemesi nedeniyle dosyanın yeniden rapor alınmak üzere ATK ilgili ihtisas dairesine gönderilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesinin hatalı olduğunu.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir. Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; “Mahkemenin davanın reddine yönelik vermiş olduğu kararın esas ve usul yönünden hukuka uygun olmakla beraber, lehimize kötü niyet tazminatına hükmedilmemesi ise hukuka aykırı olup bu yönüyle söz konusu karara itiraz ettiklerini, Davacıların kötü niyetli olarak menfi tespit davası açıp borca ve imzaya itiraz ettikleri söz konusu alacağın likit ve muayyen olduğu ortada iken mahkemece kötü niyet tazminatı talebimizin red edilmesinin usule aykırı olduğunu.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının tazminat yönünden kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER: *Takibe konu bononun; düzenleme tarihinin 20/08/2015 olup keşidecilerinin … ve ….Ltd.Şti olduğu, senet lehtarının … olup bedelinin 400.000,00 TL, ödeme gününün 20/11/2015 olup senedin … tarafından davalı …’na ciro edildiği anlaşılmıştır. *İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında; davalı … tarafından …Ltd. Şti, …, … Aleyhine 400.000,00 TL’lik bonoya dayalı olarak faiz ve masraflar da dahil olmak üzere 428.443,24 TL alacak için kambiyo senetlerine dayalı takip başlatıldığı görülmüştür. * İstanbul 9. İcra Hukuk Mahkemesine ait 2016/899 Esas nolu dosyasından yapılan yargılama neticesinde davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, verilen kararın davacı/borçlular tarafından istinaf edilmesi üzerine davacılar mazeretli sayılması gerektiği belirtilerek verilen kararın kaldırıldığı görülmüştür. *Davacılar tarafından alınan uzman raporu incelendiğinde, senet üzerindeki imzanın … eli ürünü olmadığını kuvvetle muhtemel olarak değerlendirildiği tespit edilmiştir.*İlk derece mahkemesince senetteki imzanın davacı şahsa ait olup olmadığının tespiti için dosyaya grafolog bilirkişiye tevdi edilmiş, 27/05/2019 tarihli rapor incelendiğinde senetteki imzanın …’ın eli ürünü olduğu bildirilmiştir. *İlk derece mahkemesince, davacı tarafça alınan uzman raporu ile mahkememizce alınan bilirkişi raporu arasında çelişki olması nedeniyle, çelişkinin giderilmesi amacıyla dosya 3 kişilik grafolog bilirkişiye tevdi edilmiş, verilen 14/10/2020 tarihli rapor incelendiğinde söz konusu imzaların …’a ait olduğu tespit edilmiştir.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davacılar, icra takibine dayanak gösterilen bonodaki imzanın kendisine ait olmadığını beyanla menfi tespit isteminde bulunmuş; davalı taraf davanın reddini istemiştir.İlk derece mahkemesi tarafından, “…dava konusu bonodaki keşideci imzasının davacıya ait olduğu anlaşıldığından davanın reddine; mahkemece verilen tedbir kararının uygulanmamış olması nedeniyle davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine” karar verilmiştir. Hüküm davacılar vekili ile davalı … vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacılar, davaya ve takibe konu 20/08/2015 tanzim, 20/11/2015 vade tarihli ve 400.000,00 TL tutarlı bonodaki keşideci imzasının kendilerine ait olmadığından bahisle menfi tespit isteminde bulunmuştur. Mahkemece imza incelemesi amacıyla aldırılan grafoloji uzmanı bilirkişi Dr…’un 27/05/2019 tarihli raporu ile “Bonodaki imzanın davacı …’ın eli ürünü olduğu” tespit edilmiştir. Davacıların anılan rapora itirazları ve davacılar vekili tarafından dosyaya sunulan uzman görüşü ile rapor arasındaki çelişkilerin giderilmesi için mahkemece dosyanın üç kişilik bilirkişi kuruluna tevdi edildiği, grafoloji uzmanları …, … ve …’den oluşan bilirkişi heyetinin 14.10.2020 tarihli raporunda; “Bonodaki imzanın davacı …’ın eli ürünü olduğu” kanaatinin bildirildiği, raporun yeterli ve denetime elverişli olduğu, buna göre davaya ve takibe konu bonodaki imzanın davacı tarafa ait olması nedeniyle davanın reddine ve mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararının uygulanmamış olması nedeniyle davalı …’nun tazminat talebinin reddine dair ilk derece mahkemesi kararının yerinde olması nedeniyle; taraf vekillerinin istinaf istemlerinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacılar vekili ile davalı … vekilinin istinaf taleplerinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davacılardan alınması gereken 179,90 TL harçtan, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 125,50 TL harcın davacılardan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı …’ndan alınması gereken 179,90 TL harçtan, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 125,50 TL harcın davalı …’ndan alınarak hazineye irat kaydına, 4-Davacılar ile davalı … tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.18/01/2023