Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/284 E. 2022/2254 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/284 Esas
KARAR NO: 2022/2254 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/12/2020
NUMARASI: 2017/179 E. – 2020/351 K.
DAVANIN KONUSU: Endüstriyel Tasarım (Maddi Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 29/12/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili firmanın Denizlik profili ve denizlik ön baza profili olan 11 adet tasarımının tescili için … başvuru numarasıyla, 06/09/2013 tarihinde başvurduğunu, tescil başvurusunun bültende yayınlandığını, bu ürünlerin davalının fabrikasında üretilerek, … Tic. Ltd. Şti.ile … Tic. A.Ş.firmalarına satışının yaptığını, davalı tarafa Kadıköy … Noterliğinin18/11/2013 ve 31/12/2013 tarihli ihtarnamelerini gönderdiklerini, tasarım başvurusundan haberdar edilmesi nedeniyle, başvurunun yayımlanmış olmasına da bakılmayacağını, ancak hukuka aykırı tutumun halen sürdürüldüğünü, dilekçe ekinde sunulan fotoğraflardan ve yapılacak keşiften davalının müvekkilinin tasarımlarının tıpkısını ürettiğini, ticari amaçla uygulayarak satışını yaptığını ileri sürerek, müvekkiline ait tasarımdan doğan haklara tecavüz fiillerinin durdurulması ve önlenmesine, haksız rekabet nedeniyle müşterileri, kredisi, meslek itibarı, ticari işletmesi veya diğer iktisadi menfaatleri zarar gören müvekkili adına fazlaya ilişkin tüm dava ve talep hakları ile munzam zarardan doğan hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 20.000,00 TL maddi ve 20.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak tecavüz tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafından müvekkili şirket aleyhine Kadıköy … Noterliği’nden 18/11/2013 tarihinde ihtarname gönderildiğini, ihtarnamede … başvuru nolu endüstriyel tasarımın müvekkili şirket tarafından üretiminin ve satışının durdurulması, aksi takdirde aleyhine yasal yollara başvurulacağının bildirildiğini, davacı tarafın tasarım başvurusuna itiraz ettiklerini, bu nedenle itirazın sonucunun beklenmesini, davaya konu endüstriyel tasarımın yeni ve ayırdedici niteliğe sahip olmadığını, davacı şirketin işbu tasarımlar için yaptığı başvuru ve aleyhlerine açmış olduğu davanın tamamıyla kötüniyetli olduğunu, davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 23/12/2020 tarihli 2017/179 E. – 2020/351 K. sayılı kararıyla; “…Mahkemece 01/10/2014 tarihli ön inceleme duruşma tutanağının (3) nolu bendi ile dava dilekçesinde sarih olmadığı tespit edildiğinden, davacı vekiline “…hangi tasarıma tecavüz iddialarının bulunduğunu…” açıklamak üzere 2 haftalık süre verildiği, bunun üzerine davacı vekilinin 15/10/2014 havale tarihli yazılı beyanı ile : “Davalı taraf müvekkilimin … numaralı çoklu tasarımlarından 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9 ve 10 numaralı tasarıma tecavüz etmektedir” şeklinde davaya konu ettiği tasarımlarını açıkça bildirdiği ve yargılamaya buna göre devam olunduğu, davacı vekilinin tecavüze konu ettiği tasarımlar arasında (11) nolu tasarımın bulunmadığının anlaşıldığı, bu nedenle Ankara 4. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2014/543 esas, 2017/285 karar sayılı dosyası ile hükümsüzlüklerine karar verilmiş tasarımlara tecavüz iddiası ile açılmış işbu davanın, hükümsüzlük kararının geçmişe etkili sonuçları da nazara alınarak, reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; mahkeme kararlarının Anayasa’nın 141. Maddesi gereğince gerekçeli yazılması gerektiğini ve HMK 297/c maddesinde kararda bulunması gereken hususların açıklandığını ancak kararda müvekkilinin dilekçesinin eksik ve yanlış yazıldığını, özetlenirken iddia ve beyanların büyük kısmının çıkarıldığını, delillere ilişkin tartışma yapılmadığını, karar gerekçe ve hüküm içermediğinden usul ve kanuna aykırı olduğunu. -Mahkeme kararında müvekkiline ait 11 nolu tasarımın bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmişse de; dava dilekçesinde tasarımlar arasında ayrım yapılmadan tecavüz edildiğinin belirtildiğini, 2013/06173-11 numaralı tasarımın halen müvekkili adına tescilli olduğunu, davada hukuki yararlarının bulunduğunu, davalının halen 11 numaralı tasarımı kullandığını ve tecavüzün devam ettiğini, dava dilekçesinde 11 numaralı “denizlik ön baza profilinden” bahsedildiğini, 1-10 numaralı tasarımlar iptal edilmişse de,11 numaralı tasarımın iptal edilmediğini ancak mahkemece talepleri bulunmamasına rağmen 11 nolu tasarımın dava konusu olmaktan çıkarılarak, hukuka aykırı olarak davanın reddine karar verildiğini, dava dilekçesinin sonuç ve talep bölümünde de 11 numaralı tasarımın ayrılmadan … numaralı tasarım tesciline tecavüzün durdurulması ve önlenmesi ile zararın tazminat ile giderilmesini talep ettiklerini. -Delil listesindeki ihtarnameye de, 11 nolu denizlik ön paza profil tasarımlarının görsellerinin eklenerek ihtarnameye dahil edildiğini, davalının 11 numaralı tasarımın iptalini talep etmediği ortaya çıkınca 11 numaralı tasarımın davaya dahil olmadığının ileri sürüldüğünü, HMK 119/1-ğ maddesinde açık bir şekilde talep sonucunun dava dilekçesinde bulunması gerektiğinin emredildiğini, dava dilekçesinde de ayrıma gidilmeden 2013/06173 numaralı tasarıma tecavüzün durdurulması ve önlenmesi ile maddi ve manevi tazminata hükmedilmesinin talep edildiğini, talep açıkken açıklattırılmasının söz konusu olmadığını, 11 numaralı tasarım ile ilgili bilirkişi incelemesi yapılarak yargılamaya devam edilmesi gerektiğini. -Hükümsüzlük kararının 25/09/2019 tarihinde kesinleştiğinden, bu tarihe kadarki eylemlerin tespit edilerek taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini beyanla, kararın kaldırılarak, davanın esası hakkında karar verilmek üzere dosyanın mahkemeye gönderilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesine cevabında; mahkemenin 01/10/2014 tarihli duruşma tutanağının 3 nolu kararında ” davacı vekiline hangi tasarıma tecavüz iddialarının bulunduğunu, tazminat isteminin dayanaklarını ve hesaplama yöntemini açıklamak üzere 2 haftalık kesin süre verilmesine” dair ara karar verdiğini, davacı vekili’nin de 15/10/2014 havale tarihli dilekçesinde; “Davalı taraf müvekkilimin … numaralı çoklu tasarımlarından 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9 ve 10 numaralı tasarıma tecavüz etmektedir” şeklinde davaya konu ettiği tasarımlarını açıkça bildirdiği ve yargılamaya buna göre devam olunduğu, davacı vekilinin tecavüze konu ettiği tasarımlar arasında (11) nolu tasarımın bulunmadığının tespit edildiğini, davanın hukuki dayanağının bulunmadığını beyanla istinaf başvurusunun reddini talep etmiştir.
DELİLLER: Ankara 4. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 13/09/2017 tarihli 2014/543 esas, 2017/285 karar sayılı gerekçeli kararından; davacı … Ltd. Şti. tarafından, davalı … Ltd. Şti. ve Türk Patent Enstitüsü Başkanlığı aleyhine açılan, … başvuru nolu tasarıma yapılan itiraz üzerine TPE YİDK’nın 2014/T-535 sayılı red kararının hükümsüzlüğü ve YİDK kararının iptali ile söz konusu endüstriyel tasarımlar tescil edildi ise hükümsüzlüğünün talep edildiği, mahkemece davanın kabulü ile, dava konusu Türk Patent Kurumunun 2014/T-535 sayılı YİDK kararının iptali ile 2013/06173/1,2,3,4,5,6,7,8,9,10 sayılı tasarımların hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verildiği, kararın 25/09/2019 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
G E R E K Ç E: Tasarıma tecavüzün tespiti, meni , refi, maddi ve manevi tazminat talepli davada, ilk derece mahkemesince davaca tarafça dayanılan tasarımların Ankara 4. FSHHM’nin kararıyla hükümsüz kılınması nedeniyle, davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde 2013/06173 başvuru nolu tasarıma tecavüz edildiğinden bahisle dava açtıklarını, 11 numaralı tasarımın dava dışı bırakılmadığını, bu tasarım halen tescilli olduğundan, tasarıma tecavüz edilip edilmediği konusunda inceleme yapılması gerektiğini ve Ankara 4. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin kararı 25/09/2019 tarihinde kesinleştiğinden kesinleşme tarihindeki fiillerin tespit edilerek tüm tasarımlar yönünden yargılamaya devam edilmesi gerektiğini ileri sürmüştür. Ankara 4. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 13/09/2017 tarihli 2014/543 esas, 2017/285 karar sayılı kararının incelenmesinde, davacı adına tescil edilen 2013/06173/1,2,3,4,5,6,7,8,9,10 sayılı tasarımların, “monte edilecekleri bölümlerin içinde kalacak olmaları nedeniyle” nihai kullanımda görülemeyeceğinden davanın kabulüne, 2014/T-535 sayılı YİDK kararının iptaline, tasarımların hükümsüzlüğüne karar verildiği anlaşılmıştır. 554 Sayılı KHK 45/1 maddesi ve 6769 Sayılı SMK 79/1 maddesi gereğince, hükümsüzlük kararı geçmişe etkili olup, tasarıma bu Kanunla sağlanan koruma hiç doğmamış sayılacağından, davacı vekilinin hükümsüzlük kararının kesinleşme tarihine kadarki ihlal fiillerinin tespiti gerektiğine yönelik istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde 11 numaralı tasarımın davaya dahil olduğunu ve hükümsüzlük kararı bulunmadığını ileri sürmüşse de, mahkemenin 01/10/2014 tarihli duruşma 3 nolu ara kararında ” davacı vekiline hangi tasarıma tecavüz iddialarının bulunduğunu, tazminat isteminin dayanaklarını ve hesaplama yöntemini açıklamak üzere 2 haftalık kesin süre verilmesine” karar verildiği, davacı vekilinin de 15/10/2014 havale tarihli dilekçesinde; “Davalı taraf müvekkilimin 2013/06173 numaralı çoklu tasarımlarından 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9 ve 10 numaralı tasarıma tecavüz etmektedir” şeklinde davaya konu ettiği tasarımlarını açıkladığı, yargılamaya bu tasarımlar yönünden devam edildiği, 11 numaralı tasarımın dava konusu olmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak; Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 29/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.