Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/281 E. 2022/2255 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/281 Esas
KARAR NO: 2022/2255 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/09/2020
NUMARASI: 2018/385 E. – 2020/221 K.
DAVANIN KONUSU: Endüstriyel Tasarımın Hükümsüzlüğü
KARAR TARİHİ: 29/12/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili firmasının Almanya’da kurulduğunu, 87 yılı aşkın süredir Türkiye’de ve Dünya’da spor ayakkabılar spor ürünleri, parfümleri ve moda aksesuarları alanında iştigal ettiğini, davalının … tescilin davaya konu tabanların tasarımının tescilinin tüm itirazlarına rağmen elde ettiğini, davaya konu tasarımın yenilik ve ayırt edicilik kriterlerini taşımadığını, müvekkiline ait tescilli tasarımlar ve ürünlerle, müvekkiline ait daha önceki tarihlerde piyasaya sunulmuş ürünlerin bilgilenmiş kullanıcı nezdinde birebir aynı olduğunu beyanla; davalı tescil başvurusunun kötü niyetli olduğunun tespiti ile maddi manevi tazminat isteme haklarını saklı tutarak … sayı ve 3 sıra numaralı tasarımının hükümsüz kılınmasına ve sicilden terkinine, davalının tescil eyleminin kötü niyet ihtiva etmesi gerekçesi ile maddi ve manevi tazminat isteme haklarını şimdilik saklı tutulmasını, mahkemenin davalının ayrıca kötü niyetinin de tespit etmesine, davalının davaya konu olan tasarıma konu ürünlerin ticaretini yapmaktan men edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde; Müvekkili şirketinin ayak giyim mamulleri imal ettiğini, söz konusu logo ile gezer markasının … sayılı ile tanınmış marka olarak kabul edildiğini, müvekkili şirket adına … numaralı tescil belgesi ile tescilli olan ürün ile davacı tarafından kamuya sunulmuş olan ürünler arasında iltibas oluşturacak derecede bir benzerlik bulunmamakla birlikte sadece üretimden ve ürünün kullanım amacından kaynaklanan benzerlikler söz konusu olduğunu, davacının davaya konu etmiş olduğu … üründe ise taban alt deseni petek şeklinde altıgenlerden oluşan bir desen olduğunu, bu nedenle her iki ürünün taban alt deseni yönünden birbirlerine benzemediklerini, bununla birlikte tabanda bulunan oyuklar, konumlandığı noktaların birbirlerinden tamamen farklı olmasıyla birlikte terliğin özellikle ıslak ve pürüzsüz zeminlerde kavramasını artırmak için yapılmış olması nedeniyle desenden daha çok terliğin kullanım amacı için zorunlu olan unsurlar olduğunu bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 25/09/2020 tarihli 2018/385 E. – 2020/221 K. sayılı kararıyla; “…Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; somut olayda mahkemece özellikle tartışılması gereken husus davalıya ait tescilli tasarım ile davacıya ait daha önce kamuya arz edilen ürünlerin benzer olup olmadıkları, bu bağlamda davalı adına tescilli tasarımın “yeni” ve “ayırd edici” özelliklere sahip olup olmadığıdır.Tasarımda önemli olan teknik ve bilimsel yönden ziyade, görünüm, şekil, doku ve ergonomi gibi özelliklerdir ve temel itibariyle koruma bu “görünüm” için değerlendirilmektedir. Bu “dış” görünüşün hukuki korumadan yararlanması için yeni ve ayırd edici özelliklere sahip olması gerekmektedir. Davaya konu olayda mahkememizce alınan 18/06/2020 havale tarihli raporda; davacı ve davalı tasarımlarının ltibas yaratabilecek derecede benzer olarak algılandıkları, bu sebeple davalı adına tescilli … nolu tasarımın tescil başvuru tarihi itibariyle yeni ve ayırt edicilik niteliğinin olmadığı görüşlerine mahkemece de aynen iştirak edildiği, yenilik ve ayırt edicilik vasfı taşımayan tasarımın hükümsüzlüğüne karar vermek gerektiği, davacı taraf her ne kadar davalının kötü niyetinin tespitine karar verilmesini de talep ve dava etmişse de; asıl olanın iyi niyet olması ve kötü niyeti iddia eden tarafın bunu ispat külfetinde bulunması ve somut olayda davalı tasarımının, davacı tasarımına benzerlik taşıması ve yenilik vasfının bulunmamasının başlı başına kötü niyetin kabulüne yeterli olmayacağı ” gerekçesiyle; Davacının davasının KISMEN KABULÜ İLE; -Davalı yana ait … tescil numaralı tasarımın hükümsüzlüğüne, karar kesinleştiğinde sicilden terkinine, -Davalı yanın kötü niyetinin tespiti talebinin REDDİNE, karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; davacının müvekkiline ait tescilli tasarımın karşısında herhangi bir tescilli ürününün bulunmadığını, müvekkiline ait … tescil no’lu taban tasarımının davacıya ait daha önce piyasaya sürülen başkaca tescilsiz tasarımlara benzediği ya da yeni olmadığı iddialarına dayalı dava açılmışsa da, davacının iddialarına dayanak olarak özellikle bazı web sitelerindeki linkleri gösterdiğini, tescilsiz tasarım sahibi davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığını. -Mahkemece rapor alınan ilk heyette, bilişim uzmanı, tasarımcı ve sektör bilirkişisinin yer aldığını, ilk heyetteki sektör bilirkişisinin, müvekkilinin ürününün yeni ve ayırt edici olduğu yönünde görüş bildirdiğini, tasarım bilirkişisinin ise aksi yönde görüş açıkladığını, mahkemece itiraz edilmesi üzerine ikinci bir heyetten rapor alınmışsa da, ikinci heyette sektör bilirkişisine yer verilmediğini, bilirkişi heyetinin ürün örneklerini birebir incelenmediğini, bir kısım web sitelerindeki linkler üzerinden ekran görüntüleri alınarak inceleme yapıldığını, bir ürünün fotoğrafının internet ortamında kullanılırken fotoshop teknikleriyle, ışık yansımalarıyla ve sair metotlarla aslından daha farklı görünebildiğini, ürünlerin fiziken incelenmesi ve ürünün ortopedik özelliklerinden ve ürünün kullanım amacı için zorunlu unsurlarından dolayı da inceleme yapılması gerektiğini, bu hususlarda inceleme yapılmamasına rağmen mahkemenin bu raporu hükme esas aldığını.-Davacıya ait tasarımın alt deseninde küçük arı peteği deseni varken müvekkiline ait üründe bu desenin olmaması ve hatta tamamen başka bir desenin olmasının; davacıya ait ürünün alt oyuklarının çevresindeki köşeli çember çok hafif iken müvekkiline ait üründe bu kısımların çok belirgin ve geniş olmasının; taraflara ait ürünlerin ökçe kısmındaki oyuklarda farklılıkların mevcut olmasının; tasarıma ilişkin farklılıklar yanında tasarım üzerine işlenmiş marka farklılıkları nedeniyle de ürünlerin tüketici tarafından karıştırılmasının mümkün olmamasının, müvekkiline ait tasarımın yeni ve ayırt edicilik özelliklerini haiz olduğunu gösterdiğini beyanla, mahkeme kararının kaldırılarak , davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: TPMK kaydından; 23/10/2017 başvuru tarihli … başvuru numaralı çoklu tasarım belgesi, 3 numaralı taban tasarımının 09/11/2017 tarihinde davalı şirket adına tescil edildiği anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince tasarım uzmanı bilirkişi …, bilişim uzmanı bilirkişi … ve sektör(ayakkabı) bilirkişisi …’den oluşan heyetten alınan 21.11.2019 havale tarihli raporda; “Tasarımcı bilirkişinin değerlendirmesinde; Hükümsüzlüğü istenen …(3) numaralı tasarım ile hükümsüzlüğe dayanak gösterilen ürün görselleri arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, bu sebep ile benzer olarak algılandıkları, tescil tarihi itibari ile yenilik ve ayırt edicilik niteliğine haiz olmadığı”, sektör bilirkişisinin değerlendirilmesinde; “Davalıya ait tasarım ve davacıya ait ürünlerin marka farklılığı bulunduğu ve ayrı ürünler olduğu için tüketici tarafından ayırt edilebileceği ve yenilik vasfına haiz olduğu” hususlarını bildirmişlerdir. İlk derece mahkemesince tasarım uzmanı bilirkişi …, bilişim uzmanı bilirkişi … ve Sınai Mülkiyet Uzmanı bilirkişi …’dan oluşan heyetten alınan 16/06/2020 tarihli raporda; “davalı tarafa ait 23.10.2017 başvuru tarihli … sıra no 3 numaralı tescilli taban tasarımı ile, davacının hükümsüzlüğe dayanak olarak sunduğu, 30/03/2013 tarihinde “Link-3 “https://www.facebook.com/…” sosyal medya URL adresinde yayınlanan terlik tabanı tasarımı, davacının dayanak olarak sunduğu, 27.12.2013” tarihli, Link-4 “https://www.facebook.com/…” sosyal medya URL adresinde yayınlanmış terlik tabanı, davacının hükümsüzlüğe dayanak olarak sunduğu, Link-5 “https://…com/…jpg” ve Link-6 “https://…com/…/” URL adresinde yayınlanmış terlik tabanı ile karşılaştırıldığında, bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim açısından tasarımların benzer olarak algılandığı kanaatine varıldığı, bu sebep ile iltibas yaratabilecek derecede benzer olarak algılandıkları, bu sebeple davalı adına tescilli … nolu tasarımın tescil başvuru tarihi itibariyle yeni ve ayırt edicilik niteliğinin olmadığı, dava dosyasında 21.11.2019 tarihli bilirkişi raporunun endüstriyel tasarım bilirkişisi …’in değerlendirme sonucuna katıldıklarını, sektör bilirkişisi …’in değerlendirme sonucuna katılmadıklarını” beyan etmişlerdir.
G E R E K Ç E: Tasarımın hükümsüzlüğü ve davalının kötüniyetli olduğunun tespiti talepli davada ilk derece mahkemesince, davalı tasarımının davacının tasarım başvuru tarihinden önce kamuya sunulan tescilsiz tasarımlar karşısında yeni ve ayırt edici olmadığından bahisle, davalı adına tescilli … nolu tasarımın hükümsüzlüğüne, kötüniyet tespiti talebinin reddine karar verdiği, davalı vekilinin istinaf başvurusunda bulunduğu anlaşılmıştır. Davalı vekilinin davacının bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığını ileri sürdüğü anlaşılıyorsa da, tarafların aynı sektörde faaliyet gösterdiği, davacının davaya konu terlik tabanı tasarımının kendisi tarafından daha önce tescilsiz olarak üretilerek kamuya sunulduğunu ileri sürdüğü anlaşılmakla 6769 Sayılı SMK 78. Madde gereğince, davacının bu davayı açmakta menfaati bulunduğundan ileri sürülen hukuki sebebin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.Mahkemece alınan ilk raporda bilirkişi heyetinde bulunan sektör bilirkişisi ile tasarım uzmanı bilirkişinin farklı görüşler ortaya koyduğu, mahkemece yeni bir heyetten rapor alındığı, rapor alınan ikinci heyette bilirkişilerin oybirliği ile davacının tescilsiz tasarımları ile davalı adına tescilli tasarımın bilgilenmiş kullanıcı nezdinde benzer olarak algılandığı sonucuna vardıkları, ilk heyette bulunan tasarım uzmanı bilirkişinin de aynı yönde görüş belirttiği, ikinci heyette sektör bilirkişisi bulunmamasının ve ürünlerin fiziken incelenmemesinin sonuca etkili olmadığı, internet sitelerinde yayınlanan ürün görsellerinin renkli ve denetlenebilir olduğu, davalı tarafça ileri sürülen sebeplerin ayrıntıda olup tasarımların farklı algılanmasına yol açmayacağı, davalı tescilli tasarımının yeni ve ayırt edici olmadığı kanaatiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderleri olarak;a)Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 16,50 TL (posta-teb-müz) masrafının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, b)Davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 29/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.