Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/280 E. 2023/314 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/280 Esas
KARAR NO: 2023/314 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/09/2020
NUMARASI: 2018/164 E. – 2020/212 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Tecavüzün Giderilmesi İstemli)
KARAR TARİHİ: 23/02/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA:Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin dünya çapında tanınan firmalar olduğunu ve markalarının Türk Patent Enstitüsü nezdinde tescilli olduğunu, müvekkilleri markalarının Paris Sözleşmesinin 1. Mükerrer 6. Maddesi anlamında tanınmış marka olduğunu, T.C Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Erenköy Tasfiye İşletme Müdürlüğü memurlarınca 3 nolu kaçak eşya ambarında 2012/2408 defter numarasına kayıtlı, 9230 adet “…” marka güneş gözlüğü, 6412 adet “…” marka güneş gözlüğü, 820 adet “…” marka güneş gözlüğünün tasfiyelik hale geldiğinin taraflarına bildirildiğini, yapılan araştırmada bu ürünlerin davalıya ait olduğunu, ürünlerin İstanbul Gümrük Baş Müdürlüğünün 10.06.2011 tarih ve 51351 sayılı yazıları ile teslim alındığını ve kaçak eşya defterinin 2408 sırasına kayıt edildiğini, davalı eylemlerinin müvekkil markalarına tecavüz teşkil ettiğini, davalıya ait gümrükte yakalanan ürünlerin, müvekkillerinin faaliyet gösterdiği alana girdiğini, davalının eylemlerinin 5883 sayılı Marka KHK’da değişiklik yapılmasına dair kanun kapsamında suç oluşturduğunu ve aynı zamanda TTK’nın 56 ve devamı gereğince haksız rekabet teşkil ettiğini, davalı tarafın kullanımları sonucu müvekkili şirketlerinin maddi manevi zarara uğradığını iddia ederek, marka hakkına tecavüzün tespitini, tecavüz fiilinin men’i ve bu tecavüzün giderilmesi ve marka hakkına tecavüz fiilinin durdurulmasını ve verilecek hüküm özetinin ilanını talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin eşya sahibi olmadığını, olayla ilgili olarak İstanbul 57. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/212 Esas sayılı dosyası üzerinden görülmekte olan dava dosyası incelendiği takdirde, iddianame ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü fezlekesi uyarınca birçok operasyon gerçekleştirildiğini, bu operasyon ile birçok ürüne el konulduğunu, Mahkeme nezdinde görülen dava konusu gözlük cinsi eşyanın kendisine ait olmadığının, iddianame, tutanaklar ve asıl eşya sahibinin beyanları incelendiğinde ortaya çıkacağını, İstanbul 57. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/212 Esas sayılı dosyasında yapılan yargılama konusu olayda da belirtildiği üzere, … isimli şahsın köylüsü olduğunu, ilgili şahıs ile ticari ilişkisi olmadığını, kendisine ait işyerine sadece emanet olarak 2-3 koli bırakılacağını ve mallarla alakası olmadığını, bu hususun araç şoförlerinin ifadeleri ile de doğrulandığını, kendi işyerinin hırdavat ve oto yedek parça ile iştigal eden bir dükkan olduğunu, kamyonet üzerindeki malların hiç indirilmediğini ve gözlük cinsi ürünlerle hiçbir ilgisinin olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
MAHKEME KARARI: Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 24/09/2020 tarihli 2018/164 E. – 2020/212 K. sayılı kararıyla; “…şüpheli ve diğer beyanlara göre dava konusu ürünlerin bulunduğu kamyonetin davalının iş yerine yanaştığı sırada yakalanıp kamyonete ve eşyalara el konulduğu, bu dosyada ki ( Bakırköy 1.Asliye Ceza Mahkemesi 2011/882 Esas sayılı dosya) beyan ve tutanaklara göre eşyaların dosya sanıklarından Tekin Daşdemir’e ait olup emanet olarak bırakılmak üzere buraya getirildiği ve daha bırakılmadan el konulduğunun anlaşıldığı, Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı Tasfiye İşleri Döner Sermaye İşletmeleri Genel Müdürlüğü Erenköy Şube Müdürlüğü’nün 23.07.2012 tarihli Kaçak Eşya Teslim Tutanağı incelendiğinde operasyonda ele geçirilen bütün eşyaların tek bir tutanakla teslim alındığı ve rastgele eşya sahibi olarak “… ve arkadaşları” yazılmak suretiyle tutanak tutulduğu, davacı tarafça bu nedenle elde ki davanın dosyamız davalısı aleyhine açıldığı, İstanbul 57. Asliye Ceza Mahkemesinde ki dava dosyası SMK’nun ceza hükümlerine ilişkin olmayıp örgüt ve kaçakçılığa ilişkin olduğundan ve verilecek karar mahkememiz dosyasını etkilemeyeceğinden beklenmesinden vazgeçildiği, buna göre davalı savunmasının aksine 6769 Sayılı SMK’nın 29/1-b ve c maddeleri ile, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde, tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak gibi bir eylemi bulunmadığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davacılar vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; mahkemenin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava dilekçesinde talep edilen, dava konusu taklit ürünlerin imhasına ilişkin bir karara hükmedilmemesinin hatalı olduğunu, bilirkişi raporundaki hususların ve ürünlerin taklit olabileceğine dair kanaatin mahkemece değerlendirilmediğini, imha talebi hakkında karar verilmemesinin hatalı olduğunu. -Müvekkili markalar aleyhine haksız ve hukuka aykırı bir biçimde ticari alana çıkarılan ürünlerin taklit olduğu şüphesi ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Erenköy Tasfiye İşletme Müdürlüğü’nün yazısı üzerine davanın açıldığı, mahkemenin gerekçeli kararındaki tutanağın geçerliliği ve akıbeti incelenmeden davanın davalı ile ilgisinin bulunmadığı kanaatinin hukuka uygun olmadığını.-Dava tarihinde, müvekkillerinin dava açmakta hukuki yararı bulunduğundan HMK 333 hükmünün uygulanmayarak müvekkilleri aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinin yasaya aykırı olduğunu.-Gümrük Müdürlüğü tarafından yapılan bildirim uyarınca açılan davada, Gümrük Müdürlüğü tarafından yapılan tebligat ve olaya ilişkin tutanakların, hukuka uygun düzenlenip düzenlenmediğinin şüpheye yer bırakmayacak biçimde ortaya konulmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte, bu evrakların üzerine rastgele davalının adı yazılmış ise, bu belirsizliğin müvekkiline yükletilemeyeceğini beyanla, mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: İlk derece mahkemesince iki kişilik bilirkişi heyetinden alınan 02/01/2019 havale tarihli raporda; “…davacı yana ait davaya mesnet markaların tanınmış marka statüsünde oldukları, Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı Tasfiye İşleri Döner Sermaye İşletmeleri Genel Müdürlüğü Erenköy Şube Müdürlüğü’nün 23.07.2012 tarihli Kaçak Eşya Teslim Tutanağı ile davalı … ve arkadaşlarının eşya sahibi olarak gözükmekte olduğu eşyalar arasında; 820 adet … marka güneş gözlüğü, 6412 adet … markalı güneş gözlüğü 9230 adet … markalı güneş gözlüğünün var olduğu, her ne kadar taklit ürünler incelenememiş ise de herhangi bir üründe …, … ve … ibarelerinin bulunması halinde davacılara ait markalardan kaynaklanan hakların ihlal edildiğinden bahsedilebileceği, davalı …’in Kaçak Eşya Teslim Tutanağında eşya sahibi olarak gözükmekte olması ve aleyhinde tanzim edilmiş olan iddianamede yer alan izahatlar göz önünde bulundurulduğunda ile ilgili eşyaların sahibi olduğunun ilgili eşyaları ticari sahada kullanıma konu eden kişilerden olduğunun değerlendirilebileceği, buna göre ilgili Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı Tasfiye İşleri Döner Sermaye İşletmeleri Genel Müdürlüğü Erenköy Şube Müdürlüğü’nün 23.07.2012 tarihli Kaçak Eşya Teslim Tutanağında yer aldığı üzere eşya sahiplerinin … ve arkadaşları olduğunun kabulü halinde, davacılara ait tescilli tanınmış markaları ihtiva eden taklit ürün kullanımlarının davalı yan tarafından gerçekleştirdiğinin kabulünün gerekeceği, aksinin kabulü halinde ise (İlgili ürünlerin … ile herhangi bir ilgisi olmadığı Mahkeme tarafından değerlendirilir ise) herhangi bir tecavüzü havi kullanımdan bahsedilemeyeceği” belirtilmiştir.
G E R E K Ç E: Markaya tecavüzün tespiti, meni, refi ve el konulan ürünlerin imhası talepli davada, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verildiği, davacılar vekilinin istinaf başvurusunda bulunduğu anlaşılmıştır. Davacı vekilinin dava dilekçesi ve dosya kapsamında bulunan “Kaçak Eşya Tespit Tutanağından”; 9230 adet “…” marka güneş gözlüğü, 6412 adet “…” marka güneş gözlüğü, 820 adet “…” marka güneş gözlüğüne el konulduğu, markaların davacılar adına tescilli olduğu ve ürünlerin taklit olduğu, davalı tarafça müvekkilinin marka haklarının ihlal edildiği ileri sürülmüştür. Dosya kapsamında marka vekili bilirkişi ve sektör bilirkişisinden alınan raporda, ürünler üzerinde inceleme yapılmadığı, ürünlerin taklit olup olmadığı yönünde bir tespite yer verilmediği ancak “herhangi bir üründe …, … ve … ibarelerinin bulunması halinde davacılara ait markalardan kaynaklanan hakların ihlal edildiğinden bahsedilebileceğinin” beyan edildiği anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince, İstanbul 57. Asliye Ceza Mahkemesinde ki dava dosyası SMK’nun ceza hükümlerine ilişkin olmayıp örgüt ve kaçakçılığa ilişkin olduğu gerekçesiyle beklenmesine yer olmadığına karar verildiği ve davalının 6769 Sayılı SMK’nın 29/1-b ve c maddelerinde düzenlenen markaya tecavüze yönelik eyleminin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. İstanbul 57. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2012/231 Esas sayılı dosyası ile birleştirilen, Bakırköy 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2011/882 Esas-2012/326 karar sayılı dosya örneğinden, “Eşyayı Gümrük İşlemlerine Tabi Tutmaksızın İthal Etmek” suçundan açılan ceza davasına konu eşyaların bir kısmının işbu davaya konu edilen, taklit olduğu ileri sürülen güneş gözlükleri olduğu, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından düzenlenen iddianamede, suç tarihinde kimliği belirsiz bir kişinin bugün … Ada da bulunan … isimli iş yerine çok sayıda güneş gözlüğü gelecek şeklindeki ihbarı ile operasyon başlatıldığı ve şüphelilerden …’in kaçak eşyaların sahibi olduğu, …’in işyerini bu mallara tahsis ettiğinin açıklanarak kamu davası açıldığı anlaşılmıştır. Dairemizce celp edilen İstanbul 57. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 31/05/2022 tarihli 2012/231 Esas-2022/583 Karar sayılı ilamından, sanık … hakkında, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olmaksızın yardım ve yataklık suçundan beraatine, kaçakçılık suçundan açılan ceza davasının zamanaşımı nedeniyle düşmesine, dava konusu eşyaların tasfiye edilmemiş olması halinde müsaderesine karar verildiği, dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay’da olduğu anlaşılmıştır. HMK 74. Madde gereğince, ceza mahkemesi kararı, hukuk hakimi yönünden bağlayıcı değilse de; ceza dosyasındaki maddi vakıa tespitlerinin delil olarak değerlendirilmesi mümkündür. Ceza dosyası kapsamında bulunan ifade tutanaklarından, …’in savcılık ve mahkeme ifadesinde malların … tarafından, düğün için 2-3 koli hediyelik eşya olduğu söylenerek emanet olarak bırakmak istediğini söylemesi üzerine köylüsü olduğundan kabul ettiğini beyan ettiği, sanık …r’in eşyaların kendisine ait olduğunu kabul ettiği, eşyaların davalının dükkanına indirilirken henüz bırakılmadan yakalandığı, davalının dava tarihinde yürürlükte olan 556 Sayılı KHK 9/2 maddesi kapsamında sayılan ihlal fiillerini işlediği yönünde hakkında somut delil bulunmadığı anlaşılmakla, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilerek, davalı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir. Davacı tarafça taklit ürünlerin imhası talebi hakkında karar verilmemesinin hatalı olduğu ileri sürülmüşse de, imha talebi asıl talebe bağlı feri talep olup, davalının markaya tecavüzü sabit olmadığından, bu talep hakkında da ret kararı verilmesi yerinde olup , davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacılar vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 179,90 TL harçtan, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL eksik harcın davacılardan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama gideri olarak; Davacılar tarafından yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 23/02/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.