Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/28 E. 2022/2106 K. 09.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/28 Esas
KARAR NO: 2022/2106
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/12/2019
NUMARASI: 2017/91 2019/1400
ASIL DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
BİRLEŞEN DAVANIN
KONUSU: Çekin İptali Kararının İptali
KARAR TARİHİ: 09/12/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Asıl Dava Dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nde … Esas sayılı icra dosyası üzerinden kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip yapıldığını, takibe dayanak oluşturan 14/03/2015 tarih ve 200.000,00 TL bedelli Çek’in keşide edildikten sonra …’a teslim edildiğini, çekin teslim alındıktan sonra … tarafından Kadıköy ilçesinde kaybedildiğini, çek hamili … tarafından kaybolan çekin kötü niyetli şahısların eline geçmesi halinde doğacak mağduriyetin önüne geçmek için çek zayi-iptal davası açıldığını, bu dava kapsamında 27/02/2015 tarihli ve 8768 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nin 253. Sayfasında gerekli ilanlar yapıldığını, süresi içerisinde çek ibraz edilmediğinden İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/221 Esas, 2015/670 Karar sayılı ilamı ile çekin iptaline karar verildiğini ve bu kararın kesinleştiğini, müvekkilinin takip alacaklısını hiç tanımadığını, bu şahsa 200.000,00 TL tutarlı hamiline yazılı bir çeki verecek nitelikte ticari veya kişisel ilişkisi de bulunmadığını, diğer yandan davalı takip alacaklısının iptal edilen çeki ibraz süresi içerisinde bankaya ibraz ettiğini, banka tarafından ibraz edilen çek hakkında İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/221 Esas sayılı dosyasından çek hakkında ödeme yasağı kararı verildiği hususunun çekin arkasına yazıldığını, ancak davalı takip alacaklısının ödeme yasağı kararının peşine düşmediğini, 3 defa ilan edilen çeki elinde bulundurması nedeniyle yetkili hamil olduğunu ispat etmek için çeki ilan süreleri içinde mahkemeye de ibraz etmediğini, davalı takip alacaklısı ibraz tarihi olan 17/03/2015 tarihinden takip tarihi olan 25/05/2016 tarihine kadar beklediğini, iptal kararı verilen çeki kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takibe koyduğunu, iptal edilmiş çek dolayısıyla müvekkilini haksız icra tehdidi altında bıraktığını, davalı takip alacaklısının kötü niyetli olduğunu ve esasında müvekkilinden alacaklı olmadığını, müvekkili ile davalı takip alacaklısı arasında hiçbir borç ilişkisi olmadığını, gerek çek hakkında kesinleşmiş bir iptal kararının olması, gerek davalı takip alacaklısının çek hakkında açılmış bir iptal davasının varlığından ibraz ile haberdar olmasına rağmen ilan süreleri içerisinde çeki mahkemeye ibraz etmemiş olması ve gerekse davalının iptal edilen hamiline yazılı çek üzerindeki tek ciranta olması hususları bir arada düşünüldüğünde, davalının iptali istenen takipte alacaklı olmadığını ve müvekkilinin borçlu olmadığı hususunun açık bir şekilde ortada olduğunu, bu sebeple yapılacak yargılama neticesinde davanın kabulü ile müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibinin iptaline ve haksız takip nedeniyle davalı aleyhine alacağın%20 sinden az olmamak kaydıyla tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Asıl Dava Dosyasında davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının iddiasının yerinde olmadığını, dava konusu çekin iptaline ilişkin İstanbul Anadolu 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/221 Esas, 2015/670 Karar sayılı kararının TTK 758/1 aykırı olarak verildiğini, yine kararın HMK 388.maddesi gereği maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmediğini, Çekin bankaya ibraz edildiğine ilişkin bilginin banka tarafından Mahkemeye bildirilmesine rağmen Mahkemece duruşma günü beklenmeksizin çekin iptaline karar verildiğini, temyiz taleplerinin reddedildiğini, anılan Mahkeme kararının iptali için İstanbul Anadolu 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/814 Esasında dava açtıklarını, hamiline yazılı çekte hak sahipliğinin ispatının çekin ibrazı suretiyle olacağı, çekin zilyetliğinin devrinin hak sahibinin teşhisi için yerli olacağı, müvekkilinin alacağına karşılık çeki aldığını, kambiyo senetlerinde illetten mücerretliği ilkesinin geçerli olduğunu, müvekkilinin çeki edinme nedenini kanıtlamak yükümlülüğünün bulunmadığını, tanık dinletilmesine muvaffakatlarının bulunmadığını, davacının kendi iddiasına göre yetkili hamilin dava dışı … olduğu,davacının menfi tespit davası açamayacağını, bu sebeplerle davanın reddine, davacının İİK 72/4 gereği icra kasasına girecek paranın alacaklıya ödenmemesi doğrultusunda tedbir kararı aldırılmış olması ve müvekkilinin alacağını geç almasından dolayı fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile müvekiline % 20 den aşağı olmamak kaydı ile tazminat ödemesine hükmedilmesini, tazminatın davacı borçlunun yatırmış olduğu teminattan alınmasını, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA: Birleşen Dava Dosyasında dava dilekçesinde özetle; İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/221 Esas, 2015/670 Karar sayılı kararı ile müvekkilinin meşru hamili olduğu, keşidecisinin … olan, 14/03/2015 keşide tarihli, 200.000,00-TL bedelli, … Bankası Aydınyolu Pendik Şubesinin muhatabı olduğu … numaralı çek hakkıda davalı …’ın başvurusu üzerine zayi sebebi ile iptal kararı verildiğini, ancak İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/221 Esas sayılı dosyasından verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, kararın HMK 388.maddesi gereği maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmediğini, iadeyi muhakemeye de tabi olmadığını, Çekin bankaya ibraz edildiğine ilişkin bilginin banka tarafından Mahkemeye bildirilmesine rağmen Mahkemece duruşma günü beklenmeksizin çekin iptaline karar verildiğini, müvekkilinin çeki süresinde bankaya ibraz ettiğini, TTK 758/1 maddesine aykırı olan İstanbul Anadolu 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/221 Esas, 2015/670 Karar sayılı kararı ile müvekkilinin meşru hamili olduğu , keşidecesinin … olan, 14/03/2015 keşide tarihli, 200.000,00-TL bedelli, … Bankası Aydınyolu Pendik Şubesinin muhatabı olduğu … numaralı çek hakkında verilen zayi sebebi ile iptal kararının iptalinİ talep ve dava etmiştir. Birleşen Dava Dosyasında davalı cevap dilekçesinde özetle; … Bankası A.Ş ,… Aydınyolu Pendik Şubesine ait, … çek nolu, 14/03/2015 keşide tarihli ve 200.000,00-TL bedelli, keşidecisi … olan çeki iş amacıyla Kadıköy/İstanbul ‘da bulunduğu sırada kaybettiğini, bunun üzerine mezkur çekin kötüniyetli üçüncü şahısların eline geçmesi halinde telafisi güç zararların önüne geçebilmek adına ve kaybolan çekin kimin elinde bulundurduğu, İstanbul Anadolu 2.Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından tüm hukuki prosedür ve ilanlar yerine getirilerek 24/07/2015 tarihli 2015-221 esas, 2015-670 karar sayılı ilamıyla dava konusu çekin iptaline karar verildiği, bu nedenle davacı tarafından iptali istenen kararın usul ve yasaya uygun olarak verildiği ve kesinleştiği, davacının 18/03/2015 tarihinde bankaya çeki ödeme talebi ile ibraz etitğinden çek hakkında iptal davası açıldığını öğrenmesine rağmen çeki ilgili mahkemeye ibraz etmeyerek kötüniyetle (1) sene beklediğini, davacının iddiası aksine TTK 758 maddesi değil TTK 763 gereği davacının çeki ibraz etmesi ve çekin istirdadı için dava açılmasına olanak sağlanması gerektiğini, bu sebeple İstanbul Anadolu 13. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülemkete olan 2016-259 Esas sayılı menfi tespit davasının bekletici mesele yapılmasını, TTK md. 763 gereği davacı tarafından mahkemeye ibraz edilmesi gereken ancak ibraz edilmeyen çek hakkında verilen iptal kararının yerinde ve hukuka uygun olduğundan huzurdaki davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: “- asıl davanın reddine, davalı lehine %20 kötüniyet tazminatına hükmolunmasına,- birleşen davanın kabulüne, İstanbul Anadolu 2.ATM’nin 2015/221Esas, 2015/670Karar sayılı dava konusu çekin zayi nedeni ile iptaline ilişkin mahkeme kararının iptaline” şeklinde karar verilmiştir. Mahkemenin 17.02.2020 tarihli kararı ile; kararda birleşen dosya davalısı …’ın çıkartılarak birleşen dosya davalısı … olarak düzeltilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı … vekili istinaf dilekçesinde özetle;Davada ispat yükünün davalıda olduğunu, müvekkilinin çekte keşideci olup hukuki yararı olduğunu, aleyhinde takip başlatıldığını, Çek iptal davasının yetkili hamil tarafından açılacağını, keşidecinin dava açma hakkı bulunmadığını, mahkemenin” çekin hangi amaçla …’a verildiği açıklanamamıştır…, …davacının iddiasına göre yetkili hamil …’tır, çekin hamil … tarafından kaybedilmesi davacıyı hak sağlamamaktadır, davacı iddialarına göre ancak … davayı açabilecektir…” şeklindeki gerekçeye yer verilmiş ise de; …’ın yetkili hamil olduğunu, asıl davada hukuki yararı olan müvekkilinin, birleşen davada çekin zayi nedeni ile iptal davasını yetkili hamilin oğlu olan …’ın açmasının hukuk ve usul kuralları ile bağlantılı olduğunu, Yargılama aşamasında defalarca imza incelemesi talep edildiğini, mahkemenin imza incelemesi yapmadan imzanın müvekkiline ait olduğuna karar verdiğini, imzanın davacıya ait olduğunu ispat yükünün davalıda olduğunu, çekte tahrifat yapıldığının tespit ihalinde müvekkilinin borçlu olmadığı ve davalının kötüniyetli olarak eçek sonradan eklemeler yaparak haksız kazanç elde etme gayesi ile senedi takibe koyduğunun sübut bulacağını, sahtecilik iddiasının önsörun olduğunu, delil olarak da bilirkişi incelemesine dayanılmış olduğunu, Soruşturma dosyasında raporda yazıların … eli ürünü olmadığının tespit edildiğini, savcılıkça 4.kez takipsizlik kararı verilmiş ise de bu karara karşı kanun yararın bozma yoluna gidildiğini, soruşturmanın çelişkili ifadelerle sonuca bağlandığını, sahtelik kararı verildiği takdirde o dosyanın akıbetinin bu dosyayı etkileyeceğini, Birleşen dosya yönünden ise; davalının kötüniyetli olarak çeki mahkemeye teslim etmediğini ve 1 yıldan fazla süre sonra takibe koyduğunu, davacının temyiz talebinin reddedildiğini, çekin yetkili hamilinin de bu davayı açabileceğini, mahkemenin …’ın çek üzerinde hak sahipliğinin tartışmalı olduğu şeklinde tespit yapılmış ise de kararın 6.sayfasında çekin hamili … tarafından kaybedilmesi çek elinden rızası ile çıkan davacıya bir hak sağlamamaktadır şeklinde tespiti de içerdiğini, birleşen davanın reddi gerektiğini belirtmiştir.
İNCELEME … Bankası AŞ Aydınyolu Pendik Şubesine ait, keşidecisi … olan, 14/03/2015 keşide tarihli, 200.000,00-TL bedelli, … numaralı çek hamiline düzenlenmiş olup çek arkasında asıl doya davalısı …’nin cirosu, altında ise ödeme yasağı nedeni ile ödeme yapılmadığına ilişkin 17.03.2015 tarihli şerh olduğu görülmüştür. İstanbul Anadolu 2.ATM nin 2015/221Esas, 2015/670Karar sayılı kararında; davacının … olduğu, davanın kabulü ile dava konusu 200.000Tl bedelli çek hakkında zayi nedeni ile iptal kararı verildiği, karara karşı davalı …’nin temyiz isteminin reddine karar verildiği kararın kesinleştiği görülmüştür. Dava konusu çek hakkındaki İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2017/41506 Soruşturma nolu dosyasının uyap kaydı istenmiştir. Dosyada savcılık tarafından kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, kararının İstanbul Anadolu 3.Sulh Ceza Hakimliğinin 22.02.2017 tarih ve 2017/908 D.İş sayılı kararı ile kaldırıldığı, yeniden yapılan soruşturma üzerine 25.08.2017 tarihli Savcılık kararı ile tekrardan “kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği görülmüştür. Davacı … 26/07/2016 tarihli Savcılık ifadesinde, davalı …’yi tanımadığını, şahsına yönelik dolandırıcılık ve muhtemelen sahtecilik eylemlerini işleyen şüpheli … hakkında şikayetçi olduğunu beyan etmiştir. Birleşen dosyada davalı … 08/11/2016 tarihli Savcılık ifadesinde, davacı …’yi ve …’yı tanımadığını ve bunlara çek vermediğini beyan etmiştir. Davalı … ise 08/09/2016 tarihli Savcılık ifadesinde; davacıyı ve birleşen dosya davacısı …’ı tanıdığını, …’tan alacağı olduğunu, alacağına karşılık şikayet konusu yapılan 200.000,00 TL bedelli çekin … tarafından kendisine verildiğini, çeki bankaya ibraz ettiğini, Bankadan kendisini aradıklarını, çek hakkında ödeme yasağı konulduğunu ve iptal edildiğini bildirdiklerini, bunun üzerine … ile yeniden telefonla görüştüğünü, çekte yazılı miktarı ödeyeceğine yönelik söylemlerle kendisini bir süre oyaladığını, vermiş olduğu ödeme taahhüdünü belirttiği tarihlerde yerine getirilmeyince de çekin İcra yoluyla tahsili için usulünce İcra Dairelerine başvuruda bulunduğunu, çek üzerinde herhangi bir şekilde sahtecilik oluşturacak bir işlemde bulunmadığını, çeki verildiği şekilde muhafaza ettiğini, …’tan alacağının bulunduğunu belirtmekle yetinip ayrıntılarına girmek istemediğini, çeki doğrudan …’ın elinden almadığını, … ile ortak arkadaşları olan birkaç şahıstan bir tanesinin bu çeki …’tan alıp getirip kendisine teslim ettiğini, bu şekilde teslim eden şahsın ismini o an itibarı ile hatırlamadığını, ancak çeki teslim aldığında ” bu çekin …’tan alınıp …’ye teslim edildiğine ilişkin bir yazılı metin düzenlediklerini,” bu metni ve bu şekilde çek teslim eden şahsın isim ve adresini 10 günlük süre içerisinde Cumhuriyet Başsavcılığınıza teslim edeceğini, beyan etmiştir.Davacı, İstanbul 15.İcra Hukuk Mahkemesinin 2016/361 Esasında, icra takibine yönelik borca itirazda bulunmuştur. İstanbul Anadolu 15. İcra Hukuk Mahkemesinin 13.04.2017 tarih ve 2016/361 Esas, 2017/396 Karar sayılı kararı ile; İstanbul Anadolu 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/221 Esas sayılı dosyasında görülen çek iptali davasında davacının çekin iptaline muvafakat ettiği ve çek bedelinin 200.000-TL olduğunu beyan etmesi karşısında çekte tahrifat yapıldığı iddiasının doğru olmadığının anlaşılması ve takip alacaklısının çekin yasal hamili olduğunun anlaşılması sebebiyle açılan davanın reddine karar verilmiş, anılan karara karşı davacının istinaf başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Asıl dava, İİK 72.maddesine dayalı olarak açılan borçsuzluğun tespiti istemine ilişkindir. Birleşen dava ise; çek iptali kararının iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Birleşen davada iptali talep edilen İstanbul Anadolu 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/221 Esas, 2015/670Karar sayılı kararına konu çek, asıl davanın da konusunu oluşturmaktadır. Çek iptali davası hasımsız olarak açılmış olup dava sonucunda verilecek iptal kararı çek hamili üçüncü kişileri bağlamaz. Bu nedenle, iptal kararından sonra çeki takibe koyan hamil aleyhine açılacak menfi tespit davasında, davacı bu çekten dolayı borçlu olmadığını ispat etmesi gerekir. Davacı, senedin rıza dışı elinden çıktığını, davalının çekte tek ciranta/hamil olduğunu, çek hakkındaki iptal davasını biliyor olduğunu ve kötüniyetli olduğunu ileri sürmüş ise de davalı hamiline yazılı çekte yetkili hamil konumunda olup davacı aksi yöndeki iddiasını ispatlayamamıştır. Davacı istinaf isteminde; mahkemenin imza incelemesi yapmadan karar vermesinin yerine olmadığını, savcılık dosyasında alınan raporda yazının … eli ürünü olmadığının tespit edildiğini, takipsizlik kararına karşı kanun yararına bozma talep edildiğini ileri sürmüş ise de; dava ve cevaba cevap dilekçesinde sahtelik, tahrifat yönünde bir iddiada bulunmadığı gibi çekteki imzasını ve çekin 200.000TL bedelli olarak düzenlendiğini açıkça kabul ettiğinden, HMK 141 md.de yer alan iddianın genişletilmesi yasağı ilkesi gereğince imza incelemesi yapılmaması yerindedir. Davacı, senetteki bedeli açıkça kabul ettiğinden senet bedelindeki rakam üzerinden geçilip geçilmediği, davacının parafının olup olmadığı senedin bedelini ve vasfını etkilemeyecektir. Açıklanan nedenle bu yöndeki istinaf isteminin ve soruşturma dosyasında KYOK kararı verilmiş olmakla soruşturma dosyasından kanun yararına bozma yoluna gidildiğine ilişkin istinaf isteminin esastan reddi gerekmiştir.Birleşen dosya yönünden istinaf istemine gelince; mahkemenin karar başlığında davalı olarak …’ın ismi yer almış ise de; bu hususun maddi hataya dayandığı, mahkemenin 17.02.2020 tarihli tashih kararı ile birleşen dosya davalısının … olarak düzeltilmesine karar verildiği, birleşen dosyada davalının … olduğu ve birleşen dosyadaki davalı ile asıl dosyada davacının aynı vekil tarafından temsil edildiği görülmektedir. Bu durumda birleşen dosya yönünden istinafa başvuran asıl dosya davacısı …’ın taraf yahut müdahil sıfatını bulunmadığından … vekilinin birleşen dosyaya ilişkin istinaf isteminin usulden reddine karar vermek gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle HMK 355, 357.md gereğince yapılan istinaf incelemesinde ilk derece mahkemesinin kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığından davacının asıl dosya ve birleşen dosyaya yönelik istinaf isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davacı … vekilinin asıl dava yönünden yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, -Birleşen davada …’ın taraf sıfatı bulunmadığından … vekilinin istinaf isteminin USULDEN REDDİNE,2-Asıl davada istinafa başvuran taraftan alınması gereken 220,70’er TL harçtan, peşin yatırılan 148,60’ar TL harcın mahsubu ile asıl dava yönünden bakiye 72,10 TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,-Birleşen dava yönünden ise 72,10TL bakiye harcın istinafa başvuran …’tan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere 09/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.