Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/27 E. 2021/220 K. 05.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/27 Esas
KARAR NO: 2021/220 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/01/2021
NUMARASI: 2020/116 E.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 05/02/2021
BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ tarafından verilen 21/01/2021 tarihli kararına karşı, davalı tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: DAVA:Davacı vekili dava dilekçesi ile; … markasını müvekkilinin yarattığını, şirket unvanının baş harflerinden oluşturulduğunu, müvekkilinin WIPO ve EPO nezdinde 6,17,35,37,39,40 ve 42. Sınıflarda tescilli, 19 markası bulunduğunu, Türkiye’de de TPE nezdinde 35 ve 42. Sınıflarda tescil ettirdiklerini 06. Sınıfta tescil talebinin davalının itirazı üzerine reddedildiğini, müvekkili şirketin davalı şirket ile 24 Nisan 2015 tarihinde “Münhasır Dağıtımcılık Hüküm ve Şartları” başlıklı sözleşme imzaladıklarını, davalının müvekkilinin münhasır distribütörü olduğunu, davalının markayı kötüniyetli olarak tescil ettirdiğini, markaların aynı olduğunu, davalının tescil ettirdiği markayı kullanarak haksız ve kötüniyetli olarak davacı şirketin ithal ettiği ürünlerine el koyduğunu beyanla, dava konusu “…” tescil no’lu markanın 3. Kişilere devrinin önlenmesine, marka tescilinden doğan haklarının müvekkil aleyhine kullanılmaması ve yargılama sonuna kadar dava konusu bu markanın , mal veya ambalajı üzerine konularak piyasaya sürülmesi, davalı şirketin web sitesi, iş evrakı, reklam ve tabelasında kullanımına son verilmesi/kaldırılması hakkında tedbir kararı verilmesini, talep etmiştir.
MAHKEME TEDBİR KARARI: Bakırköy 1.Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 14.04.2020 tarihli ara kararıyla; dava dilekçesindeki açıklama, mevcut delil durumu ve özellikle davanın niteliğine göre SMK 159 ve HMK 389 maddelerinde aranan koşulların oluştuğu gerekçesiyle; davacı vekilinin dava konusu … tescil nolu markanın üçüncü kişilere devrinin önlenmesi ve bu markadan doğan hakların davacıya karşı ileri sürülmesinin önlenmesine dair ihtiyati tedbir talebinin kabulüne, taktiren 30.000 TL teminat karşılığı … tescil nolu markanın üçüncü kişilere devrinin önlenmesi ve bu markadan doğan hakların davacıya karşı ileri sürülmesinin tedbiren önlenmesine; davacı vekilinin davalı adına tescilli markanın davalı ürün, tabela vs evrakından çıkarılması yönündeki tedbir talebinin davanın niteliğine (hükümsüzlük davası olması) göre reddine karar verilmiştir. Davalı vekilinin tedbire itiraz dilekçesinde; müvekkilinin, davacı şirketin markasına tecavüz teşkil edecek, herhangi bir eylemi veya işlemi bulunmadığını, somut koşullarda, davacının tedbir talep ederken ileri sürdüğü durumlara benzer, uğranılmış herhangi bir zarar olmayıp zararın muhtemelliği de söz konusu olmadığını, şifahi ve afaki iddialarla tedbir talep edilmiş akabinde haksız ve hakkaniyete uygun düşmeyecek şekilde bu talep mahkemece kabul gördüğünü, zira 6769 sayılı SMK m.159’da ilgilinin, “kendi sınai mülkiyet haklarına tecavüz teşkil edecek şekilde gerçekleşmekte olduğunu veya gerçekleşmesi için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını ispat etmek şartıyla,” ihtiyati tedbir talebinde bulunabileceği belirtildiğini, davacının iş bu aşamada ihtiyati tedbir talebinin kabulünü haklı kılar bir durum söz konusu olmadığını, beyanla mahkemenin vermiş olduğu 21.04.2020 tarihli ihtiyati tedbirin kaldırılmasını talep etmiştir.
İTİRAZIN REDDİ KARARI; Bakırköy 1.Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 27/10/2020 tarihli ara kararı ile; ” Dosya kapsamı deliller, davanın niteliği ve mevcut delil durumu ile tedbirin niteliğine göre davalı vekilinin tedbire itirazının reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davalı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; mahkemenin tedbir kararı ve red kararında gerekçelere yer verilmediğini, müvekkilinin … tescil numaralı … markasının 06/07/20’nci sınıflarda müvekkili adına tescilli olduğunu, müvekkilinin 2020 yılından beri kendi markası ile Türkiye sınırları içerisinde, … marka ürünlerin satımını ve pazarlamasını yaptığını, sektörde marka haline gelmesi ve tanınırlığının müvekkilinin çalışmaları ile vuku bulduğunu, davacının müvekkilinden Türkiye’de önce tescilli markasının bulunmadığını, markanın müvekkili tarafından tescil edilip kullanıldığını davacının bildiğini, kötüniyet iddiasının doğru olmadığını, uzunca bir süre sonra dava açıldığından davacının kötüniyetli olduğunu, TMK 2/2 maddesi gereğince hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu, davacının … başvuru numaralı markasının 35/42’nci sınıfta farklı sınıfta tescilli olduğunu, müvekkilinin tescilli markası varken davacının aynı marka ve ürün grubuna ait birtakım emtiayı kötüniyetli olarak Türkiye’de muhtelif firmalara yönlendirip satma girişiminde bulunduğunu, bunun marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini, Gümrük Müdürlüğü’nde bulunan bir grup … markalı ürüne Çatalca CBS 2020/920 soruşturma sayılı dosyası ile el konulduğunu, somut olayda 6769 Sayılı SMK 159 maddesi gereğince müvekkilinin ihtilaf konusu markayı tehlikeye düşüren somut bir girişimi bulunmadığını, yaklaşık ispat gerçekleşmediğini beyanla itirazın reddi ara kararı ile tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesine karşı cevabında; davalının taraflar arasındaki sözleşmede Fikri Mülkiyet Haklarına uyacağı konusunda açıkça taahhütte bulunduğunu, gerek sözleşmeye aykırılık gerekse ticari güven ilişkisini zedelemek pahasına dava konusu markayı tescil ettirdiğini, yerleşik uygulama ve içtihatlarda Türkiye’de tescilli olmayan bir markanın bayiliğini/distribütörlüğünü yapan kişinin o markanın tescilini almak için başvuruda bulunmasının kötüniyet ispatı olarak görüldüğünü beyanla ve dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:TPMK kayıtlarından, davacı şirket adına 29/10/2017 başvuru tarihli, 35 ve 42. Sınıflarda … başvuru numaralı … markasının tescil edildiği, dava konusu markanın davalı adına 29/12/2016 başvuru tarihli 06,07,20’nci sınıflarda tescilli … markası olduğu görülmüştür. Davacı vekili 24 Nisan 2015 tarihli olup, “Münhasır Dağıtımcılık Hüküm ve Şartları” başlıklı, davacı şirketin SATICI, davalı şirketin ALICI olarak adlandırdığı ve davalı şirketin yardımcı aksam, poliamitler (…) ve contalar (…) için Türkiye Bölgesindeki münhasır dağıtıcı olmaya devam etmesi yönünde sözleşmeyi ibraz ettiği görülmüştür.
G E R E K Ç E: Marka hükümsüzlüğü davasında, mahkemece 14/04/2020 tarihli ara karar ile tedbir talebinin kısmen kabulüne karar verilerek, hükümsüzlüğü istenen … sayılı davalı markasının devrinin önlenmesine ve davalı markasından doğan hakların davacıya karşı ileri sürülmesinin tedbiren önlenmesine karar verilmiştir. Davalı vekilinin itirazı de mahkemece 27/10/2020 tarihli ara karar ile reddedilmiştir. Dosya kapsamında bulunan marka tescil kayıtları, taraflar arasında imzalanan ve davalı tarafça itiraza uğramayan 24 Nisan 2015 tarihli Münhasır Dağıtıcılık Sözleşmesi, davalı markasının hükümsüzlüğü talebiyle dava açılmış olması ve davalı tarafın başvurusu ile, davacı … marka ürünlerin Çatalca CBS 2020/920 soruşturma sayılı dosyası ile el konulması karşısında, davacı tarafın tedbir talebinde hukuki yararının bulunduğu ve yaklaşık ispat koşullarının oluştuğu kanaatine varılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 59,30 TL harçtan, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,490 TL eksik harcın davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak; Davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 05/02/2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.