Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/243 E. 2023/54 K. 18.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/243 Esas
KARAR NO: 2023/54
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/12/2020
NUMARASI: 2019/503 E. – 2020/522 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 18/01/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin mantar işletmesi bulunduğunu ve müvekkili ile davalı şirket arasında en son yapılan mantar kompostu alımı sözleşmesi uyarınca 4 parti kompost teslimi üstlenildiğini ve karşılığında müvekkilinin 8 adet bono ile 35.200,00-TL ödeme taahhüdünde bulunduğunu, davalının kompostları teslim ettiğini, ancak normal şartlarda her ekimden %25 verim alınması gerekirken, olması gereken verimin alınamadığını, bu durumun Akyurt Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/57 d. iş sayılı dosyası ile tespit edildiğini, bilirkişi raporuna göre kompostların tamamının ayıplı olduğunu, ayrıca yapılan tespitte müvekkilinin verim alamaması neticesinde 26.600,00-TL zarara uğradığının tespit edildiğini, davalıya verilen bonolar ile toplam 26.400,00-TL ödeme yapıldığını, vadesi gelmeyen ve davalının uhdesinde bulunan toplam bedeli 8.800,00-TL olan iki bono daha bulunduğunu, ayıplı mallar karşılığında verilen bonoların haksız yere tahsili yoluna gidilebileceğini, bonoların bedelsiz kaldığının açıkça ispatlandığını, bu nedenlerle bonoların bedelsizliğinin tespitine ve bonolar hakkında ödeme yasağına ilişkin tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının aldığı kompostların uygun şekilde ve ayıpsız üretildiği, hazırlanma döneminde pastörizasyon işleminin tam ve eksiksiz olarak yerine getirildiği, bunlar ile ilgili kayıtların tutulduğu, davacının yasal ihbar görevini yerine getirmediği, kompostun alınır alınmaz incelenmediği, daha sonra üretimin ilk safhalarında ve özelikle kompostun kuluçka dönemini tamamladığı 12 günün sonunda örtü toprağı serilmeden durumun bildirilmesinin icap ettiği, hatta ürün alındıktan sonra mantar üretimi bittiği için serilen kompostun kaldırıldığı, mantar üretimi için kompost kullanıldığı gibi daha sonradan bunun üzerine davacının örtü toprağı serdiği, üretim için gerekli hijyen şartlarına uyulmamış olması sebebiyle bu olayın meydana gelmiş olabileceği, kompostta bir ayıp bulunmadığı, tespitin müvekkilinin yokluğunda yapıldığı, üretimin sonuna yaklaşılan bir dönemde artık komposta bağlı olarak ayıp testi yapılamayacağı, davacının kullandığı topraktan bilirkişinin hiç söz etmediği, toprağın iyi kalitede olmaması halinde üretim odasına hastalık taşınabileceği, bilirkişinin belirttiği verimin %25 oluşunun zaten azami üretim olduğu, davacıya zaman zaman bedelsiz kompost verildiği, evvelce de 05/04/2012 tarihinde bedelsiz kompost verildiği, son verilenin de kusuru kabul etme anlamına gelmediği, davacı ile birlikte üç ayrı üretim çiftliğinin birlikte hareket edip olumsuzlukların sebebini müvekkiline yıkmak istedikleri savunmaları ile davanın reddi talep edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI (2014/862 Esas): Kocaeli 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/11/2016 tarih ve 2014/862 Esas – 2016/1055 Karar sayılı kararıyla; “Yapılan yargılama sonucu toplanan tüm delillerin birlikte değerlendirilmesinden; gerek davacı tarafça yaptırılan delil tespiti bilirkişi raporu, gerekse mahkememizce bilirkişiler …, … ve …’dan alınan bilirkişi raporları, dosya kapsamında sunulan bilgi ve belgeler itibariyle oluşa, işin fen ve tekniğine ve bilimsel verilere uygun ve raporun denetime el verişli olması itibariyle hükme esas alınabileceği kanaatine varılmış olup, buna göre; davacıya ait mantar işletmesinde 2012 yılında … San. AŞ.’den alınan ve üretimde kullanılan kompostların ayıplı olması sonucu bu işletmenin 26.600,00-TL ürün kaybı zararı veya kâr mahrumiyeti zararına uğradığı, davacının ayıplı ürün nedeniyle verimsiz de olsa ürün alarak bu ürünü satımı sonucu kar kaybına uğramakla birlikte ticari faaliyetinin gereği işi yapabildiği, satılanın istihlak edilen meta olması nedeniyle satılanın iadesi ile semenin istirdatının dava konusuna ilişkin olarak uygulanamayacağı, bu durumda kompost için satıcıya ödenen bedelin geri istenmemesi ve ödenmemiş olunan bono bedellerinin davalı tarafa ödenmesi gerektiği, TBK 223 maddesinin 2. Fıkrasına göre satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması halinde herhangi bir süreden bahsedilemeyeceği belirtildiğinden, dava ile ilgili yapılan ihbar için herhangi bir zaman aşımının da söz konusu olmadığı, ayrıca alıcılar ile satıcılar arasında uzun zamana yayılan ve güven ilkesine dayalı bir ticari ilişki var ise, alınan mal güvenilir mal diye alındığından ve alındıktan kısa bir süre sonra tahlil için laboratuvara gönderilemeyeceği nedenleriyle davacının davasının kar mahrumiyeti talebine ilişkin olarak kısmen kabulüne” karar verilmiştir.
DAİREMİZ KARARI: Dairemizin 18/10/2019 tarih, 2017/2477 E. – 2019/2195 K. sayılı ilamıyla; “… dosyada delil niteliği bulunan 4 bilirkişi raporu mevcuttur. Bunlardan birisi tespit dosyasından alınmış ve diğer üç rapor da yargılama sürecinde alınmıştır. Raporların sonuç kanaat bölümlerine bakıldığında; 2 tanesi davacı iddialarını doğrularken ( toplam 4 imzalı görüş ) , 2 tanesi de ( 6 imzalı görüş) davalı yan savunmasını doğrular içeriğe sahiptir. Rapor bazında eşitlik ancak oy miktarında da davalı lehine çoğunluk bulunmaktadır. Bu durumda mahkemenin raporlarda sayısal eşitlik bulunmakla uzlaştırıcı rapor alması zorunludur. Somut olayda, mahkemenin hükme esas aldığı raporu diğer raporlardan neden üstün tuttuğunu karar yerinde açıklamadan hüküm kurulması yerinde olmadığı gibi. tazminat hesabının hangi kriterlere göre yapıldığının, dayanakları da raporda bulunmamasına rağmen bu rapora göre hüküm tesisi yerinde değildir. Açıklanan nedenlerle davalı yanın istinaf başvurusu yerinde olup, uzlaştırıcı olması için bir başka heyetten rapor alınarak hükme esas alınabilecek ve denetime elverişli bir rapor temininden sonra hüküm kurulması gerektiğinden, eksik inceleme ile hüküm kurulduğu anlaşıldığından davalı yanın istinaf başvurusunun kabulüne.” karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI (2019/503 Esas): Kocaeli 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/12/2020 tarih ve 2019/503 Esas – 2020/522 Karar sayılı kararıyla; “… davacı şirket ile davalı şirket arasında mantar üretiminde kullanılmak üzere mantar hammadesi olan kompost satın alındığı, buna ilişkin faturalar tanzim edildiği, taraflar arasında mantar kompostu alımına ilişkin devam edegelen bir ticari ilişki bulunduğu, satılan malın gizli ayıp olduğu, bu nedenle mal karşılığında kesilen faturaya istinaden verilen senetler nedeniyle borçlu olmadığının tespitinin talep edildiği, dava konusu ürünün ayıplı olduğunun ispat külfetinin davacıda bulunduğu, her ne kadar davadan önce mantar hammadesi kompostlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış ise de, yapılan incelemenin yeterli olmadığı, değişik iş dosyası içerisinde kompostalara ait ve kompostların üretildiği odaya ilişkin fotoğraf ve görsel herhangi bir numunenin yer almadığı, bu nedenle ayıp iddiasının kanıtlanamadığı, kompost malzemedeki verim düşüklüğünün tespiti için dava tarihinden önce yaptırılan tespit ve tüm bilirkişi raporlarında üretim sonuna gelindiğinin dikkate alınmadığı ve işletmedeki sorunun sadece ve doğrudan komposttan kaynaklanabileceğini ifade etmenin doğru olmadığı, ortaya çıkan sorunun komposta mı bağlı, yoksa üreticinin iş ve işlemlerine mi bağlı olarak ayrıştırılmasının mümkün olmadığı, ayrıca tarafların tacir olup TTK hükümlerine göre açık ayıpta iki gün, gizli ayıpta sekiz gün içerisinde bildirimde bulunulmasının gerektiği, davacı tarafın bu yükümlülüklerini de yerine getirmediği, mahkememize emsal teşkil eden Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 29/17/2017 gün 2016/11212 esas ve 2017/6354 karar sayılı ilamı da gözetilerek davacı tarafından ispat edilemeyen davanın reddine.” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “İstinaf kararında bildirilen eksiklikler mahkemece yine tam olarak giderilmeden karar verilmesinin hatalı ve hukuka aykırı olduğunu, Müvekkilin muayene ve ayıp ihbarını süresi içerisinde ve kanunda belirlenen usule uygun olarak yerine getirdiğini; müvekkilin 23.11.2012 tarihinde Akyurt Asliye Hukuk Mahkemesi’ne müracaat ederek bu arada şüphelerini davalı … yetkililerine sözlü olarak bildirdiğini, Müvekkil verim düşüklüğünün tamamen kompostların hatalı olmasından kaynaklandığından emin olur olmaz 14.01.2013 tarihinde noter kanalı ile davalıya ihtar çekerek emtianın ayıplı olduğunu süresi içerisinde davalı satıcıya bildirdiğini, Davalı kopmpostlarının ayıplı olduğunu kabul ederek, davacının şüphelerini şifahen bildirmesi üzerine kendisine bedelsiz kompostları göndererek bazı çeklerin vadelerini de ertelediğini, Bilirkişiler Ziraat Mühendisleri …, … ve hukukçu bilirkişi …’ndan aldırılan raporda; TBK. 223. maddesinin 2. fıkrasına göre satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması halinde herhangi bir süreden bahsedilemeyeceğini, dava ile ilgili yapılan ihbar için herhangi bir zaman aşımının da söz konusu olmadığı, ayrıca alıcılar ile satıcılar arasında uzun zamana yayılan ve güven ilkesine dayalı bir ticari ilişki var ise, alınan mal güvenilir mal diye alınır ve alındıktan kısa bir süre sonra tahlil için laboratuvara gönderilemeyeceğinin mütalaa edildiğini, Dava konusu ile tıpatıp aynı olan davamız Ankara Kapatılan 17.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03.07.2014 tarihli ve 2013/341 E.-2014/210 K. sayılı kararında; ‘.. ayıbın gizli olduğu, davacının ayıplı kompost nedeniyle zarara uğradığı ve yaptırdığı tespit ile gizli ayıbı TTK’nın 23. Maddesinin c bendi uyarınca davalıya bildirdiği, bu şekilde ayıp ihbarının süresinde yapıldığı kabul edilmiştir.’ denilerek davamızın kabulüne karar verildiğini, kararın Yargıtay 19. HD.’sinin 04.11.2015 tarihli ve 2015/1034 E.-2015/14030 K. sayılı kararı ile onandığını, Mahkeme tarafından emsal alınan ve kararında atıf yapılan Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 27.09.2017 tarihli ve 2016/11212 E.-2017/6354 K. sayılı kararının, endüstriye dayalı kimyasal dezenfektan üretimi ile ilgili olup dava konumuz olan mantar kompostu ile kıyaslanması mümkün olmadığını.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER: *Akyurt Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/20 değişik iş sayılı dosyasınıda; “Tespit isteyen … Ltd. Şti. tarafından … AŞ. aleyhine kültür mantarı üretim tesisinde üretimin usulüne uygun yapılıp yapılmadığının ve verim durumunun tespitine yönelik rapor alındığı, Ziraat Mühendisi … tarafından sunulan raporda, tesisin fiziki şartları, firma sahibinin ve personelin tecrübesi, firmanın müşteri profili, firmanın sahip olduğu belgeler, üretim odalarındaki durum göz önünde bulundurulduğunda firma kayıtlarından elde edilen şu andaki tesisin veriminin odalara göre %25 ile %28 arasında değiştiğinin tespit edildiği ve mantar üretiminin usulüne uygun yapıldığı.” beyan edilmiştir. *Akyurt Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/56 değişik iş sayılı dosyasında; “Tespit isteyen … Ltd Şti tarafından … AŞ. aleyhine tespit talebinde bulunulduğu, ziraat mühendisi … tarafından sunulan raporda, … Mah Hava alanı yanında bulunan mantar üretim işletmesindeki tespiti istenilen üretim odalarında son yapılan inceleme ve bu incelemeye göre yapılan hesaplama sonucu, mantar üretimi maksadıyla … firmasından 332.990 kg kompost alındığı, kompostun ayıplı olmasından dolayı tespit isteyenin mantar ürününde planladığı miktarda ürün alınamaması sebebiyle 113.603,00-TL hak mahrumiyetine uğranıldığı, kompostu ayıplı teslim ettiği anlaşılan … AŞ firmasının tamamen kusurlu olduğu.” mütalaa edilmiştir. *İlk derece mahkemesince, ziraat mühendisleri …, … ve hukukçu bilirkişi …’ndan aldırılan bilirkişi raporunda; “Davacıya ait mantar işletmesinde 2012 yılında … San AŞ den alınan ve üretimde kullanılan kompostların ayıplı olması sonucu bu işletmenin 26.600,00-TL ürün kaybı zararı veya kâr mahrumiyeti zararına uğradığı, kompost için satıcıya ödenen bedelin geri istenmemesi ve ödenmemiş olunan bono bedellerinin davalı tarafa ödenmesi gerektiği, TBK 223/2 maddesine göre satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması halinde herhangi bir süreden bahsedilemeyeceği belirtildiğinden, dava ile ilgili yapılan ihbar için herhangi bir zaman aşımının da söz konusu olmadığı, ayrıca alıcılar ile satıcılar arasında uzun zamana yayılan ve güven ilkesine dayalı bir ticari ilişki var ise, alınan mal güvenilir mal diye alınır ve alındıktan kısa bir süre sonra tahlil için laboratuvara gönderilemeyeceği.” mütalaa edilmiştir. *İlk derece mahkemesince ziraat mühendisleri … ve … ile hukukçu bilirkişi …’den aldırılan bilirkişi raporunda; “Davacının kompost malzemelerinin ayıplı olduğuna dair iddiasına dayanak yaptığı bilirkişi raporunda üretimin sonuna gelindiğinin dikkate alınmadığı ve işletmedeki sorunun sadece ve doğrudan komposttan kaynaklanabileceğini ifade etmenin doğru olmayacağı, zararın her iki tarafın bu aşamada bilimsel olarak tespit edilemeyen herhangi bir hatasından kaynaklanmış olabileceği, komposttan kaynaklanan sorunların misel ön gelişme döneminde gelişme geriliği, zararlıların ortaya çıkışı şeklinde kendini gösterebileceği, ancak örtü toprağının serilmesiyle ayıba neden olabilecek başka faktörler nedeniyle de verim düşüklüğü yaşanmış olabileceği, mantar üretiminin sonuna ulaşıldığı bir aşamada ortaya çıkan sorunun komposta mı bağlı, yoksa üreticinin iş ve işlemlerine mi bağlı olduğunun ayrıştırılasının mümkün olmadığı, bu hali ile sübutun ve zararın miktarının takdirinin mahkemece gerektiği, davacının verim düşüklüğünün, üretimin başladığı ilk partide algılamış olmasının doğal olduğundan, durumu hemen davalı kompost satıcısına bildirmesinin gerektiği, davacının ihbarda geciktiği.” mütalaa edilmiştir. *İlk derece mahkemesince, Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesinden bilirkişiler … ve …’dan alınan raporda; “Davacının yaşadığı verim kaybının kompostun ayıplılık durumundan kaynaklandığını tespit etmek için dava dosyasında sunulan rapor ve delillerin yetersiz olduğu, bu verilerle kompostun ayıplı sayılamayacağı kanaatinde oldukları, dava dosyasında kompostun üretim odalarına alınmasından sonra yapılan uygulamalar hakkında ve kompostun ayıplılığını ispatlayacak hiçbir veri ve delil sunulmadığı, ayrıca yukarıda sunulan gerekçeler doğrultusunda davacı kompostun ayıplı olduğuna dair tespit isteminde gecikildiği.” mütalaa edilmiştir.
GEREKÇE: Dava, ayıplı mal teslimi nedeni ile verilen çeklerin bedelsiz kaldığının tespiti, tahsil olunanların bedellerinin iadesi ve ayıplı ürün teslimi nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesi tarafından, “… dava konusu ürünün ayıplı olduğunun ispat külfetinin davacıda bulunduğu, her ne kadar davadan önce mantar hammadesi kompostlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış ise de, yapılan incelemenin yeterli olmadığı, bu nedenle ayıp iddiasının kanıtlanamadığı, ortaya çıkan sorunun komposta mı bağlı yoksa üreticinin iş ve işlemlerine mi bağlı olarak ayrıştırılmasının mümkün olmadığı, ayrıca tarafların tacir olup TTK hükümlerine göre açık ayıpta iki gün, gizli ayıpta sekiz gün içerisinde bildirimde bulunulmasının gerektiği, davacı tarafın bu yükümlülüklerini de yerine getirmediği anlaşıldığından, davacı tarafından ispat edilemeyen davanın reddine.” ” karar verilmiştir. Hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. İlk derece mahkemesi tarafından davanın kısmen kabulüne (-Bonoların bedelsiz kaldığının tespiti talebinin reddine, -Davacının 26.400,00-TL yapmış olduğu ödeme miktarlarının istirdatı talebinin reddine, -Taraflar arasındaki satışa konu kompostlardaki ayıp nedeni ile yeterli verim alamaması sonucu uğradığı zarar olan 26.600,00-TL’nin dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine) dair 04/11/2016 tarihli kararının istinafı üzerine Dairemizin 18/10/2019 tarih, 2017/2477 Esas – 2019/2195 Karar sayılı ilamıyla “Somut olayda, mahkemenin hükme esas aldığı raporu diğer raporlardan neden üstün tuttuğunu karar yerinde açıklamadan hüküm kurulması yerinde olmadığı gibi, tazminat hesabının hangi kriterlere göre yapıldığının, dayanakları da raporda bulunmamasına rağmen bu rapora göre hüküm tesisi yerinde değildir. Açıklanan nedenlerle davalı yanın istinaf başvurusu yerinde olup, uzlaştırıcı olması için bir başka heyetten rapor alınarak hükme esas alınabilecek ve denetime elverişli bir rapor temininden sonra hüküm kurulması gerektiğinden, eksik inceleme ile hüküm kurulduğu anlaşıldığından davalı yanın istinaf başvurusunun kabulüne.” karar verilmiştir. Mahkemece devam eden yargılamada istinaf kararına uygun olarak yeni bilirkişi heyetinden rapor aldırıldığı, ziraat mühendisleri … ve … ile hukukçu bilirkişi … tarafından dosyaya sunulan 09.03.2020 tarihli raporda, “… Yetersiz veri nedeniyle kompost ürünlerinde verime etki eden bir ayıp bulunup bulunmadığı konusunda sonuca ulaşılamadığı; alıcının muayene ve ihbar külfetini yerine getirip getirmediğinin incelenebilmesi için öncelikle ayıbın varlığının ve niteliğinin belirlenmesi gerektiği, somut olayda sözkonusu hususlar belirlenemediği için alıcının muayene ve ihbar külfetini yerine getirip getirmediği, bu konuda yasal sürelere uyulup uyulmadığı konusunda bir sonuca ulaşılamadığı.” kanaatinin bildirildiği görülmüştür. Anılan raporun denetime elverişli olduğu, mahkemece Dairemizin 18/10/2019 tarih, 2017/2477 Esas – 2019/2195 Karar sayılı ilamında işaret edilen hususlarda gerekli araştırma ve incelemeyi yaptığı ve elde edilen sonuca göre davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 179,90 TL harçtan, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 125,50 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.18/01/2023