Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/241 E. 2022/1943 K. 23.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/241 Esas
KARAR NO: 2022/1943
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/06/2020
NUMARASI: 2018/507 E. – 2020/215 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 23/11/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket tarafından … tescil numaralı “…” … tescil numaralı “yılın en uğurlu kampanyası …” ve … tescil numaralı “…com …” ile … sayılı “…” markalarının hak sahibi olduğundan bahisle müvekkil tarafından “…” ibaresinin halk nezdinde karıştırılmaya neden olacak şekilde kullanıldığı yönünde müvekkile ihtar gönderildiği, davalının ihtarnamesine konu ettiği … ibaresinin, diğer bir deyişle … tarihinin yalnızca tekilliğin karşılığı olan … rakamının kullanılması sebebiyle her yıl … Kasım tarihinde kutlanan “…”; 14 Şubat Sevgililer Günü’nün yalnız insanlar için alternatifi olarak 1990’lı yılların başında Çin’de ortaya çıktığını, bu akımın zaman içerisinde e-ticaret alanında faaliyet gösteren şirketlerin bu günde satış rekorları kırmasına da varacak global çapta bir alışveriş akımına dönüştüğünü, dünyanın en büyük online elektronik ticaret şirketi olan … tarafından ilk alışveriş akımının başlatıldığını, dünya çapındaki e-ticaret platformlarının … tarihinde birçok kampanya düzenlediğini, bu kampanyaların duyurularında pek tabi teklik kavramını sembolize eden … rakamını kullanarak … tarihini kullandıklarını, davalının ise bu … Kasım tarihini tanımlayan … ibaresinin marka tescilini alarak kendisi gibi e-ticaret alanında faaliyet gösteren diğer firmaların kullanımına engel olmaya çalıştığını, “…” tarihini tanımlar nitelikte olduğundan herkes tarafından kullanılabilen ve bir kişinin tekeline bırakılması mümkün olmayan ibareyi “esaslı unsur” olarak içeren davalı markalarının hükümsüzlüğünün gerektiğini; davalı adına TÜRKPATENT nezdinde … tescil numaralı “…, … tescil numaralı “…” ve … tescil numaralı “…com …” ile … sayılı “…” markalarının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin 1951 yılında kurulan … Grubu ile Güney Kore’nin en büyük gruplarından … Grubun ortaklığında e-ticaret sektöründe faaliyet göstermek üzere Haziran 2012’de kurulduğunu, ortaklık çerçevesinde “…com” sitesinin açıldığını, dava konusu markanın müvekkili adına kayıtlı olduğunu, “…” sayısının müvekkili şirket için yalnızca bir sayıdan ibaret olmadığını, müvekkilin dava konusu markaların sicilden terkinini gerektiren herhangi bir hükümsüzlük sebebinin bulunmadığını, müvekkilinin dava konusu markaları tescil ettirmekte kötü niyetli olmadığını, davacı yanın kötü niyetli olduğunu, davacının “…” ibareli markaların müvekkili şirketçe uzun yıllar boyunca baskın ve istikrarlı bir şekilde kullanılmasına zımnen de olsa rıza gösterdiğini, hükümsüzlük davası açabilme hakkını sessiz kalma suretiyle kaybettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 23.06.2020 tarih ve 2018/507 Esas – 2020/215 Karar sayılı kararıyla; “Mahkememizce yapılan incelemede davalının bu markalar ile ticaret yaptığı, bu markaların davalıya gönderme yaptığına dair ortalama tüketicide belirli bir kanaat oluşacağı, çünkü kullanılan şekil ve ibarelerin davalıya has özellikler kazandığı …com’daki bu markaların kullanımının davalıca yaygınlaştırıldığı; ancak … numaralı markanın yalnızca … ifadesini içermesi, başka hiçbir şekil ve ek içermemesi nedeniyle ve mal ve hizmetlerin sunulduğu zamana işaret etmesi nedeniyle ayırt edicilik kazanamadığı, bu markanın kullanımının ortalama tüketicide bir farkındalık yaratamayacağı, tüketicinin aynı tarihte indirim sunan pek çok firma bulunması nedeniyle bu markanın hangi firmayı işaret ettiğine dair duraksamaya düşeceği ve doğrulama ihtiyacı duyacağı sonucuna varıldığı; dolayısıyla … numaralı markanın hükümsüzlük koşullarının oluştuğu, diğer markaların ise hükümsüzlük koşullarının oluşmadığı kanaatine varılarak davanın kısmen kabulüne ” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “Davacının bir kısım delillerini dilekçeler teatisi tamamlandıktan sonra sunduğu bir beyan dilekçesi ile bildirmesinin, HMK hükümlerine açıkça aykırı olduğunu, Davaya konu … tescil numaralı … markasının sadece belirli bir zamanı işaret etmediğini, bir an için bunun doğru olduğu kabul edilse dahi bu kanaatin, müvekkil şirketin Türkiye’de ilk defa … Kasım tarihinde kampanya yapması ve istikrarlı tutumuyla … Kasım tarihlerinde işbu markayı kullanması sonucunda oluştuğunun unutulmaması gerektiğini, … markasının da dava konusu diğer üç marka gibi ayırt edici nitelikte olduğu dosya münderecatında yer alan her türlü bilgi ve belge ile sübut bulduğunu, bu nedenle davanın tümden reddine karar verilmesi gerektiğini, Müvekkil’e ait “…” ibareli markanın ayırt edici nitelikte olduğunun dosyadadaki bilirkişi raporu ile de sübut bulduğunu, keza dosyada yer alan İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. … imzalı mütalaada da dava kapsamındaki beyanlarımızı destekler nitelikte görüş ve kanaate varıldığını, Bilirkişi raporunun tamamen aksi yönde karar veren mahkemenin bunu açıkça gerekçelendirmesinin, daha da ötesi delile bağlamasının beklendiğini, uzmanlık gerektiren bir tespit olduğunu belirleyen ilk derece mahkemesinin sonradan dava konusu markalardan … için bilirkişi raporundaki tespite katılmayıp başkaca bir rapor almaya gerek duymaksızın kendi taktir yetkisi çerçevesinde bir tespitte bulunup, bu markanın ayırt edici olmadığı sonucu ile hükümsüzlüğüne karar vermesinin usule aykırı olduğunu, Davacının kendi adına benzer nitelikte marka tescil başvurusunda bulunmasına rağmen müvekkil markası yönünden hükümsüzlük talebinde bulunulmasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir. Davacı vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde;”Mahkemenin her ne kadar “… markasının hükümsüzlüğüne ilişkin kararı hukuka uygun ise de, davalı adına tescilli … tescil numaralı “…” ve … tescil numaralı “…com …” ile … sayılı “…” ibareli markalar da 6769 Sayılı SMK nezdinde hükümsüzlük koşullarını taşıdığından, davamızın tümden kabulüne karar verilmesi gerektiğini, Mahkeme kararında … tescil numaralı “…” ve … tescil numaralı “…com …” ile … sayılı “…” ibareli markaların hükümsüzlük koşulunu taşımadığı yönündeki kanaat ve değerlendirmenin hukuka aykırı olduğunu, reddedilen markalardaki esaslı unsurun yine tanımlayıcı ve kullanımla ayırt edicilik kazanamamış, jenerik bir ifade olan “…” tarihi olduğunu, söz konusu markalarda korunmak istenen unsurun dünya ve Türkiye’de “…” olarak kutlanan … Kasım’ı ifade eden “…” olduğunu, Dolayısıyla 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 5/1-c maddesi uyarınca, “…” tarihini tanımlar nitelikte olduğundan herkes tarafından kullanılabilen ve bir kişinin tekeline bırakılması mümkün olmayan bu ibareyi “esaslı unsur” olarak içeren … tescil numaralı “…” ve … tescil numaralı “…com …” ile … sayılı “…” markalarının da hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiğini.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
GEREKÇE: Dava, markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesi tarafından, “… markaların davalıya gönderme yaptığına dair ortalama tüketicide belirli bir kanaat oluşacağı, çünkü kullanılan şekil ve ibarelerin davalıya has özellikler kazandığı …com’daki bu markaların kullanımının davalıca yaygınlaştırıldığı; ancak … numaralı markanın yalnızca … ifadesini içermesi, başka hiçbir şekil ve ek içermemesi nedeniyle ve mal ve hizmetlerin sunulduğu zamana işaret etmesi nedeniyle ayırt edicilik kazanamadığı; dolayısıyla … numaralı markanın hükümsüzlük koşullarının oluştuğu, diğer markaların ise hükümsüzlük koşullarının oluşmadığı kanaatine varılarak davanın kısmen kabulüne” karar verilmiştir. Hüküm davalı vekili ile katılma yoluyla davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Mahkemece “Davaya konu davalı adına tescilli … numaralı markanın yalnızca … ifadesini içermesi, başka hiçbir şekil ve ek içermemesi nedeniyle ve mal ve hizmetlerin sunulduğu zamana işaret etmesi nedeniyle ayırt edicilik kazanamadığı; dolayısıyla … numaralı markanın hükümsüzlük koşullarının oluştuğu; davalı adına tescilli diğer (… tescil numaralı “…” … tescil numaralı “…com …” ve … tescil numaralı “…”) markaların yalnızca … ibaresini değil, bunun yanında şekil ve ek ibareleri de içerdiği, bu şekil ve ekler sonucunda ayırt edicilik kazandıkları, davalının bu markalar ile ticaret yaptığı ve bu markaların davalıya gönderme yaptığına dair ortalama tüketicide belirli bir kanaat oluşacağı çünkü kullanılan şekil ve ibarelerin davalıya has özellikler kazandığı anlaşıldığından, mahkemece bu markalar yönünden hükümsüzlük koşullarının bulunmadığı” yönünde karar verilmiş ise de; yargılama sırasında aldırılan bilirkişi raporu ve davalı tarafından dosyaya sunulan uzman görüşünün farklı tespitler içerdiği gözetilerek, Türkiye Marka ve Patent Kurumu’ndan tarafların dava konusu markalarına ait tescil kayıtları celp edilerek mahkemece tarafların itirazını da kapsayacak şekilde yeni bilirkişi raporu aldırılmadan karar verilmesi usule aykırı olduğundan, taraf vekillerinin istinaf isteminin kısmen kabulüyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Taraf vekillerinin istinaf taleplerinin KISMEN KABULÜNE, 2-İstanbul 2.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 23/06/2020 tarih, 2018/507 E. – 2020/215 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Yukarıda gerekçede belirtildiği şekilde araştırma ve inceleme yapılarak tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf peşin harçlarının talepleri halinde taraflara iadesine, 5- İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 162,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 49,00 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 211,10 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 148,60 TL istinaf yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 7-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.23/11/2022