Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/238 E. 2022/2138 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/238 Esas
KARAR NO: 2022/2138
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/02/2020
NUMARASI: 2016/447 E. – 2020/129 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 25/11/2015
KARAR TARİHİ: 22/12/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili esas dosya ve birleşen dava dosyaları dava dilekçesinde özetle; şirketin muhasebe işlemleri için muhasebe müdürü davalı …’ye 12/03/2015 tarihinde vekaletname verildiğini, ancak vekilin 14/10/2015 tarihinde azledildiğini, azilnamenin 15/10/2015 tarihinde bizzat kendisine tebliğ edildiğini, durumun Türkiye genelinde yayın yapan ulusal gazetelerde ilan edildiğini, azledilen vekilin müvekkilinden habersiz olarak şirket adına … Bank İkitelli Şube Müdürlüğünden, … Bankası Beykent Şube Müdürlüğünden ve … Bankası Hadımköy Şube Müdürlüğünden çek karnesi aldığını ve bu karnelere ait çekleri imzalayarak irtibat içinde bulunduğu kişiler eliyle piyasaya arz ettiğinin öğrenildiğini, azledilen vekil hakkında suç duyurusunda bulunduğunu ve Büyükçekmece CBS’nin 20I5/39744 Soruşturma sayılı dosyası ile takibat başlatıldığını, … Bank’dan alınan çeklerden … numaralı olan 70.000 TL bedelli ve aynı bankanın … seri numaralı 60.000 TL bedelli çeklerini doldurulup bankaya ibraz edilmesi üzerine menfi tespit talebiyle dava açmak gerektiğini, çekteki imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını, yetkisiz kişi ile yapılan işlemin müvekkilini sorumluluk altına sokmayacağını, davalı lehtarın iyi niyet savunmasında bulunamayacağını, HMK m. 208/4 gereğince sahte imzanın sahibi …’nün de davalı olarak gösterildiğini, çekin ciro silsilesi bilinmediğinden diğer cirantalara karşı davalı sıfatı ile dava açma hakları veya dahili davalı olarak davaya dahil etme haklarını saklı tuttuklarını, davalı … San. Ürn. San. Tic. Ltd. Şti ‘nin lehtar ve hamili göründüğü … Bank Beykent Şubesi’nin 15/03/2016 keşide tarihli, … nolu ve 70.000 TL. bedelli ve 15/03/2016 tarih … seri numaralı 60.000 TL bedelli çeklerden dolayı davalılara borçlu olmadıklarının tespitine ve davaya konu çekin müvekkiline teslimine, dava konusu çekin %20’ sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatlarına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili esas ve birleşen dosyalara sunduğu cevap dilekçesi özetle; söz konusu çek yaprağı müvekkil firmanın alacaklı olduğu … Mobilya-…’ dan ciro yoluyla alındığı, cari hayatın gereği ileri tarihli çekler keşide edilebildiği, dava konusu çekte keşide etmeye yetkili tarafından azilden önce ileri tarihli çek olarak keşide edildiğini müvekkilinin iyi niyetli 3. kişi olarak itirazlarının bulunduğunu, yetkili hamilin çeki devralırken çekin ciro silsilesinde herhangi bir kopukluk olup olmadığını, çekin çek vasfını taşıyıp taşımadığını, keşideci imzasını ve çekte kanunen belirtilen zorunlu unsurların olup olmadığını kontrolle mükellef olduğunu, bundan daha fazla ileri gidip kendinden önceki ciro silsilesindeki ilişkilerin mevcudiyeti ile sorumlu tutulmadığını, kendisiden önceki cirantalar arasındaki ilişkiler tarafları bağladığını, o taraflar arasında şahsi def’ileri oluşturduğunu, müvekkil firmanın iyi niyetli yetkili hamil konumunda olduğunu, davacı tarafın iddia ettiği hususları bilmemekte ve bilme yükümlülüğü de bulunmamakta olduğu, kıymetli evrakta mücerretlik ilkesi olduğunu, bu ilke gereği Yargıtay kararlarında belirtildiği üzere şahsi defiler iyi niyetli hamile karşı ileri sürülemeyeceğinden müvekkil firmanın da huzurdaki davada tam olarak da bu konumda olduğunu, bu nedenle de davacının haksız ve kötü niyetli davasının reddi gerektiğini, bilirkişi raporlarını kabul etmediğini, müvekkil firmanın diğer davalılardan …’la ticari ilişki içerisinde olduğunu, …’nün bahsi geçen vekaletnameye istinaden çek tanzim etmeye yetkili olduğunu, dolayısı ile davacı davasında haksız, kötü niyetli olduğunu ve davanın reddi gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir. Davalı … ve … İnş. Dek. San. Tic. Ltd. Şti’ne usulüne uygun meşruhatlı davetiyeye rağmen davaya cevap vermemiş, duruşmalara katılmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Bakırköy 7.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05.02.2020 tarih ve 2016/447 Esas – 2020/129 Karar sayılı kararıyla; “… davacının davalılardan …’ye 12.03.2015 tarihli ve Büyükçekmece … Noterliğin … yev numarası ile vekalet vermiş olduğu, işbu vekaletnamenin incelenmesinde; davacının davalı …’ye milli ve yabancı bankalar ile özel finans kurumları nezdinde adına her türlü hesap açmaya, açılacak hesaplar ile bu güne kadar açılmış mevcut hesaplardan dilediği miktarda para çekmeye, çek karnesi talep etmeye, almaya, evrakları tanzim ve imzaya, çekleri ciro etmeye bankalarda açılan kredi hesaplarını tanzim ve imzaya yönelik geniş yetkiler verildiği, davalı …’nün C. Savcılığında şüpheli sıfatı ile alınan ifadesinde ‘Davacı şirkette müdür olarak görev yaptığı şirket yetkililerinin vekaletinin kendisinde mevcut olduğu bu vekaletnameye istinaden … Bank, … Bank ve… Bankta hesap açarak şirket adına çek aldığını, bu 3 bankadan almış olduğu çekleri şirket adına ve çoğunlukla kendi ticari ilişkilerinde kullandığını’ beyan ettiği, daha sonra davacı tarafından davalı …’nün 14/10/2015 tarihli Büyükçekmece Noterliğinin … Yev. Numarası ile davalı …’nün azil edildiği ve bu hususun gazetede ilan edildiği anlaşılmıştır. Dava konusu çeklerin incelenmesinde çekilerin keşide tarihinin 15/03/2016 ve 06/03/2016 tarihleri olduğu çeklerin azilname ve ilandan sonra keşide edildiği anlaşılmıştır. Yetkisiz temsilci tarafından çek düzenlenmesinin mutlak defilerden olup herkese karşı ileri sürülebilir. Ancak her ne kadar dava konusu çek keşide tarihi itibariyle yetkisiz temsilci olan … tarafından düzenlendiği anlaşılmakta ise de, ödeme aracı olan çekin ticari hayat içinde ileri tarihli keşide edilmesi mümkündür. Her ne kadar davalı vekili çekin ileri tarihli olarak düzenlendiğini savunmuş ise de; çekin ileri tarihli olarak düzenlendiğinin iddia eden davalı vekilinin iddiası ispat ile yükümlü olduğu, davalı vekilinin iddiasını ispatlayamadığı anlaşılmakla, dava konusu çeklerin keşide tarihi itibariyle yetkisiz temsilci tarafından düzenlendiği ve bu mutlak definin herkese karşı ileri sürülebileceği sabit olmakla, davanın kabulü ile davacının dava konusu çekler nedeniyle esas ve birleşen dosyada davalılara borçlu olmadığının tespitine, kötü niyet tazminatının yasal şartlarının oluşmadığı kanaatiyle reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı … İnş. Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili istinaf dilekçesinde; “Bilirkişilerin, lehdarın savcılık beyanlarını mahkemeyi yanılgıya sevkedecek derecede hatalı şekilde aktardığını, davacı şirket yetkilisinin savcılık beyanlarına hiç değinmediklerini, maddi vakıa ve delilleri eksik ve hatalı şekilde inceleme içeren raporun hükme esas alınamayacağını, Mahkeme kararına esas alınan bilirkişi raporlarının hiçbir yerinde, davalı lehdar …’nün ceza kovuşturmasındaki beyanlarında çekleri şirketteki yetkilerinden azledildikten sonra keşide ettiğini kabul ettiğinin tespit edilmediğini; oysa aksine hem … hem de davacı şirket yetkilisi … beyanlarında çeklerin ileri tarihli olarak keşide edildiğinin ortaya çıkmasının ardından …’nün Davacı Şirket tarafından azledildiğinin ortaya koyduğunu, Çeklerin ileri tarihli olarak keşide edildiğine dair dosyada yer alan birden fazla kesin delile rağmen, mahkemenin ve bilirkişiler raporlarında senede karşı senetle ispat kuralı gereği kesin delil sunulmadığı yönündeki beyanlarının kabul edilemeyeceğini, Davacı şirket yetkilisi … ile çekleri keşide eden yetkili temsilci …’nün Cumhuriyet Başsavcılığı dosyasında resmî memur önünde vermiş oldukları ve Yerel Mahkeme hükmünde ve hükme esas teşkil eden bilirkişi raporlarında yer verilmeyen ikrarları işbu dosyada kesin delil teşkil edeceğini, Müvekkilin ticari kayıt ve defterlerinin delil niteliğinde olduğunu, müvekkilin çeki teslim aldığı tarih olan 27.05.2015 tarihini gösterir ticari defter kayıtları ile birlikte, çekin borç ödemek amacıyla dava dışı … San ve Tic. A.Ş’ye sunulduğunu gösterir tahsilat makbuzu ve … San ve Tic. A.Ş’nin dava konusu çeki aldığına dair mahkemenize sunmuş olduğu bordrolar da yazılı delil olarak mahkemeye sunulduğunu, Dosyadaki banka kayıtları uyarınca işbu davaya konu çekin bulunduğu çek defterinin davacı yetkilisine teslim edildiği, çek defterinde davaya konu çekten daha sonra gelecek şekilde geçmiş tarihli olacak şekilde keşide edildiğinin anlaşıldığını, banka kayıtlarının da müvekkilin defter ve kayıtlarını desteklediğini, Bunun dışında, aynı kayıtlarda azilname tarihinden sonraki bir keşide tarihini taşıyan birçok çekin ödenmiş olması da davacının işbu davada iyiniyetli şekilde hareket etmediğini ortaya koyduğunu, Huzurdaki dosyada 60.000 TL bedelli ve 70.000 TL bedelli olmak üzere iki ayrı çek söz konusu olduğunu, müvekkilin muhatap olduğu ve birleşen dosyadaki çek ise 70.000 TL bedelli olan çek olmasına rağmen müvekkil birleşen dosyalardan 60.000 TL bedelli çekte taraf olmamasına rağmen aleyhine vekalet ücretine hükmedildiğini.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER: *İlk derece mahkemesince alınan 11/12/2017 tarihli bilirkişi raporunda; “…davacı yanın davalılardan …’ye 12.3.2015 tarihli ve Büyükçekmece … Noterliğin … yevmiye numarası ile vekalet vermiş olduğu, vekaletten azlin 14/10/2015 tarih ve Büyükçekmece Noterliğinin … yevmiye numarası ile gerçekleştirildiği, bu hususun gazetede ilan edildiği, senedin keşide tarihi dikkate alındığında keşidenin azilden sonra gerçekleştirildiği, bu hali ile davaya ve takibe konu olan senedin yetkisiz temsilci eli ile tanzim edilmiş olduğu, dolayısıyla davacının senet düzenleyerek tedavüle çıkarma iradesinin bulunmadığı ve bu durumun senedin hükümsüzlüğüne ilişkin bir defi olarak ileri sürülebileceği, bu tür mutlak defilerin herkese karşı (iyi niyetli kötü niyetli ayrımı yapılmaksızın) ileri sürülebilmesinin mümkün olabileceği, bu noktada senette imzası bulunan diğer cirantaların kambiyo senedinin mücerretliği ilkesinden istifade edemeyeceği, imzaların istiklali prensibi gereğince bir çek, yetkisiz temsilci tarafından keşide edilmiş olsa bile diğer imzaların sıhhatine halel gelmeyeceği, Dolayısıyla senette imzası bulunan diğer imza sahipleri yönünden senedin bağlayıcılığının devam etmekte olduğu, bağlayıcılığının devam edeceği, somut olay yönünden bu mutlak defiyi sadece davacının ileri sürebileceği, kambiyo senedi her zaman ve her saik ile düzenlenebileceğinden senetten dolayı alacaklı olduğunu iddia eden kimse ile senet tanzim eden arasında bir alt ilişkinin olması, bu ilişkinin de senet alacaklısı tarafından kesin delille ispat edilmesi gerekeceği, somut olayda davacının incelenen resmi defter ve belgelerinde davalı … Şti. ve …’nün hesaplarına rastlanmadığı, söz konusu senedin tanzimini haklı kılacak bir alt ilişki bulunmadığına göre davacının davalılardan … Mobilyaya karşı maddi hukuk yönünden bir sorumluluğundan söz edilemeyeceği.” kanaati bildirilmiştir. *Tarafların itirazları doğrultusunda mahkemesince alınan 04/10/2020 havale tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle; “Dava konusu çekin ileri tarihli olduğunun davalılar tarafından delillerle ispatlanması gerektiği, ispat edilemediği için davalı …’nün vekaletten azledildikten sonra çekin keşide edildiğinin kabul edilmesi gerektiği, çekin keşide tarihinin vekalet azlinden sonraki tarihi taşıması, azlin Noterden yapılması ve gazetede ilan edilmesi ile çekin yetkisiz temsilci eli ile tanzim edilmiş olduğunun anlaşılması nedeniyle çek’in ‘’yetkisiz temsilci tarafından keşide edilmiş çek’’ olarak yorumlanması gerektiği ve bu nedenle davacının sorumlu tutulamayacağı, davacının çek nedeniyle sorumlu olmaktan kurtulsa dahi imzaların bağımsızlığı ilkesi uyarınca, çek üzerinde imzası bulunan (avalist, ciranta gibi) diğer kişilerin sorumluluklarının devam edeceğini.” bildirilmiştir.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden önce açılan menfi tespit davasıdır. İlk derece mahkemesi tarafından, “… dava konusu çeklerin incelenmesinde çeklerin keşide tarihinin 15/03/2016 ve 06/03/2016 tarihleri olduğu, çeklerin azilname ve ilandan sonra keşide edildiği, yetkisiz temsilci tarafından çek düzenlenmesinin mutlak defilerden olup herkese karşı ileri sürülebileceği, her ne kadar davalı vekili çekin ileri tarihli olarak düzenlendiğini savunmuş ise de davalı vekilinin iddiasını ispatlayamadığı, dava konusu çeklerin keşide tarihi itibariyle yetkisiz temsilci tarafından düzenlendiği sabit olmakla, davanın kabulü ile davacının dava konusu çekler nedeniyle esas ve birleşen dosyada davalılara borçlu olmadığının tespitine, kötü niyet tazminatının yasal şartlarının oluşmadığı kanaatiyle reddine” karar verilmiştir. Hüküm davalı … San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından istinaf edilmiştir İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacının dava konusu … Bank’a ait 15/03/2016 keşide tarihli ve 70.000 TL bedelli ve aynı bankanın 06/03/2016 keşide tarihli ve 60.000 TL bedelli çeklerin bilgileri haricinde azledilen yöneticileri davalı … tarafından yetkisi sonra erdikten sonra imzalanarak piyasaya sürüldüğünü beyanla çekler nedeniyle sorumluluklarının bulunmadığından bahisle menfi tespit isteminde bulunduğu görülmüştür. Davacı şirketin davalı …’ye 12.03.2015 tarihinde vekaletname verdiği, 14/10/2015 tarihinde ise azilname gönderildiği ve azlin gazete yoluyla ilan edildiği dosyadaki belgelerle sabittir. Azilname tarihi uyarınca, dava konusu çeklerin keşide tarihlerinin davalı …’nün yetkisi sona erdikten sonrasına ait olduğu konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Burada tartışılması gereken, davalı … San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin “Çekin ileri tarihli olarak keşide edildiği.” iddiasıdır. Dava konusu çekler 06/03/2016 ve 15/03/2016 keşide tarihlidir. Keşide tarihi itibariyle vekilin vekaleti sona ermiştir. Ancak dosya içeriğinde bulunan çek teslim bordrosu ve bankaya teslim yazıları uyarınca çeklerin 30/05/2015 tarihinde bankaya teslim edildiği anlaşılmıştır. Bu husus dava konusu çeklerin ileri tarihli düzenlendiğini ispatlamaya yeterlidir. Somut olayda ispat külfeti davacı tarafta olup bu durumun aksi ispat edilemediğinden, mahkemece davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalıdır. Bu nedenle davalı … San. ve Tic. Ltd. Şti. vekilinin istinaf isteminin kabulüyle, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. Kararı istinaf etmeyen davalılara yönelik hüküm yönünden davacı lehine usuli kazanılmış hak gözetilmek suretiyle, yeniden hüküm kurulması yoluna gidilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı … San. ve Tic. Ltd. Şti vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, 2-Bakırköy 7.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/02/2020 tarih, 2016/447 E. – 2020/129 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, İlk derece yargılaması yönünden; 3-Esas ve birleşen Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/38 Esas- 2018/15 Karar sayılı dosyasında; davalılar … ve … Sanayi Ticaret Limited Şirketi’ne yönelik davanın KABULÜ ile; Dava konusu … Bank Beylikdüzü Şubesi’ne ait 15/03/2016 tarih, 70.000 TL bedelli, … seri numaralı çek nedeniyle davacının esas dosya davalıları … ve … San. Tic. Ltd. Şti.’ya borçlu olmadığının tespitine, 4-Esas ve birleşen Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/38 Esas- 2018/15 Karar sayılı dosyasında; davalı … İnşaat Gıda Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’ne yönelik davanın REDDİNE, 5-Birleşen Mahkemenin 2016/448 Esas- 2017/796 Karar sayılı dosyası ve bu dosya ile birleşen Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/502 Esas- 2017/31 Karar sayılı dosyasında; davalılar … ve … Limited Şirketi’ne yönelik davanın KABULÜ ile; Dava konusu … Bank Beylikdüzü Şubesi’ne ait 06/03/2016 tarih, 60.000 TL bedelli, … seri numaralı çek nedeniyle davacının birleşen dosya davalılar … ve … San. Tic. Ltd. Şti.’ya borçlu olmadığının tespitine, 6-Birleşen Mahkemenin 2016/448 Esas- 2017/796 Karar sayılı dosyası ve bu dosya ile birleşen Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/502 Esas- 2017/31 Karar sayılı dosyasında; davalı … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’ne yönelik davanın REDDİNE, 7-Davacının kötü niyet tazminatı talebinin reddine, 8-Kabul edilen davalar yönünden davalı … Limited Şirketi’nin kötüniyet tazminatı talebinin reddine, 9-Esas dosyada alınması gerekli 4.781,70 TL harçtan, davacı tarafça yatırılan 1.195,43 TL harcın mahsubuyla bakiye 3.586,27 TL harcın davalılar … ve … İnş. Dek. San. Tic. Ltd. Şti.’den müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına, 10-Birleşen Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/38 E.-2018/15 K. Sayılı dosyasında alınması gereken 80,70 TL harcın, peşin yatırılan 1.195,43 TL harçtan mahsubuyla artan 1.114,73 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine, 11-Birleşen Mahkemenin 2016/448 E. 2017/796 K. Sayılı dosyasında alınması gerekli 4.098,60 TL harçtan, davacı tarafça yatırılan 1.024,65 TL harcın mahsubuyla bakiye 3.073,95 TL harcın davalılar … ve … San. Tic. Ltd. Şti.’den müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına, 12-Birleşen Bakırköy 5. ATM’nin 2016/502 E.-2017/31 K. sayılı dosyasında alınması gereken 80,70 TL harçtan, davacı tarafça yatırılan 29,20 TL harcın mahsubuyla bakiye 51,50 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 13-Esas dosyada davacı tarafından yapılan 29,20 TL başvurma harcı, 1.195,43 TL peşin harç olmak üzere toplam 1.224,63 TL’nin davalılar … ve … San. Tic. Ltd. Şti.’den müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 14-Birleşen Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/38 E.-2018/15 K. Sayılı dosyasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 15-Birleşen Mahkemenin 2016/448 E. 2017/796 K. Sayılı dosyasında davacı tarafından yapılan 29,20 TL başvurma harcı, 1.024,65 TL peşin harç olmak üzere toplam 1.053,85 TL’nin davalılar … ve … San. Tic. Ltd. Şti.’den müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 16-Birleşen Bakırköy 5. ATM’nin 2016/502 E.-2017/31 K. sayılı dosyasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 17-Davacı tarafça esas ve birleşen dosyada yapılan 43 adet tebligat masrafı 652,90 TL, bilirkişi ücreti 1.300 TL olmak üzere toplam 1.952,90 TL yargılama giderinin davalılar davalılar … ve … San. Tic. Ltd. Şti.’den müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 18-Davalı … San. Ve Tic. Ltd. Şti tarafından yapılan yargılama gideri olan 67,60 TL posta ve tebligat ücreti ile 1.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.067,60 TL’nin davacıdan alınarak davalı … San. Ve Tic. Ltd. Şti’ne verilmesine, 19-Esas dosyada AAÜT gereğince hesap edilen 9.900 TL vekalet ücretinin davalılar … ve… San. Tic. Ltd. Şti.’den müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 20-Birleşen Mahkemenin 2016/448 E. 2017/796 K. Sayılı dosyasında AAÜT gereğince hesap edilen 8.600 TL vekalet ücretinin davalılar … ve… San. Tic. Ltd. Şti.’den müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 21-Birleşen Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/38 E.-2018/15 K. Sayılı dosyasında AAÜT gereğince hesap edilen 11.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … San. Ve tic. Ltd. Şti.’ne verilmesine, 22-Birleşen Bakırköy 5. ATM’nin 2016/502 E.-2017/31 K. sayılı dosyasında AAÜT gereğince hesap edilen 9.600,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … San. Ve tic. Ltd. Şti’ne verilmesine,İstinaf yargılaması yönünden 23-İstinaf peşin harcının talebi halinde davalı … San. ve Tic. Ltd. Şti’ne iadesine, 24- İstinaf aşamasında davalı … Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti tarafından yapılan yargılama gideri olan 148,60 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 127,40 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 276,00 TL’nin davacıdan alınarak davalı … San. ve Tic. Ltd. Şti’ne verilmesine, 25-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 26-Gerek ilk derecede gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.22/12/2022