Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/229 E. 2021/673 K. 31.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/229 Esas
KARAR NO: 2021/673 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/03/2017
NUMARASI: 2013/52 E. – 2017/69 K.
DAVANIN KONUSU: Fikir Ve Sanat Eseri (Maddi Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 31/03/2021
Dairemizce verilen 10/12/2019 tarih ve 2017/3509 Esas 2019/2711 sayılı kararı Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 04.11.2020 tarih ve 2020/217 Esas – 2020/4731 Karar sayılı ilamıyla bozulmakla, duruşmalı yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili … Aş’nin , … ve … ibareli tanınmış markaların sahibi bulunduğunu, diğer müvekkili … A.Ş’nin ise… AŞ’nin grup şirketlerinden biri olup, … AŞ’nin son 5 aydan beri reklamları ile tanıtılan … Otellerinin sahibi olduğunu, TPE tarafından “…” markası ile başvurularının yapıldığını, otelin tanıtımı için televizyon ve sinemalarda yayınlanmak üzere hazırlanan reklam filminin şirket bünyesi içinde reklam ekibi tarafından dışarıdan da destek alınarak hazırlandığını, 2011 Mart ayında reklam filmi için 1.504.000.000 TL harcama yapıldığını, reklam filmi ana tema ve konseptinin …l oteline gelip burada kalanların stresten kopup adeta yer çekimsiz bir gezegenden inişcesine hafifleyeceklerini, mutluluk, rahat ve huzur bulacaklarını, bu ifadeleri güçlendirmek üzere insan ve eşyaların havada uçarcasına hareket ettiği görsellere yer verildiğini, eşlik eden müziğinde bu hissiyatı güçlendirdiğini, reklam filmi senaryosunu müvekkili olan şirketin reklam departmanı çalışanları tarafından hazırlandığını, fon müziğinin özel olarak yaptırıldığını, davalı şirketin kendileri tarafından gerçekleştirilecek bir şehir projesi ile ilgili reklam filmini 19.Mayıs 2011 tarihinden itibaren yerli televizyon kanallarında … vurgusu ile yayınlatmaya başladığını, bu reklam filminde yer alan fikir, ana ögeler, konsept, sahneler ve müziğin birebir aynı olduğunu, FSEK anlamında eser başladığında bulunan reklam filmine ait tüm mali hakların müvekkiline ait olduğunu, davalının ” … ” ibaresi ile tüketici nezdinde karşılıklık yaratma müvekkilin tanınmışlık düzeyinden yararlanma, haksız kazanç elde etme amaçladığında TTK anlamında haksız rekabet teşkil ettiğini, FSEK 68 madde uyarınca 25.000,00 TL tazminatın 3 katının dava tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
ISLAH; Davacı vekilinin 17.03.2017 tarihli duruşmada; dava dilekçesinde talep edilen tazminatın 5.000,00 TL’lik kısmını haksız rekabet nedeniyle … Turizm adına tahsili, 20.000,00 TL miktarının da telif hakkı sebebiyle … AŞ adına tahsiline karar verilmesini talep etmiş, davayı 06/04/2015 tarihli dilekçesiyle ıslah ederek maddi tazminata ilişkin 75.000 TL’lik istemlerini 170.651 TL daha arttırarak toplamda 245.651 TL maddi tazminatın, ıslah edilen kısım için ıslah tarihinden itibaren, 75.000TL’nın dava tarihinden itibaren ticari reeskont faiziyle tahsilini talep ettiği, anlaşılmıştır.
CEVAP; Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirket konum iletimi davacı şirketin ise turizm ve otelcilik işi ile iştigal ettiğini, müvekkili şirkete ait “…” markasının tescilli olduğunu, reklam filminde kullanılan müziğin telif hakkının ödenerek satın alındığını, filmler arasında benzerlik bulunmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI; Bakırköy(Kapatılan) 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 15/03/2017 tarihli 2013/52 Esas- 2017/69 Karar sayılı kararıyla; davanın kısmen kabul kısmen reddine, 61.412,00 TL telif ücretinin 3 katı olan 184.236 TL’nin davalıdan tahsili ile 60.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren 124,236 TL’nin ıslah tarihi olan 06.04.2015 tarihinden itibaren ticari faizi ile … AŞ ye verilmesine, 20.000,00 TL haksız rekabet nedeniyle tazminatın 5.000,00 TL sinin dava tarihinden, 15.000,00 TL’nin ıslah tarihi olan 06.04.2015 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılardan … AŞ’ye verilmesine, karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, dava konusu reklam filminin … Aş tarafından çekildiğini ve müvekkili şirkete satıldığını, kullanılan görsel müzik ve konseptin tamamen reklam şirketine ait olduğunu, sorumluluğunun da bu şirkete ait olduğunu, -davacıların hak sahipliği bulunmadığını, davacılar tarafından mali hakların kullanımına ilişkin herhangi bir sözleşme yapılmadığından bu davada taraf ehliyetlerinin bulunmadığını, mahkeme dosyasına ibraz edilen … çalışanı… tarafından imzalandığı iddia edilen taahhütname/muvafakatnamenin 04.03.2013 tarihli raporda davacının dava ehliyetinin olmadığının belirlenmesi üzerine dosyaya ibraz edildiğini, sonradan sunulan delile muvafakatlarının bulunmadığını, … eser sahipliğinin ispatlanamadığını, belgenin geçersiz olduğunu, FSEK 52 ve 20/4 maddesi gereğince, genel değerin geçersiz olduğunu, -davaya bakma görevinin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, -davanın FSEK 68.madde uyarınca açıldığını, davacının yaptığı masraf kalemlerinin toplamı dahilindeki miktar üzerinden 3 kat olarak tazminata hükmedilmesinin kanuna aykırı hiçbir hukuki ve teknik bilgiye dayanmayan hesaplama yöntemi olduğunu, üç gün yayınlanmış bir reklam filminden dolayı davacıların nasıl bir zarara uğradıklarını anlayamadıklarını, -27.02.2014 tarihli bilirkişi raporunda, dava konusu reklam filminin çekim tekniğinin ve müziğin farklı olduğunun, dosyada alınan bilirkişi raporları ile ispat edildiğini, raporda; hem slow motion hemde yer çekimsiz ortam algısının sinema ve reklam sektörlerinde bilinen, sıklıkla yaygın olarak kullanılan teknikler olduğunu, her iki filmde farklı yöntemler kullanılarak yaratıldığını, davacı reklamının davalı reklamı içerisinde kullanıldığı anlamına gelmeyeceğini, TTK anlamında iltibasta yaratmadığını, 13.08.2013 tarihli raporda; reklam filminin şirket gelirlerinde kâr artışlarına neden olmadığı, reklam filminin müvekkili şirketin kazancına olumlu bir etkisinin bulunmadığının tespit edildiğini, müvekkilinin reklam giderleri için toplamda 2.323.545,19 TL harcama yaptığını, davacının reklam filminin uzun süre yayında kaldığını, büyük kazanç elde ettiğini, -tarafların hizmet sektörlerinin birbirinden farklı olduğunu beyanla mahkeme kararının kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacılar vekilinin istinafa cevabında; davacı … şirketinin diğer davalı şirkete ait … ve … otellerinin tanıtım işlemlerini üstlendiğini, marka, otel ve reklam çalışmalarının reklam departmanı ile yapıldığını, çalışanların imzaladıkları taahhütname ve muvafakatnamelerin dosyaya ibraz edildiğini, -reklam filminin FSEK kapsamında eser niteliğine sahip olduğunu FSHHM görev alınına girdiğini, -davacı şirkete ait … vurgu ile yayınlanan reklam filminde yer alan fikir, ana ögeler, konsept, sahneler ve müzik ile davalı şirketçe maxımoon vurgusu ile yayınlanan reklam filmindeki fikir, ana ögeler, konsept, sahneler ve müziğin birbiri ile aynı olduğunu, fon müziği, alt yapı müziği, karşı tarafın reklam filminde yer alan uçan bardağı tutan el, planı ile havuz içi görüntü, golf topları planı, uçan toplar arasında çok büyük benzerlikler bulunduğunu, üstelik bu ayniyetin, izleyicinin zihninde yerleşen MAX ibaresi ile ayrıca pekiştirilmek istendiğini, reklam filmindeki konseptin, bu konseptin somutlaştırma biçiminin benzerinin davalı tarafından kullanılmasının reklam filmindeki ana fikir konseptinin işlenişi, unsurları, bir bütün olarak fikri haklara tecavüz niteliğinde olduğunu, -davalı ile müvekkili arasında bu hakkın devrine ilişkin hiç bir yazılı izin ve sözleşme bulunmadığını, -davalı şirketin bu reklamlardan olumlu etkilenip, kazanç sağlamadığına ilişkin beyan ve itirazlarının da hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davalının kazanç elde etme şartının bulunmadığını, dava devam ederken projenin tamamlanıp gayrimenkullerin sahiplerine teslim edilmediğini, davalı defterlerinin kapanış tasdikleri yapılmadığından lehine delil teşkil etmeyeceğini beyan etmiştir.
İSTİNAF KARARI; Dairemizin 10/12/2019 tarihli 2017/3509 Esas-2019/2711 Karar sayılı kararıyla; “Davalı vekilinin istinaf isteminin KISMEN KABUL, KISMEN REDDİ İLE; 1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince Bakırköy(Kapatılan) 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 15/03/2017 tarihli 2013/52 Esas- 2017/69 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,-Davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, -Davacı … AŞ ‘nin hak sahipliği ispatlanamadığından eserden kaynaklanan haklara tecavüzün tespiti ve 240.651 TL maddi tazminata yönelik davasının reddine,-Davalı tarafın … vurgulu reklam filminin, davacıların reklam filmi ile iltibasa meydan verecek derecede benzer olduğunun ve 6762 Sayılı TTK 57/5 maddesi gereğince haksız rekabet yarattığının tespitine, taleple bağlı kalınarak haksız rekabet nedeniyle 5.000,00 TL tazminatın 21/06/2011 dava tarihinden, itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılardan…Turizm Otelcilik AŞ’ye verilmesine” karar verilmiştir. Davacılar vekili Dairemizin kararına karşı temyiz başvurusunda bulunmuştur.
YARGITAY BOZMA KARARI; Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 04/11/2020 tarihli 2020/217 Esas-2020/4731 Karar sayılı kararıyla; “… davacı… Turizm Otelcilik İşletmesi ve İnş.San.Tic. A.Ş.’nin tüm temyiz itirazlarının reddine,…5846 sayılı FSEK’nın son halinde, yapımcılar sinema eserlerinde eser sahibi olarak kabul edilmemekle birlikte, FSEK 80/2. maddesinde film yapımcıları bağlantılı hak sahibi olarak kabul edilmiş ve (1) no’lu alt bentte ise yapımcılar, sinema eserlerinden doğan hakların başkaları tarafından doğrudan veya dolaylı olarak çoğaltılması, dağıtılması, satılması, kiralama ve ödünç verilmesi ile umuma iletimine ve yeniden ilitimine izin verme veya yasaklama konusunda münhasıran hak sahibi olarak kabul edilmişlerdir. Sinema eserinden doğan hakların kullanılması kapsamında, bir yapımcının eser sahipleri veya icracı sanatçılar ile sözleşme yapıp yapmadığı, onlardan izin alıp almadığı hususu veya sözleşmenin kapsamı, ancak anılan kişiler arasında çıkacak bir ihtilafta gündeme gelebilecek iken, yapımcı tarafından, reklam filminin üçüncü kişiler tarafından intihal olunmasına ve telli veya telsiz vasıtalarla umuma iletilmesine karşı açılan bir davada, mahkemece resen, yapımcı ile eser sahipleri ve icracı sanatçılarla hak devrine ilişkin sözleşme sunulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış ve hükmün bu nedenle davacı … yararına bozulması gerekmiştir… reklam filmlerinin niteliği itibariyle sahibinin adı belirtilmeyen eserler niteliğinde olup olmadığı, sahibinin adı belirtilmeyen eserler niteliğinde ise, bu defa eseri yayınlayan davacı …. nin karineten eserden doğan mali hakları kullanma yetkisine sahip olup olmadığı değerlendirilmeksizin, ispat yüküne yanlış anlam verilerek davacı … yönünden davanın reddine karar verilmesi de doğru olmamıştır.” şeklinde bozma kararı ile, Dairemizin kararının davacı …. Lehine bozulmasına karar verilmiştir.
Dairemizce Yargıtay bozma kararı taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraf vekillerinin bozma kararına karşı beyanları alınmış, davacılar vekili Yargıtay bozma kararına uyulmasını talep etmiş, davalı vekili ise mahkemenin taktirine bırakmıştır. Usul ve yasaya uygun görülen Yargıtay bozma kararına uyularak bozma kararı doğrultusunda yargılamaya devam edilmiştir.
DELİLLER: İlk derece mahkemesi tarafından dosya kapsamında bilişim uzmanı bilirkişiden alınan 16/08/2011 tarihli bilirkişi raporunda; tarafların reklam filmlerinin internet üzerinden tespit edilerek görüntülerine yer verildiği görülmüştür.İlk derece mahkemesi tarafından dosya kapsamında alınan 04/03/2013 tarihli bilirkişi raporunda; davacılar tarafından üzerinde hak sahibi olunduğu öne sürülen reklam filminin fikir, ana öğeler, konsept, sahneler ve müzik gibi unsurların şekil ve içerik itibarıyla davalı tarafından … vurgusu ile yayınlanan reklam filmine yansıdığını, bunun esinlenme, iktibas ve keza tesadüfleri aşar mahiyette bulunduğunu, iltibasa meydan verecek seviyede kullanıldığının tespit edildiğini, haksız rekabet nedeniyle reklam filminin meydana getirilmesi için ibraz edilen faturalar toplamı 245.651,00 TL olmakla, bu miktarın zararın tespitinde dikkate alınabileceği beyan edilmiştir.İlk derece mahkemesi tarafından dosya kapsamında alınan 27/02/2014 tarihli bilirkişi raporunda; hem slow motıon tekniği hem de yer çekimsiz ortam algısının sinema sektöründe bilinen , sıklıkla ve yaygın kullanılan bir teknik olduğunu, bununla birlikte yer çekimsiz ortam algısının her iki filmde farklı yöntemler kullanılarak yaratıldığını, aynı tekniklerin kullanılması ve kullanılan müziklerin bu tekniklerin yarattığı görsel efektleri destekler nitelikte olmasının davacıların M…l Reklamının Davalı Maximoon reklamı içerisinde kullanıldığı anlamına gelmeyeceğini, bu nedenle eser üzerindeki mali hakların ihlal edilmediği gibi TTK anlamında da haksız rekabet yaratmadığını beyan etmişlerdir.İlk derece mahkemesi tarafından dosya kapsamında alınan 09/01/2015 tarihli bilirkişi raporunda; davacının reklam filminin ana fikrinin somutlaştırılmasında kullanılan konsept ve unsurların davalının reklam filmindeki ana fikir ve unsurlarla örtüştüğü, davacının reklam filmindeki unsurların benzerlerinin davalı tarafından reklam filminde kullanıldığını, teker teker kareler olmasa da reklam filminin bütünü nazara alındığında davacının reklam filminden yararlanıldığını, bu yararlanmanın artık düşünce yapısının aşılıp davacının reklam filmindeki şekil ve içeriğin somutlaştırıldığı bazı unsurların dava konusu reklam filmine aktarma düzeyinde olduğunu , davalının haksız rekabeti nedeniyle davacının isteyebileceği maddi tazminatın 245.651,00 TL olduğunu beyan etmişlerdir.İlk derece mahkemesi tarafından dosya kapsamında alınan 06/05/2016 tarihli bilirkişi raporunda; davalının davacının reklam filminden hareketle, adeta onu işleyerek bir reklam filmi meydana getirdiğini, davacının mali haklarından işleme hakkınını (FSEK md 21) ihlalinden söz etmenin mümkün olduğunu, davacının reklam filminden izinsiz yararlanma bedeli olarak, masrafların yarısına tekabül edecek bir bedel talebinde bulunmasının uygun görüleceğini 122.820 TL’nin işleme hakkı bedeli olarak değerlendirilebileceğini beyan etmişlerdir.Davacılar vekilinin 18/03/2013 ve 02/05/2013 tarihli dilekçelerinde, eser sahipliğinin ispatı yönünden FSEK 18/2-3 maddeleri gereğince, davacı şirket reklam departmanına alınan ve işi sadece reklam yapmak olan elemanın reklam filmi üzerindeki mali hakların istihdam eden davacı şirkete ait olacağını, sözleşmelerin ibrazının gerekmediğini ancak çalışanların taahhütname ve muvafakatnamelerini ibraz ettiklerini beyanla 19 adet belge ibraz ettiği görülmüştür.
GEREKÇE:Davacılar vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin reklam filmindeki fikir, ana ögeler, konsept, sahneler ve müziğin birebir aynısının davalı reklam filminde kullanıldığını, ayniyetin izleyicinin zihninde yerleşen MAX ibaresi ile pekiştirilmek istendiğini beyanla, eserden doğan mali ve manevi haklarının ihlal edildiğini, eylemin aynı zamanda TTK anlamında haksız rekabet teşkil ettiğini beyanla, tecavüzün tespiti, ref’i ve men’ine, FSEK 68. Madde kapsamında rayiç bedel itibarıyla uğradığı zararın tazminine karar verilmesini talep etmiş, ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.Dairemizin 10/12/2019 tarihli kararıyla, davalı vekilinin mahkemenin görevine yönelik istinaf başvurusunun, 5846 Sayılı FSEK 76. madde ve davalıya husumet yöneltilemeyeceğine yönelik yönelik istinaf başvurusunun FSEK 54. Madde gereğince reddine karar verilmiş, davalı vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmamış, görev ve husumet itirazının reddine ilişkin Dairemizin kararı, taraflar yönünden bağlayıcı hale gelmiştir.Davacı … A.Ş. Yönünden Dairemizin 10/12/2019 tarihli kararına yönelik, davacılar vekilinin temyiz taleplerinin reddine karar verilmekle, taraflar yönünden usuli kazanılmış haklar korunarak, bu davacı yönünden Dairemizce verilen karar aynen tekrar edilmiştir. Yargıtay bozma ilamı ile, davacılardan … A.Ş. Yönünden temyiz başvurusu kabul edilerek, Dairemizin kararı bozulmakla, bozma ilamı doğrultusunda inceleme yapılmıştır. Somut olayda, davacı …nin yapımcısı ve yayıncısı olduğu, diğer davacının faaliyetlerinin tanıtıldığı reklam filminden, davalı tarafça intihal suretiyle başka bir reklam filminin oluşturularak televizyonlarda yayınlatıldığı iddia edilmiştir. Dosya kapsamında alınan bilişim raporu, reklam CD’si ,bilirkişi heyet raporlarından, davacı ve davalının reklam filmlerinin FSEK 5. Maddesi kapsamında bir sinema eseri olduğu anlaşılmıştır. Davalı tarafça reklam filmi üzerinde davacı ….’nin hak sahibi olmadığı ileri sürülmüştür.Reklam filmleri, tacirlerin bizzat kendilerinin veya piyasaya sürdükleri mal ve hizmetlerin sesli ve hareketli görüntülerle tanıtımı için yapılan sinema eserleridir. 5846 Sayılı FSEK’de 11 ve 12. Maddelerde, eser üzerindeki hak sahipliğinin tespiti yönünden bazı karinelere yer verilmiştir. Kanunun 11. maddesinde “Yayımlanmış eser nüshalarında veya bir güzel sanat eserinin aslında, o eserin sahibi olarak adını veya bunun yerine tanınmış müstear adını kullanan kimse, aksi sabit oluncaya kadar o eserin sahibi sayılır. Umumi yerlerde veya radyo-televizyon aracılığı ile verilen konferans ve temsillerde, mutad şekilde eser sahibi olarak tanıtılan kimse o eserin sahibi sayılır, meğer ki, birinci fıkradaki karine yoluyla diğer bir kimse eser sahibi sayılsın” hükmü düzenlenmiştir. Davaya konu reklam filminde “… Otellerinin” tanıtıldığı, “etstur.com” internet sitesi alan adına yer verildiği, bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, niteliği itibariyle sahibinin adı belirtilmeyen eser niteliğinde olduğu, ancak reklam filminde, davacı …Ş.’nin grup şirketine ait “… Otelinin” adı ve “…” tarafından otel organizasyonunun yapıldığının vurgulandığı ve davacının unvanının tanınmış çekirdek unsuru … ibaresine yer verilmekle, reklamın davacı tarafından hazırlatıldığının anlaşıldığı ve davacının yasal karineden faydalanarak eserden doğan mali hakları kullanma yetkisine sahip olduğu, hak sahipliğine yönelik davalı istinaf sebebinin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. Davalı vekili istinaf dilekçesinde, reklam filmleri arasında benzerlik ve iltibas ihtimali bulunmadığını ileri sürmüştür. Mahkemece alınan 06/05/2016 tarihli bilirkişi heyet raporunda; ” davalının, davacının reklam filminden hareketle, adeta onu işleyerek bir reklam filmi meydana getirdiği, davacının mali haklarından işleme hakkının (FSEK md 21) ihlalinden söz etmenin mümkün olduğu” tespit edilmiştir. Dosya kapsamında alınan 04/03/2013 tarihli birinci, 09/01/2015 tarihli üçüncü ve 09/01/2015 tarihli dördüncü bilirkişi raporunda da aynı görüş açıklanmıştır. Mahkemece alınan 27/02/2014 tarihli ikinci bilirkişi raporunda “slow motion tekniğinin, hemde yer çekimsiz ortam algısının sinema sektöründe bilinen ve sıklıkla yaygın kullanılan bir teknik olduğu, yer çekimsiz ortam algısının her iki filmde farklı yöntemler kullanılarak yaratıldığını, aynı tekniklerin kullanılması ve kullanılan müziklerin bu tekniklerin yarattığı görsel efektleri destekler nitelikte olmasının davacıların …. Reklamının Davalı Maximoon reklamı içerisinde kullanıldığı anlamına gelmeyeceği, bu nedenle eser üzerindeki mali hakların ihlal edilmediği gibi TTK anlamında da haksız rekabet yaratmadığı” beyan edilmişse de, mahkemece alınan diğer dört bilirkişi heyet raporu ile, davalının … reklam filminin, davacının … reklam filminden işlenerek meydana getirildiği tespit edilmiştir. Bilirkişi raporlarında reklam filmleri arasındaki benzerlikler ayrıntılı olarak açıklanmıştır. Her iki reklam filminde de; havada , yer çekimsiz ortamda ayakları yere değmeden uçarak yürüme, havada el unsuru, uçan toplar, uçan bardak kullanıldığı, reklam film müziğinin aynı ritim ve giderek artan bir tansiyon içerdiği, müziklerin birbirine yakınlığının ve benzerliğinin bulunduğunun tespit edildiği, her iki reklamda aynı şekilde “bulundukları ortamdan koparak stressiz bir ortamda, ayaklarının yerden kesileceği, rahatlık ve huzur bulunacağının” vurgulandığı, davacı tarafça reklam film müziğinin …. Şirketine hazırlatıldığına dair fatura sunulduğu, davacının reklam kampanyasının 16 Şubat 2011, davalının reklam kampanyasının 19 Mayıs 2011 tarihinden itibaren başladığı, reklam filmleri arasındaki tüm bu benzerliklerin esinlenme düzeyini aştığı, tesadüfü aşar nitelikte bulunduğu, davalıların reklam filminin ana temasını çok farklı unsur ve konsept ile yansıtması mümkünken, davacının reklam filmindeki tema ve unsurlarla yansıttığı anlaşılmakla, davalı reklam filminin, davacı reklam filminden işleme suretiyle oluşturulduğu, davacının FSEK 21. Madde de düzenlenen işleme mali hakkının ihlal edildiği, hak sahibi davacı tarafça FSEK 68. Maddesi gereğince tazminat talep edebileceği kanaatine varılmıştır. Davacı tarafça 06/04/2015 tarihli dilekçeyle, davanın ıslah edilerek maddi tazminata ilişkin 75.000 TL’lik istemlerini 170.651 TL’ya arttırdığı, toplamda 245.651 TL maddi tazminat talep ettiği anlaşılmaktadır. Davalı vekili istinaf dilekçesinde, davacının zararının bulunmadığını ileri sürmüştür. FSEK 68. Madde de mali hakları ihlal edilen eser sahibine “Sözleşme yapılması halinde isteyebileceği bedel veya bu Kanun hükümleri uyarınca tespit edilecek rayiç bedel” şeklinde iki ayrı seçenek düzenlenmiştir. Yasa koyucu farazi sözleşme temeline dayalı yasal düzenleme getirerek “tecavüzün izlerinin tamamen silinmesini sağlayarak; refi gerçekleştirmektedir” (Tekinalp, s.303) Davacı tarafça, FSEK 68. Madde gereğince üç kat tazminat talep edilmiş, hangi seçeneği tercih ettiğini dilekçesinde açıklamamışsa da, dava dilekçesi ekinde, reklam filminin çekilmesi için yapmış olduğu harcamalara ilişkin toplam 245.651,00 TL bedelli faturalar sunduğu, zarar esasına dayalı ikinci seçeneğin tercih edildiği sonucuna varılarak, bilirkişi raporunda bu harcama bedelinin yarısının işleme bedeli olarak istenebileceği tespit edilmişse de, mahkemece TBK 50. Madde gereğince yapılan masrafların 1/4 oranında bir miktar olan 61.412,00 TL’nın telif bedeli olarak tespit edilerek, FSEK 68. Madde gereğince üç katı olan 184.236,00 TL’ya hükmedildiği, maddi tazminatın belirlenmesi usulü ile tespit edilen miktarın dosya kapsamına uygun bulunduğu kanaatine varılmış, davalı vekilinin davacı …Ş. Yönünden istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile, davacı …. Tarafından açılan dava yönünden istinaf sebeplerinin reddine, davacı Voyage tarafından açılan dava yönünden istinaf sebeplerinin kısmen kabulüne, mahkeme kararının HMK 353/1-b-2-3 maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiş, istinaf edenin sıfatına göre, tarafların kazanılmış hakları da korunarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:Davalı vekilinin istinaf isteminin KISMEN KABUL, KISMEN REDDİ İLE; 1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-2-3 maddesi gereğince Bakırköy(Kapatılan) 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 15/03/2017 tarihli 2013/52 Esas- 2017/69 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,-Davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, -Davalı tarafın MAXIMOON vurgulu reklam filminin, davacıların reklam filmi ile iltibasa meydan verecek derecede benzer olduğunun ve 6762 Sayılı TTK 57/5 maddesi gereğince haksız rekabet yarattığının tespitine, taleple bağlı kalınarak haksız rekabet nedeniyle 5.000,00 TL tazminatın 21/06/2011 dava tarihinden, itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılardan … AŞ’ye verilmesine, -61.412,00 TL telif ücretinin 3 katı olan 184.236 TL nin davalıdan tahsili ile 60.000,00 TL nin dava tarihinden itibaren, 124,236 TL nin ıslah tarihi olan 06.04.2015 tarihinden itibaren ticari faizi ile… AŞ ye verilmesine, fazlaya ilişkin tazminat talebinin reddine,2-İlk derece yargılaması yönünden; – Alınması gerekli davacı … Aş için 12.926,55 TL harçtan, peşin alınan 1.113,75 TL ile, 2.914,30 TL ıslah harcı toplamı 4.028,05 TL’nın mahsubu ile bakiye 8.898,50 TL nin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, -Davacılardan …. AŞ kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, maddi tazminat yönünden 21.346,52 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile bu davacıya verilmesine, -Davacılardan …AŞ kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca haksız rekabet davası yönünden 3.931,00 TL nin, maddi tazminat yönünden 3.931,00 TL’nin davalıdan tahsili ile bu davacıya verilmesine,-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirmişse de mahkemece TBK 50. Madde gereğince tazminat miktarında indirim yapıldığından, reddedilen maddi tazminat yönünden davalı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, -Davacılar tarafından yapılan 3.682,02 TL ilk masraf, 6.367,00 TL bilirkişi ücreti, 35,00 tebligat 310,00 TL, 9,00 müzekkere 72,00 TL olmak üzere toplam 10.475,02 TL yargılama giderinin kabul ve red oranında 7.940,09 TL nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, bakiye kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına, 3-İstinaf yargılaması yönünden;-İstinaf talebi kabul edildiğinden davalı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,-İstinaf yargılaması için davalı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 64,00 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 149,70 TL’nin, davacılardan alınıp davalıya verilmesine, davacılar tarafından yapılan masrafların üzerlerinde bırakılmasına, -İstinaf incelemesi durumalı yapıldığından yapılan celse sayısı da dikkate alınarak AAÜT tarifesi gereğince kendisini vekil ile temsil ettiren davalı yararına 2.040,00 TL vekalet ücreti takdirine, 4-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine iadesi,Dair, duruşmalı yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere 31/03/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.