Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/225 E. 2021/674 K. 31.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/225 Esas
KARAR NO: 2021/674 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/02/2017
NUMARASI : 2015/51 E. – 2017/23 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 31/03/2021
Dairemizce verilen 08/11/2019 gün ve 2017/3029 E., 2019/2431 Karar sayılı kararı, Yargıtay 11.HD’nin 12/10/2020 gün ve 2020/115 E. – 2020/4018 K. Sayılı ilamıyla bozulmuş olmakla, duruşmalı yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :DAVA;Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı şirketin kurucu ortağı … 1978 yılında Erzurum’da … unvanı ve markası ile ticari faaliyet gösterdiğini, 12 Kasım 1997 yılında “…” markası ve ticaret unvanı ile inşaat alanında faaliyet gösterdiğini, …ı’nın işletmesini 16 Ocak 1996 yılında İstanbul’a taşıyarak İstanbul Ticaret Sicil Memurluğuna kaydedildiğini, 12 Kasım 1997 yılında ise şirket kurarak davacı şirketin ticaret sicil kaydının yapıldığını, daha sonra Çorlu’ya taşınarak aralıksız olarak faaliyetlerine burada devam ettiğini, davacının … numaralı “… ” marka başvurusunun davalı tarafın itirazı nedeniyle reddedildiğini, davalının ise TPE nezdinde 2011 51864 numaralı “…” markasını tescil ettirdiğini, her iki markanın benzer olup, davacının tescilden önce kullanım nedeniyle üstün hak sahibi olduğunu belirterek; 556 sayılı KHK’nin 8/3, 8/5 ve 42. maddeleri uyarınca davalının 2011 51864 numaralı markasının 37. sınıfta yer alan inşaat hizmetleri bakımından kısmen hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP;Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili firmanın ticaret unvanı olarak kullandığı “…” ve türevi isimler altında tescilleri olan, “…” ismi ile Türkiye ve yurtdışında tanınan ve bu isimler ile hizmet sunan, ciddi iş hacmine sahip 1980’li yıllardan bugüne faaliyet gösteren tanınmış bir şirket olduğunu, müvekkili şirket ve … Grubu şirketlerin tamamının “…”, “…+şekil”, “…+şekil”, “…” vb. markalar ile hizmet/emtia sunarak markayı kamuoyunda tanınır hale getirdiklerini, müvekkilinin “…” ve “…+şekiI” markalarının tanınmış marka olduğunu, davacı aleyhine Çorlu 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/2 D.İş dosyası ile delil tespiti talebinde bulunduklarını, davacıya ait işyerinde yapılan keşifte müvekkilinin “…” markası ve deve logolarının kullanıldığının tespit edildiğini, davacının markasal kullanımının dava dilekçesindeki görseller kadar masum olmadığını, markasal kullanımının tüketici nezdinde bu markayı kullanan kişinin müvekkil şirket olduğunu düşündürebileceğini, tanınmış markasından haksız yarar sağlama ve müvekkilinin markasının ayırt edici karakterine zarar verme sonucunu doğuracağını beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI; İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 21/02/2017 tarihli 2015/51 Esas, 2017/23 Karar sayılı kararıyla; ” davacının, inşaat hizmetleri bakımından “… ” ibaresini ticaret unvanı olarak uzun yıllar kullandığını, bu ibare üzerinde hak sahibi olduğunu iddia etmişse de, davalı şirketin “…” ibaresinin de yer aldığı ticaret unvanı ile davacı şirketten daha önceki tarihte kurulduğu, davacı şirketin kurucu ortağı olan … kendi adıyla tescili daha eski tarihli olsa da “…” ibaresini marka veya ticaret unvanı olarak inşaat hizmetleri sınıfında kullandığına dair hiç bir delil bulunmadığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verdiği görülmüştür.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde; bilirkişilerin, davalının 2005/13072 nolu markasının dava konusu markanın kapsadığı mal ve hizmetlerle-aynı değil-benzer olduğunu, bu nedenle dava konusu hizmetler bakımından hak sahipliğinin bu başvuru ile başladığını ileri sürdüğünü, bu zorlama yorumla davalının tescil ettirmediği mal ve hizmetler yönünden hak sahibi olmasının mümkün olmadığını, davalının başvurusunda dava konusu “inşaat hizmetlerinin” korunmamasının, 37. Sınıfta hizmetlerin korunmasının tesadüfi yada davalının iradesine bağlı olmadığını, davalı başvurusunun 37. Sınıf 01 nolu alt grubunda yer alan “inşaat hizmetleri: Konut, köprü, fabrika vb. inşaatı hizmetleri, kuyu açma hizmetleri, binaların yenilenmesi hizmetleri, bina yıkım hizmetleri, binaların iç ve dış cephelerinin boyanması hizmetleri, sualtı onarım hizmetleri, yol döşeme hizmetleri, fuar pavyonlarının ve standlarının kurulması hizmetleri, inşaat kontrol hizmetleri, inşaat hakkında bilgilendirme hizmetleri” bakımından TPE tarafından reddedildiğini, raporda dikkate alınan diğer markanın “….” değil “…” ibareli olup 11/03/2009 tarihinden itibaren korunduğunu, müvekkilinin marka kullanımının bu tarihten eski olduğunu, davalı şirket kurucusu … 1977 tarihinden bu yana kullanımının bulunduğunu, aynı adreste müvekkili şirketin de faaliyetine devam ettiğini, beyanla mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF KARARI; Dairemizin 08/11/2019 tarihli 2017/3029 Esas-2019/2431 Karar sayılı kararıyla; “Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 345 ve 352.maddeleri uyarınca süre yönünden reddine” karar verilmiştir.Davacı vekili Dairemizin kararına karşı temyiz başvurusunda bulunmuştur.
YARGITAY BOZMA KARARI; Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 12/10/2020 tarihli 2020/115 Esas-2020/4018 Karar sayılı kararıyla; “Somut olayda, davacı vekili, İlk Derece Mahkemesinin gerekçeli kararının kendisine hangi sebeple tebliğinin yapılamadığı belirtilmeksizin doğrudan kendisiyle aynı adreste mukim şirket çalışanı … imzasına tebliğ edildiğini, bu nedenle tebliğin usulsüz olduğunu, aynı adreste mukim şirket çalışanı tarafından alınan tebligatın kendisine 12.04.2017 tarihinde teslim edildiğini ve tebligattan bu tarih itibariyle haberdar olduğunu, istinaf isteminde bu tarihin esas alınması gerektiğini ileri sürmüştür. Şu halde istinaf istemini inceleyen Bölge Adliye Mahkemesince, davacı vekiline İlk Derece Mahkemesince çıkarılan gerekçeli karar tebliğinin yukarıda anılan kanun ve Yönetmelik hükümleri karşısında tebliğinin usulsüz yapıldığı ve muhatap davacı vekilinin beyanı esas alınarak tebliğin 12.04.2017 tarihinde olduğu, bu doğrultuda istinaf isteminin süesinde yapıldığı kabul edilerek istinaf isteminin esasının incelenmesi gerekirken istinaf isteminin süre yönünden reddine karar verilmesi doğru olmamış bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir. ” denilerek, Dairemizin kararının bozulmasına karar verilmiştir.Dairemizce Yargıtay bozma kararı taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraf vekillerinin bozma kararına karşı beyanları alınmış, davacı vekili Yargıtay bozma kararına uyulmasını talep etmiş, davalı vekili ise taktiri mahkemeye bırakmıştır. Usul ve yasaya uygun görülen Yargıtay bozma kararına uyularak bozma kararı doğrultusunda yargılamaya devam edilmiştir.
DELİLLER: Taraflara ait Ticaret Sicil kayıtlarından; davacı şirketin 12/11/1997 tarihinde, davalı şirketin ise 19/11/1986 yılında ticaret siciline tescilinin yapıldığı, … ise 04/01/1977 yılında Erzurum Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne “canlı hayvan ticareti ve inşaat taahhüt işleri” faaliyetleriyle ilgili kendi adı ve soyadı ile tescilinin yapıldığı görülmüştür. Marka tescil kayıtlarından, davalıya ait … numaralı “…+Şekil” markasının 37.sınıfta “İnşaat temizlik hizmetleri, inşaat araç-gereçlerinin ve iş makinelerinin kiralanması hizmetleri.Temizlik hizmetleri; dezenfeksiyon hizmetleri; haşere ilaçlama hizmetleri; temizlik araçları ve makinelerinin kiralanması hizmetleri. Kara araçları servis istasyonu hizmetleri (bakım, tamir ve yakıt dolumu). Deniz araçlarının bakımı ve tamiri hizmetleri; gemi inşaatı hizmetleri. Hava taşıtlarının bakım ve tamiri hizmetleri. Isıtma, havalandırma ve su tesisatının kurulması (tesis edilmesi), bakımı ve tamiri hizmetleri. Giysilerin temizliği, bakımı ve tamiri hizmetleri. Sınai makinelerin ve cihazların, büro makinelerinin ve cihazlarının, haberleşme cihazlarının, elektrikli ve elektronik cihazların tesisi, bakımı ve tamiri hizmetleri. Saat Tamiri hizmetleri. Madencilik, maden çıkarma hizmetleri. Ayakkabı, çanta kemer tamiri hizmetleri.” sınıfında tescilli olduğu anlaşılmıştır. Davalı şirketin ayrıca 37. sınıf da dahil pek çok sınıfta adına tescilli … numaralı “…” ve 2009 12040 numaralı “…+Şekil” markalarının da mevcut olduğu görülmüştür.İlk derece mahkemesi tarafından alınan18/10/2016 tarihli raporda; davacı “…” vb. ibareler üzerinde “inşaat hizmetleri” alanında gerçek hak sahibi olduğunu iddia etmişse de, inşaat hizmetleri vb. hizmetleri kapsayan 37. sınıfta davalı markalarının tescilinden önce markasal kullanımını ispat eder bir delilin dosyaya sunulmadığından, 556 sayılı KHK’nin 8/3. maddesi uyarınca hükümsüzlük talebi şartlarının mevcut olmadığını, davacı şirketin 1997 yılında kurulmuş olduğuna, davacı şirketin kurucu ortaklarından…nın 04/01/1977 tarihinde gerçek kişi tacir olarak ad/soyadı ile ticaret sicile tescil edilmiş ise de, davalı şirketin 1986 yılında kurulduğunu, marka tescilinin yanı sıra “…” ibaresini uzun süredir ticaret unvanında da kullandığını, 556 sayılı KHK’nin 8/5. maddesine dayalı hükümsüzlük talebi şartlarının da mevcut olmadığını beyan etmişlerdir.Davacı tarafça dava dilekçesi ekinde, 31/12/2008 tarihli 016432 numaralı fatura örneğinin ibraz edildiği, faturanın üst kısmında “…” logosunun bulunduğu, alt kısmında “… .Ltd. Şti. ” ticaret unvanı yer aldığı, faturanın “…” isimli kişiye düzenlendiği ve “B Blok Zemin Kat 2 nolu mesken” açıklamasının bulunduğu, aynı şekilde düzenlenen 31/12/2008 tarihli … numaralı, … adına düzenlenmiş “B Blok 2. Kat nolu mesken” açıklamalı fatura ile farklı kişiler adına düzenlenmiş aynı tarihli 5 fatura örneğinin daha ibraz edildiği anlaşılmıştır.Dava dilekçesi ekinde başlığında “…” ibaresi ve deve resimleri bulunan, … tarafından imzalanmış 05/07/2010 tarihli iş yapım sözleşmesi, başlık kısmı aynı şekilde olan bir kağıda … Çorlu Şubesine hitaben yazılmış, … tarafından imzalanan 18/05/2007 tarihli yazı ve … tarafından davacı şirkete düzenlenmiş, 30/06/2008 tarihli fatura sunulmuştur.
GEREKÇE: Davacı vekilinin dava dilekçesinde; önceye dayalı hak iddiasıyla davalı adına tescilli … numaralı “…+Şekil” ibareleri markanın 37.sınıftaki “inşaat hizmetleri” yönünden kısmen hükümsüzlüğünü talep ettiği, ilk derece mahkemesince davacının önceye dayalı üstün hak iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verdiği, davacı vekilinin istinaf başvurusunda bulunduğu görülmüştür.Davalının 37. Sınıfta “İnşaat hizmetleri” sınıfında hükümsüzlüğü istenen 2011/51864 başvuru numaralı, “…” markasının 20/06/2011 başvuru tarihinden itibaren tescilli olduğu anlaşılmıştır. Davalı şirket adına 11/03/2009 başvuru tarihli, 2009/12040 başvuru numaralı “şekil+… ” markasının, 37. Sınıfta ” İnşaat hizmetleri, inşaat araç, gereçlerinin iş makinelerinin kiralanması hizmetleri” sınıfında tescilli olduğu, yine davalı adına 0… başvuru tarihli, … başvuru numaralı “… ” markasının, 37. Sınıfta “İnşaat araç, gereçlerinin iş makinelerinin kiralanması hizmetleri” sınıfında tescilli olduğu anlaşılmıştır.Davacı vekili, müvekkilinin “…” ibareli ticaret unvanının, davalı ticaret unvanından daha önce tescil edildiğini ve “… İnşaat” ibaresinin inşaat hizmetleri sınıfında müvekkili tarafından eskiden beri tescilsiz kullanıldığını ileri sürmüştür. Taraflara ait Ticaret Sicil kayıtlarından; davacı şirketin 12/11/1997 tarihinde, davalı şirketin ise 19/11/1986 yılında ticaret siciline tescilinin yapıldığı, … ise 04/01/1977 yılında Erzurum Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne “canlı hayvan ticareti ve inşaat taahhüt işleri” faaliyetleriyle ilgili “kendi adı ve soyadı ile” tescilinin yapıldığı görülmüştür. Bu durumda davacı şirketin ticaret unvan tescilinden kaynaklanan önceliğinin bulunmadığı anlaşılmıştır. Dava dilekçesi ekinde sunulan faturalar incelenmiş, davacı şirket ile 01/10/2014 tarihinde devir yolu ile birleşen “… Ltd. Şti.’ne ” ait olan 31/12/2008 tarihli faturaların içeriğinden, taşınmaz satımı için düzenlendiği, kullanımın 36. Sınıfta “Gayrımenkul Komisyonculuğu” alt sınıfında kullanım olduğu görülmüştür. Sunulan diğer belgelerin de, ….” markasının 37. Sınıfta “inşaat hizmetleri” sınıfında, markasal kullanımını ispatlar nitelikte bulunmadığı kanaatine varılmıştır. Davalı şirkete ait marka tescil kayıtlarından, … markasının 37.sınıfta “İnşaat araç, gereçlerinin iş makinelerinin kiralanması hizmetleri” sınıfında 08/04/2005 başvuru tarihinden itibaren tescil edildiği, … ibareli markanın sesli harflerini çıkararak ve yanına deve şekil unsuru getirerek aynı tür hizmetlerde, 37.sınıfta “İnşaat hizmetleri; inşaat araç, gereçlerinin iş makinelerinin kiralanması hizmetleri” sınıfında 11/03/2009 başvuru tarihinden itibaren tescil ettirildiği, daha sonra da dava konusu markanın tescil ettirildiği, davalının marka üzerinde 08/04/2005 tarihinden itibaren müktesep hakkının bulunduğu, davacının 2008 yılındaki faturalara ve belgelere dayanarak hükümsüzlük talep edilemeyeceği, mahkemenin gerekçelerinin ve davanın reddi kararının yerinde olduğu kanaatiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 59,30 TL harcın, peşin alınan 31,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 27,90 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmalı yapıldığından yapılan celse sayısı da dikkate alınarak AAÜT tarifesi gereğince kendisini vekil ile temsil ettiren davalı yararına 2.040,00 TL vekalet ücreti takdirine, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak; Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince taraflara iadesine, Dair, duruşmalı yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 31/03/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.