Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/2213 E. 2023/1228 K. 20.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/2213 Esas
KARAR NO: 2023/1228
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/09/2021
NUMARASI: 2020/802 2021/766
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 20/09/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirketin davalı borçludan 31/05/2010 vade tarihli, 1.600 TL, 30/06/2010 vade tarihli, 1.800 TL ve 31/07/2010 vade tarihli, 2.242 TL bonolar sebebi ile toplamda 11.475,37 TL alacaklı olduğunu, işbu bonoların dava dışı takip borçlusu Tasfiye Halinde … Malz. San. ve Tic. Ltd. Şti tarafından müvekkili şirkete taraflar arasındaki cari hesaptan kaynaklanan borcun tahsili amacıyla verildiğini, alacağın ticari defter ve kayıtlar ile sabit olduğunu, alacağın davalı tarafça ödenmemesi üzerine davalı borçlu aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, davalı borçlunun haksız itirazı ile takibin durduğundan bahisle davanın kabulü ile itirazın iptaline, davalı aleyhine takibe konu alacağın % 20 ‘sinden az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; dava konusu senetler ve borcun zamanaşımına uğradığını, dava konusu senetlerdeki imzaların müvekkiline ait olmadığını ve böyle bir borcunun bulunmadığını savunarak, davanın reddine, davacı aleyhine % 20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; Davalının davaya konu takip dayanağı 3 adet bonodaki imzaları inkar ettiğini, bu durumda imzanın borçluya ait olduğunu ispat yükü davacı alacaklıda olduğunu, yapılan bilirkişi incelemesinde atfedilen imzaların davalıya ait olmadığının tespit edildiği, senedi dava dışı 3.kişiden alan davacının, imzanın davalının el ürünü olup olmadığını bilebilecek durumda olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine, karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; İncelemeye konu edilen imzaların bonodaki imza tarihinden çok geri ya da çok ileri tarihlerdeki imzalar olduğu, bilirkişi raporu son derece yetersiz, bilimsel dayanaktan yoksun ve gerekçesiz olduğu, bu hali ile hükme esas alınmayacağını, Müvekkilinin iyi niyetli 3.kişi konumunda imzanın geçersizliğinden menfi etkilenmemesi gerektiğini, kambiyo vasfını yitiren bonolar yönünden şekli incelemeye gerek kalmadığını, Taraflar arasındaki temel borç ilişkisinin tespiti gerektiğini, bu sebeple müvekkilin ve davalının bonoyu almış olduğu, dava dışı Tasfiye Halinde … San. ve Tic. Ltd. Şti. İle olan ticari ilişkisinin tespiti gerektiğini, tarafların BA-BS formlarının celbi talep edilmişse de bu talebin mahkemece reddedildiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLER: Davaya konu Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … E.sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine 31/05/2010 vade tarihli 1.600-TL bedelli, 30/06/2010 vade tarihli, 1.800-TL bedelli ve 31/07/2010 vade tarihli, 2.242-TL bedelli 3 adet bonoya dayanılarak toplam 11.475,37-TL üzerinden ilamsız takip başlatıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği görülmektedir. İlk derece mahkemesince alınan 28/05/2021 tarihli bilirkişi raporunda; “İnceleme konusu senetlerin ön yüzündeki borçlu imzaları ile …’nun karşılaştırma belgelerindeki imzaları arasında Brafolojik ve grafornetrik tanı unsurları açısından benzerlik noktasında bir ilişki butunmaması nedeni ile, alacaklısı … Ltd. Şti, borçlusu …-… olan, 17.03,2010 düzenleme tarihli, 31.07.2010 ödeme tarihli, 2.442 TL bedelli; 31.05.2010 ödeme tarihli, 1600 TL bedelli; 30.06.2010 ödeme tarihli, 1.800 TL bedelli senetlerin ön yüzündeki imzaların, karşılaştırma belgelerindeki imzalarına kıyasla, …’nun eli ürünü olmadığı kanaatine varılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, zamanaşımına uğramış 3 adet bonoya dayalı olarak başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. Davalı vekili cevap dilekçesinde takip dayanağı bonolardaki imzaların müvekkiline ait olmadığını savunmuştur. İlk derece mahkemesince, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın reddine karar verilmiştir. Karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Somut olayda, bilirkişi raporu ile davaya konu takip dayanağı bonolardaki atfedilen imzaların davalıya ait olmadığının tespit edildiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 269,85 TL harçtan, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 4-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde İlk Derece mahkemesince taraflara iadesine 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.20/09/2023