Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/2187 E. 2023/1257 K. 21.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/2187 Esas
KARAR NO: 2023/1257
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/04/2021
NUMARASI: 2014/811E, 2021/365K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 21/09/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine girişildiğini, söz konusu takibe konu çekte müvekkili …’ın ve yetkilisi bulunduğu … Tic Ltd Şti şirketinin kaşesi ve imzası bulunmaktaysa da müvekkili …’ın hem kendi ismi üzerindeki hemde yetkilisi bulunduğu şirketin kaşesi üzerinde ki imzanın üzerini çizerek İPTAL yazmak suretiyle kendisi bakımından çekin iptal edildiğini, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m.790: “Cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa bile, kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır. Çizilmiş cirolar yazılmamış hükmündedir. Bir beyaz ciroyu diğer bir ciro izlerse, bu son ciroyu imzalayan kişi çeki beyaz ciro ile iktisap etmiş sayılır. Eski Türk Ticaret Kanunu m.702:Cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kimse son ciro beyaz ciro olsa bile kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde salahiyetli hamil sayılır. Çizilmiş cirolar bu hususta yazılmamış hükmündedir.” şeklinde düzenlendiğini, itiraza konu çeke istinaden icra takibi yapılabilmesi için aranan şartlarından birinin ihtiyati haciz isteyen tarafın alacaklı sıfatını taşıması, diğeri de borçlu tarafın çekte cirosunun olması olduğunu, 6102 sayılı TTK m.790 gereğince iptal edilen cirolar yazılmamış hükmünde olduğundan müvekkili hakkında yok hükmünde olan bir ciro ve çeke istinaden icra takibi yapılamayacağı, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcunun da bulunmadığını, iptal edilen cironun müvekkilinin böyle bir borcun olmadığının çok açık göstergesi olduğunu, nasıl ki çek veya bonoda cirosu hiç olmayan her hangi bir kişi hakkında kambiyo senetlerine dayalı icra takibi başlatılamayacağını, takibe konu çek aslı dikkatlice incelendiğinde müvekkili …ın hem kendi isminin altındaki imzanın hem de yetkilisi bulunduğu şirket olan … Ltd.Şti. Kaşesindeki imzanın üzerini çizerek iptal yazmak suretiyle ciroyu iptal ettiğini, bu durumda TTK. m. 790 gereğince çizilmiş cirolar yazılmamış hükmünde olacağından müvekkili … bakımından cironun yazılmamış sayılmasının kaçınılmaz olduğunu, yazılmamış sayılan bir ciroya istinaden icra takibine başlanması yasanın açık hükmüne ve yerleşik Yargıtay kararlarına aykırı olduğunu, Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasına asıl alacak bedeli olan 78.000,00-TL taraflarınca ödendiğini, icra dosyasına ödenen işbu bedelin İcra İflas Kanunu m.72 vd. Maddeleri gereğince davalı (alacaklı) tarafa ödenmemesi hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etme lüzumu hasıl olduğunu, öncelikle icra dosyasına ödedikleri asıl alacak bedeli olan 78.00,00-TL nin ve bundan sonra icra dosyasına ödenecek bedellerin İİK m. 72 vd. Maddeleri gereğince teminat olarak kabulü ile tedbiren dava sonuna kadar ödemelerin alacaklı (davalı) tarafa yapılmaması hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini, müvekkilinin davalıya borcunun olmadığının tespitine, davalının %20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; öncelikle icra dosyası borcunun tamamı icra dairesine yatırılmadığından ve davacı iddiaları 3 ayrı mahkeme kararı ile reddolunduğundan icra veznesine yatan paranın % 15 teminat ile ödenmemesine dair tedbir kararının kaldırılmasına, davacı vekilinin dava dilekçesinde yazılı hususlar 3 ayrı mahkeme kararı ile reddolunup hükme bağlandığından, derdestlik ve kesin hüküm itirazımızın kabulü ile davanın reddine, davacı vekili dava dilekçesinde borca itiraz ettiğini beyan etmesine rağmen borcun ödendiğine dair hiçbir yazılı belge ibraz etmediğinden, soyut iddiadan ibaret belgeye dayalı olmayan borca itirazın reddine ve % 20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: “….davaya konu çekin davacı tarafından davalıya verildiği sabit olup, davacı cirosundan sonra ortağı ve yetkilisi olduğu … San Tic Ltd Şti nin cirosunun bulunması çekle verilen teminatın güçlendirilmesine yönelik olup şirket kaşesinden başlamak üzere şirkete ilişkin ciro iptali edildiğinden bu ciro TTK 790 gereği üstü çizili olduğundan yazılmamış hükmünde olup, takibe konu çekin davacı veya şirketi tarafından davalıya verildiği sabit olduğuna göre her iki cironun yazılmamış sayılması halinde ciro silsilesinde kopukluk olacağından bu durumda tek bir iptal yazısı bulunduğundan iptalin davacının ortağı olan şirketin cirosunun iptalini amaçladığı kabul edilmiş sayılarak davacının davalılar aleyhine açmış olduğu menfi tespit davasının reddine karar vermek gerektiği..” şeklindeki gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m.790 göre Çizilmiş cirolar bu hususta yazılmamış hükmünde olduğunu, çekte iptal edilen cironun müvekkilinin böyle bir borcun olmadığının çok açık göstergesi olduğunu, Takibe konu çek aslı dikkatlice incelendiğinde müvekkili … hem kendi isminin altındaki imzanın hem de yetkilisi bulunduğu şirket olan … Ltd.Şti. Kaşesindeki imzanın üzerini çizerek iptal yazmak suretiyle ciroyu iptal ettiğini görüleceğini, yazılmamış sayılan bir ciroya istinaden icra takibine başlanması yasanın açık hükmüne ve yerleşik Yargıtay kararlarına aykırı olduğunu, Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasına asıl alacak bedeli olan 78.000,00-TLödendiğini ve alacaklıya ödenmemesi yönünde de yerel mahkemeden teminat mukabilinde tedbir kararı alındığını, Kapatılan Bakırköy 16. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/83 D.İş sayılı dosyasından alınan ihtiyati haciz kararına karşı itirazın reddine karar verilmişse de iş bu karar tarafımızca temyiz edilmiş ve Yargıtay’ın 11. HD 2014/16744 E-17964 K sayılı dosyası ile lehine bozulduğunu ve davalı her ne kadar Karar Düzeltme Yoluna gitmiş ise de iş bu talepleri red olunduğunu, Davalı tarafça müvekkil aleyhine alınan ihtiyati haciz kararı itirazımız neticesinde kaldırıldığını ve kararın kesinleştiğini, Bakırköy 3. İcra Hukuk Mahkemesinin 2014/781 Esas sayılı dosyası ile İhtiyati Haczin kaldırılmasına ilişkin dava açılmış iş bu davanın 10.07.20214 tarih 2014/781 Esas 2014/769 Karar sayılı kararı ile kabulüne karar verilmiş ve kararın kesinleşmiş olduğunu, Bakırköy 3. İcra Hukuk Mahkemesinin 2014/651 E. sayılı dosyası ile İcra Takibinin İptaline ilişkin dava açıldığını, davanın reddine karar verildiğini ancak Yargıtay 12. Hukuk Dairesin 2015/474 E-11774 K sayılı dosyası ile lehlerine bozulmuş olduğunu, Bakırköy 3. İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/ 1229 Esas olarak kaydı yapılıp bozmaya uyularak davanın kabul edildiğini, kararın kesinleştiğini, Eş zamanlı olarak Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/811 Esas sayılı dosyası ile Menfi Tespit davası açıldığını, Menfi Tespit davasının açılmasında ki amaç hem davalıya (alacaklı) ciroların iptalinden bahisle bir borcun olmadığının kesin tespiti hem de İcra Hukuk Mahkemesince duruşma günün geç verilmesi , tedbir talebimize ilişkin ilk etapta herhangi bir karar verilmemesi olduğunu, Müvekkilinin tacir olmadığını, defter tutma yükümlülüğü de olmadığını, çekin müvekkili …’a beyaz ciro ile geçtiğini,. Kaldı ki davanın esası iş bu çeke dayalı olduğunu ve halihazırda çekte ki cironun iptal edildiği ve müvekkilimin iş bu çekten dolayı herhangi sorumluluğu olmadığı Yargıtay kararları ile de sabit olduğunu, …’ın davalı ile davaya konu iş bu çekten kaynaklanan herhangi bir ticari ilişkisi bulunmadığını, aksinin ispat edilemediğini, itiraza konu çeke istinaden icra takibi yapılabilmesi için alacaklı bakımından aranan şartlarından biri haciz isteyen tarafın alacaklı sıfatını taşıması, diğeri de borçlu tarafın şeklen de olsa imzasının olduğu geçerli bir ÇEK olması gerektiğini, Her ne kadar müvekkilimin isminin altında imza ve hemen onun altında da yetkilisi bulunduğu … Tic.Ltd.Şti.nin kaşesi ve üzerinde de imzası bulunmaktaysa da çek aslı dikkatlice incelendiğinde müvekkilim … hem kendi isminin altındaki imzanın hem de yetkilisi bulunduğu şirket olan … Ltd.Şti. Kaşesindeki imzanın üzerini çizerek iptal yazmak suretiyle şahsen ve yetkilisi olduğu şirket bakımından ciroları iptal ettiğini, Buna rağmen takdir yetkisi kullanılması da yasa hükümlerine ve yerleşik içtihatlara aykırı olduğunu, dosyaya sunulan müvekkile ait imza sirkülerleri ve diğer belgeler incelendiğinde de anlaşılacağı üzere müvekkilinin imzası başlangıcı ve sonunda aynı şekillerle oluştuğundan sanki çift imza varmış gibi değerlendirildiğini, Ancak gönderilen imza sirkülerinden de anlaşılacağı üzere müvekkilinin imzası uzun şekil ile oluşmakta olup davaya konu çek üzerinde ki imza ile aynı olduğunu, Dava konusu çek üzerinde müvekkilinin atmış olduğu çift değil tek imza olduğunu, ciroların iptal edildiği açık olduğunu, mahkemenin sunulan kesinleşen kararlara ilişkin delilleri hiç değerlendirmeden karar verdiğini, Davalı vekilinin cevap dilekçesinde her ne kadar herhangi bir delile dayanmamışsa da ön inceleme duruşmasında kendilerine süre verilmesi rağmen herhangi bir delil sunmamış , tanık bildirmediğini, tanık … ile müvekkili arasında husumet olduğunu, sunulan diğer dosyaların ilgisiz olduğunu belirterek eksik incelemeye dayalı kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME Davaya konu 78.000TL bedelli 05.05.2014 tarihli … seri nolu (Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasında takibe konulan) çekte keşidecinin … Tekstil, lehtarın … olduğu, çekin arkasında sırasıyla …, …, … Ltd Şti, … isim ve ciroları bulunduğu, ihtilafın çekin arkasındaki ciro iptalinin davacı cirosunu kapsayıp kapsamadığına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Bakırköy 3. İcra Hukuk Mahkemesinin 2014/651 E, 2014/1181 K sayılı ilamında davacının …, davalının … olduğu, davanın reddine karar verildiği, kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 12.HD nin 2015/474, 2015/11474 K sayılı ilamı ile ; “Somut olayda; borçlunun sorumlu olduğu 78.000 TL bedelli çekin arkasında yer alan cirolar incelendiğinde, “…” cirosunun üstünün çizilerek iptal edilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Yukarıda belirtilen 6102 sayılı TTK.’nun 790. maddesi uyarınca çizilmiş cirolar yazılmamış hükmündedir. Bu durumda borçlu … sorumlu olmayacağından mahkemece borca itirazın kabulü yerine yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi isabetsizdir. ” şeklindeki gerekçe ile kararın bozulduğu, ilk derece mahkemesinin 2015/1229, 2016/189 K sayılı ilamında bozmaya uyularak davanın kabulüne, Bakırköy …İcra Müdürlüğü nün … E sayılıu takip dosyasının davacı borçlu yönünden durdurulmasına, şartları oluşmadığından tazminata hükmedilmesine yer olmadığına” karar verildiği, kararın temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır. Yargılama sırasında davalı … vefat ettiği, bir kısım mirasçıların mirası reddettiği, Çayeli Sulh Hukuk Mahkemesi nin 2017/450, 2017/555 K sayılı ilamına göre mirasın reddi kararı da dikkate alınarak geriye mirasçı olarak …, …, …ın kaldığına dair karar verildiği, mirasçıların davaya dahil edildiği görülmüştür. Küçükçekmece 14 Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/836, 2010/296 K sayılı ilamında müştekinin …ŞTİ, …, … Ltd şti, …, sanığın …, … olduğu sanıklar hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyet kararı verildiği, karar içeriğindeki senetlerin iş bu uyuşmazlığa konu senet olmadığı anlaşılmıştır. Bakırköy 4.ATM nin 2014/670, 2017/31 K sayılı ilam sureti sunulmuş olup incelendiğinde; davacının …Şti, davalıların …, … olduğu, 3 adet 80.000TL bedelli çek yönünden açılan menfi tespit davasının reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
GEREKÇE Dava, İİK 72.maddesine dayalı olarak açılan borçsuzluğun tespiti istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Somut uyuşmazlıkta davacı iddiasında, takibe konu 78.000TL bedelli çekin arkasındaki kendi adına ve şirket adına atılan ciroların üstünün çizilerek iptal edildiğini, çek nedeni ile borçlu olmadığını ileri sürmüştür. 6102 sayılı TTK.’nun 790. maddesinde; “Cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kimse son ciro beyaz ciro olsa bile kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır. Çizilmiş cirolar yazılmamış hükmündedir. Bir beyaz ciroyu diğer bir ciro takip ederse bu son ciroyu imzalayan kimse çeki beyaz ciro ile iktisap etmiş sayılır” şeklinde düzenlenmiştir. Dava konusu 78.000 TL bedelli çekin arkasında yer alan cirolar Dairemizce incelendiğinde; … adına isim ve imza, …Şti adına kaşe ve imza olduğu, her iki cironun üstünün çizilerek iptal edilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Dava konusu çek hakkında Yargıtay 12.HD nin 2015/474, 2015/11474 K sayılı ilamı da aynı yönde karar vermiştir. Bu durumda TTK 790.md gereğince davacı … takibe konu senetten sorumlu olmayacağı gibi delil olarak sunulan dosyaların ve ceza mahkemesi kararlarının iş bu davaya konu 78.000TL bedelli çek ile ilgili olmadığı, takibin kambiyo senedine dayalı olarak başlatıldığı da dikkate alındığında davacının menfi tespit isteminin kabulüne karar vermek gerekirken davanın reddi yerinde görülmemiştir.Açıklanan nedenle davacı vekilinin istinafının kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, yargılama aşamasında 78.000TL’nin teminat olarak icra dosyasına depo edildiği görülmüş ise de icra dosyasında paranın alacaklıya ödendiğine dair reddiyat makbuzu bulunmadığından ve bu husus infazda da dikkate alınabilecek olmakla davacının takibe konu 78.000TL bedelli bono yönünden davalılara borçlu olmadığının tespitine karar vermek gerekmiştir. Bununla birlikte davalı …’ın yargılama sırasında vefat ettiği, bir kısım mirasçıların mirası reddettiği, davalı vekili tarafından sunulan veraset ilamına göre geriye mirasçı olarak …, … Ve …’ ın kaldığı dikkate alınarak karar başlığı buna göre düzeltilmiş ve veraset ilamı dikkate alınarak hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ve 2014/811 Esas, 2021/365 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3- Davanın KABULÜNE, Davaya konu Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … E sayılı takip dosyasına konu 05.05.2014 tarihli … seri nolu 78.000TL bedelli çek yönünden davacının davalılara borçlu olmadığının TESPİTİNE, Kötüniyet koşulları oluşmadığından davacının tazminat isteminin reddine, Davacı yanca yatırılan 1332,05TL peşin harç ile bu dosya için yapılan 559,50 Tl posta gideri ki toplam 1892,00TL yargılama giderinin dahili davalılar … ve …’dan alınarak davacıya verilmesi, Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğine AAÜT gereğince hesaplanan 17.900 Tl vekalet ücretinin dahili davalılar …, … ve …’dan alınarak davacıya verilmesine, Alınması gereken 5.328,18Tl harçtan peşin alınan 1.332,05 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.996,13TL harcın dahili davalılar …, … ve …’dan alınarak Hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; -İstinaf talebi kabul edildiğinden davacı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine -İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan 162,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 212,60 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 374,70 TL’nin dahili davalılar …, … ve …’dan alınarak davacıya verilmesine, -İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 21/09/2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.